Bakan Bayraktar: Enerjide arama ve yatırımlar kararlılıkla sürüyor
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez Bayraktar, Diyarbakır’da yürütülecek yeni kaya petrolü projeleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Yapılan açıklamada, bölgede toplamda dört sahada 24 adet sondaj çalışması gerçekleştirileceği ifade edilirken, bu çalışmaların hem enerji üretim kapasitesini artırmayı hem de yerli kaynakların ekonomiye katkısını güçlendirmeyi hedeflediği vurgulandı.

Bayraktar, bu projelerin uygulanma sürecine dair teknik detaylara da değinerek, benzer bir yöntemin doğal gaz üretimi için Trakya bölgesinde de kullanılabileceğini belirtti.

Diyarbakır’daki kaya petrolü sahalarına yönelik planlanan sondajlar, Türkiye’nin enerji alanında kendi kaynaklarını daha etkin şekilde kullanma hedefinin bir parçası olarak öne çıkıyor.

Bayraktar, konuya ilişkin açıklamasında, “Bu sahalarda yapılacak sondajlar, ülkemizin enerji arz güvenliğine ciddi bir katkı sağlayacak ve aynı zamanda yerli üretim kapasitemizi artıracak” ifadelerini kullandı.

Sondajların, bölgedeki ekonomik faaliyetlere de pozitif yansıması olacağına işaret eden Bakan, bölgedeki istihdam imkanlarının artmasının beklendiğini aktardı.

