Bessent’ten Fed ve ticaret bombası: Her şey son haftada belli olacak

Amerika Birleşik Devletleri, küresel ticaret politikalarında daha sert ve kararlı adımlar atma sinyalleri vermeye devam ediyor.

Bessent’ten Fed ve ticaret bombası: Her şey son haftada belli olacak

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, bazı ülkelerin uluslararası ticaret görüşmelerinde uzlaşmaz ve katı bir duruş sergilemeleri durumunda, Washington yönetiminin 2 Nisan tarihinde açıkladığı tarife oranlarına geri dönmeyi değerlendirebileceğini belirtti.

Bakan Bessent, müzakerelerde ilerleme sağlanamaması halinde ek gümrük vergilerinin tekrar uygulamaya konmasının güçlü bir ihtimal olduğunu vurguladı.

Ticaret masasında kritik hafta: Anlaşma olmazsa bedeli ağır olur

Ticaret Görüşmelerinde Kritik Süreç

Bessent’in açıklamaları, ABD’nin küresel ticaretteki pozisyonunu yeniden şekillendirmeye yönelik stratejik hamlelerinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.

Ticaret görüşmelerinde karşı tarafın esnekliğe yanaşmaması, Biden yönetiminin daha önce geçici olarak askıya aldığı bazı korumacı önlemleri yeniden gündeme almasına yol açabilir.

Hazine Bakanı’nın ifadeleri, bu tür senaryolar için Washington’un “B Planı”nı hazırladığını ortaya koyuyor.

“İnatçı bir tutum sergileyen ülkelerle yürüttüğümüz görüşmelerde ilerleme kaydedilemezse, daha önce duyurduğumuz ve geçici olarak askıya aldığımız tarife seviyelerine dönmekten çekinmeyiz. Anlaşmaya varılamaması halinde ek tarifelerin devreye alınması kaçınılmaz hale gelebilir.”

Ticaret masasında kritik hafta: Anlaşma olmazsa bedeli ağır olur

2 Nisan Tarifeleri Ne Anlama Geliyor?

2 Nisan 2025 tarihinde ABD yönetimi, ithalatı dengelemek ve yerli üretimi korumak amacıyla çeşitli sektörlerde yeni tarife oranları açıklamıştı.

Bu oranlar, özellikle çelik, alüminyum, teknoloji ürünleri ve otomotiv parçaları gibi stratejik öneme sahip ürün gruplarını kapsıyordu. Ancak bu tarifeler, müzakerelere açık olunduğu mesajını vermek amacıyla geçici olarak askıya alınmıştı.

Bessent’in bu tarifelere yeniden dönülebileceğini belirtmesi, Washington’un sabrının tükenmekte olduğunu gösteriyor.

ABD yönetimi, ticaret ortağı ülkelerin yapıcı diyalog yerine korumacı ve tek taraflı tutumlarını sürdürmeleri halinde daha katı ekonomik önlemler alabileceğini açıkça ifade ediyor.

Ticaret masasında kritik hafta: Anlaşma olmazsa bedeli ağır olur

Çin, Almanya ve Diğerleri Gündemde mi?

Her ne kadar Bessent doğrudan ülke ismi vermekten kaçınsa da, uzmanlar bu açıklamaların satır aralarında Çin, Almanya ve bazı Asya ülkelerine dolaylı göndermeler olduğunu değerlendiriyor.

Özellikle Çin ile yaşanan teknoloji transferi, fikri mülkiyet hakları ve ticaret dengesizliği konuları son yıllarda ABD’nin dış ticaret politikalarında öncelikli gündem maddeleri arasında yer alıyor.

Bessent, "Amerika serbest ticareti desteklemeye devam edecektir; ancak bu destek tek taraflı fedakârlık anlamına gelmemelidir" diyerek, karşılıklı fayda ilkesine vurgu yaptı.

ABD’nin ticari müzakerelerde eşitlikçi bir zemin arayışında olduğunu belirten Bessent, "Amerikan üreticisinin çıkarları ve rekabet gücü göz ardı edilemez" dedi.

Ticaret masasında kritik hafta: Anlaşma olmazsa bedeli ağır olur

Ekonomik Milliyetçilik mi, Adil Ticaret mi?

Bessent’in açıklamaları, ticaret görüşmelerinin sadece diplomatik değil, aynı zamanda stratejik ve ekonomik bir mücadele alanı olduğunu da gözler önüne seriyor.

ABD, özellikle pandemi sonrası yeniden yapılanan tedarik zincirlerinde daha fazla söz sahibi olmayı hedefliyor.

Bu hedef doğrultusunda, dış ticaret ortaklarının yapıcı tutum sergilememesi halinde, ekonomik baskı araçlarına yeniden başvurmak gündeme gelebilir.

