Kamu işçisi ve memurlar için kritik süreç

Devlet ile işçi sendikaları arasında yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmeleri kapsamında, zam oranına ilişkin ikinci teklifin bu hafta Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TÜHİS) aracılığıyla sunulacağını belirtti.

Toplumun geniş bir kesimini ilgilendiren bu gelişme, özellikle kamu kurumlarında görev yapan işçilerin maaş artışları konusunda merakla beklenen yeni adımı temsil ediyor.

Çalışma Bakanı'nın açıklamaları, taraflar arasında süregelen pazarlık sürecinin önemli bir safhasına işaret ederken, hükümetin işçi taleplerini dikkate alan bir yaklaşım benimsediği mesajını da veriyor.

İlk Teklifte Uzlaşı Sağlanamamıştı

Hatırlanacağı üzere, Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü görüşmeleri kapsamında işveren tarafı olan TÜHİS ile işçi sendikaları arasında ilk görüşmeler Nisan ayında başlamış, kısa süre içinde hükümet tarafından ilk zam teklifi sunulmuştu.

Ancak bu ilk teklif, işçi sendikaları tarafından beklentilerin altında bulunmuş ve kabul görmemişti. Sendikalar, hayat pahalılığı ve artan enflasyon karşısında kamu işçisinin refah düzeyinin korunması gerektiğini vurgulayarak daha güçlü bir artış talep etmişti.

Bu süreçte, Türk-İş ve Hak-İş gibi önde gelen işçi konfederasyonları, ortak hareket ederek işçilerin ekonomik kayıplarını telafi edecek düzeyde bir zam oranı üzerinde ısrar etmişti.

Hükümetin ise, bütçe dengeleri ve mali disiplin açısından daha kontrollü bir yaklaşımı benimsediği biliniyor. Taraflar arasındaki bu denge arayışı, yeni teklifin içeriğini daha da kritik hale getiriyor.

Bakan Işıkhan’dan Sürece Dair Açıklama

Bakan Işıkhan, katıldığı bir etkinlikte yaptığı açıklamada, görüşmelerin yapıcı bir şekilde ilerlediğini vurgulayarak, kamu işçisinin emeğinin karşılığını alması için çaba sarf ettiklerini belirtti.

"Kamu işçimizi memnun edecek bir noktaya gelmek için sendikalarla ve TÜHİS ile istişare içindeyiz. İkinci teklifimizi bu hafta içinde sunacağız. Umuyoruz ki bu teklif, taraflar arasında daha yapıcı bir uzlaşma ortamı yaratır," ifadelerini kullandı.

Bakan’ın açıklamaları, kamu işçisinin hem ekonomik taleplerini hem de sosyal haklarını gözeten bir denge politikasına işaret ediyor.

Bakanlık yetkilileri de görüşmelerdeki atmosferin olumlu olduğunu, sendikaların taleplerinin dikkatle değerlendirildiğini belirtiyor.

Zam Oranları ve Talepler

İşçi sendikaları, özellikle en düşük kamu işçisi ücretlerinin iyileştirilmesini talep ediyor. Sendikaların öncelikli talepleri arasında; yüzde 30 ila 40 arasında bir taban zam, refah payı uygulaması, vergi dilimi düzenlemeleri ve sosyal yardımlarda artış yer alıyor.

Buna karşılık, hükümetin ilk teklifi daha mütevazı bir artışı içeriyordu. Ancak artan ekonomik baskılar ve kamuoyunun beklentileri doğrultusunda yeni teklifin daha kapsayıcı olması bekleniyor.

Özellikle yüksek enflasyonun alım gücünü olumsuz etkilemesi nedeniyle, kamu çalışanlarının ücretlerinde anlamlı bir artış yapılması kaçınılmaz görünüyor.

Sürecin Hukuki ve İdari Boyutu

Kamu işçilerinin ücretleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu çerçevesinde yürütülen toplu pazarlıklarla belirleniyor.

Bu süreçte TÜHİS, kamu işvereni adına masada yer alırken, işçi tarafını Türk-İş ve Hak-İş gibi büyük konfederasyonlar temsil ediyor.

Toplu sözleşme görüşmeleri sadece zam oranlarını değil; çalışma koşullarını, sosyal hakları, mesai ücretlerini ve fazla mesai düzenlemelerini de kapsıyor.

