Merkez Bankası faizleri hızlı indiremeyecek: Enflasyon riski artıyor
JPMorgan, Türkiye ekonomisine dair güncel değerlendirmelerinde, faiz ve enflasyon beklentilerini önemli ölçüde revize etti.

Banka, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yaklaşan politika toplantısı öncesinde faiz indirimi beklentisini düşürürken, yıl sonu enflasyon tahminini yukarı yönlü revize etti.
Bu adım, Türkiye’deki ekonomik ve siyasi gelişmelerin finansal piyasalarda yaratabileceği riskleri dikkatle analiz eden kurumun, mevcut makroekonomik göstergelere dayalı olarak yaptığı güncellemeleri yansıtıyor.
JPMorgan’ın ekonomi ekibinde görev yapan Fatih Akçelik, Türkiye ekonomisi için hazırlanan son raporda, TCMB’nin bu hafta yapacağı toplantıda faiz oranlarını düşürme beklentisini 100 baz puan olarak güncelledi.
Daha önce banka, faiz indiriminin 150 baz puan olmasını öngörüyordu. Bu revizyon, bankanın Türkiye ekonomisine ilişkin risk değerlendirmelerini yeniden gözden geçirdiğini ve özellikle politik ve makroekonomik göstergeler ışığında daha temkinli bir yaklaşım benimsediğini ortaya koyuyor.
Bankanın açıklamasında öne çıkan bir diğer önemli nokta ise enflasyon tahminleri oldu. JPMorgan, Türkiye’deki fiyat baskılarının yıl boyunca devam edebileceği ve enflasyonun yıl sonunda önceki tahminlerin üzerinde gerçekleşebileceği uyarısında bulundu.
Bu bağlamda, bankanın 2025 yılı için enflasyon beklentisi yukarı yönlü güncellendi. Uzmanlar, bu durumun TCMB’nin para politikası kararlarını şekillendirmede önemli bir faktör olacağını belirtiyor.
JPMorgan, raporunda ayrıca Türkiye’deki siyasi gelişmelere de dikkat çekti. Banka, siyasi belirsizliklerin ve olası karar değişikliklerinin, hem referans faiz oranları hem de fiyat istikrarı üzerinde yukarı yönlü risk oluşturabileceğini vurguladı.
Bu tür riskler, finansal piyasalarda oynaklığı artırabileceği gibi, yatırımcı kararlarını da etkileyebiliyor. JPMorgan’a göre, ekonomik büyüme, cari açık ve enflasyon dinamikleri ile birlikte, siyasi gelişmeler de TCMB’nin politika adımlarının yönünü belirlemede kritik rol oynayacak.
Fatih Akçelik, açıklamasında Türkiye ekonomisinin genel görünümüne dair değerlendirmelerde bulunarak, enflasyonun ve politika faizlerinin izlenmesi gereken temel göstergeler olduğunu ifade etti. Akçelik, “Türkiye’de mevcut ekonomik ortam, para politikasında temkinli bir yaklaşım gerektiriyor.
Özellikle enflasyon ve döviz kurları üzerinde oluşabilecek baskılar, faiz indirim hızını etkileyebilir” yorumunda bulundu.
Bu açıklama, JPMorgan’ın Türkiye piyasalarına ilişkin yaklaşımının sadece kısa vadeli değil, orta vadeli riskleri de kapsadığını gösteriyor.
Öte yandan, bankanın faiz indirimi beklentisini 150 baz puandan 100 baz puana düşürmesi, piyasalar açısından TCMB’nin adımlarının daha ölçülü olabileceği sinyalini veriyor.
Daha önceki beklenti, merkez bankasının hızlı bir faiz indirim sürecine girebileceği yönündeyken, yeni tahmin temkinli bir indirime işaret ediyor.
Bu durum, özellikle yatırımcılar ve piyasa analistleri için merkez bankasının gelecekteki hamlelerini daha doğru değerlendirme imkânı sağlıyor.
JPMorgan’ın raporunda öne çıkan bir başka husus da ekonomik göstergelerle bağlantılı olarak fiyat baskılarının süreceği yönündeki uyarı oldu.
Banka, enerji fiyatları, gıda ve diğer temel mal kalemlerindeki fiyat hareketlerinin, enflasyon üzerindeki etkisinin önümüzdeki dönemde devam edebileceğini belirtti.
Bu bağlamda, merkez bankasının politika faizini belirlerken sadece mevcut ekonomik büyüme ve cari açık verilerini değil, aynı zamanda enflasyonist riskleri de göz önünde bulundurması gerektiği vurgulandı.
Türkiye’deki yatırımcılar ve analistler, JPMorgan gibi uluslararası finans kuruluşlarının raporlarını yakından takip ediyor.
Bankanın faiz ve enflasyon tahminlerindeki güncellemeler, özellikle finansal piyasalarda kısa vadeli dalgalanmalara neden olabiliyor.
Ancak uzun vadede bu tür raporlar, ekonomik karar alıcılar için yol gösterici nitelik taşıyor. JPMorgan’ın uyarıları, Türkiye ekonomisinde hem merkez bankası hem de yatırımcılar için risk yönetimi açısından önemli bir rehber sunuyor.
JPMorgan’ın son raporu, Türkiye ekonomisinin mevcut durumunu ve olası risklerini bütüncül bir şekilde değerlendiriyor.
Faiz indirimi beklentisinin düşürülmesi, enflasyon tahmininin yukarı yönlü revize edilmesi ve siyasi gelişmelerin risk faktörü olarak ön plana çıkarılması, Türkiye’deki ekonomik görünümün karmaşıklığını ortaya koyuyor.
