TCMB’den liralaşma adımı: Destek devam ediyor
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), firmaların yurt dışı kaynaklı döviz gelirlerini Türk lirasına çevirmelerine yönelik destek uygulamasının süresini uzatma kararı aldı. Buna göre, mevcut döviz dönüşüm desteği uygulaması 30 Nisan 2026 tarihine kadar devam edecek.
Söz konusu karar, TCMB’nin fiyat istikrarını güçlendirme, döviz piyasasındaki istikrarı koruma ve Türk lirasına olan talebi destekleme hedefleri doğrultusunda alındı.
Uygulama, firmaların hem döviz likiditesi yönetimini kolaylaştırmayı hem de yerel para biriminin kullanımını artırmayı amaçlıyor.

Uygulamanın Kapsamı ve Amacı
Döviz dönüşüm desteği programı, Türkiye’de yerleşik firmaların yurt dışından elde ettikleri döviz gelirlerini Türk lirasına çevirmeleri durumunda belirli oranlarda teşvik sağlanmasını öngörüyor.
TCMB, bu kapsamda firmalara belirli bir kur seviyesinden dönüş garantisi vererek, döviz bozdurma işlemlerini cazip hale getiriyor.
İlk olarak 2023 yılında devreye alınan uygulama, özellikle ihracatçı firmalar ve yurt dışında faaliyet gösteren şirketlerin elde ettikleri dövizlerin Türkiye’ye yönlendirilmesi açısından önemli bir araç olarak görülüyor.
Uygulamanın süresinin uzatılması, hem firmalar hem de finansal piyasalar açısından pozitif bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Merkez Bankası yetkilileri, kararın gerekçesini “ekonomik dengelenme sürecinin güçlendirilmesi ve Türk lirası finansal varlıklara olan güvenin pekiştirilmesi” olarak açıkladı.
Ayrıca, döviz gelirlerinin TL’ye dönüşünün, hem rezerv pozisyonunu destekleyeceği hem de finansal sistemdeki döviz talebini azaltacağı vurgulandı.

Firmalar İçin Sağlanan Avantajlar
Döviz dönüşüm desteği mekanizması, özellikle ihracat ve turizm gelirleri gibi yurt dışı kaynaklı döviz akışına sahip firmalara avantaj sağlıyor.
Uygulamadan yararlanan firmalar, belirlenen dönüşüm oranı üzerinden TL’ye geçiş yaptıklarında hem kur farkı riskinden korunuyor hem de ek faiz getirisi veya teşviklerden faydalanabiliyorlar.
Uzmanlara göre, bu tür teşvikler firmaların bilançolarında döviz riskini azaltarak, daha istikrarlı bir finansal yapı oluşturmalarına katkı sunuyor.
Aynı zamanda, döviz mevduatlarının bir kısmının Türk lirasına dönüşmesi, finansal sistemdeki TL likiditesini de artırıyor.
Ekonomistler, uygulamanın süresinin 2026’ya kadar uzatılmasının, Türkiye ekonomisinde yerli para birimine geçiş sürecine istikrar kazandıracağını belirtiyor.
Böylece, döviz kurlarındaki dalgalanmaların şirket bilançolarına etkisi sınırlanırken, Merkez Bankası rezervlerinin güçlenmesi de mümkün olacak.

Makroekonomik Dengelere Katkı
TCMB’nin bu adımı, para politikası stratejisinin önemli bir unsuru olarak değerlendiriliyor. Özellikle son yıllarda uygulanan “liraya geçiş” politikası çerçevesinde, hem bireylerin hem de firmaların TL cinsinden işlemlere yönlendirilmesi hedefleniyor.
Bu politikanın sürdürülebilirliği açısından, döviz dönüşüm destekleri, finansal istikrarın korunmasına katkı sağlıyor.
TL’ye olan güvenin artması, iç piyasada faiz oranları, yatırım kararları ve enflasyon beklentileri üzerinde de olumlu etki yaratıyor.
Ekonomistlerin yorumlarına göre, söz konusu uygulama aynı zamanda cari açığın finansmanında da dolaylı bir denge unsuru oluşturuyor.
Zira, yurt dışından elde edilen dövizlerin Türkiye’ye geri dönmesi, hem dış finansman ihtiyacını azaltıyor hem de döviz rezervlerini güçlendiriyor.

