Citigroup’dan Fed faiz indirimi sürprizi: Temmuz kalktı, eylül öne çıktı
ABD ekonomisine ilişkin para politikası beklentileri değişmeye devam ederken, Citigroup analistleri Federal Rezerv’in (Fed) bu yıl gerçekleştirmesi muhtemel faiz indirimlerine dair öngörülerini aşağı yönlü revize etti.

2025 yılı içinde toplam 100 baz puanlık bir faiz indirimi öngören Citi, bu beklentisini 75 baz puana düşürdü.
Bu revizyon, sadece miktar anlamında değil, aynı zamanda zamanlama açısından da dikkat çekici bir değişiklik anlamına geliyor.
Faiz İndirimi Beklentisinde Neden Değişiklik Yapıldı?
Citigroup’un yeni projeksiyonuna göre, ABD ekonomisinden gelen son veriler, Fed'in faiz politikasında daha temkinli bir yaklaşım benimseyeceğine işaret ediyor.
Özellikle istihdam piyasasının güçlü seyrini koruması ve enflasyonun arzu edilen seviyeye yavaş ilerlemesi, Fed’in faiz indirimi konusunda acele etmeyeceği sinyallerini veriyor.
Citi’nin kıdemli ekonomistleri, enflasyonun hâlâ %2’lik hedefin üzerinde seyrettiğini ve çekirdek enflasyonda kalıcılık risklerinin sürdüğünü vurguluyor.
Bu nedenle Fed'in daha önce beklenenden daha geç ve daha kademeli faiz indirimine gitmesi öngörülüyor.
Ekonomik Veriler ve Piyasa Dinamikleri Belirleyici Görev Alıyor
Son dönemde açıklanan makroekonomik göstergeler, Fed’in temkinli duruşunu destekliyor. Özellikle tarım dışı istihdam verileri beklentilerin üzerinde gelirken, işsizlik oranındaki düşük seviyeler ve ücret artışları da talep yönlü baskıların sürebileceğini gösteriyor.
Citi ekonomistlerine göre, bu gelişmeler Fed’in “veriye bağlı politika” yaklaşımı çerçevesinde faiz indirimi adımlarını dikkatle atmasını gerektiriyor.
Enflasyonun hızlı biçimde gerilememesi, merkez bankasının şahin duruşunu bir süre daha korumasına neden olabilir.
İlk Faiz İndirimi Hangi Tarihte Bekleniyor?
Citigroup’un güncel beklentilerine göre, Fed’in ilk faiz indirimi 2025 yılının Eylül ayında gerçekleşebilir. Bu tarih, piyasalarda yılın ortasında faiz indirimi beklentilerinin yaygın olduğu döneme kıyasla daha ileri bir zaman dilimini işaret ediyor. Daha önce haziran-temmuz aylarında faiz indirimi yapılacağı yönünde öngörüler bulunmaktaydı.
Ancak Citi analistleri, enflasyonda beklenenden daha sert bir düşüş yaşanması durumunda bu takvimin öne çekilebileceğini de göz ardı etmiyor.
Bununla birlikte, şu anda temel senaryo olarak yılın son çeyreğinde toplam 75 baz puanlık üç kademeli faiz indirimi öngörülüyor.
Fed Yetkililerinden Gelen Açıklamalar Ne Yönde?
Fed üyeleri de son açıklamalarında enflasyonla mücadelede sabırlı olunması gerektiğine vurgu yapıyor. Fed Başkanı Jerome Powell, geçtiğimiz haftalarda yaptığı konuşmalarda faiz indirimi konusunda aceleci davranmayacaklarının altını çizmişti.
Powell, fiyat istikrarının sağlanmadan faiz indirimine gitmenin, enflasyon beklentilerinde bozulma yaratabileceğine dikkat çekmişti.
Citi analistleri, Fed yetkililerinin sözlü yönlendirmelerinin de piyasa fiyatlamaları üzerinde etkili olduğunu belirtiyor.
Bu açıklamalar, yatırımcılar açısından faiz indirimlerinin zamanlaması ve büyüklüğü konusunda daha temkinli bir duruşa yönelmelerine neden oluyor.
Küresel Ekonomik Görünüm ve Fed’in Kararları
Fed’in faiz politikası yalnızca ABD için değil, küresel piyasalar açısından da belirleyici öneme sahip. Citi uzmanlarına göre, ABD’de faiz indirimi sürecinin ertelenmesi, gelişen piyasa ekonomileri üzerinde baskı yaratabilir.
Yüksek ABD faizleri, doların güçlü kalmasına ve sermaye akımlarının gelişmekte olan ülkelerden çıkmasına neden olabilir.
