Turgay Ciner yurtdışına kaç milyar dolar kaçırdı?

Can Holding'e başlatılan soruşturmanın yankıları devam ederken operasyon derinleştikçe bir ucu da, usulsüz devir ve kara para aklama iddialarıyla Ciner Holding'e sıçradı. Soruşturma kapsamında Turgay Ciner hakkında yakalama kararı çıkartıldı ve oğlu Atilla Ciner tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Turgay Ciner yurtdışına kaç milyar dolar kaçırdı?

Yapılan operasyon sonucunda şirketler TMSF'ye geçerek incelemeye alındı. İlk tespitler sonucunda Turgay Ciner'in yaklaşık 10 yıldır Türkiye'den milyarca dolardan fazla mal kaçırdığı belirlendi.

Sabah Gazetesi yazarı Dilek Güngör bugünkü köşesinde yurt dışına kaçırılan paralara yer verdi. İşte Güngör'ün o yazısı...

Malumunuz, Can Holding'in kara para soruşturması Ciner Holding'e uzanınca 'kirli' çamaşırlar yeniden ortalığa saçıldı. Lise yıllarında çaycılık yapan Artvinli Turgay Ciner'in oto yedek parçacılığıyla başlayan, Mercedes ithalatıyla süren ardından enerji, madencilik ve medya imparatorluğuna dönüşen öyküsü gündeme oturdu.

Hafızalarınızı tazelemek için bu öykünün can alıcı noktalarını hatırlatarak yazıya başlayayım. Turgay Ciner çalışma hayatına lise yıllarında çay ocaklarında çıraklıkla başlıyor. Daha sonra oto yedek parçacılığıyla ticarete atılıyor. 1984'te Almanya'dan Mercedes ithal ediyor. 1990'larda Rusya'dan TV ekipmanları ithal edip monte etmeye başlıyor. 1995-1998 yıllarında hakkında 'teşekkül halinde kaçakçılık' suçlamasıyla bazı davalar açılıyor.

Adı bir dönemin süper müfettişi denilen Kutlu Savaş'ın Susurluk Raporu'nda geçiyor. Susurluk'un kilit isimlerinden "kumarhaneler kralı" Ömer Lütfü Topal'la bağlantısı olduğu ve Topal'ın öldürülmesinde rolü olabileceği iddia ediliyor. O dönemde Ciner'in aile üyelerinin uyuşturucu kaçakçılığı yaptığına dair iddialar ortalığa saçılıyor. Fakat Ciner her olaydan siyaset-bürokrasiyargı üçgenindeki ilişkileriyle sıyrılıyor. Hakkındaki iddialardan sıyrıldığı gibi özelleştirme ihalelerinde de kapılar kendisine açılıyor. Uyuşturucu ticareti için havaalanlarında bir üs edinmek isteyen Ömer Lütfü Topal'ın çok istediği Havaş'ı yok pahasına alıyor.

Hatta sonra ihalenin perde arkasında Topal'ın da olduğu iddia ediliyor. (O dönemde Hava-İş'in açıklamalarını hatırlıyorum. 1 yıllık kârı karşılığında Havaş'ın peşkeş çekildiğini belirtiyorlardı. 1994 geliri 40 milyon dolar olan Havaş'ın 36 milyon dolar fiyata 2 yıl taksitle satılmasına isyan ediyorlardı.) Hopa Limanı'ndan Turban Kemer Marina'ya, Çayırhan Santrali'nden Orta Anadolu Linyit İşletmeleri'ne kadar birçok şirketi Park Holding bünyesinde topluyor.

Sonra yolu İş Bankası'yla kesişiyor! O zaman Ceytaş İplik'i bankadan satın alıyor. 1994'te Bezmen ailesine ait Mensucat Santrali alıp, adını Taç olarak değiştiriyor. Sonra Penyelüks'ü bünyesine katıyor.
Ve daha yakın tarih… Birçoğunuzun hatırladığı… Enerji şirketleri, soda külü tesisleri ve medya kuruluşları… Ciner'in 5 sezonluk dizilere taş çıkaracak hikâyesi işte böyle başlıyor.

