Dünya Bankası Türkiye’nin büyümesini artırdı
Türkiye’nin ekonomi yönetiminde önemli adımlar atan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dünya Bankası’nın Türkiye ekonomisine dair büyüme tahminini yükseltmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Şimşek, uygulanan ekonomi programına olan güvenin her geçen gün arttığını vurgulayarak, beklentilerin iyileşmesinin bu güvenin bir yansıması olduğunu söyledi. Bakan, ekonomik istikrarın sağlanması adına atılan adımlarda kararlılıkla ilerleyeceklerini ifade etti.
Dünya Bankası Türkiye Tahminini Yükseltti
Dünya Bankası, 2025 yılına ilişkin Türkiye'nin ekonomik büyüme beklentisini yukarı yönlü revize etti. Kurumun yayımladığı son Küresel Ekonomik Görünüm Raporu’nda Türkiye için büyüme tahmini %3,1’den %3,6’ya çıkarıldı.
Bu gelişme, uluslararası kuruluşların Türkiye ekonomisinin dayanıklılığına ve orta vadeli ekonomik programın başarısına yönelik artan güvenini yansıtıyor.
Dünya Bankası raporunda, Türkiye’nin son dönemde uygulamaya koyduğu makroekonomik istikrarı hedefleyen politikaların meyve vermeye başladığı vurgulandı.
Özellikle enflasyonla mücadelede alınan sıkı para politikası önlemleri, mali disiplin ve yapısal reformlara olan bağlılık öne çıktı.
Şimşek: Güvenin Artması Reformlarımızın Etkisini Gösteriyor
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dünya Bankası'nın büyüme tahmini revizyonunu ekonomi programının doğruluğuna bir işaret olarak değerlendirdi.
Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Programımıza duyulan güvenle beklentiler iyileşiyor. Bu güvenin temelinde uyguladığımız rasyonel, kurala dayalı ve öngörülebilir politikalar yer alıyor" ifadelerini kullandı.
Şimşek, ekonomi yönetiminin hedeflerinin net olduğunu ve bu hedeflere ulaşmak adına güçlü bir iradeyle hareket ettiklerini dile getirdi.
“Yatırım, üretim ve istihdamı destekleyen; aynı zamanda fiyat istikrarını önceleyen bir politika seti uyguluyoruz. Elde ettiğimiz her olumlu gelişme, doğru yolda olduğumuzun bir göstergesidir,” dedi.
Orta Vadeli Program ve Ekonomik Yol Haritası
Bakan Şimşek'in açıklamalarında sık sık vurgu yaptığı Orta Vadeli Program (OVP), Türkiye ekonomisinin önümüzdeki yıllarda izleyeceği yol haritasının ana hatlarını çiziyor.
OVP, enflasyonla mücadeleyi temel alırken, aynı zamanda sürdürülebilir büyüme, mali disiplin, yapısal reformlar ve cari açığın azaltılmasına öncelik veriyor.
Programda belirlenen hedefler doğrultusunda, para politikasının sıkılaştırılması, bütçe disiplininin sağlanması ve yatırım ortamının iyileştirilmesi ön planda tutuluyor.
Bakanlık, özellikle doğrudan yabancı yatırımların çekilmesi ve yerli sermayenin ekonomiye kazandırılması adına çeşitli reform paketleri üzerinde çalışmalar yürütüyor.
Uluslararası Güvenin Ekonomiye Etkisi
Son dönemde Türkiye’nin ekonomik görünümüne ilişkin hem uluslararası derecelendirme kuruluşları hem de finansal kuruluşlar tarafından yapılan olumlu değerlendirmeler dikkat çekiyor.
Dünya Bankası’nın yanı sıra Uluslararası Para Fonu (IMF), OECD ve birçok yatırım bankası Türkiye’nin istikrar yolunda önemli adımlar attığını raporlarında dile getiriyor.
Bu olumlu algı, Türkiye'ye yönelik sermaye girişlerini artırırken, borçlanma maliyetlerini azaltıyor ve Türk lirasına olan güvenin güçlenmesini sağlıyor.
Aynı zamanda, piyasalarda öngörülebilirliğin artması, özel sektör yatırımları açısından da olumlu bir iklim yaratıyor.
Enflasyonla Mücadelede Kararlılık
Mehmet Şimşek’in en fazla üzerinde durduğu konulardan biri ise enflasyonla mücadeledeki kararlılık. Hükümetin ve Merkez Bankası’nın birlikte sürdürdüğü sıkı para politikası sayesinde enflasyon beklentilerinde gerileme yaşandığını belirten Şimşek, bu sürecin zaman alacağını ancak sabırla devam edileceğini ifade etti.
