Krediye bağımlı ekonomi: 2024 verileri endişelendiriyor
Türkiye ekonomisinde son yıllarda yaşanan gelişmeler, özellikle para politikasındaki değişiklikler ve faiz oranlarının yönünde yaşanan dalgalanmalar, finansal göstergelerde önemli değişimlere yol açtı. Bu değişimlerden biri de bankacılık sektörünün kredi hacminde görülen kayda değer artış oldu.

2024 yılı itibarıyla Türkiye'deki bankaların toplam kredi hacmi 15,6 trilyon Türk Lirası’na (TL) ulaşarak rekor seviyeye çıktı. Bu durum, hem bireylerin hem de işletmelerin finansmana olan ihtiyacını açıkça ortaya koyuyor.
Ekonomik Politikalar ve Krediye Yöneliş
2021 yılının sonlarına doğru Merkez Bankası'nın faiz politikasında yön değişikliğine gitmesiyle birlikte Türkiye ekonomisi yeni bir döneme girdi.
Bu dönemde faizlerin düşürülmesiyle birlikte krediye erişim daha kolay hale geldi. Aynı zamanda, Türk Lirası'nın değer kaybı ve enflasyon oranlarındaki artış, halkın ve şirketlerin tasarruf yerine tüketime ve yatırıma yönelmesine neden oldu.
Alım gücündeki düşüş, vatandaşları ve işletmeleri daha fazla kredi kullanmaya itti. Finansman ihtiyacının karşılanması amacıyla bankalara olan talep önemli ölçüde arttı.
Kredi Hacmindeki Yıllık Artış
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, 2024 yılında bankaların toplam kredi hacmi 15,6 trilyon TL’ye ulaştı.
Bu rakam, 2023 yılına göre yaklaşık yüzde 37,7 oranında bir artış anlamına geliyor. Yıllık bazda bu denli yüksek bir artış, hem kredi kullanımındaki yoğunluğu hem de ekonomik sistemin finansal enstrümanlara olan bağımlılığını gözler önüne seriyor.
Kredi hacmindeki artış, hem bireysel tüketici kredilerinde hem de ticari kredilerde gözlemlendi. Özellikle hanehalklarının artan enflasyon karşısında yaşam standartlarını korumak adına kredi kartlarına, ihtiyaç kredilerine ve konut kredilerine yöneldiği görülüyor.
Öte yandan, küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) yanı sıra büyük ölçekli firmalar da nakit akışlarını sürdürebilmek ve yatırımlarını finanse edebilmek için kredi kullanımlarını artırdı.
İhtisas Dışı Kredilerde de Artış
Veriler, ihtisas dışı kredi kategorisinde de ciddi bir artış olduğunu gösteriyor. 2024 yılı itibarıyla ihtisas dışı kredilerin toplam hacmi 14,3 trilyon TL’ye yaklaşarak yüzde 38’in üzerinde bir büyüme kaydetti.
İhtisas dışı krediler; tarım, turizm, eğitim gibi belirli sektörlere özel olarak tanımlanmamış, daha genel amaçlı olarak kullandırılan kredileri kapsıyor.
Bu alandaki büyüme, ekonomideki genel finansman ihtiyacının artarak çeşitlendiğini ve sektörler arasında homojen bir kredi talebinin oluştuğunu gösteriyor.
Tüketici Eğilimleri ve Alım Gücü
Artan kredi hacminin bir diğer önemli nedeni de alım gücünde yaşanan gerileme. Enflasyonun çift hanelerde seyrettiği ve döviz kurlarının yükseldiği bir ortamda vatandaşlar, temel ihtiyaçlarını karşılamak ya da daha büyük çaplı harcamalar (örneğin konut veya otomobil alımı) yapmak için kredi kullanma yoluna gidiyor.
2024 yılında ihtiyaç kredilerine ve kredi kartı harcamalarına olan talep tarihi zirveleri gördü. Kredi kartı limitlerinin artırılması ve taksitli alışveriş imkânlarının genişletilmesi, tüketici davranışlarını doğrudan etkileyen unsurlar arasında yer aldı.
Bankacılık Sektörünün Gücü
Bankalar, bu süreçte hem bireylerin hem de kurumların taleplerine yanıt verebilmek adına kredi portföylerini genişletti.
Faiz oranlarının yükselmesine rağmen, krediye olan yüksek talep devam etti. Bankalar da bu talebi karşılamak adına çeşitli finansman modelleri ve kredi ürünleri geliştirdi.
Dijital bankacılığın yaygınlaşması, kredi başvurularını kolaylaştırarak daha fazla kişiye ulaşılmasını sağladı.
Mobil uygulamalar üzerinden saniyeler içinde onaylanan krediler, tüketicilerin alışveriş ve yatırım kararlarını hızlandırdı.
