İhracatta yeni zirveler, geleneksel sektörler kan kaybediyor
2025 yılının ilk sekiz ayında Türkiye’nin ihracat performansı sektörel bazda farklı bir tablo çizdi. Yılın sekiz ayında 8 sektör, geçen yılın aynı dönemine kıyasla ihracat hacminde düşüş yaşarken, üç sektör ise yüzde 1’in altında sınırlı bir büyüme gösterdi.

Bu tablo, ülkenin geleneksel ihracat motorları arasında yer alan bazı sektörlerde ciddi durgunluk sinyalleri verdiğini ortaya koydu.
Özellikle hazır giyim, tekstil, makine ve mobilya gibi Türkiye’nin uzun yıllardır güçlü ihracat potansiyeline sahip sektörlerinde ihracatın düşüş göstermesi dikkat çekti.
Hazır giyim ve tekstil sektörü, ihracat gelirleri açısından Türkiye’nin önde gelen sektörleri olmasına rağmen, yılın sekiz aylık döneminde önceki yıla göre gerileme kaydetti.
Benzer şekilde, makine ve mobilya sektörlerinde de beklenen ihracat artışı sağlanamadı ve bu sektörler de eksi yazanlar arasında yer aldı.
Uzmanlar, bu düşüşün birden fazla etkenden kaynaklandığını belirtiyor. Bunların başında döviz kurlarındaki dalgalanmalar, enerji maliyetlerindeki artış ve küresel talepteki yavaşlama geliyor.
Özellikle Avrupa ve ABD pazarlarındaki ekonomik belirsizlikler, Türkiye’nin geleneksel ihracat sektörlerini doğrudan etkileyerek satış hacimlerinde daralmaya yol açtı. Bu durum, hem üreticiler hem de ihracatçılar için maliyet baskısının arttığı bir dönem anlamına geliyor.
Buna karşın, savunma ve havacılık sanayi, ihracatta yılın en hızlı yükselişini kaydeden sektör oldu. Sekiz aylık dönemde savunma ve havacılık ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 45 oranında artış gösterdi.
Bu büyüme, sektördeki güçlü siparişler ve yeni projelerin devreye alınmasıyla desteklendi. Savunma sanayi ihracatındaki bu yükseliş, Türkiye’nin stratejik sektörlerdeki rekabet gücünü ve küresel pazardaki etkinliğini gözler önüne seriyor.
Sektörel bazda yaşanan farklılıklar, ihracat yapısındaki değişimi de ortaya koyuyor. Geleneksel sektörlerdeki zayıflama, ekonomideki genel yavaşlamanın ve maliyet baskılarının etkisiyle bağlantılı.
Öte yandan, savunma ve havacılık gibi yüksek katma değerli sektörlerin büyüme göstermesi, Türkiye’nin ihracat portföyünde çeşitliliğin önemini bir kez daha vurguluyor.
Analistler, ülkenin ihracatını sürdürülebilir bir şekilde artırabilmesi için hem geleneksel sektörleri destekleyecek önlemlerin hem de stratejik sektörlerdeki kapasitenin artırılmasının şart olduğunu belirtiyor.
İhracatta sekiz aylık veriler, ayrıca bazı sektörlerde büyümenin yavaş seyretmesine de işaret ediyor. Örneğin, gıda, otomotiv ve kimya sektörleri sınırlı da olsa artış kaydetti; ancak bu büyüme oranları yüzde 1’in altında kaldı.
Bu durum, söz konusu sektörlerin ihracat kapasitesinin tam anlamıyla değerlendirilmediğini ve rekabetçi fiyat politikaları ile yeni pazar arayışlarına ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor.
Hazır giyim ve tekstil sektörlerinde yaşanan düşüş, özellikle Avrupa pazarındaki talep daralması ve rekabetin artmasıyla açıklanıyor.
