ABD-Çin uzlaşması küresel piyasaları salladı

Beyaz Saray, Çin’in nadir toprak metallerine yönelik ihracat kısıtlamalarını fiilen askıya alma kararı aldığını ve yarı iletken tedarik zincirinde ABD’li teknoloji şirketlerini hedef alan soruşturmaları sonlandıracağını duyurdu.

ABD-Çin uzlaşması küresel piyasaları salladı

Bu adım, son aylarda iki ülke arasında artan ticaret ve teknoloji gerilimlerinin yumuşamasına yönelik önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Beyaz Saray Sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, Çin hükümetinin stratejik mineraller üzerindeki ihracat kontrollerini “yeniden gözden geçirme” kararı aldığı belirtilirken, bu adımın Washington ve Pekin arasında yürütülen üst düzey ekonomik ve ticari temasların bir sonucu olduğu ifade edildi.

Sözcü, “Bu gelişme, küresel tedarik zincirlerinin istikrarına ve piyasalarda öngörülebilirliğin artmasına katkı sağlayacaktır” dedi.

Dev uzlaşma: Piyasalar rahat nefes aldı

Stratejik Minerallerde Kritik Adım

Çin, nadir toprak elementleri olarak bilinen ve yüksek teknoloji ürünlerinden elektrikli araçlara, savunma sistemlerinden yenilenebilir enerji ekipmanlarına kadar geniş bir alanda kullanılan hammaddelerin en büyük üreticisi konumunda bulunuyor. Ülke, küresel nadir toprak arzının yaklaşık yüzde 70’ini karşılıyor.

Son dönemde Çin’in, bu metallerin ihracatına ek denetim ve izin mekanizmaları getirmesi, başta ABD ve Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ekonomide endişelere yol açmıştı.

Uzmanlar, Pekin’in bu politikayı Batı’nın teknoloji sektöründeki baskılarına karşı bir “stratejik koz” olarak kullandığını savunuyordu.

Ancak son açıklamaya göre Çin yönetimi, ihracat kısıtlamalarını fiilen durduracak ve mevcut izin süreçlerini sadeleştirecek. Bu karar, özellikle ABD’li üreticilerin kritik minerallere erişiminde yaşanan belirsizlikleri azaltabilir.

Dev uzlaşma: Piyasalar rahat nefes aldı

Çip Sektöründe Yumuşama Sinyali

Beyaz Saray’ın açıklamasında yer alan bir diğer önemli unsur ise Çin’in yarı iletken tedarik zincirinde ABD merkezli teknoloji şirketlerine yönelik yürüttüğü soruşturmaları sonlandırma kararı oldu.

Çin’in son aylarda bazı Amerikan firmalarının faaliyetlerini “ulusal güvenlik gerekçesiyle” incelemeye alması, küresel çip sektöründe yeni bir gerilim hattı yaratmıştı.

Yetkililere göre, Pekin’in bu soruşturmaları askıya alması, ABD ile Çin arasındaki teknoloji alanındaki diyalog kanallarının yeniden işler hale geldiğini gösteriyor.

Beyaz Saray, bu adımın “karşılıklı güvenin yeniden tesis edilmesi için olumlu bir sinyal” olduğunu vurguladı.

Dev uzlaşma: Piyasalar rahat nefes aldı

Washington-Pekin Hattında Diplomatik Temaslar

Açıklamanın, iki ülke arasında son haftalarda yoğunlaşan diplomatik temasların hemen ardından gelmesi dikkat çekti.

ABD Ticaret Bakanı, geçtiğimiz ay Pekin’i ziyaret etmiş ve Çinli mevkidaşlarıyla tedarik zincirlerinin istikrarı, veri güvenliği ve teknoloji alanında işbirliği konularında görüşmeler yapmıştı.

Görüşmelerin ardından tarafların, “adil ve rekabetçi bir ticaret ortamının desteklenmesi” yönünde taahhütlerde bulunduğu bildirilmişti. Uzmanlar, son gelişmenin bu görüşmelerin somut bir sonucu olduğuna dikkat çekiyor.

Beyaz Saray yetkilisi, “Bu karar, iki ülke arasında karşılıklı ekonomik bağımlılığın farkına varıldığını ve ticaretin siyasallaştırılmasının uzun vadede her iki tarafa da zarar vereceği yönündeki anlayışın güçlendiğini gösteriyor,” değerlendirmesinde bulundu.

Dev uzlaşma: Piyasalar rahat nefes aldı

Küresel Piyasalarda Olumlu Yankı

Çin’in ihracat kontrollerini askıya alma ve soruşturmaları durdurma kararının ardından, küresel piyasalarda temkinli bir iyimserlik gözlendi.