Ticaret masasında kritik hafta: Anlaşma olmazsa bedeli ağır olur

Küresel Piyasalarda Etkisi Ne Olur?

ABD'nin ek tarifeleri yeniden uygulamaya koyması durumunda, bu adımın küresel ticaret dengeleri üzerinde ciddi etkiler yaratması kaçınılmaz.

Uluslararası yatırımcılar, belirsizliğin artmasıyla risk algısını yeniden değerlendirebilir. Ayrıca dünya genelindeki ihracatçı ülkeler, ABD pazarına erişimlerinin kısıtlanabileceği endişesiyle alternatif pazarlara yönelme arayışına girebilir.

Ek vergilerin özellikle yüksek teknoloji ürünleri, yarı iletkenler, batarya sistemleri ve yeşil enerji ekipmanları gibi alanlarda uygulanması, bu sektörlerdeki maliyetleri artırabilir. Bu da tüketici fiyatlarına olumsuz yansıyabilir ve enflasyonist baskıyı tetikleyebilir.

Ticaret masasında kritik hafta: Anlaşma olmazsa bedeli ağır olur

Diplomatik Yansımalar

Bessent’in çıkışı yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda diplomatik bir mesaj niteliği taşıyor. Washington’un ticari ortaklarına “sabır taşıyor” mesajı verdiği yorumları yapılıyor.

Bazı analistler, bu açıklamanın bir baskı unsuru olarak kurgulandığını ve müzakere masasında ABD'nin elini güçlendirmek amacı taşıdığını belirtiyor.

Öte yandan, bu tür açıklamaların uzun vadede ABD’nin küresel ittifak ilişkilerini nasıl etkileyeceği de ayrı bir tartışma konusu.

Müttefik ülkelerin, ABD’nin tek taraflı kararlarına tepki göstermesi olasılığı bulunuyor. Özellikle Avrupa Birliği, daha önce benzer adımlara karşılık vereceklerini açıklamıştı.

Ticaret masasında kritik hafta: Anlaşma olmazsa bedeli ağır olur

Masadaki Kartlar Sertleşiyor

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent’in son açıklamaları, ticaret savaşlarının yeniden alevlenebileceğine işaret ediyor.

Ek gümrük vergileri, yalnızca ekonomik bir araç değil, aynı zamanda diplomatik bir mesaj aracı olarak da öne çıkıyor.

İnatçı tutum sergileyen ülkelerin ABD ile olan ticaret ilişkilerinde zor bir döneme girmesi söz konusu olabilir.

Washington, ticaret müzakerelerinde yapıcı yaklaşım çağrısını yinelerken, gerektiğinde caydırıcı adımlar atmaktan da çekinmeyeceğini açıkça ortaya koyuyor.

Küresel ticaretin geleceği, önümüzdeki aylarda bu görüşmelerde alınacak kararlara ve tarafların göstereceği esnekliğe bağlı olarak şekillenecek gibi görünüyor. ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, ekonomik gündeme ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Tahvil faizleri, enflasyon beklentileri, Fed başkanlığı süreci ve uluslararası ticaret anlaşmaları gibi konulara değinen Bessent, hükümetin ekonomi politikalarındaki kararlılığı ve gelecek adımları hakkında önemli ipuçları verdi.

Mevcut Tahvil Faizleriyle Uzun Vadeli Borçlanma Riskli

Tahvil piyasalarındaki mevcut durumu değerlendiren Bessent, şu anki faiz oranlarının uzun vadeli borçlanmalar için uygun olmadığını ifade etti.

Bu faiz seviyelerinin gelecekte düşme potansiyeli taşıdığını belirten Bakan, "Şu anda uzun vadeli borçlanmak, ileride daha düşük faiz oranlarıyla borçlanma fırsatını kaçırmak anlamına gelebilir" dedi.

Enflasyonun düşük seyretmeye devam ettiğini belirten Bessent, faizlerin bu eğilimi takip edebileceğini, bu nedenle temkinli olunması gerektiğini vurguladı.

Fed Başkanlığı İçin Adı Geçiyor

ABD Merkez Bankası'nın (Fed) mevcut Başkanı Jerome Powell’ın görev süresinin sona erecek olmasıyla birlikte, Bessent’in isminin Fed Başkanlığı için gündemde olduğuna dair iddialar da soruldu.

Bu konuda doğrudan bir doğrulamada bulunmayan Bessent, "Başkan ne isterse onu yapmaya hazırım, ancak şu an Washington’daki en iyi işe sahip olduğumu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

Mevcut görevinde büyük bir ilerleme sağladıklarını belirten Hazine Bakanı, "Başkanın liderliğiyle çok sayıda projede mesafe kat ettik.

