Ekspertiz çarkı: Güven yerine tuzak, fiyatlar 20 bin TL’ye dayandı
Son yıllarda ikinci el araç piyasası Türkiye’de hızla büyüyor. Araç fiyatlarının yükselmesiyle birlikte vatandaşlar sıfır otomobile ulaşmakta zorlandığı için rotayı ikinci ele çevirmiş durumda. Bu yoğun talep, beraberinde ekspertiz sektörünün de büyük bir ivme kazanmasına yol açtı.

Aracın geçmişini öğrenmek, olası kazaları tespit etmek ve güvenli bir alışveriş yapmak için başvurulan ekspertiz firmaları artık hemen her şehirde karşımıza çıkıyor. Ancak sektörün hızlı büyümesi, ciddi sorunları da beraberinde getirdi.
Bugün birçok kişi araç almadan önce ekspertiz raporu almayı zorunlu bir adım olarak görüyor. Ne var ki bu zorunluluk, bazı fırsatçıların devreye girmesine neden oldu.
Eğitim almamış ustalar, denetimsiz işletmeler, yüksek fiyat politikaları, sahte rapor düzenlemeleri ve satıcılarla yapılan gizli anlaşmalar, tüketicinin güvenini ciddi şekilde zedeliyor.
Hatta uzmanların belirttiğine göre, ekspertiz ücretleri artık öyle bir noktaya geldi ki; insanların kendi sağlıkları için gittikleri doktor muayenelerinden bile daha pahalı hale gelmiş durumda.
Fiyatlar 20 Bin TL’ye Kadar Çıkıyor
Birçok ekspertiz firması, hizmet paketlerini farklı başlıklarla sunuyor. Basit bir kaporta-boya kontrolünden, detaylı motor ve elektronik aksam testlerine kadar geniş bir yelpazede hizmet sağlanıyor. Ancak fiyatlar, hizmet çeşitliliği arttıkça ciddi oranda yükseliyor.
Sektörden alınan bilgilere göre kapsamlı paketlerde ücretler 20 bin TL’yi bulabiliyor. Bu rakam, dar gelirli bir vatandaşın hayli zor karşılayabileceği seviyelere ulaşmış durumda.
Üstelik yalnızca fiyat değil, raporların güvenilirliği de tartışma konusu. Araç sahibinin lehine hazırlanmış hatalı raporlar, alıcıyı yanıltabiliyor.
Özellikle satıcıyla anlaşmalı ekspertiz firmaları, hasar geçmişini gizleyerek ya da aracın mevcut kusurlarını görmezden gelerek tüketiciyi maddi zarara uğratıyor. Bu da “tarafsızlık” ilkesini sorgulanır hale getiriyor.
Eğitimsiz Ustalar, Sahte Raporlar
Bir başka önemli sorun ise sektörde çalışan personelin niteliği. Ekspertiz işlemleri teknik bilgi ve donanım gerektiren bir alan olmasına rağmen, pek çok işletmede eğitim almamış kişilerin çalıştırıldığı görülüyor.
Usta çırak ilişkisiyle edinilen yüzeysel bilgiler, modern cihazlarla yapılan testleri doğru yorumlamak için yeterli olmuyor. Bu da raporların güvenilirliğini düşürüyor.
Sahte rapor düzenlenmesi ise başlı başına büyük bir problem. Bazı firmalar, aracı görmeden ya da yalnızca yüzeysel bir inceleme yaparak rapor hazırlıyor.
Vatandaşın güven duyarak aldığı bu belgeler, ilerleyen dönemde ortaya çıkan sorunlarla birlikte büyük mağduriyetlere yol açıyor.
Denetim ve Yaptırım Eksikliği
Sektördeki en önemli eksikliklerden biri de denetim mekanizması. Ekspertiz firmaları belirli standartlara uymak zorunda olsa da, denetimlerin yetersizliği nedeniyle birçok işletme kontrolsüz şekilde faaliyet gösterebiliyor.