Mevduatlarla Paralel Büyüme
Kredi hacmindeki büyüme, mevduat tarafında da belirli oranlarda artışı beraberinde getirdi. Vatandaşlar, yüksek enflasyon nedeniyle tasarruflarını mevduat hesaplarında değerlendirmeyi tercih etti.
Özellikle döviz mevduatları ve Türk Lirası cinsinden vadeli mevduat hesaplarında artışlar gözlemlendi. Bankalar da bu tasarrufları kredi olarak ekonomiye kazandırma yönünde aktif politikalar izledi. Böylece, hem mevduat hem de kredi tarafında çift yönlü bir genişleme yaşandı.
Ekonomik Riskler ve Beklentiler
Her ne kadar kredi hacmindeki artış, ekonomik canlılık açısından olumlu bir gösterge olarak değerlendirilse de, bu büyümenin beraberinde getirdiği riskler de göz ardı edilmemeli.
Kredi hacminin hızla büyümesi, hanehalkı borçluluğunun artmasına ve bazı durumlarda geri ödemelerde sorun yaşanmasına neden olabilir.
Aynı şekilde, şirketlerin borç yüklerinin artması da ekonomik kırılganlığı artırabilir. Bu nedenle bankalar, risk yönetimi politikalarını daha da sıkılaştırmakta; kredi notlarını ve gelir analizlerini daha dikkatli değerlendirmektedir.
Önümüzdeki dönemde faiz politikalarının seyrine, küresel ekonomik gelişmelere ve iç talep dinamiklerine bağlı olarak kredi hacminde dengelenme ya da yeni bir büyüme dalgası yaşanabilir.
Ancak mevcut veriler, 2024’ün Türkiye ekonomisinde kredilerin merkezi bir rol oynadığı bir yıl olarak kayıtlara geçtiğini açıkça göstermektedir.
Türkiye’de 2024 yılında yaşanan ekonomik gelişmelerin bir sonucu olarak bankacılık sektöründe kredi hacmi 15,6 trilyon TL’ye ulaşarak tarihi bir seviyeye çıktı. Hem bireylerin hem de işletmelerin artan finansman ihtiyacı, kredi kullanımlarını rekor düzeye taşıdı.
Faiz politikaları, enflasyon, alım gücü ve dijitalleşme gibi birçok faktör bu büyümede etkili oldu. Ancak kredi hacmindeki bu artış, dikkatli bir finansal planlama ve sürdürülebilir borçlanma politikalarıyla yönetilmediği takdirde ekonomik riskleri de beraberinde getirebilir.
Bu nedenle, hem bireylerin hem de kamu ve özel sektörün bu süreçte dengeli hareket etmesi büyük önem taşımaktadır.
Son yıllarda Türkiye ekonomisinde yaşanan yüksek enflasyon, artan maliyetler ve düşen alım gücü vatandaşları ve işletmeleri alternatif finansman arayışlarına yöneltti.
Bu koşullarda banka kredileri, bireyler ve kurumlar için önemli bir mali kaynak haline geldi. Türkiye Bankalar Birliği’nin 2024 yılı verileri, bu eğilimin açık bir yansımasını sunuyor.
2024 yılı itibarıyla Türkiye’de bankaların toplam kredi hacmi 15,6 trilyon Türk Lirasına ulaşarak önemli bir büyüme kaydetti. Bu rakam, 2023 yılında 11,2 trilyon TL seviyesindeydi.
Buna göre, bir yıllık dönemde toplam kredilerde yaklaşık %37,7 oranında bir artış yaşandı. Bu artış, sadece bireysel tüketicilerin değil, aynı zamanda reel sektörün ve kamu kurumlarının da finansmana daha fazla ihtiyaç duyduğunun göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Kredi hacmindeki bu büyüme yalnızca son iki yıla özgü bir durum değil. Önceki yıllara bakıldığında da benzer bir artış eğilimi göze çarpıyor.
Örneğin, 2020 yılında toplam kredi hacmi 3,4 trilyon TL iken, 2021 yılında bu rakam 4,7 trilyon TL’ye yükseldi.
2022’de ise kredi hacmi 7,2 trilyon TL’ye çıkarak artış ivmesini sürdürdü. Böylece 2020-2024 dönemi boyunca toplam kredi hacmi yaklaşık 4,5 kat artmış oldu.
Uzmanlık Alanlarına Yönelik Kredilerde Yüksek Artış
Türkiye Bankalar Birliği’nin “İllere Göre Kredi ve Mevduat” başlıklı 2024 yılı raporu, kredilerin detaylarına dair kapsamlı veriler içeriyor. Bu veriler, özellikle ihtisas kredileri alanında dikkat çekici gelişmelere işaret ediyor.
İhtisas kredileri, belirli sektörlere veya faaliyet alanlarına özel olarak tahsis edilen finansman türlerini kapsıyor.