Örneğin, vergi tasarısını 4 Temmuz’a kadar Başkan’ın masasına sunmayı hedefliyoruz. Ticaret müzakereleri de tamamlanmak üzere.

Bu nedenle büyük bir ivme yakaladığımızı söyleyebilirim" diye konuştu. Fed başkanlığı konusundaki gelişmelerin ise önümüzdeki haftalarda netlik kazanacağını belirtti.

Ticaret Anlaşmalarında Son Haftaya Doğru Hızlanma Bekleniyor

Bessent’e yöneltilen bir diğer soru, 90 günlük tarife erteleme süresinin sonuna yaklaşılırken beklenen ticaret anlaşmalarıyla ilgiliydi.

Bakan, geçmişte de benzer durumların yaşandığını belirterek, "Genellikle bu tür kritik tarihler yaklaştıkça görüşmelerde hızlanma olur. Son haftaya girerken bir telaş yaşanması kaçınılmaz" dedi.

ABD ile çeşitli ülkeler arasındaki ticaret müzakerelerinde ilginç gelişmeler yaşandığını söyleyen Bessent, bazı ülkelerin daha önce hiç görülmemiş teklifler sunduğunu dile getirdi.

"Tarife oranlarının düşürülmesi, tarife dışı engellerin kaldırılması ve kur avantajı elde etmeye yönelik politikaların terk edilmesi gibi adımlar teklif ediliyor. Bu, bizim açımızdan önemli bir gelişme" açıklamasını yaptı.

Tarife Ertelemesi Uzatılabilir mi?

Tarife erteleme süresinin uzatılıp uzatılmayacağına ilişkin bir soruya yanıt veren Bessent, bu kararın doğrudan Başkan Donald Trump’a bağlı olduğunu belirtti.

ABD Başkanı'nın gelişmeleri yakından izlediğini ve nihai kararın onun değerlendirmeleri doğrultusunda verileceğini söyleyen Bakan, "Bazı ülkeler görüşmelere iyi niyetle yaklaşıyor.

Ancak inatçı tutumlar sergileyen taraflar varsa, bu durumda 2 Nisan’da belirlenen tarife seviyelerine geri dönmemiz gerekebilir" dedi.

Bu tür bir senaryonun en son tercih edileceğini belirten Bessent, "Umarım bu noktaya gelinmeden bir anlaşmaya varabiliriz" diye ekledi.

2 Nisan ve 9 Nisan Kararlarının Önemi

Hatırlanacağı üzere, ABD Başkanı Donald Trump, 2 Nisan tarihinde "kurtuluş günü" olarak adlandırdığı açıklamasında, ticaret ortaklarına yönelik uygulanacak yeni tarife oranlarını kamuoyuna duyurmuştu.

Trump, temel tarife oranını yüzde 10 olarak belirlemiş, ancak bu oranın ülkelere göre farklılık göstereceğini ve diğer ülkelerin uyguladığı tarifeler ile tarife dışı engellerin dikkate alınacağını ifade etmişti.

Bu açıklamadan kısa bir süre sonra, 9 Nisan’da Trump bir adım daha atmış ve Çin haricindeki ülkelerle yürütülen ticaret görüşmeleri çerçevesinde yeni tarifelerin 90 gün süreyle ertelendiğini duyurmuştu. Bu karar, müzakere sürecinin sağlıklı ilerlemesi adına olumlu bir adım olarak değerlendirilmişti.

Ticaret Müzakerelerinde Kritik Süreç

Bessent’in açıklamaları, bu 90 günlük sürenin dolmasına bir hafta kala gelmesi açısından büyük önem taşıyor.

Ticaret politikalarının sadece ekonomik değil, aynı zamanda diplomatik etkilerinin de olduğuna dikkat çeken Bessent, ABD’nin adil ticaret ilkelerinden taviz vermeyeceğini vurguladı.

Ülkelerle yürütülen görüşmelerde yapıcı bir tutum sergilediklerini ifade eden Hazine Bakanı, "Karşılıklı kazanç sağlayacak bir denge yakalamak mümkün. Ancak herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor" dedi.

Ekonomik Vizyon ve Gelecek Beklentileri

Bessent, ekonomik vizyona da değinerek, hükümetin gelecek dönemdeki önceliklerine işaret etti. Vergi reformu, finansal piyasalarda istikrarın sağlanması ve küresel ticarette daha şeffaf bir sistemin kurulması gibi başlıkların gündemde olduğunu aktaran Bakan, "Bu yılın ikinci yarısında daha sağlam temellere oturmuş bir ekonomi göreceğiz.

Özellikle özel sektör yatırımlarındaki canlanma ve tüketici güvenindeki artış, büyümeyi destekleyecek unsurlar arasında" ifadelerini kullandı.