Enflasyonda soğuma sinyali: Temmuzda vergi etkisi öne çıktı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Temmuz 2025 dönemine ilişkin Fiyat Gelişmeleri Raporu’nu kamuoyu ile paylaştı. Raporda yer alan değerlendirmelere göre, aylık enflasyonun ana eğiliminde sınırlı ve geçici bir yükseliş gözlemlendi.

Bu artışta özellikle enerji fiyatları ile hizmet sektöründeki fiyat hareketlilikleri etkili olurken, gıda grubu fiyatlarındaki ılımlı ve olumlu seyir bu dönemde de devam etti.
Raporun genel çerçevesine bakıldığında, Temmuz ayında tüketici fiyatlarının belirli kalemlerde belirgin bir artış kaydettiği, ancak bu artışların yapısal değil daha çok geçici faktörlerden kaynaklandığı ifade ediliyor.
Mevsimsel etkiler, döviz kuru gelişmeleri ve enerji maliyetlerindeki oynaklık, söz konusu yükselişte temel belirleyiciler arasında yer aldı.
TCMB, fiyat gelişmeleri üzerinde etkili olan geçici unsurların analizini yaparken, özellikle enerji fiyatlarındaki artışın, genel enflasyon üzerindeki yukarı yönlü baskıyı artırdığını belirtti.
Bu gelişmelerin yanı sıra, hizmet grubundaki fiyat dinamiklerinin de enflasyonun ana eğiliminde belirleyici görev aldığı kaydedildi.
Enerji Grubunda Belirgin Fiyat Artışları
Rapora göre, Temmuz ayında enerji grubu fiyatlarında dikkat çeken artışlar yaşandı. Özellikle akaryakıt fiyatları, uluslararası petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar ve döviz kuru etkisiyle yükseldi.
Elektrik ve doğalgaz gibi temel enerji kalemlerinde gözlenen artışlar, doğrudan ve dolaylı yollardan genel tüketici fiyatlarına yansıdı.
TCMB, enerji grubundaki bu fiyat artışlarının hem üretici maliyetleri üzerinde baskı yarattığını hem de tüketiciye yansıyan fiyatlarda artışlara neden olduğunu vurguladı.
Bununla birlikte, söz konusu artışların kısa vadeli olduğu ve maliyet yönlü şokların zamanla hafiflemesiyle birlikte etkisinin sınırlanabileceği de raporda ifade edildi.
Hizmet Sektöründe Fiyat Yükselişleri Öne Çıktı
Hizmet grubu da Temmuz ayı içerisinde fiyat artışlarının en fazla gözlendiği kalemlerden biri oldu. Özellikle kira, ulaştırma hizmetleri, lokanta ve otel gibi alt kalemlerde yükseliş trendi dikkat çekti.
Bu artışta yaz sezonunun başlaması ve turizm hareketliliğinin artması gibi dönemsel unsurların etkili olduğu belirtildi.
Ayrıca, personel maliyetlerindeki artış ve genel işletme giderlerindeki yükselişin de hizmet fiyatlarını yukarı yönlü etkilediği vurgulandı.
Hizmet sektöründeki fiyat hareketlerinin enflasyonun ana eğilimini doğrudan etkilediği ve bu gruptaki gelişmelerin Merkez Bankası tarafından yakından takip edildiği belirtildi.
Gıda Fiyatlarındaki Olumlu Seyir Devam Ediyor
Raporda dikkat çeken olumlu gelişmelerden biri ise gıda fiyatlarındaki istikrarlı görünüm oldu. Temmuz ayında işlenmemiş gıda fiyatlarında sınırlı da olsa gerilemeler gözlendi. Özellikle sebze ve meyve fiyatlarında mevsimsel bolluğun etkisiyle aşağı yönlü bir hareket yaşandı.
İşlenmiş gıda kalemlerinde ise fiyatlar nispeten yatay seyretti. Raporda, tarımsal üretimdeki artışın ve arz koşullarının iyileşmesinin bu olumlu seyirde etkili olduğu ifade edildi.
Bu durumun, manşet enflasyon üzerindeki yukarı yönlü baskıyı dengeleyici bir unsur olduğu değerlendirildi.
Temel Mal Grubunda Sınırlı Yükselişler Gözlemlendi
Temel mal grubunda ise fiyat artışları daha sınırlı kaldı. Dayanıklı tüketim mallarında, özellikle otomobil ve beyaz eşya gibi ürünlerde fiyat artışları göze çarpsa da, bu artışlar önceki aylara göre daha ılımlı seyretti.
Giyim ve ayakkabı gibi sezonluk kalemlerde ise indirim kampanyalarının etkisiyle fiyatlarda aşağı yönlü hareketler gözlendi.
