Yuan 10 ayın zirvesinde, dolar geriliyor

Bu yükselişin arkasında, Çin Merkez Bankası’nın (PBoC) beklentilerin üzerinde güçlü bir günlük sabitleme (fixing) yapması ve küresel piyasalarda Amerikan dolarının son dönemde değer kaybetmesini sürdürmesi bulunuyor.

Öte yandan Japonya’da 30 yıl vadeli devlet tahvilinin getirisi tarihi bir rekor kırarak dikkatleri Uzak Doğu piyasalarına çevirdi.

Bu gelişmeler, yalnızca Asya piyasaları açısından değil, küresel ölçekte de döviz ve tahvil yatırımcıları için yeni stratejilerin tartışılmasına yol açtı.

Yuan’ın Yükselişinin Arkasındaki Faktörler

Çin yuanı uzun süredir dolar karşısında baskı altında kalıyordu. Özellikle ABD’nin faiz politikası, ticaret savaşları ve Çin ekonomisinde büyümeye dair kaygılar yuan üzerinde aşağı yönlü baskı yaratmıştı. Ancak son haftalarda tablo değişmeye başladı.

Çarşamba günü PBoC, günlük referans kurunu piyasa beklentilerinin üzerinde belirledi. Çin’de bu uygulama, döviz piyasasında yön tayin etme açısından kritik öneme sahip.

Sabitleme oranı ne kadar güçlü belirlenirse, piyasalar da yuanın değerlenebileceğine dair sinyal alıyor. Bu adım, yatırımcılara Çin yönetiminin para birimini destekleme iradesini açıkça göstermiş oldu.

Aynı dönemde Amerikan dolarının küresel piyasalarda zayıflaması da yuan için ek bir avantaj yarattı. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz artırım döngüsünde sona gelindiği yönündeki beklentiler, dolar endeksinde aşağı yönlü bir hareket başlatmış durumda.

Yatırımcılar, faizlerin artık zirveye ulaşmış olabileceği ve önümüzdeki dönemde gevşeme ihtimalinin bulunduğu görüşünde birleşiyor.

Bu durum, doların diğer gelişmekte olan ülke para birimleri karşısında olduğu gibi yuan karşısında da değer kaybetmesine yol açıyor.

Tarihi Bir Rekor: Japonya 30 Yıllık Tahvil Getirisi

Yuanın yükselişiyle eş zamanlı olarak Japonya’dan da tarihi bir haber geldi. Ülkenin 30 yıl vadeli devlet tahvilinin getirisi tüm zamanların rekorunu kırdı.

Japonya Merkez Bankası (BoJ) uzun yıllardır ultra gevşek para politikası yürütüyor ve piyasalarda düşük faiz ortamını korumaya çalışıyor.

Ancak küresel faiz ortamındaki değişim, Japon yatırımcıların da daha yüksek getiri talep etmesine neden oldu.

Uzun vadeli tahvillerdeki bu artış, Japonya’nın gelecekte para politikası adımlarını gözden geçirmek zorunda kalabileceğine işaret ediyor.

Tahvil getirilerindeki yükseliş, aynı zamanda küresel yatırımcıların güvenli liman arayışına da yeni bir boyut kazandırıyor.

Çünkü Japon tahvilleri, normal şartlarda düşük getiri sunmasına rağmen güvenli liman özelliği nedeniyle tercih ediliyordu. Artan getiriler ise hem Japonya içindeki hem de dışındaki yatırımcılar için yeni cazibeler yaratıyor.

Küresel Piyasalar Üzerindeki Etkiler

Yuanın değerlenmesi, yalnızca Çin ekonomisi için değil, gelişmekte olan ülkeler açısından da kritik sonuçlar doğurabilir.

Daha güçlü bir yuan, Asya’daki ticaret dengelerini yeniden şekillendirebilir. Özellikle Güney Kore, Tayvan ve Vietnam gibi Çin ile yakın ticari ilişkisi olan ülkeler, bu gelişmeden doğrudan etkilenebilir.

ABD-Çin rekabeti açısından da yuanın yükselişi ayrı bir önem taşıyor. Washington uzun süredir Pekin’i para birimini yapay olarak düşük tutmakla eleştiriyordu.

Ancak mevcut durumda yuanın güçlenmesi, Çin’in bu eleştirilerin önüne geçmesine ve küresel finans arenasında daha dengeli bir görünüm sunmasına yardımcı olabilir.

Japon tahvil piyasasındaki rekor ise küresel tahvil yatırımcılarını yeniden pozisyon almaya zorluyor. ABD tahvilleri ile Japon tahvilleri arasındaki faiz makası daraldıkça, sermaye akımlarında kaymalar görülebilir. Bu da hem Asya hem de Avrupa piyasaları için volatiliteyi artırabilir.

Uzmanların Görüşleri

Finans analistlerine göre, Çin Merkez Bankası’nın attığı adımlar yuan için bir dönüm noktası olabilir. Bazı uzmanlar, PBoC’nin bu stratejik hamle ile yuanın değer kaybını sınırlamak ve yatırımcı güvenini pekiştirmek istediğini belirtiyor.