Bu nedenle süreç, hem mali hem de sosyal boyutlarıyla son derece kritik. Hükümetin, iş barışını korumak adına sendikalarla uzlaşmaya varmak için dengeli bir teklif hazırladığı değerlendiriliyor.

İşçi Sendikalarından Açıklamalar

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, hükümetin işçinin alın terini koruyacak bir teklifle masaya gelmesini beklediklerini söylemişti.

Atalay, “Kamu işçisinin geçim derdi her geçen gün daha da ağırlaşıyor. Biz taleplerimizi net biçimde ilettik. Şimdi hükümetin adım atma zamanı,” ifadelerini kullanmıştı.

Benzer şekilde, Hak-İş Konfederasyonu da ücret artışlarının reel anlamda bir iyileşme getirmesi gerektiğini savunuyor.

Sendikalar, sadece zam oranlarının değil, iş güvencesi, iş sağlığı ve güvenliği gibi alanlarda da ilerleme kaydedilmesi gerektiğini dile getiriyor.

Toplumda Beklenti Yüksek

Kamuoyunda ise gözler bu hafta yapılacak ikinci teklife çevrilmiş durumda. Özellikle ekonomik koşulların zorlaştığı bir dönemde, kamu işçilerine yapılacak zammın diğer sektörler açısından da belirleyici olacağı düşünülüyor.

Özel sektör çalışanları ve emekliler de bu süreci yakından izliyor; çünkü kamu işçilerine yapılacak zam, genellikle diğer maaş artışlarına da referans oluşturuyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın açıklamaları, kamu işçileri açısından umut verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

İkinci teklifin içeriği henüz açıklanmamış olsa da, taraflar arasında bir uzlaşı sağlanması ve sözleşmenin en kısa sürede tamamlanması hedefleniyor.

Uzmanlar, görüşmelerin sonuçlanmasının ardından belirlenecek zam oranlarının yılın geri kalanı boyunca kamu maliyesi üzerinde etkili olacağını belirtiyor.

Aynı zamanda bu artışların, enflasyonla mücadele sürecinde tüketici davranışları ve piyasa dinamikleri açısından da önem taşıdığı ifade ediliyor.

Kamu işçisinin zam pazarlığında kritik bir dönemece girildi. Bakanlık tarafından sunulacak ikinci teklif, hem sendikaların tutumu hem de kamuoyunun tepkisi açısından yakından takip edilecek.

Tarafların uzlaşıya varması halinde, yeni dönemde kamu işçileri için daha istikrarlı ve güvenli bir çalışma ortamı oluşturulması bekleniyor.

Kamu işçilerinin 2025-2026 yıllarına ilişkin zam pazarlığında kritik bir dönemece girildi. TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ’in art arda yaptığı çağrıların ardından, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’dan sürecin seyrini değiştirebilecek bir açıklama geldi.

Bakan Işıkhan, ikinci zam teklifinin bu hafta içinde Türkiye Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS) aracılığıyla sunulacağını bildirdi.

Bakan Işıkhan: Yeni Teklif Bu Hafta Geliyor

Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü kapsamında yaklaşık 600 bin kamu işçisini doğrudan ilgilendiren ücret artışı için ikinci teklif hazırlığı sürüyor.

Bakan Işıkhan, taraflar arasında süren müzakerelerde bir adım daha atacaklarını belirterek, TÜHİS’in bu hafta içinde yeni bir teklifle masaya geleceğini duyurdu.

Bu açıklama, işçi sendikalarının bir süredir dile getirdiği "yeni teklif" çağrısına doğrudan yanıt niteliği taşıyor.

TÜRK-İŞ: İlk Teklif Kabul Edilemezdi

TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, ilk teklifin beklentilerin çok uzağında kaldığını vurgulayarak, "Bu teklif bizim için kabul edilemezdi.

İşçilerin emeği hiçe sayılmış gibi bir izlenim oluştu," ifadelerini kullandı. Ağar, ikinci teklifin gecikmesi üzerine, TÜRK-İŞ ve bağlı sendikaların eylem kararı aldığını, bu kapsamda iş yerlerinde ve sendika şubelerinde basın açıklamaları düzenlendiğini aktardı.

Ancak alınan bu eylem kararlarının ardından valiliklerin çeşitli kısıtlamalar getirdiğini belirten Ağar, "Basın açıklamaları ve toplantılar yasaklanıyor.