Sektörlerden İlk Tepkiler
İş dünyası temsilcileri, TCMB’nin aldığı uzatma kararını genel olarak olumlu karşıladı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) yetkilileri, kararın ihracatçıların finansal planlamalarında öngörülebilirliği artıracağını belirtti.
Sanayi ve ticaret odalarından yapılan açıklamalarda ise, uygulamanın devamının firmaların kur riskini daha etkin yönetmesine yardımcı olacağı, özellikle de küresel belirsizliklerin arttığı dönemlerde işletmelere güvence sağladığı ifade edildi.
Bazı sektör temsilcileri ise, destek oranlarının ve uygulama koşullarının zamanla piyasa koşullarına göre güncellenmesi gerektiğine dikkat çekti.
Böylece, teşviklerin etkinliğinin korunabileceği ve daha fazla firmanın programa dahil olmasının teşvik edilebileceği dile getirildi.

TCMB’nin Politika Çerçevesi
Merkez Bankası, son dönemde “TL’ye geçiş” stratejisini sadece firmalar için değil, bireysel yatırımcılar için de teşvik edici uygulamalarla destekliyor.
Bu kapsamda, kur korumalı mevduat (KKM) sisteminde yapılan dönüşüm oranı düzenlemeleri, rezerv artırıcı önlemler ve döviz yükümlülüklerine yönelik adımlar dikkat çekiyor.
Uzmanlar, TCMB’nin döviz dönüşüm desteğini uzatmasının, uzun vadede para politikasının istikrarına katkı sağlayacağını ve Türk lirasına geçiş sürecinde önemli bir köprü işlevi göreceğini vurguluyor.
Kararın, 2026 yılına kadar geçerli olacak şekilde belirlenmesi ise, hem piyasalara güven mesajı verilmesi hem de yatırımcı beklentilerinin yönetilmesi açısından stratejik bir hamle olarak görülüyor.
TCMB’nin döviz dönüşüm desteğini 30 Nisan 2026’ya kadar uzatma kararı, Türk lirasını güçlendirme ve döviz istikrarını sağlama politikalarının önemli bir parçası olarak öne çıkıyor.
Uygulama sayesinde firmalar döviz riskini azaltırken, TCMB de rezervlerini destekleyerek finansal istikrara katkı sağlıyor.
Uzman görüşlerine göre, bu adım Türkiye ekonomisinde liralaşma sürecinin kararlılıkla sürdüğünü gösteriyor.
Uzatma kararı, hem kısa vadede döviz piyasalarındaki dengeyi koruma hem de uzun vadede ekonomik güveni artırma açısından kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), firmaların yurt dışı kaynaklı döviz varlıklarını Türk lirasına çevirmelerini teşvik eden uygulamanın süresini uzattı.
Resmî Gazete’nin 2 Kasım 2025 tarihli sayısında yayımlanan “Firmaların Yurt Dışı Kaynaklı Dövizlerinin Türk Lirasına Dönüşümünün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ile birlikte, daha önce 31 Ekim 2025 tarihinde sona ermesi planlanan destek uygulamasının süresi 30 Nisan 2026 tarihine kadar uzatıldı. Böylece firmaların dövizden TL’ye dönüşüm süreci, altı ay daha teşvik kapsamına alınmış oldu.

Dövizden TL’ye Dönüşümde Devam Eden Teşvik Politikası
TCMB tarafından yürütülen bu düzenleme, özellikle ihracatçı ve yurt dışı gelir elde eden firmaların döviz rezervlerini Türk lirasına çevirmelerini kolaylaştırmak ve teşvik etmek amacıyla uygulanıyor.
Merkez Bankası’nın ilgili tebliği kapsamında, firmalar yurt dışından elde ettikleri döviz gelirlerini belirli oranlarda Türk lirasına dönüştürdüklerinde bankalar aracılığıyla destekten yararlanabiliyorlar.
Söz konusu uygulama, ilk kez Türkiye ekonomisinde kur istikrarını güçlendirmek ve iç finansal sistemde Türk lirasının payını artırmak amacıyla devreye alınmıştı.
Uygulama kapsamında, dönüşüm oranını artıran bankalara Merkez Bankası tarafından teşvik verilirken, firmaların dövizden TL’ye geçiş süreci de avantajlı hâle getiriliyor.
Yeni tebliğ ile getirilen süre uzatımı, hem bankaların hem de firmaların planlamalarını daha uzun vadeli yapabilmelerine imkân tanıyacak.
Böylece finansal istikrarın korunması ve TL’ye olan güvenin güçlendirilmesi yönündeki adımların sürdürülebilirliği sağlanmış olacak.