Ancak diğerleri, yuanın kalıcı bir şekilde güçlenmesi için Çin ekonomisinde daha sağlam büyüme göstergelerine ihtiyaç olduğunu savunuyor.

Japonya özelinde ise görüşler ikiye ayrılmış durumda. Bir grup ekonomist, uzun vadeli tahvil getirilerindeki artışın BoJ’un mevcut politikalarını sürdürülemez hale getirebileceğini düşünüyor.

Diğerleri ise Japon ekonomisinin hala düşük enflasyon ve yavaş büyüme sorunlarıyla karşı karşıya olduğunu, bu nedenle para politikasında sert bir değişiklik beklenmemesi gerektiğini vurguluyor.

Yatırımcılar İçin Ne Anlama Geliyor?

Bu gelişmeler, yatırımcılar için hem fırsatlar hem de riskler barındırıyor. Doların zayıflaması, gelişmekte olan ülke para birimlerinde kısa vadede değer artışı sağlayabilir.

Ancak küresel belirsizlikler, özellikle jeopolitik riskler ve ABD’nin seçim süreci, piyasalarda dalgalanmayı artırabilir.

Yuanın güçlenmesi, Çin borsalarına olan ilgiyi artırabilir. Özellikle yabancı yatırımcılar için Çin varlıkları daha cazip hale gelebilir.

Japon tahvillerinde ise rekor getiriler, portföy çeşitlendirmesi yapmak isteyen küresel fonların dikkatini çekebilir.

Çarşamba günü yaşanan gelişmeler, küresel finans piyasalarının ne kadar hızlı değişebileceğini bir kez daha ortaya koydu.

Çin yuanı dolar karşısında son 10 ayın zirvesine çıkarak Pekin’in para politikasında kararlı bir duruş sergilediğini gösterdi.

Aynı anda Japonya’da 30 yıllık tahvil getirilerinin rekor kırması, küresel yatırımcıların yeniden pozisyon almasına yol açtı.

Önümüzdeki dönemde doların seyri, Çin ekonomisindeki toparlanma sinyalleri ve Japonya’nın para politikası tercihleri, küresel piyasalarda yön tayin edici unsurlar olacak.

Yatırımcılar için ise bu dönemin en büyük mesajı net: dalgalanmalar hız kesmeyecek, fırsatlar kadar riskler de aynı ölçüde artmaya devam edecek.

Çin yuanı, haftanın ortasında dikkat çekici bir yükseliş yaşayarak yaklaşık 10 ayın en güçlü seviyesine ulaştı.

Bu hareketin arkasında, Çin Merkez Bankası’nın (PBOC) beklenenden daha güçlü bir günlük sabitleme yapması ve küresel piyasalarda doların zayıflamayı sürdürmesi bulunuyor.

Yatırımcıların gözünü çevirdiği gelişmeler yalnızca Çin ile sınırlı değil; Japonya’da 30 yıl vadeli devlet tahvili getirilerinin tarihi bir seviyeye tırmanması da piyasaların gündeminde geniş yer buldu.

Merkez Bankası’nın Güçlü Sabitleme Hamlesi

Çin Halk Bankası (PBOC), çarşamba günü yuanın günlük referans kurunu dolar başına 7,1108 olarak belirledi. Bu oran, 6 Kasım 2024’ten bu yana görülen en güçlü sabitleme seviyesi oldu.

Ayrıca piyasa beklentilerini de oldukça aştı: Reuters anketinde uzmanların öngörüsü 7,1559 seviyesindeydi.

Beklentilerin altında gelen bu karar, Pekin’in uzun süredir temkinli davrandığı yuanın değer kazanmasına daha fazla alan açabileceğine dair güçlü bir mesaj olarak algılandı.

Analistler, bu hamlenin yalnızca teknik bir düzenleme olmadığını; aynı zamanda Çin’in para politikasında daha esnek bir çizgiye geçebileceğinin sinyalini verdiğini belirtiyor.

Özellikle küresel ticarette yuanın istikrarlı bir para birimi olarak konumlanması, Pekin’in stratejik hedefleri arasında yer alıyor.

Doların Zayıflığı ve Küresel Etkiler

Yuanın yükselişinde yalnızca Pekin’in adımları değil, aynı zamanda doların küresel piyasalardaki zayıflığı da etkili oldu.

ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell’ın son dönemde verdiği güvercin mesajlar, faiz artırım döngüsünün yavaşlayabileceği beklentisini doğurdu.

Bunun yanında Başkan Donald Trump’ın artan siyasi baskılarla karşı karşıya kalması, ABD siyasetinde belirsizlikleri artırarak doların cazibesini gölgeledi.

Doların küresel rezerv para olarak değer kaybetmesi, gelişen piyasa para birimlerinin nefes almasına olanak tanıdı. Yuan da bu eğilimden faydalanarak yükselişini hızlandırdı.