Öte yandan, makine ve mobilya sektörlerindeki gerileme, hem hammadde maliyetlerindeki artıştan hem de lojistik maliyetlerin yükselmesinden kaynaklandı.
Bu durum, üretim maliyetlerinin ihracat fiyatlarına yansıyabilmesi için firmaların maliyet yönetimi ve verimlilik artırıcı önlemler almak zorunda olduğunu gösteriyor.
Savunma ve havacılık sektöründeki hızlı yükseliş ise Türkiye’nin uzun vadeli stratejik yatırımlarının ve teknolojik gelişmelerin bir sonucu olarak değerlendiriliyor.
Sektördeki ihracat artışı, hem mevcut anlaşmaların devreye alınması hem de yeni pazarlarla yapılan iş birlikleri sayesinde gerçekleşti.
Bu yükseliş, Türkiye’nin sadece geleneksel pazarlarda değil, yüksek teknolojiye dayalı sektörlerde de rekabetçi olabileceğini ortaya koyuyor.
Yılın ilk sekiz ayında ihracat verileri Türkiye’nin sektörel dengesini net bir şekilde ortaya koyuyor. 8 sektör gerilerken, üç sektör sınırlı bir büyüme kaydetti ve savunma-havacılık sektöründe ise güçlü bir artış yaşandı.
Bu tablo, ekonomik planlama ve ihracat politikaları açısından önemli sinyaller veriyor. Türkiye’nin ihracat performansını artırabilmesi için hem geleneksel sektörlerdeki verimliliği artırması hem de stratejik sektörlerdeki büyümeyi sürdürülebilir hâle getirmesi kritik öneme sahip.
2025 yılının ilk sekiz ayı geride kalırken, Türkiye’nin mal ihracatı yüzde 4,3’lük artışla 178,1 milyar dolara ulaştı.
Bu dönemde ihracattaki büyümenin itici gücü, özellikle savunma ve havacılık, mücevher ve otomotiv sektörleri oldu.
Öte yandan, Türkiye’nin geleneksel ihracatçı sektörleri ise artan maliyetler ve rekabet sorunları nedeniyle negatif bir tablo sergiledi.
İlk sekiz ayda 8 sektör daralma yaşarken, 3 sektörde büyüme yüzde 1’in altında kaldı. Buna karşın 5 sektörde çift haneli artışlar kaydedildi ve sektör sıralamalarında bazı değişiklikler görüldü.
Savunma ve Havacılık Zirveye Yaklaşıyor
Ocak-Ağustos 2025 döneminde en yüksek ihracat artışı yüzde 45 ile savunma ve havacılık sektöründe gerçekleşti.
Sektörün ihracatı bu süreçte 5 milyar 418 milyon dolara yükseldi. Bu artış sayesinde, savunma ve havacılık sektörü Aralık 2024’te 13’üncü sırada bulunurken, Ağustos 2025 itibarıyla 11’inci sıraya tırmandı.
İhracatta ikinci en hızlı büyüme gösteren sektör ise mücevher oldu. Mücevher ihracatı yüzde 19,5 artarak 5 milyar 660 milyon dolara çıktı ve sektör, yılın sekiz ayında 11’inci sıradan 10’uncu sıraya yükseldi.
Üçüncü sırada ise yüzde 14,1’lik büyüme ile süs bitkileri sektörü yer aldı; buna rağmen 111,7 milyon dolarlık ihracatıyla sektör sıralamasında en altta kalmaya devam etti.
Otomotiv Sektöründe Artış, Pay Kaybı
Türkiye’nin ihracatta lider sektörü olan otomotivde de dikkate değer bir yükseliş görüldü. Yılın ilk sekiz ayında otomotiv ihracatı yüzde 12,9 artışla 26,5 milyar dolara ulaştı. Ancak sektördeki pay, geçen yıl sonundaki yüzde 16,5’ten Ağustos 2025 itibarıyla yüzde 14,9’a geriledi.