“Fiyat istikrarı sağlanmadan kalıcı refah artışı mümkün değildir. Bu nedenle enflasyonu kalıcı olarak düşürmek için gereken tüm adımları atmaya devam edeceğiz. Enflasyonun yılın ikinci yarısından itibaren düşüş trendine girmesini bekliyoruz,” diyerek piyasalara net bir mesaj verdi.
Yatırım Ortamının Güçlendirilmesi
Bakan Şimşek, ekonomide güven ortamının yatırım kararları açısından hayati önem taşıdığına dikkat çekti.
Hükümetin yatırımcılara sağladığı teşvikler, vergi düzenlemeleri ve bürokrasinin azaltılmasına yönelik reformlar sayesinde Türkiye’nin cazip bir yatırım merkezi haline gelmesinin hedeflendiğini kaydetti.
“Yatırımcılarımızın önünü görebileceği, şeffaf ve öngörülebilir bir ekonomik yapı inşa ediyoruz. Güçlü bir hukuk sistemi ve düzenleyici çerçeve, uzun vadeli yatırımların temelidir. Bu yöndeki reformlarımız sürecek,” açıklamasında bulundu.
Mali Disiplin ve Bütçe Dengesi
Mali disiplinin korunması, OVP’nin temel taşlarından biri olarak öne çıkıyor. Şimşek, bütçe dengesini sağlamanın hem iç borçlanma maliyetlerini kontrol altında tutmak hem de kamu hizmetlerinin sürdürülebilirliğini sağlamak açısından kritik olduğunu belirtti.
“Harcamalarda verimliliği esas alan, kaynakları öncelikli alanlara yönlendiren bir kamu maliyesi anlayışıyla hareket ediyoruz. Kamuda tasarruf tedbirleri titizlikle uygulanıyor,” diyen Şimşek, özellikle savurganlıkla mücadelede kararlı bir tutum sergilendiğini ifade etti.
Uzun Vadeli Hedefler
Bakan Şimşek, kısa vadeli kazanımların ötesinde, Türkiye’nin uzun vadeli ekonomik hedeflerine ulaşmasının temel amacın olduğunu belirtti.
2024-2026 dönemini kapsayan Orta Vadeli Programda yer alan hedefler doğrultusunda, kişi başına düşen gelirin artırılması, dışa bağımlılığın azaltılması ve teknoloji odaklı üretimin desteklenmesi gibi başlıklar öne çıkıyor.
Ayrıca, yeşil dönüşüm, dijitalleşme ve verimlilik artışı gibi küresel trendler doğrultusunda Türkiye’nin rekabet gücünü artırmaya yönelik adımlar atıldığı da belirtildi.
Güven, İstikrar ve Kararlılık
Bakan Şimşek’in açıklamaları, Türkiye’nin ekonomik istikrarı sağlama konusundaki kararlılığını net bir biçimde ortaya koyuyor.
Dünya Bankası’nın büyüme tahmini artışı, sadece teknik bir revizyon değil; aynı zamanda Türkiye ekonomisinin doğru yolda olduğuna dair uluslararası camiada artan bir kanaatin yansıması olarak değerlendiriliyor.
Şimşek’in “Programımıza duyulan güvenle beklentiler iyileşiyor” sözleri, sadece mevcut başarıları değil, aynı zamanda geleceğe dair güçlü bir vizyonu da içinde barındırıyor.
Ekonomik reformlar, sıkı maliye politikası ve yapısal dönüşüm adımlarıyla Türkiye’nin daha sağlam bir ekonomik temele doğru ilerlediği açıkça görülüyor.
Türkiye ekonomisi son dönemde yaşanan küresel dalgalanmalara rağmen güçlü bir direnç gösteriyor. Bu direnç, hükümetin uyguladığı politikaların sağlamlığı ve geleceğe yönelik doğru ekonomik vizyonun sonucu olarak ortaya çıkıyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu bağlamda yaptığı önemli açıklamada, Türkiye ekonomisine yönelik güvenin artmasının beklentiler üzerinde olumlu etkiler yarattığını belirtti.
Dünya Bankası’nın Türkiye büyüme tahmini güncellemesi
Dünya Bankası, dünya ekonomisinin genelinde zorlu bir dönem yaşanacağını öngörerek 2025 yılı için birçok ülkenin büyüme tahminlerinde aşağı yönlü revizyonlar yaptı.
Ekonomik belirsizlikler, enflasyon baskıları ve küresel ticarette yaşanan sıkıntılar nedeniyle yaklaşık olarak küresel ekonominin %70’i için büyüme beklentilerinin azaltılması söz konusu oldu.
Ancak bu genel olumsuz görünümün aksine, Türkiye’nin büyüme tahmini Dünya Bankası tarafından yükseltildi.
Dünya Bankası, Türkiye’nin 2025 büyüme tahminini önceki rakamlara göre 0,5 puan artırarak daha olumlu bir tablo çizdi.