Ebury Piyasa Stratejisi Müdürü Matthew Ryan, “Çin’in güçlü sabitlemesi, yetkililerin yuanın dolar karşısında kontrollü ama sınırlı bir değer kazanmasına izin vermeye istekli olduğunu gösteriyor” değerlendirmesini yaptı.

Bununla birlikte Ryan, yıl genelinde yuanın ticaret ağırlıklı bazda hâlâ değer kaybettiğini hatırlatarak yükselişin dengeli okunması gerektiğini vurguladı.

Piyasalarda Temkinli İyimserlik

Çarşamba günü onshore yuan (CNY), gün içerisinde 7,1447 seviyesine kadar güçlendikten sonra Türkiye saatiyle 06.35 itibarıyla 7,1548 seviyesine geriledi.

Offshore yuan (CNH) ise 7,1552 civarında işlem gördü. Bu farklılaşma, küresel yatırımcıların Çin piyasalarına olan güvenini yeniden inşa etmeye çalıştığını, ancak temkinli duruşun da korunduğunu gösteriyor.

Ayrıca CFETS yuan sepet endeksi de yükselişe işaret etti. Endeks, 96,57 seviyesine çıkarak yaklaşık dört haftanın zirvesine ulaştı.

Buna rağmen yıl başından bu yana yüzde 4,83 değer kaybı yaşanması, yuanın uzun vadeli görünümünde hala soru işaretlerinin bulunduğunu ortaya koyuyor.

Japonya Tahvil Piyasasında Rekor

Asya piyasalarında yalnızca yuan değil, Japonya da dikkatleri üzerine çekti. Japonya’nın 30 yıl vadeli devlet tahvili getirisi, yüzde 3,22 ile tüm zamanların en yüksek seviyesine yükseldi.

Bu gelişme, Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) para politikasında olası sıkılaşma adımlarına yönelik beklentileri artırdı.

Yatırımcılar, uzun vadeli faizlerdeki yükselişi hem Japon ekonomisinin toparlanma sinyali hem de küresel borçlanma maliyetlerine yansıyacak bir faktör olarak yorumluyor.

Küresel Ekonomik Görünüm ve Çin’in Zorlukları

Yuanın kısa vadeli yükselişine rağmen Çin ekonomisi ciddi zorluklarla karşı karşıya. Özellikle temmuz ayına ilişkin açıklanan zayıf ekonomik veriler, piyasaların güvenini sınırladı.

Sanayi üretiminde yavaşlama, perakende satışlarda durgunluk ve emlak sektöründeki kırılganlık, yuanın değer kazanımının önünde engel oluşturan başlıca faktörler arasında yer alıyor.

Çin yönetimi, ekonomik büyümeyi desteklemek için mali teşvik paketleri ve kredi genişletme önlemleri üzerinde çalışıyor. Ancak bu adımların kısa vadede ne ölçüde etkili olacağı belirsiz.

Yatırımcıların Gözleri Kritik Verilerde

Piyasalarda şu an tüm dikkat, iki önemli veri setine çevrilmiş durumda: ABD’nin PCE enflasyon verileri, cuma günü açıklanacak.

Bu veri, Fed’in faiz politikası açısından kritik bir gösterge olarak görülüyor. Beklentilerin altında kalacak bir enflasyon, doları daha da zayıflatabilir ve yuanın güçlenmesini destekleyebilir.

Çin’in imalat rakamları ise pazar günü yayımlanacak. Üretimde toparlanma sinyali verilmesi, yuan üzerindeki olumlu havayı güçlendirebilir. Ancak olumsuz veriler, son günlerdeki yükseliş trendini hızla tersine çevirebilir.

Uzun Vadeli Beklentiler

Uzmanlara göre yuanın önümüzdeki aylardaki seyrinde birkaç temel faktör belirleyici olacak: ABD’nin ekonomik politikaları ve seçim süreciyle bağlantılı siyasi belirsizlikler, doların yönünü doğrudan etkileyecek.

Çin’in büyüme performansı ve emlak sektöründeki riskler, yatırımcı güvenini şekillendirecek. Özellikle Çin-ABD ticaret ilişkilerindeki olası gerilimler, piyasalarda dalgalanmaları artırabilir.

Her ne kadar yuan kısa vadede güçlü seyretse de, küresel ticaretteki rekabet ve Çin ekonomisinin içsel zorlukları, bu kazanımların kalıcılığını belirsiz kılıyor.

Çin yuanının 10 ayın zirvesine çıkması, hem Pekin’in para politikası tercihlerinin hem de küresel piyasalardaki dengelerin bir yansıması olarak değerlendirilebilir.

PBOC’nin güçlü sabitleme adımı, yatırımcılara yuanın kontrollü şekilde değer kazanabileceği mesajını verirken, doların zayıflığı bu süreci hızlandırıyor.

Ancak Çin ekonomisinin temel sorunları, yatırımcıların dikkatini temkinli iyimserlikte tutuyor. Önümüzdeki günlerde açıklanacak ABD ve Çin verileri, bu iyimserliğin kalıcı olup olmayacağını belirleyecek.