Bu rapor, TCMB’nin yaklaşan toplantısında atacağı adımların önemini bir kez daha gözler önüne sererken, piyasa oyuncularının da temkinli davranması gerektiğini hatırlatıyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ile ilgili paylaşılan yeni rapor, yaklaşan faiz kararlarına ilişkin piyasada önemli ipuçları sunuyor.
Raporda, Ağustos ve Eylül aylarında açıklanan enflasyon verilerindeki beklentilerin üzerinde gerçekleşen artışlar, TCMB’nin faiz indirim hızını yavaşlatabileceği yönünde bir işaret olarak yorumlandı.
Analistler, 23 Ekim’de yapılacak TCMB Para Politikası Kurulu toplantısında, piyasa beklentisinin aksine faizlerde 100 baz puanlık bir indirim yapılabileceğini öngörüyor.
Raporun detaylarına bakıldığında, enflasyondaki yükselişin, merkez bankasının para politikasında daha temkinli adımlar atmasını gerektirdiği vurgulanıyor.
Özellikle Ağustos ve Eylül aylarında enflasyonun beklentilerin üzerinde gerçekleşmesi, faiz indirimlerinin hızının yavaşlaması ihtimalini güçlendiriyor.
Bu bağlamda, merkez bankasının mevcut para politikası duruşunu koruma ve enflasyon üzerindeki baskıyı azaltma yönünde adımlar atması bekleniyor.
Enflasyon Beklentilerinde Güncelleme
Raporda ayrıca 2025 yıl sonu enflasyon beklentisinin de revize edildiği belirtildi. Önceki öngörünün yüzde 31,5 olduğu belirtilirken, yeni beklenti yüzde 32 seviyesine çıkarıldı.
Bu güncelleme, enflasyonist risklerin ve fiyat istikrarına dair belirsizliklerin sürdüğünü gösteriyor. Uzmanlar, enflasyonun yükselmesinin, TCMB’nin faiz politikası üzerindeki kararlarını doğrudan etkileyebileceğini ifade ediyor.
Raporda yer alan diğer bir önemli bilgi ise Aralık ayı toplantısına ilişkin beklentilerle ilgili. Kurum, Aralık toplantısında da 100 baz puanlık bir faiz indirimi öngörüyor.
Bu doğrultuda, 2025 yıl sonu politika faizi tahmininin yüzde 38,5’e yükseltildiği kaydedildi. Önceki tahmin ise yüzde 38 seviyesindeydi.
Bu artış, enflasyonun yükselişinin ve para politikasına dair belirsizliklerin bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
2026 Yılı Öngörüleri ve Faiz İndirimi Stratejisi
Raporda, 2026 yılına ilişkin faiz projeksiyonları da yer aldı. Buna göre, TCMB’nin 2026’da her toplantıda 100’er baz puanlık faiz indirimi gerçekleştireceği öngörülüyor.
Bu kapsamda, 2026 yıl sonu politika faizi tahmininin yüzde 30,5 olarak revize edildiği ifade edildi. Önceki tahmin ise yüzde 30 seviyesindeydi.
Bu beklenti, merkez bankasının orta vadede faiz indirimlerine devam edeceğini, ancak bu adımların enflasyon gelişmelerine bağlı olarak temkinli bir şekilde atılacağını gösteriyor.
Uzmanlar, 2025 ve 2026 yılları için hem enflasyonda hem de politika faizinde yukarı yönlü risklerin devam ettiğine dikkat çekiyor.
Bu durum, TCMB’nin para politikasını belirlerken karşı karşıya olduğu zorlukları ve dengelemeye çalıştığı riskleri ortaya koyuyor.
Enflasyonun beklenenden yüksek seyretmesi, faiz indirim hızını sınırlayabilir ve merkez bankasının fiyat istikrarı hedefini ön planda tutmasına neden olabilir.
Para Politikası ve Ekonomik Beklentiler
Rapor, TCMB’nin enflasyon ve faiz kararları konusunda piyasaya net bir mesaj verdiğini gösteriyor. Analistler, merkez bankasının hem kısa hem de orta vadede temkinli bir politika izleyeceğini ve enflasyon üzerindeki baskıyı azaltmayı amaçlayacağını ifade ediyor.
Ayrıca, faiz indirimlerinin hızının yavaşlaması ve politika faizinde yukarı yönlü risklerin varlığı, ekonomik aktörler için önemli bir referans niteliği taşıyor.
Merkez bankasının açıklamalarının piyasada yaratabileceği etkiler de raporda değerlendirildi. 100 baz puanlık indirim beklentisi ve enflasyon tahminlerindeki güncellemeler, yatırımcılar, finansal kuruluşlar ve ekonomistler için önümüzdeki dönemde takip edilmesi gereken kritik göstergeler olarak öne çıkıyor.
Bu veriler, TCMB’nin karar alma sürecindeki temkinli yaklaşımını ve ekonomik istikrarı koruma çabasını yansıtıyor.
TCMB’nin yaklaşan toplantılarda faiz indirimlerini daha temkinli bir şekilde gerçekleştirmesi ve enflasyondaki yükselişi dikkate alması bekleniyor.
2025 ve 2026 yılları için faiz ve enflasyon projeksiyonlarındaki revizyonlar, para politikasındaki stratejik değişikliklerin sinyalini veriyor.
Uzmanlar, merkez bankasının hem fiyat istikrarını sağlamaya hem de ekonomik büyümeyi desteklemeye yönelik dengeleyici adımlar atmaya devam edeceğini vurguluyor.