Bu durum, otomotivin ihracattaki liderliğini sürdürmesine rağmen, rekabet ve maliyet baskılarının sektörde etkili olduğunu gösterdi.
Ayrıca gemi ve yat hizmetleri sektörü de ihracatını yüzde 10,8 artırarak 1 milyar 252 milyon dolara çıkardı ve bu artış, sektörün performansını olumlu yönde etkiledi.
Kaybedenler Kulübünde Geleneksel Sektörler
İhracat açısından gerileyen sektörler, genellikle Türkiye’nin geleneksel üretim alanlarından oluşuyor. Ocak-Ağustos 2025 döneminde en fazla düşüş yaşayan ilk üç sektör sırasıyla zeytin ve zeytinyağı, yaş meyve ve sebze ile hazır giyim ve konfeksiyon oldu.
Bunun dışında fındık ve mamulleri, deri ve deri mamulleri, halı, makine ve aksamları ile meyve sebze mamulleri de ihracatta kayıp yaşadı.
Özellikle yüksek ihracat ağırlığına sahip sektörlerdeki kayıplar dikkat çekiyor. Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü, son iki yıldaki düşüş eğilimini sürdürerek yılın sekiz ayında yüzde 6,5 azalış gösterdi ve ihracatı 11 milyar 227 milyon dolara geriledi.
Bu durum, sektörün Aralık 2024’teki üçüncü sıradaki yerini Ağustos 2025 itibarıyla dördüncü sıraya düşürmesine yol açtı.
Benzer şekilde deri ve deri mamulleri sektörü yüzde 4,7, halı sektörü ise yüzde 4,5 oranında kayıp yaşadı.
Makine ve aksamları sektöründe de maliyet ve pazar kaynaklı sıkıntılar ihracatı olumsuz etkiledi; sektörün ihracatı yüzde 3,1 azalarak 7 milyar 122 milyon dolara düştü.
Makine sektörü sıralamada sekizinci sıradaki yerini korusa da ihracattaki payı Aralık 2024’teki yüzde 4,9’dan Ağustos 2025’te yüzde 4’e geriledi.
Mobilya ve Tekstilde Sınırlı Büyüme
Mobilya sektöründe ihracatın sekiz ayda yatay seyrettiği gözlendi. Sektörün ihracatı 5 milyar 164 milyon dolarda kaldı.
Aralık 2024 itibarıyla ihracattaki payı yüzde 3,5 ile 10’uncu sırada yer alan mobilya, Ağustos 2025’te yüzde 2,9 pay ile 12’nci sıraya geriledi.
Diğer yandan, büyüme potansiyeli sınırlı olmakla birlikte ihracatı düşmeyen sektörler de mevcut. Madencilik ürünleri ihracatı yüzde 0,7 artışla 3 milyar 960 milyon dolara yükseldi.
Tekstil ve hammaddeleri sektörü ise sadece yüzde 0,8 büyüyerek adeta yerinde saydı. Ağustos sonu itibarıyla 6 milyar 263 milyon dolarlık ihracata ulaşan sektör, ihracattaki payını Aralık 2024’teki yüzde 4,2’den Ağustos 2025’te yüzde 3,5’e düşürerek sıralamadaki 9’uncu yerini korudu.
Genel Değerlendirme
2025 yılının ilk sekiz ayında Türkiye ihracatında güçlü artış, özellikle savunma ve havacılık, mücevher, otomotiv ve gemi-yat sektörlerinde gerçekleşti.
Buna karşın, hazır giyim, deri ürünleri, makine ve mobilya gibi geleneksel sektörlerdeki durgunluk, Türkiye’nin ihracat yapısındaki farklılaşmayı gözler önüne serdi.
Çift haneli büyüme gösteren yeni ve yüksek katma değerli sektörler, Türkiye’nin ihracatının geleceğine dair umut verici sinyaller taşırken, maliyet ve pazar sorunları geleneksel sektörlerde hâlâ belirleyici olmaya devam ediyor.