2023 yılında 821 milyar TL olan bu kredi türü, 2024 yılında yaklaşık %46 oranında artarak 1,2 trilyon TL seviyesine yükseldi.
İhtisas dışı krediler de benzer bir artış eğilimi gösterdi. 2023 yılında 10,4 trilyon TL olan ihtisas dışı krediler, 2024 itibarıyla %38,2 oranında artarak 14,3 trilyon TL’ye ulaştı. Bu durum, ekonominin tüm kesimlerinde genel bir kredi talebi artışının yaşandığını ortaya koyuyor.
Tarım Kredileri Lider Konumda
İhtisas kredileri içerisinde sektörel dağılım incelendiğinde, tarım sektörüne verilen kredilerin öne çıktığı görülüyor. 2024 yılı itibarıyla toplam tarım kredisi miktarı 835,2 milyar TL olarak gerçekleşti.
Tarım kredilerini sırasıyla; 318,1 milyar TL ile “diğer ihtisas kredileri”, 43,5 milyar TL ile gayrimenkul sektörü kredileri ve 19,9 milyar TL ile turizm sektörü kredileri takip etti.
Bu veriler, tarımın hâlâ ülke ekonomisinde hem üretim hem de istihdam açısından kritik bir öneme sahip olduğunu gösteriyor.
Tarım alanına yapılan bu finansal yönlendirme, özellikle kuraklık, girdi maliyetleri ve iklim krizinin etkilerinin hissedildiği bir dönemde çiftçilerin ayakta kalabilmesi ve üretimin devamlılığı açısından hayati öneme sahip.
Mevduatlarda da Büyüme
Kredi artışlarının yanı sıra bankacılık sistemine yatırılan mevduatlarda da dikkat çeken bir artış söz konusu.
2023 yılında 14,2 trilyon TL olan toplam mevduat tutarı, 2024 yılında %28,6 oranında artarak 18,3 trilyon TL’ye ulaştı.
Bu durum, halkın ve şirketlerin tasarruflarını bankalarda değerlendirme eğilimini sürdürdüğünü ve finansal sistemin likidite açısından güçlü bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor.
İller Bankası’nın Finansal Desteği Artıyor
Yerel yönetimlerin kalkınması için projelere teknik ve mali destek sunan İller Bankası A.Ş. de 2024 yılı verilerinde özel bir kalem olarak yer aldı. Banka, belediyelere sunduğu kredi desteklerini il bazında dağıtmamış olsa da, toplam finansman miktarları raporda paylaşıldı.
Buna göre, İller Bankası’nın sağladığı toplam kredi miktarı 2023 yılında 65,1 milyar TL iken, 2024 yılında bu tutar %16,4 oranında artışla 75,8 milyar TL’ye ulaştı.
Bu kredilerin, özellikle altyapı, su ve kanalizasyon sistemleri, ulaşım projeleri gibi temel belediye hizmetlerinin finansmanında kullanıldığı biliniyor.
İller Bankası’nın kredileri, hem ihtisas hem de ihtisas dışı kategorilerde sınıflandırılmış olsa da, detaylı dağılım il düzeyinde belirtilmediği için analizler genel çerçevede değerlendiriliyor.
Bölgesel Dağılımlar ve Eğilimler
Raporda, kredilerin illere ve bölgelere göre dağılımı da analiz edildi. Buna göre, büyükşehirlerin hem kredi kullanımında hem de mevduat birikiminde lider konumda olduğu görülüyor.
Ekonomik faaliyetlerin yoğunlaştığı Marmara, Ege ve İç Anadolu bölgeleri, kredi talebinde en yüksek paya sahip bölgeler arasında yer aldı.
Ancak tarım kredilerinin özellikle İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde yoğunlaştığı gözlemlendi.
Kredi Genişlemesi Sürecek mi?
2024 yılı itibarıyla Türkiye’de kredi hacminin önemli oranda artması, hem makroekonomik dinamiklerin hem de bireysel düzeyde finansal ihtiyaçların derinleştiğini gösteriyor.
Enflasyonun yüksek seyrettiği bir ortamda, krediye erişim birçok kesim için kısa vadeli bir çözüm sunuyor.
Ancak bu eğilimin sürdürülebilir olup olmayacağı, kredi maliyetlerinin, politika faizlerinin ve enflasyonun seyriyle doğrudan ilişkili olacak.
Önümüzdeki dönemde kredi artışının daha kontrollü bir şekilde seyretmesi ve bu büyümenin finansal istikrarı tehdit etmeden devam etmesi, ekonomi yönetimi açısından kritik önemde olacak.
Özellikle ihtisas kredilerinin sektörlere göre daha etkin dağıtılması ve kaynakların verimli kullanılması, uzun vadeli ekonomik büyüme ve kalkınma açısından önemli fırsatlar sunuyor.