Firmalar Açısından Önemi
Yurt dışı kaynaklı döviz gelirine sahip firmalar, bu düzenleme sayesinde döviz varlıklarını Türk lirasına dönüştürdüklerinde ilave kazanç elde edebiliyor. TCMB’nin sağladığı dönüşüm desteği, firmaların likidite yönetimi açısından önemli bir avantaj oluşturuyor.
Uygulamanın devam etmesiyle birlikte, özellikle ihracat odaklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin döviz gelirlerinin bir kısmını TL’ye çevirerek hem finansman maliyetlerini düşürmeleri hem de iç piyasadaki hareketliliğe katkı sağlamaları bekleniyor. Ayrıca bu süreç, TCMB’nin döviz rezervlerini daha etkin yönetmesine de destek sunuyor.
Makroekonomik İstikrar ve TL’nin Güçlenmesi Hedefi
Merkez Bankası’nın dövizden TL’ye dönüşüm politikasının temelinde, Türkiye ekonomisinde kur oynaklığını azaltmak ve fiyat istikrarını güçlendirmek hedefi yatıyor.
Döviz dönüşüm desteği, aynı zamanda TL’ye olan talebi artırarak para politikasının etkinliğini güçlendiriyor.
Uzmanlara göre, TCMB’nin bu kararı finansal piyasalara “istikrar ve devamlılık” mesajı veriyor. Uygulamanın uzatılması, para politikası açısından öngörülebilirliği artırırken, reel sektörün döviz pozisyon yönetiminde esneklik sağlıyor.
Ayrıca, döviz dönüşüm desteğinin sürdürülmesi, kısa vadede döviz talebini dengeleme ve uzun vadede TL’ye olan güveni pekiştirme açısından da önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Bankacılık Sektörüne Yansımalar
Tebliğde yapılan değişiklik, bankacılık sektörünü de yakından ilgilendiriyor. Bankalar, müşterilerinin dövizden TL’ye geçiş işlemlerinde aracılık yaparak dönüşüm oranlarına göre Merkez Bankası’ndan destek alabiliyor.
Böylece bankalar, hem müşterilerini TL’ye dönüşüme teşvik ediyor hem de kendi bilançolarındaki döviz-TL dengelerini daha sağlıklı yönetebiliyor.
Uygulamanın uzatılması, bankaların bu süreçte edindikleri deneyimi daha etkin kullanmalarına olanak tanıyacak.
Ayrıca, dövizden TL’ye dönüşümde artış yaşanması, TL mevduatın payını yükselterek finansal sistemin derinliğini de artırabilir.
Politika Sürekliliği ve Gelecek Beklentileri
Ekonomik uzmanlar, TCMB’nin söz konusu kararıyla birlikte para politikası tarafında istikrarın ön plana çıkarıldığını belirtiyor.
Döviz dönüşüm desteğinin altı ay daha uzatılması, Merkez Bankası’nın liralaşma stratejisini kararlılıkla sürdürdüğünü gösteriyor.
Ayrıca, küresel ekonomik koşullar ve dış ticaretteki dalgalanmalar dikkate alındığında, firmaların döviz rezervlerini etkin biçimde yönetmelerini sağlamak Türkiye ekonomisinin direncini artırıcı bir unsur olarak öne çıkıyor.
Bu nedenle, uygulamanın devam etmesi yalnızca kısa vadeli bir teşvik değil, aynı zamanda orta vadeli bir finansal istikrar politikası olarak da görülüyor.
TL’ye Güveni Artıran Bir Adım
TCMB’nin yayımladığı yeni tebliğ ile dövizden TL’ye dönüşüm desteğinin 30 Nisan 2026 tarihine kadar uzatılması, liralaşma politikasının kararlılıkla sürdüğünün bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Bu adım, hem finansal piyasaların öngörülebilirliğini artıracak hem de reel sektörün TL’ye geçiş motivasyonunu güçlendirecek.
Firmaların ve bankaların bu süreçte aktif görev almasıyla birlikte, Türk lirasının ekonomideki konumunun daha da güçlenmesi ve finansal istikrarın desteklenmesi bekleniyor.
TCMB’nin bu düzenlemesi, dövizden TL’ye geçiş sürecini uzun vadeli bir strateji haline getirirken, ekonominin temel hedeflerinden biri olan fiyat ve kur istikrarına katkı sunmayı amaçlıyor.