Öte yandan Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Kanada Merkez Bankası gibi bazı büyük merkez bankaları, faiz indirimlerine başlama konusunda Fed’den önce harekete geçmiş durumda. Bu da küresel para politikalarında farklılaşma yaratıyor.
Tahvil Piyasaları ve Yatırımcı Tepkileri
Citi'nin revize ettiği faiz beklentileri, tahvil piyasalarında da dalgalanmalara yol açtı. ABD 10 yıllık tahvil faizleri, faiz indirimi beklentilerindeki zayıflamayla birlikte yükseliş gösterdi. Bu durum, yatırımcıların daha uzun süre yüksek faiz ortamına hazırlıklı olmaya çalıştığını gösteriyor.
Yatırımcıların portföy tercihlerinde de bu gelişmeler etkili oluyor. Özellikle hisse senetleri ve riskli varlıklara yönelme konusunda daha temkinli bir hava hâkim.
Citi, bu belirsizlik ortamında kısa vadeli tahvillerin ve kaliteli sabit getirili menkul kıymetlerin ön planda olabileceğini belirtiyor.
Fed’in Kararları Daha Çok Veriye Bağlı Olacak
Citigroup’un faiz indirimi beklentilerinde yaptığı bu aşağı yönlü revizyon, Fed’in temkinli ve veriye dayalı yaklaşımının bir yansıması olarak görülüyor.
ABD ekonomisinin gücü ve enflasyonun kalıcılığı, merkez bankasının politika adımlarını doğrudan etkiliyor.
Yılın geri kalanında açıklanacak enflasyon, büyüme ve istihdam verileri, faiz indirimi takvimi açısından belirleyici olacak.
Citi’nin öngörüsüne göre, Fed 2024 yılı içinde toplamda üç kez faiz indirimi yapabilir ve bu adımların ilki Eylül ayında gelebilir.
Ancak bu senaryo, ekonomik verilerin şimdiki gibi seyretmesi durumunda geçerli olacak. Enflasyonda sert bir düşüş ya da ekonomik aktivitede ani bir yavaşlama, politika rotasının yeniden gözden geçirilmesine yol açabilir. Dolayısıyla Fed’in faiz politikasına ilişkin beklentiler, dinamik bir yapıda kalmaya devam edecek.
Citigroup, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) para politikası yönündeki olası adımlarına ilişkin tahminlerini gözden geçirdi.
Banka, daha önce temmuz ayında başlamasını öngördüğü faiz indirimlerinin zamanlamasında değişikliğe giderek, ilk indirimin eylülde gerçekleşmesini beklediğini açıkladı. Bu değişiklikle birlikte, faiz indirimi sayısına dair beklentiler de aşağı yönlü revize edildi.
Faiz İndirimi Beklentileri Azaldı
Citigroup'un yayımladığı yeni analizde, 202 5 yılı için toplamda dört kez faiz indirimi olacağına dair önceki beklentinin üçe düşürüldüğü belirtildi.
Böylece, bu yıl için tahmin edilen toplam faiz indirimi 100 baz puandan 75 baz puana indirildi. Banka, eylül, ekim ve aralık aylarında Fed’in her toplantıda 25'er baz puanlık indirim yapacağını öngörüyor.
Citigroup’un bu güncellemesi, mayıs ayında açıklanan ve beklentilerin üzerinde gelen istihdam verilerinin ardından geldi.
Özellikle işgücü piyasasındaki dayanıklılığın, Fed’in faiz indiriminde daha temkinli hareket edebileceği beklentisini güçlendirdiği vurgulandı.
İşgücü Piyasasındaki Güçlü Seyir Etkili Oldu
Mayıs ayına ilişkin ABD istihdam raporunda, işgücü piyasasının hala güçlü bir performans sergilediği görüldü.
Bu durum, Fed'in enflasyonla mücadelesinde daha sabırlı ve kademeli adımlar atacağını gösteriyor. Citigroup analistleri, istihdam piyasasındaki bu dirençli yapının, erken bir faiz indirimi için yeterli gerekçeyi ortadan kaldırdığını belirtti.
Raporda, “Beklentilerin üzerinde gelen tarım dışı istihdam artışı ve işsizlik oranındaki sınırlı değişim, Fed'in faiz indirimine başlamak için daha fazla zamana ihtiyaç duyduğunu gösteriyor. Bu nedenle temmuz ayında bir faiz indirimi beklemek artık daha az olası görünüyor” ifadelerine yer verildi.
2026 Yılına Dair Öngörüler de Paylaşıldı
Citigroup yalnızca bu yıla ilişkin projeksiyonlarını değil, 2026 yılına dair öngörülerini de güncelledi. Banka, 2026 yılının ocak ve mart aylarında da 25’er baz puanlık iki faiz indirimi daha beklediğini duyurdu. Bu tahmin, Fed’in uzun vadeli para politikası duruşunun gevşemeye devam edeceğine işaret ediyor.