Peki bu kadar iş çevrilirken devletin ilgili birimleri nerede, diyebilirsiniz.

Dedim ya, Turgay Ciner'in hatırı sayılır çevresi her defasında yolundaki taşları temizliyor. Elbette, o dönemde ülkede -nefesleri sonuca götürmeye yetmese de- birkaç 'yürekli bürokrat' var. Bunlardan biri az önce dediğim Kutlu Savaş, diğeri de Maliye eski Bakanı Zekeriya Temizel… Temizel, Ciner dosyası hazırlayıp, Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne (DGM) gönderiyor. Ciner, Mercedes kaçakçılığından ötürü gözaltına alınıyor. Hakkında hapis cezası istemiyle dava açılıyor. 2002'de Tufanbeyli'deki kömür madeni işletme ruhsatı olan müteahhitten madeni bedelsiz alıyor. (Müteahhide, şirketin yüzde 3 ortağı olacağı söyleniyor) Oraya termik santral kuruyor. Ardından da genel kurul yapıp maden sahibinin şirketteki payını onbinde üçe düşürüyor. Adam dava açsa da nafile…

Velhasıl, bunun gibi kapanan onlarca dosya var.

O yüzden bugüne kadar kimsenin çok da dokunmadığı/ dokunamadığı Turgay Ciner dosyasını geç de olsa açma cesareti gösteren İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nı tebrik etmek gerekir.

Neyse gelelim bugüne…

5 MİLYAR DOLAR KAÇIRDI

Biliyorsunuz, Turgay Ciner'in şirketi Park Holding ve bağlı ortaklıklarına el konuldu. Şirketlerin yönetimleri TMSF'ye geçti. Tabii, Ciner Grubu'yla ilgili ilk tespitler de ortaya çıkmaya başladı.

Turgay Ciner'in yaklaşık 10 yıldır Türkiye'den 5 milyar dolardan fazla mal kaçırdığı tespiti yapıldı.

Grubun Türkiye'deki bankalara 800 milyon dolar borcu bulunduğu belirtiliyor. Türkiye'deki şirketlerinin yüzde 90'ının içi boş. Anlaşılan, Türkiye'deki mal varlıkları da ancak banka borcunu karşılayabilecek seviyede.
Öyle ya…

Bunca şirkete ne oldu?

Misal, Ankara-İstanbul yolunu karadan gidip gelenler Kazan'dan geçerken 'Ciner Soda' yazan kamyonları görmüştür. Orada dünyanın en büyük soda külü tesisinden mal taşırlar. Mesela, son dönemde kamyonların üzerine 'We Soda' yazısı eklendi. O ne biliyor musunuz? İngiltere'de kurulan şirket… Soda külü tesisinin kumandası Londra'ya geçti. We Soda, Ciner Grubu'nun en büyük faaliyeti olan soda külü üretimini çatısı altında toplayan şirket.

Türkiye'deki Eti Soda'nın yaklaşık yüzde 74'ü, Kazan Soda'nın yüzde 100'ü ile ABD'deki soda külü faaliyetleri bu şirketin çatısı altında. Almanya'daki şirketler de… We Soda'nın yüzde 100'ü de Kew Soda'ya ait. Bu da İngiltere'de kurulu şirket…

Onun da yüzde 51'i Ciner Soda Holdings'te, yüzde 49'u Park Holding'de. Biraz ticaret sicil kayıtlarını inceledim. Hiçbirinin yönetiminde Turgay Ciner yok. Bunu olası mali yükümlülükten kaçmak için yaptığı belli… Matruşka gibi birçok ülkede soda külü şirketi kurması da yine olası davalardan kaçınmak için…

Şimdi soru şu…
Soruşturma derinleşirse Ciner'in İngiltere'deki şirketlerine ne olur?
Bekleyip görelim…