Bu da hem fiyatlarda dengesizliğe hem de tüketicinin mağduriyetine zemin hazırlıyor. Uzmanlar, devletin bu alanda daha etkin görev alması gerektiğini vurguluyor.
Lisanslı ve denetimli firmaların yaygınlaşması, hem fiyat istikrarı hem de güven açısından kritik önem taşıyor.
Tüketiciler Uyarılıyor
Araç almayı düşünen vatandaşlara ise sık sık uyarılar yapılıyor. Ekspertiz hizmeti alınacak firmanın mutlaka yetki belgesine sahip olup olmadığı kontrol edilmeli.
Ayrıca raporun detaylı incelenmesi, mümkünse farklı bir firmadan ikinci bir görüş alınması öneriliyor. “En ucuz” ya da “en hızlı” raporu sunan işletmelerin her zaman güvenilir olmayabileceği hatırlatılıyor.
Güvenli Alışveriş İçin Sağlam Denetim Şart
İkinci el piyasasının büyümesiyle birlikte ekspertiz sektörü de büyük bir iş hacmine kavuştu. Ancak denetimsizlik, niteliksiz personel, fahiş fiyatlar ve sahte rapor sorunları, tüketicinin güvenini ciddi şekilde sarsıyor.
Ekspertiz ücretlerinin doktor muayenelerini dahi geride bırakması ise durumun ne kadar vahim olduğunu gözler önüne seriyor.
Hem vatandaşın mağduriyet yaşamaması hem de piyasada güven ortamının sağlanması için daha sıkı denetimlere, şeffaf fiyat politikalarına ve eğitimli personelin istihdamına acilen ihtiyaç var. Aksi takdirde, ikinci el araç almak isteyenler için “güvenli alışveriş” hayal olmaya devam edecek.
Türkiye’de ikinci el otomobil piyasası her geçen yıl daha da büyüyor. Yıllık ortalama 8 milyon aracın el değiştirdiği kaydedilirken, bu yoğun sirkülasyon beraberinde farklı sorunları da getiriyor.
Satın alınacak araçların geçmişini öğrenmek isteyen vatandaşların başvurduğu oto ekspertiz şirketleri, piyasada hızla çoğalırken, bu alanın da kendi içinde ciddi problemler barındırdığı dikkat çekiyor.
Son yıllarda kilometre düşürülmüş, parçaları değişmiş, pert kaydı bulunan ya da birden fazla kazalı aracın birleştirilerek satışa çıkarıldığı vakalar kamuoyuna sık sık yansıyor.
Bu durum, ekspertiz hizmetini araç alım-satımında adeta zorunlu hale getirdi. Ancak uzmanlara göre, vatandaş bu hizmeti alırken dahi dolandırılma riskiyle karşı karşıya kalabiliyor.
Denetimsizlik Sektörü Kayıtdışılığa İtiyor
Ekspertiz sektöründe yeterli denetim olmaması yeni riskler doğuruyor. Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) sertifikalı uzman teknisyenlerle çalışan kurumsal firmalar bulunmakla birlikte, bunun dışında kayıt dışı faaliyet gösteren çok sayıda kişi ve küçük ölçekli yapılanmanın olduğu biliniyor.
“Kapı önü ekspertizi” olarak tabir edilen ve resmi kaydı bulunmayan bu yapılar, hem tüketiciyi yanıltıyor hem de güvenlik açısından büyük tehlike oluşturuyor.
Sektör temsilcileri, Türkiye genelinde yalnızca 10-15 büyük kurumsal ekspertiz firmasının bulunduğunu, buna karşın binlerce kayıt dışı işletme ve şahsın kontrolsüz şekilde hizmet verdiğini belirtiyor. Bu tablo, oto ekspertiz alanında güven sorununu daha da derinleştiriyor.
Kaotik Fiyatlandırma: 3 Bin TL’den 20 Bin TL’ye
Vatandaşın karşılaştığı bir diğer büyük sorun ise fiyat dengesizliği. Kurumsal şirketlerin kendi fiyat listeleri bulunmakla birlikte, standart bir tarife olmaması nedeniyle aynı hizmet için vatandaşın çok farklı bedeller ödemek zorunda kaldığı ifade ediliyor.