TCMB, temel mallardaki fiyat gelişmelerinin döviz kuru geçişkenliği ve küresel emtia fiyatlarındaki seyre bağlı olarak şekillendiğini vurguladı.
Üretici Fiyatlarındaki Artış Tüketiciye Yansımaya Devam Ediyor
Raporda yer alan bir diğer önemli başlık ise üretici fiyat endeksindeki (ÜFE) gelişmeler oldu. Temmuz ayında üretici fiyatlarında da artış devam etti.
Sanayi üretiminde kullanılan girdilerin maliyetlerindeki artış, ÜFE’yi yukarı yönlü etkilerken, bu durumun tüketici fiyatlarına yansıma potansiyeli de korundu.
Ara malları, enerji ve sermaye mallarındaki maliyet artışlarının, gelecek dönem tüketici fiyatları üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturabileceği değerlendirildi.
TCMB, bu nedenle üretici fiyatlarındaki gelişmelerin yakından takip edildiğini ve maliyet geçişkenliğinin enflasyon görünümündeki riskleri artırabileceğini belirtti.
Para Politikası ve Enflasyonla Mücadele Kararlılığı
Merkez Bankası, raporun sonunda para politikası açısından değerlendirmelere de yer verdi. Fiyat istikrarının sağlanması hedefi doğrultusunda, enflasyon görünümünü dikkatle izlediklerini ve gereken parasal sıkılığın sürdürüleceğini vurguladı.
TCMB, enflasyonun ana eğiliminde gözlenen geçici yükselişlerin kalıcı bir bozulmaya dönüşmemesi için güçlü bir duruş sergileneceğini belirtti.
Özellikle hizmet enflasyonunun yapışkanlığına dikkat çekilerek, bu alanda ilave politika adımlarının gündeme gelebileceği mesajı verildi.
Temmuz ayına ait Fiyat Gelişmeleri Raporu, enflasyonun geçici faktörlerle sınırlı bir yükseliş eğiliminde olduğunu ortaya koyuyor.
Enerji ve hizmet sektörlerinde yaşanan fiyat artışları, manşet enflasyon üzerindeki yukarı yönlü baskıyı artırsa da, gıda fiyatlarındaki olumlu seyir bu baskıyı sınırlıyor.
TCMB, fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın önüne geçmek ve enflasyon beklentilerini çıpalamak adına, para politikasında kararlı adımlar atmayı sürdürüyor.
Önümüzdeki dönemde de fiyat gelişmelerine ilişkin detaylı analizlerle, politika duruşunun veriye dayalı olarak şekillendirileceği öngörülüyor.
Temmuz ayında tüketici fiyat endeksinde (TÜFE) aylık bazda yüzde 2,06 oranında artış yaşanırken, yıllık enflasyon verisi yüzde 33,52 seviyesine geriledi.
Bu gelişme, yıllık bazda enflasyonda 1,53 puanlık bir düşüşü işaret etti. Enflasyonda yaşanan bu yavaşlama, tüm ana harcama gruplarında kendini gösterdi ve yıllık enflasyonun neredeyse tüm kalemlerde düşüş kaydetmesine neden oldu.
Aylık fiyat artışlarına bakıldığında, özellikle enerji ve hizmet grupları öne çıktı. Enerji fiyatlarındaki yükseliş, hem doğal gaz tarifelerinde yapılan düzenlemeler hem de akaryakıt ve tüp gaz gibi kalemlerdeki maktu vergi güncellemeleri ile ilişkilendirildi. Ayrıca, bir önceki aydan sarkan akaryakıt fiyatlarının etkisi de bu gruptaki artışta etkili oldu.
Öte yandan gıda fiyatlarında genel anlamda sakin bir seyir gözlemlendi. Gıda grubundaki bu durağanlık, işlenmemiş gıda ürünlerinde yaşanan düşüşlerin, işlenmiş gıda fiyatlarındaki artışla dengelenmesiyle açıklanıyor.
Bu durum, gıda enflasyonunun temmuz ayında yatay seyretmesine yol açtı. Özellikle sebze ve meyve gibi işlenmemiş ürünlerdeki fiyat gerilemeleri dikkat çekerken, işlenmiş gıdalarda ambalaj, lojistik ve üretim maliyetlerindeki artışların fiyatlara yansıdığı görüldü.
Hizmet grubundaki gelişmeler de enflasyon dinamikleri açısından dikkat çekiciydi. Bu grupta aylık enflasyonun yükseldiği belirtilirken, bu artışta özellikle zamana bağlı fiyatlama davranışları öne çıktı.
Haberleşme, sağlık ve kira gibi alt gruplar, fiyat belirleme mekanizmalarının dönemsel olarak yeniden yapılandırıldığı alanlar arasında yer aldı.