Bakan, Diyarbakır’daki projelerin enerji stratejisinde kritik bir yer tuttuğunu belirterek, Türkiye’nin yerli ve milli enerji politikalarını kararlılıkla sürdürdüğünü ifade etti.
Kaya petrolü sahalarındaki çalışmaların, modern sondaj teknikleri ve ileri teknoloji ekipmanlarla gerçekleştirileceğini belirten Bayraktar, bu sayede verimliliğin artırılacağını ve çevresel etkilerin minimuma indirileceğini de sözlerine ekledi.
Öte yandan, Bayraktar, Trakya bölgesi için planlanan doğal gaz projelerine de değindi. “Diyarbakır’da uyguladığımız kaya petrolü yöntemini, gaz üretimi için Trakya’da da uygulamayı düşünüyoruz” diyen Bakan, bu stratejinin enerji arzındaki çeşitliliği artırmaya yönelik olduğunu ve Türkiye’nin enerji bağımsızlığı yolunda önemli bir adım teşkil edeceğini ifade etti.
Bayraktar ayrıca, enerji alanında uluslararası işbirlikleri ve ticari anlaşmalar konusunda da açıklamalarda bulundu.
Son dönemde gündeme gelen nadir toprak elementlerinin ihracatı konusuna dikkat çeken Bakan, bu kaynakların stratejik öneme sahip olduğunu ve Türkiye’nin kontrolünde kalacağını vurguladı.
“Nadir toprak elementlerinin ABD’ye satışı kesinlikle söz konusu değildir” diyen Bayraktar, bu tür kritik madenlerin ekonomik ve stratejik açıdan öncelikli olarak Türkiye’nin kullanımında olacağını belirtti.
Nadir toprak elementleri, teknoloji ve savunma sanayisinde önemli bir role sahip olduğu için ülkeler açısından büyük bir stratejik değer taşıyor.
Bu bağlamda Bayraktar’ın açıklaması, Türkiye’nin enerji ve madencilik alanındaki bağımsızlığını koruma ve kritik kaynakların kontrolünü sağlama hedefiyle örtüşüyor. Bakan, bu madenlerin dış satımının söz konusu olmadığını açıkça ifade ederek, yerli üretimin öncelikli olarak ulusal ekonomiye hizmet edeceğini dile getirdi.
Bakanın açıklamaları, Türkiye’nin enerji sektöründeki yerli ve milli üretim politikalarını güçlendirme hedeflerini bir kez daha ortaya koyuyor.
Sondaj çalışmalarının yanı sıra, Trakya ve Diyarbakır’da planlanan projeler, hem enerji arzını güvence altına almak hem de teknolojik altyapıyı geliştirmek açısından önem taşıyor.
Bayraktar, bu projelerle Türkiye’nin enerji üretim kapasitesini artırmayı ve dışa bağımlılığı azaltmayı amaçladıklarını belirtti.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, bölgedeki çalışmaların çevreye duyarlı ve sürdürülebilir şekilde yürütüleceğini de özellikle vurguladı.
Modern sondaj teknikleri ve çevresel riskleri minimize eden yöntemlerin kullanılacağını ifade eden Bayraktar, aynı zamanda bölgedeki sosyal ve ekonomik yapıya da katkı sağlamayı hedeflediklerini dile getirdi.
Diyarbakır’da yürütülecek kaya petrolü projeleri ve Trakya’daki doğal gaz planlamaları, Türkiye’nin enerji stratejisinde kritik bir yer tutuyor.
Bu projeler, hem yerli kaynakların ekonomiye kazandırılması hem de enerji arz güvenliğinin sağlanması açısından büyük önem taşıyor.
Öte yandan nadir toprak elementleri konusundaki açıklama, Türkiye’nin stratejik kaynaklar konusunda dışa bağımlılığı sınırlama ve kontrolünü elinde bulundurma yaklaşımını net bir şekilde ortaya koyuyor.
Bakan Bayraktar’ın açıklamaları, Türkiye’nin enerji ve madencilik alanındaki milli politikalarını kararlılıkla sürdürdüğünü ve kritik kaynakların yönetiminde ulusal önceliği esas aldığını gösteriyor.
Bu bağlamda, hem enerji üretim kapasitesinin artırılması hem de stratejik kaynakların korunması hedefleri, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin enerji ve ekonomik politikalarının odak noktası olmaya devam edecek gibi görünüyor.
Bayraktar, Türkiye’nin enerji talebinin önümüzdeki 30 yıl içinde üç katına çıkmasının beklendiğini belirtti. Artan enerji ihtiyacını kesintisiz bir şekilde karşılamayı, ülkenin enerji arz güvenliğini sağlamak ve petrol ile doğal gaz arama çalışmalarını kararlılıkla sürdürmek hedefinde olduklarını vurguladı.
Yeni keşiflerin süreceğini ifade eden Bayraktar, özellikle kaya petrolü projelerine dikkat çekti. “Diyarbakır’da dört sahada toplam 24 sondaj yapılacak. Aynı yöntemi doğal gaz aramalarında Trakya’da da uygulamayı planlıyoruz” dedi.
Nadir Toprak Elementleriyle İlgili İddialar Yalanlandı
Son dönemde nadir toprak elementlerinin ABD’ye satıldığı yönündeki iddialara yanıt veren Bayraktar, böyle bir durumun kesinlikle söz konusu olmadığını söyledi. Bakan, “Amerika ile yaptığımız anlaşma nükleer enerjiyle ilgili bir anlaşmaydı. Nadir toprak elementleriyle ilgili bir anlaşma olsaydı, hem onlar hem biz bunu ilan ederdik” şeklinde konuştu.
Bayraktar, Türkiye’nin nadir toprak elementleri açısından önemli sahalarından biri olan Eskişehir Beylikova Sahası’na da değindi.
Bu sahayı, dünyadaki en büyük ikinci nadir toprak elementi rezervine sahip alan olarak tanımlayan Bayraktar, şunları aktardı: “Beylikova Sahası, MTA tarafından toryum araştırmaları kapsamında çok önce keşfedilmiş bir alandı. 1990’larda saha, devletimizin şirketi olan Eti Maden’e devredildi. Eti Maden, burada 125 kilometre uzunluğunda sondaj çalışması yürüttü ve bu süreç 10 yıldan uzun sürdü.”
Bakan, Beylikova’daki nadir toprak elementi rezervlerinin devlet tarafından işletileceğini belirterek, endüstriyel tesisin temelinin gelecek yıl atılacağını ve iki yıl içinde faaliyete geçmesinin hedeflendiğini kaydetti.
2020 yılında pilot tesisin kurulduğunu ve saflaştırma çalışmalarına başlandığını hatırlatan Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Pilot tesis 2023’te faaliyete geçti ve üretimimiz devam ediyor. Şimdi ikinci faz olarak bu tesisi daha büyük bir endüstriyel tesise dönüştürmek için çalışmalar yürütüyoruz. Bazı yasalarla ilgili tasarılar gündeme gelse de, Eti Maden yüzde 100 devlet şirketi ve mevcut kanunlar gereği uranyum veya toryum bulunan sahalar devlet tarafından işletiliyor. Beylikova da toryum içerdiği için devlet eliyle işletilecek. Bunun dışında Isparta’da arama çalışmaları, Malatya Hekimhan ve Sivas’ta da nadir toprak elementi rezervleri bulunuyor.”
Yurt Dışı Petrol ve Doğalgaz Aramaları Hız Kazanıyor
Bayraktar, Türkiye’nin yurt dışında petrol ve doğal gaz arama çalışmalarına ilişkin de bilgi verdi. Özellikle Libya ile yürütülen görüşmelerde önemli ilerleme sağlamak istediklerini dile getirdi.
Azerbaycan’daki gelişmelere de değinen Bayraktar, bu yıl Şafak-Asiman sahasında yüzde 30 pay alındığını söyledi.
Kazakistan ile de yoğun işbirliği yürüttüklerini belirten Bakan, Pakistan’da bir deniz sahasına ortak olduklarını ve yeni ihalelere hazırlandıklarını ifade etti. Burada hem kara hem de deniz sahalarında ortaklık fırsatlarının değerlendirileceğini aktardı.
Türkiye’nin Irak’ta günlük 15 bin varil üretim gerçekleştirdiğini hatırlatan Bayraktar, bu miktarın artırılması gerektiğini vurguladı: “Irak’taki üretimimizin 10-15 katına çıkması gerekiyor.
Basra, Kerkük ve Kuzey Irak’ta yoğun çalışmalar yürütüyoruz.” Bayraktar’ın açıklamaları, Türkiye’nin hem yurt içinde hem de yurt dışında enerji kaynaklarını güvence altına almak ve stratejik yatırımlarını artırmak konusunda kararlılığını bir kez daha ortaya koymuş oldu.