Asya borsalarında teknoloji hisseleri yükselirken, ABD’de yarı iletken üreticilerinin hisse değerlerinde de artış yaşandı.

Analistler, bu gelişmenin kısa vadede tedarik zincirlerindeki baskıyı hafifleteceğini, ancak iki ülke arasındaki yapısal rekabetin tamamen sona erdiği anlamına gelmediğini belirtiyor.

Teknoloji üstünlüğü konusundaki stratejik çekişmenin, önümüzdeki dönemde farklı alanlarda devam edebileceği değerlendiriliyor.

Dev uzlaşma: Piyasalar rahat nefes aldı

Uzman Yorumları: Geçici Bir Ateşkes

Ekonomi uzmanları, Çin’in aldığı bu kararların küresel ekonomiye rahatlama getireceğini, ancak bunun uzun vadeli bir yumuşama süreci anlamına gelmeyebileceğini ifade ediyor.

Washington merkezli bir düşünce kuruluşunun Asya politikaları uzmanı, “Bu adım daha çok ekonomik rasyonaliteyle atılmış bir geçici ateşkes niteliğinde. Çin, üretim zincirlerinde istikrarı korumak isterken ABD de seçim sürecinde küresel tedarik krizlerinin derinleşmesini istemiyor,” değerlendirmesinde bulundu.

Benzer şekilde Pekin Üniversitesi’nden Prof. Zhang Wei, kararın Çin’in dış ticaretinde güven mesajı verme amacı taşıdığını söyledi.

Zhang, “Çin, teknoloji savaşlarının ekonomisine verdiği zararı azaltmak istiyor. Bu nedenle kontrollü bir geri adım atarak uluslararası piyasalara istikrar sinyali gönderiyor,” dedi.

Dev uzlaşma: Piyasalar rahat nefes aldı

Gerilimin Azaldığı Ama Bitmediği Bir Dönem

Beyaz Saray’ın açıklamasıyla birlikte küresel tedarik zincirleri üzerindeki belirsizlik bir nebze hafiflemiş olsa da, ABD ile Çin arasındaki stratejik rekabetin tamamen sona erdiğini söylemek mümkün değil.

Uzmanlar, iki ülkenin hem ekonomik hem de teknolojik alanlarda birbirine bağımlı olduğunu, bu nedenle zaman zaman yumuşama ve gerilim dönemlerinin dönüşümlü şekilde yaşanacağını öngörüyor.

Çin’in nadir toprak metallerine yönelik ihracat kontrollerini askıya alması ve yarı iletken sektöründe ABD şirketlerine karşı yürütülen soruşturmaları durdurması, küresel ekonomi açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Ancak bu adım, yalnızca geçici bir rahatlama sağlayabilir; çünkü Washington ve Pekin arasındaki teknoloji rekabeti, önümüzdeki yıllarda dünya ekonomisinin seyrini belirlemeye devam edecek gibi görünüyor.

Cumartesi günü yapılan resmi duyuru, ABD Başkanı Donald Trump ile Çin Devlet Başkanı Şi Jinping arasında bu hafta başında varılan kapsamlı ekonomik uzlaşmanın ayrıntılarını içeren bir bilgi notuyla kamuoyuyla paylaşıldı.

Söz konusu anlaşma, özellikle nadir toprak elementleri ticaretinde kolaylıklar getirmesi ve iki ülke arasındaki ticaret ilişkilerini yeniden dengelemeye yönelik adımlar içermesi bakımından dikkat çekti.

Nadir Toprak İhracatında Yeni Dönem

Anlaşmanın en önemli başlıklarından biri, Çin’in nadir toprak elementleri, galyum, germanyum, antimon ve grafit ihracatına yönelik kısıtlamaları gevşetmesi oldu.

Pekin yönetimi, bu maddelerin ihracatı için genel lisans uygulamasına geçeceğini açıkladı. Bu karar, Çin’in daha önce Ekim 2022 ve Nisan 2025 tarihlerinde yürürlüğe koyduğu sıkı ihracat kontrollerinin fiilen kaldırılması anlamına geliyor.

Nadir toprak elementleri, yüksek teknoloji üretiminde özellikle yarı iletkenler, elektrikli araç motorları, savunma sanayii bileşenleri ve yenilenebilir enerji sistemlerinde kritik öneme sahip.

Bu nedenle Çin’in ihracat kısıtlamaları, küresel tedarik zincirlerinde son yıllarda ciddi endişelere yol açmıştı.

Yeni düzenleme, ABD başta olmak üzere batılı ekonomilerde bu alandaki baskıyı önemli ölçüde hafifletecek.