Banka, orta vadeli enflasyon trendlerinin ve ekonomik büyümenin seyri doğrultusunda, Fed’in faiz indirim döngüsünü yalnızca 2025 ile sınırlı tutmayabileceğini belirtti.
Bu kapsamda, 2026 yılında yapılması öngörülen faiz indirimlerinin, ekonomik aktiviteyi desteklemek amacıyla devam edebileceği dile getirildi.
Fed'in Para Politikası Yönü Belirsizliğini Koruyor
ABD Merkez Bankası'nın faiz politikalarına ilişkin beklentiler son dönemde oldukça dalgalı bir seyir izliyor.
Enflasyon verilerinin istikrarsızlığı ve ekonomik göstergelerdeki karışık sinyaller, Fed’in nasıl bir yol haritası izleyeceğine dair belirsizliği artırıyor.
Bir yandan enflasyonun hedefe yakınsamaya başlaması, diğer yandan istihdam piyasasının dirençli kalması, politika yapıcıların elini zorlaştırıyor.
Fed yetkilileri son açıklamalarında, para politikasında atılacak adımların veriye bağlı olacağını sık sık yinelemişti.
Bu bağlamda, Citigroup’un temmuz ayına yönelik faiz indirimi tahminini kaldırması ve eylüle ertelemesi, piyasalarda benzer revizyonların artabileceği sinyalini veriyor.
Piyasalar Nasıl Etkilenecek?
Citigroup’un güncel faiz indirimi beklentileri, küresel finansal piyasalarda da yankı buldu. Tahvil getirileri bu beklentiler doğrultusunda yeniden fiyatlanmaya başladı.
Özellikle ABD 10 yıllık hazine tahvili faizinde sınırlı bir yükseliş gözlemlendi. Bu, yatırımcıların daha geç ancak daha temkinli bir faiz indirimi döngüsüne hazırlık yaptığını gösteriyor.
Ayrıca hisse senedi piyasalarında da bu gelişmenin etkileri hissedildi. Faiz oranlarının uzun süre yüksek kalacağı beklentisi, özellikle teknoloji hisseleri başta olmak üzere bazı sektörlerde baskı oluşturdu.
Ancak genel anlamda piyasa tepkisinin sınırlı kalması, Citigroup’un tahminlerinin zaten büyük ölçüde fiyatlandığını gösteriyor olabilir.
Küresel Merkez Bankaları İçin Örnek Olabilir
Fed’in faiz politikasına ilişkin gelişmeler yalnızca ABD’yi değil, küresel ekonomiyi de yakından ilgilendiriyor.
Diğer büyük merkez bankaları da kendi politikalarını belirlerken Fed’in adımlarını dikkate alıyor. Bu nedenle, Fed’in daha geç ve daha sınırlı faiz indirimi öngörüsü, Avrupa Merkez Bankası (ECB), İngiltere Merkez Bankası (BoE) ve gelişmekte olan ülke merkez bankaları için de yön gösterici olabilir.
Citigroup’un tahminlerine göre, küresel ekonomide dezenflasyon süreci beklenenden daha yavaş ilerliyor.
Bu nedenle, para politikasında erken gevşeme yerine daha dengeli ve ihtiyatlı bir yaklaşımın benimsenmesi daha olası görünüyor.
Fed İndirimi Gecikiyor, Ancak Tamamen Gündemden Düşmüş Değil
Citigroup’un yeni değerlendirmesi, Fed’in faiz indirimine başlama zamanının ötelenmiş olmasına rağmen, bu olasılığın tamamen ortadan kalkmadığını ortaya koyuyor.
İşgücü piyasasındaki güçlü seyrin ve enflasyondaki katılığın, Fed’in hızlı bir gevşeme sürecine girmesini engellediği görülüyor.
Bununla birlikte, ekonomik aktivitenin yavaşlamaya başlaması ve enflasyonun daha belirgin şekilde gerilemesi durumunda, Fed’in faizleri düşürmeye başlama ihtimali yeniden güç kazanabilir. Eylül ayında başlaması beklenen bu süreç, yıl sonuna kadar toplamda üç faiz indirimi ile sınırlı kalabilir.
Citigroup’un öngörüleri, yalnızca yatırımcılar ve piyasalar için değil, aynı zamanda politika yapıcılar açısından da önemli bir referans niteliği taşıyor.
Ekonomik verilerdeki her değişiklik, bu tahminlerin yeniden şekillenmesine yol açabilir. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde, hem ekonomik göstergeler hem de merkez bankası açıklamaları büyük önem taşımaya devam edecek.