Basit bir diagnostik inceleme 3 bin TL’den başlarken, kapsamlı ekspertiz hizmetlerinde bu rakamın 20 bin TL’ye kadar çıktığı kaydediliyor.
Örneğin, yalnızca küçük bir boya hasarının tespiti için ödenen ekspertiz ücretinin 8 bin 500 TL’yi bulabildiği aktarılıyor. Bu durum, özellikle bütçesi kısıtlı olan ikinci el araç alıcılarını zor durumda bırakıyor.
Paket Çeşitleri Vatandaşın Kafasını Karıştırıyor
Ekspertiz şirketlerinde hizmetler genellikle paketler halinde sunuluyor. Ancak paketlerin içeriği şirketten şirkete değiştiği için vatandaş çoğu zaman hangi hizmeti satın aldığını tam olarak bilemiyor.
Mini Paket: Sadece kaporta-boya ve motor-mekanik kontrolünü kapsıyor.
Standart Paket: Mini pakete ek olarak, lift üzerinde alt mekanik kontrol, ön takım ve yürür aksam kontrolü bulunuyor.
Full Paket: Bunlara ilave olarak elektronik arıza tespiti, fren ve süspansiyon kontrolü, yol testi ve iç aksam incelemeleri yapılıyor.
Ekstra Full Paket: Full pakete ek olarak 1000 km boya garantisi, hava yastığı cihaz-fiziki kontrolü, dyno motor performans testi ve detaylı sorgu hizmetleri sunuluyor.
Özellikle Full ve Ekstra Full paketlerde fiyatların 20 bin TL’ye kadar çıkması, tüketici dernekleri tarafından fahiş fiyatlandırma olarak değerlendiriliyor.
Tüketici Derneklerinden Uyarı
Tüketici örgütleri, ekspertiz hizmetinin aslında güvenliği sağlamaya yönelik asli bir hizmet olduğunu vurguluyor.
Bu nedenle fiyatların kontrol altına alınması ve sektördeki denetimsizliğin sona erdirilmesi gerektiğini ifade ediyorlar.
“Ekspertiz, vatandaş için dolandırıcılığa karşı son kale olmalı. Aksi halde kendi başına bir sorun haline gelecektir” uyarısı yapılıyor.
Dernekler ayrıca, elden ödeme alan ve fatura kesmeyen firmaların raporlarının güvenilir olmadığını belirtiyor.
Yılda 8-10 milyon aracın geçtiği bu sektörde bakanlığın acilen harekete geçmesi gerektiğinin altı çiziliyor.
Anlaşmalı Ekspertiz Tuzağı
Sistemin işleyişinde bir başka sorun da satıcıların yönlendirmeleriyle ortaya çıkıyor. Aracını satmak isteyen kişi ya da galerici, “Araç temiz, isterseniz ekspertize götürelim” diyerek alıcıyı anlaşmalı oldukları ekspertiz firmasına yönlendirebiliyor.
Bu noktada büyük hasarlı bir araca bile “sorun yok” raporu verilebildiği iddia ediliyor. Vatandaş ise ancak aracı başka bir servise götürdüğünde gerçeği öğrenebiliyor.
Bu tür durumlarla karşılaşan mağdurların çoğu, haklarını aramak için hukuki yollara başvuruyor. Ancak dava süreçlerinin uzun ve yıpratıcı olması, çoğu tüketiciyi caydırıyor.
Acil Düzenleme Şart
Türkiye’de ikinci el araç piyasasının büyümesiyle birlikte, ekspertiz hizmeti kritik bir ihtiyaç haline geldi. Ancak sektörün denetimsizliği, kayıt dışı aktörlerin çoğalması ve standart fiyat tarifesinin olmaması, güven sorununu giderek artırıyor.
Uzmanlara göre, bakanlık tarafından yapılacak kapsamlı bir düzenleme ile hem tüketici korunmalı hem de sektörde güvenilirlik yeniden tesis edilmeli.