Washington yönetimi de bu adıma karşılık olarak, Trump döneminde yürürlüğe konulan karşılıklı gümrük tarifelerinin bir bölümünü bir yıl süreyle askıya alacağını duyurdu.

Ayrıca Kasım ayında yürürlüğe girmesi planlanan yüzde 100 oranındaki yeni tarifeler de durdurulacak. Bu gelişme, son yıllarda ticaret savaşlarıyla gerilen ABD-Çin ilişkilerinde önemli bir yumuşama olarak değerlendiriliyor.

Zirve: Trump’ın İkinci Döneminde İlk Yüz Yüze Görüşme

Donald Trump ile Şi Jinping’in gerçekleştirdiği zirve, ABD başkanının ikinci dönemindeki ilk yüz yüze buluşması olarak diplomasi tarihinde yerini aldı.

Toplantı, uzun süredir küresel piyasalarda belirsizlik yaratan ticaret gerilimlerinin ardından iki ülke arasındaki ilişkileri istikrara kavuşturma amacını taşıyordu.

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Çin’in nadir toprak mıknatıslarına yönelik ihracat kontrollerini kaldırmayı kabul ettiği, buna karşılık ABD’nin de Çinli teknoloji şirketlerine uyguladığı bazı ticari ve finansal kısıtlamaları hafifleteceği belirtildi.

Bu karşılıklı adımlar, yalnızca iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri değil, aynı zamanda küresel tedarik zincirlerinin geleceğini de doğrudan etkileyecek bir nitelik taşıyor.

Tarım Ürünleri ve Gümrük Vergilerinde Uzlaşı

Anlaşmanın tarım ve gümrük vergilerine ilişkin bölümleri de dikkat çekici unsurlar barındırıyor. Washington yönetimi, Çin’in önemli kimyasal bileşenlerinden biri olan fentanil ile ilgili ithalat vergisini yüzde 20’den yüzde 10’a düşürme kararı aldı.

Fentanil, tıbbi kullanımı dışında bağımlılık yaratan etkileri nedeniyle iki ülke arasında uzun süredir tartışma konusuydu.

Pekin yönetimi ise bu adımın karşılığında, daha önce kısıtladığı Amerikan soya fasulyesi ve diğer tarım ürünleri alımlarına yeniden başlayacağını duyurdu.

ABD Tarım Bakanlığı’nın paylaştığı verilere göre, Çin bu yıl içinde 12 milyon ton, önümüzdeki üç yıl boyunca ise her yıl en az 25 milyon ton soya fasulyesi satın almayı taahhüt etti.

Bu miktar, iki ülke arasındaki tarımsal ticarette yeniden istikrar sağlanması açısından büyük bir adım olarak görülüyor.

Başkan Trump, anlaşmanın imzalanmasının ardından yaptığı açıklamada, Çin’in fentanil üretimi ve ihracatına yönelik denetimlerini sıkılaştırmaya devam etmesi halinde, söz konusu maddeyle ilgili tüm gümrük vergilerini kaldırmayı planladığını belirtti.

Trump ayrıca, iki ülke arasındaki ticaret ilişkilerinin “karşılıklı güven ve şeffaflığa dayalı yeni bir evreye girdiğini” vurguladı.

İlişkilerde Temkinli İyimserlik

Uzmanlar, bu anlaşmayı ABD ile Çin arasındaki ticari ve diplomatik ilişkilerde temkinli bir iyimserliğin işareti olarak değerlendiriyor.

Son yıllarda art arda gelen yaptırımlar, ihracat kısıtlamaları ve teknoloji alanındaki rekabet, küresel piyasaları sarsmıştı.

Şimdi ise tarafların, özellikle stratejik öneme sahip alanlarda karşılıklı bağımlılığın farkına vararak daha dengeli bir iş birliği zemini aradığı görülüyor.

Anlaşmanın hayata geçmesiyle birlikte hem ABD’de hem de Çin’de ihracatçı ve yatırımcı çevrelerinde olumlu bir hava oluştu.

Analistler, özellikle nadir toprak elementleri ve tarım ürünleri ticaretinde yaşanacak rahatlamanın, kısa vadede küresel fiyat dalgalanmalarını azaltabileceğini öngörüyor.

Bununla birlikte, taraflar arasındaki rekabetin tamamen sona erdiğini söylemek için erken. Uzmanlara göre bu anlaşma, stratejik bir ateşkes niteliği taşıyor; kalıcı barış ve ekonomik istikrar içinse iki ülkenin enerji, teknoloji ve güvenlik alanlarında daha derin iş birliklerine gitmesi gerekiyor.