Oysa biz sadece insanca yaşanacak bir ücret talep ediyoruz," dedi. Ağar, görüşmelerin sürdürülmesi ve bir uzlaşma sağlanması için hükümete çağrıda bulunarak, "Eğer sokakta değil, masada çözüm isteniyorsa, insan onuruna yakışır bir ücret önerisi getirilmelidir," diye konuştu.

Kamu İşçisi Devletin İşçisidir

TÜRK-İŞ'in yetkilisi Ağar, kamu işçisinin devlet adına hizmet verdiğini hatırlatarak, bu kişilerin refahının tüm toplumun yararına olduğunu dile getirdi.

“Kamu işçisinin mağdur edilmemesi gerekir. Görüşmeleri daha fazla uzatmadan, işçi kardeşlerimizi sıkıntıya sokmadan bir an evvel tatmin edici bir teklif bekliyoruz,” ifadelerini kullandı.

İlk Teklifin Detayları Neydi?

Hükümetin ilk sunduğu zam teklifi, beklentilerin çok altında kalmıştı. 2025 yılı için ilk 6 ayda yüzde 16, ikinci 6 ayda yüzde 8; 2026 yılı için ise ilk 6 ayda yüzde 7 ve yılın ikinci yarısında yüzde 5 zam önerilmişti.

Bu oranlar, hayat pahalılığı ve artan yaşam maliyetleri karşısında kamu işçileri tarafından yeterli bulunmadı. TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ, ilk teklifin revize edilmesi talebiyle masaya dönülmesini istemişti.

HAK-İŞ: Taban Ücret Teklifi Sunulmadı, Bu Kırmızı Çizgidir

HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Halil Çukutli de ilk teklifin yetersizliğine dikkat çekerek, özellikle taban ücrete ilişkin herhangi bir önerinin sunulmamasını eleştirdi.

“Biz taban ücretin günlük 1800 liraya yükseltilmesini talep ettik. Ancak bu konuda hiçbir teklif gelmedi. Bu bizim için pazarlık edilemez bir kırmızı çizgidir,” dedi.

HAK-İŞ, ücret adaletsizliğinin giderilmesi ve düşük gelirli işçilerin korunması adına taban ücretin artırılmasının şart olduğunu vurguladı.

İşçi Tarafının Talepleri Net

TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ’in ortak taleplerinde üç temel unsur öne çıkıyor. Öncelikle, günlük brüt ücretin en az 1800 liraya yükseltilmesi isteniyor.

Bu düzenlemenin ardından, 2025 yılı için ilk 6 ayda yüzde 50, ikinci 6 ayda ise yüzde 25 oranında zam yapılması ve tüm bu oranların üzerine yüzde 10 refah payı eklenmesi talep ediliyor. Sendikalar, bu taleplerin yalnızca işçilerin geçimini sağlamak için gerekli olduğunu savunuyor.

Zam Görüşmeleri Sadece İşçileri Değil, Milyonları Etkiliyor

Kamu işçilerine yönelik toplu iş sözleşmesi görüşmeleri yalnızca 600 bin çalışanı değil, dolaylı yoldan milyonlarca memur ve emekliyi de yakından ilgilendiriyor.

Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü’nün gidişatı, yaklaşık 4 milyon memur ve 2,5 milyon memur emeklisini kapsayan 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerine de yön veriyor.

Ayrıca, özel sektörde yapılan birçok toplu iş sözleşmesinin seyrini de etkileyen bu süreç, örneğin Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) gibi büyük işveren sendikalarının görüşmelerine emsal teşkil edebiliyor.

Gözler Yeni Teklifte

Gelişmeler ışığında gözler, bu hafta içinde sunulması beklenen ikinci teklife çevrilmiş durumda. İşçi tarafı, masaya gelmeden önce daha yapıcı, gerçekçi ve yaşanabilir bir öneri bekliyor.

Hükümetin ikinci teklifinde işçilerin taleplerine ne ölçüde yaklaşacağı ise sürecin seyrini belirleyecek en önemli etken olarak öne çıkıyor.

Kamu işçilerinin zam pazarlığında kritik bir viraj alınmak üzere. İkinci teklifin içeriği ve işçi sendikalarının buna vereceği tepki, hem çalışma barışını hem de toplumsal beklentiyi doğrudan etkileyebilir. Sürecin barışçıl, adil ve sürdürülebilir bir uzlaşıyla sonuçlanması tüm kesimlerin ortak beklentisi.