Bakan Şimşek, sosyal medya platformu X (eski adıyla Twitter) üzerinden yaptığı paylaşımda, bu güncellemenin Türkiye ekonomisine duyulan güvenin bir göstergesi olduğunu vurguladı.
“Programımıza duyulan güvenle beklentiler iyileşiyor.” ifadelerini kullanan Şimşek, bu olumlu gelişmenin sadece rakamlardan ibaret olmadığını, aynı zamanda Türkiye’nin uyguladığı ekonomik reformların ve politikaların doğru yolda olduğunu gösterdiğini belirtti.
Ekonomide sürdürülebilir büyüme ve temel politikalar
Türkiye’nin ekonomik büyüme performansının sürdürülebilir olması için yapısal reformlar ve sağlam politikalar büyük önem taşıyor.
Bakan Şimşek, bu konuda kararlılıkla yürütülen çalışmaların altını çizdi. Ekonominin sadece kısa vadeli büyüme rakamlarına odaklanmadığını, aynı zamanda orta ve uzun vadede istikrarlı ve sağlam temeller üzerine inşa edilmesinin gerekliliğini ifade etti.
Şimşek, “Sürdürülebilir yüksek büyümenin temellerini sağlamlaştıran politikalara kararlılıkla devam edeceğiz.” dedi.
Bu ifadeyle, Türkiye ekonomisinde istikrarı sağlamak, enflasyonu kontrol altına almak, yatırım ortamını iyileştirmek ve iş gücünün verimliliğini artırmak için atılan adımların devam edeceğini vurguladı.
Programın başarısının arkasındaki faktörler
Türkiye’nin makroekonomik istikrarını güçlendiren ve büyüme potansiyelini artıran programın başarısında birçok unsur etkili oldu.
Bunlar arasında mali disiplinin sağlanması, kamu maliyesinde şeffaflık ve etkin yönetim, yapısal reformların hayata geçirilmesi, dijitalleşme ve inovasyonun desteklenmesi yer alıyor.
Bakan Şimşek, hükümetin kamu yatırımlarını artırarak ekonomik büyümeyi desteklediğini, aynı zamanda özel sektörün önünü açmak için finansman imkanlarının genişletildiğini açıkladı.
Ayrıca, Türkiye’nin uluslararası finansal piyasalarda güvenilirliğini artırmak için para politikalarında da dikkatli ve dengeli adımlar atıldığını ifade etti.
Dünya Bankası’nın büyüme tahmini revizyonunun önemi
Dünya Bankası gibi küresel çapta saygın bir kurumun Türkiye’nin büyüme tahminini artırması, yatırımcılar ve piyasa aktörleri için önemli bir referans noktası oluşturuyor.
Bu tür revizyonlar, ülke ekonomisine duyulan güvenin göstergesi olarak algılanır ve doğrudan yabancı yatırımların artmasına katkı sağlar.
Şimşek, Türkiye’nin dünya ekonomisindeki konumunun güçlenmesi için bu tür olumlu gelişmelerin devam edeceğini, ekonomik göstergelerin iyileşmesinin ise sürdürülebilir büyüme stratejisinin başarısını perçinleyeceğini söyledi.
Geleceğe yönelik ekonomik beklentiler ve vizyon
Türkiye ekonomisinin 2025 ve sonrasında da güçlü bir performans sergilemesi için hedefler belirlenmiş durumda.
Bu hedefler arasında teknoloji ve yenilikçilik odaklı yatırımların artırılması, eğitim ve iş gücünün niteliğinin geliştirilmesi, ihracatın çeşitlendirilmesi ve küresel ekonomik trendlerle uyumlu politikaların hayata geçirilmesi bulunuyor.
Bakan Şimşek, Türkiye’nin küresel ekonomik sistemde daha etkin bir oyuncu haline gelmesi için bu hedeflere ulaşmanın zorunlu olduğunu vurguladı.
Ayrıca, ekonomide kapsayıcılık ve sosyal refahın artırılması amacıyla sosyal politikaların da destekleneceğini açıkladı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamaları, Türkiye ekonomisinin zorlu küresel şartlara rağmen büyüme potansiyelini koruduğunu ve hatta güçlendirdiğini ortaya koyuyor.
Dünya Bankası’nın büyüme tahminindeki yükseltme, Türkiye’nin doğru ekonomik politikalarla istikrarlı bir büyüme yolunda ilerlediğinin somut bir kanıtı olarak değerlendiriliyor.
Ekonomide sürdürülebilirliğin ve sağlam temellerin ön planda tutulduğu bu süreçte, hükümetin kararlı adımları ve reform iradesi, Türkiye’nin ekonomik geleceğine dair umutları artırıyor.
Önümüzdeki yıllarda da bu çizginin korunması ve güçlendirilmesiyle Türkiye’nin büyüme performansını daha üst seviyelere taşıması hedefleniyor.