Kiralarda artan talep ve yeniden değerleme oranlarının etkisiyle fiyatlarda yukarı yönlü hareketlilik gözlendi. Sağlık hizmetlerinde ise hem kamu hem de özel sektördeki fiyat düzenlemeleri artışta etkili oldu.
Enflasyonun yapısal dinamiklerini değerlendirmek açısından önemli bir gösterge olan mevsimsel etkilerden arındırılmış veriler de incelendi.
Bu verilere göre, temel mal gruplarındaki fiyat artışları temmuz ayında bir miktar yavaşladı. Özellikle giyim ve ayakkabı alt grubunda gözlenen zayıf seyir, genel enflasyon eğiliminin yukarı yönlü ivmelenmesini sınırlayıcı bir etken oldu.
Yaz aylarında mevsimsel indirimlerin de etkili olduğu bu grupta, tüketici talebinin görece düşük kalması fiyat baskılarını sınırladı.
Üretici fiyatları cephesinde ise temmuz ayında yüzde 1,73 oranında bir artış gerçekleşti. Bu durum, üretici maliyetlerindeki artışın sürdüğünü ancak ivmesinin azaldığını gösterdi.
Yıllık üretici enflasyonu ise 0,26 puanlık bir gerilemeyle yüzde 24,19 seviyesine indi. Bu tablo, üretici fiyatlarındaki baskının bir miktar hafiflediğine işaret etmekle birlikte, maliyetlerin tüketici fiyatlarına yansıması sürecinin devam ettiğini gösteriyor.
Temmuz ayı özelinde yaşanan fiyat hareketliliklerinin, bazı geçici unsurlardan kaynaklandığı vurgulandı. Yönetilen ve yönlendirilen fiyatlar ile vergi düzenlemeleri, aylık enflasyonun yaklaşık 0,9 puanlık kısmını oluşturdu.
Bu da, enflasyonun önemli bir kısmının kamu kaynaklı fiyat değişikliklerinden etkilendiğini ortaya koyuyor.
Doğal gaz, akaryakıt ve alkol-tütün gibi ürünlerde yapılan vergi artışları, bu dönemde tüketici fiyatlarını yukarı çeken başlıca unsurlar arasında yer aldı.
Bu geçici faktörlerin yanı sıra, üç aylık ortalamalar üzerinden bakıldığında enflasyonun ana eğiliminde kademeli bir yavaşlamanın sürdüğü gözlemlendi.
Bu durum, kısa vadede yaşanan dalgalanmalara rağmen, enflasyonun genel yönünün aşağıya doğru olduğunu ortaya koyuyor. Politika yapıcılar açısından bu tablo, dezenflasyon sürecine dair temkinli bir iyimserlik doğuruyor.
Bununla birlikte, önümüzdeki döneme ilişkin riskler halen varlığını koruyor. Küresel emtia fiyatlarındaki olası dalgalanmalar, döviz kuru hareketliliği, iç talepteki seyir ve beklenti yönetimi gibi faktörler, enflasyon görünümünü etkileyebilecek temel unsurlar olarak ön plana çıkıyor.
Özellikle hizmet ve kira gruplarında süregelen fiyat artışlarının, enflasyonun yapışkanlığını artırma potansiyeli taşıdığı belirtiliyor.
Temmuz ayı enflasyon verileri hem olumlu hem de dikkatle izlenmesi gereken gelişmeleri aynı anda barındırıyor.
Yıllık bazda enflasyonda tüm ana gruplarda görülen gerileme, dezenflasyon süreci açısından umut verici.
Ancak aylık artışın önemli bir kısmının vergi düzenlemeleri ve yönetilen fiyatlar kaynaklı olması, bu düşüşün kalıcılığı konusunda temkinli olunması gerektiğini gösteriyor.
Enerji fiyatlarındaki artışların büyük ölçüde dışsal faktörlere bağlı olması, ekonomi yönetiminin fiyat istikrarını sağlamadaki manevra alanını daraltabilir.
Buna karşılık, iç talebin dengelenmesi, üretim maliyetlerinin kontrol altında tutulması ve beklenti yönetiminin güçlendirilmesi yoluyla enflasyonla mücadelede daha sürdürülebilir sonuçlar elde edilebilir.
Temmuz ayı itibarıyla izlenen bu görünüm, kısa vadeli geçici etkilerin ardından, orta vadeli dezenflasyon hedeflerine ulaşılabileceği yönünde temkinli bir iyimserlik sunmaktadır.
Ancak bu sürecin sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmesi için para ve maliye politikalarının eşgüdüm içinde ve kararlılıkla uygulanması büyük önem taşımaktadır.