Piyasaya moral: Türkiye’nin kredi notu arttı
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye ekonomisine yönelik değerlendirmesinde önemli bir güncelleme gerçekleştirdi. Kurum, Türkiye'nin kredi notunu bir kademe artırarak “B1” seviyesinden “Ba3”e çıkardığını duyurdu.
Ancak not görünümünü “pozitif” seviyesinden “durağan” seviyesine revize ettiğini de bildirdi. Söz konusu açıklama, hem ulusal hem de uluslararası piyasalarda yakından takip edildi.
Moody’s tarafından yapılan resmi açıklamada, not artışının arkasındaki temel gerekçelere de ayrıntılı bir şekilde yer verildi.
Kuruluş, Türkiye’nin son dönemde uygulamaya koyduğu ekonomi politikalarının, özellikle de ortodoks para politikasına dönüş sürecinin, makroekonomik istikrarı artırıcı bir etki yarattığını vurguladı.
Açıklamada ayrıca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) enflasyonla mücadelede kararlılık gösterdiği ve faiz politikasını bu yönde sıkılaştırdığına dikkat çekildi.
Bu adımların, mali istikrarın sağlanması ve ekonomik dengenin yeniden kurulması açısından olumlu etkiler yarattığı ifade edildi.
Durağan Görünüm Ne Anlama Geliyor?
Moody’s’in not görünümünü “pozitif”ten “durağan”a çevirmesi ise ilk bakışta olumsuz bir gelişme gibi algılansa da, bu değişiklik daha ziyade mevcut reform sürecinin beklenen etkilerini görmeye yönelik temkinli bir tutum olarak değerlendiriliyor.
Kurum, görünümün “durağan” olarak belirlenmesinin nedenleri arasında; yüksek enflasyonun sürmesi, cari açık ve dış borç dinamikleri gibi kırılganlıkların devam etmesini gösterdi.
Özellikle dış finansmana olan bağımlılık ve döviz rezervlerindeki sınırlı artış gibi etkenlerin, Türkiye ekonomisinin hala belirli riskler taşıdığına işaret ettiği vurgulandı.
Reformların Görevi ve Politik Dönüşüm
Moody’s’in değerlendirmesinde, Türkiye’nin ekonomi yönetiminde son bir yılda gerçekleştirdiği değişimlerin altı çizildi. Yeni ekonomi yönetimi, enflasyonla mücadeleye odaklanan politikalar izlemeye başlamıştı.
Merkez Bankası'nın faiz artırım süreci, sadeleştirme politikaları ve şeffaf iletişim stratejisi; yatırımcı güvenini yeniden inşa etme yolunda önemli adımlar olarak değerlendirildi.
Bu kapsamda Moody’s, özellikle para politikası alanında atılan adımların piyasalar tarafından olumlu karşılandığını ve bu durumun uluslararası yatırımcıların Türkiye'ye olan ilgisini artırabileceğini belirtti.
Not Artışının Ekonomik Yansımaları
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları tarafından yapılan bu tür değerlendirmeler, ülkelere yönelik dış yatırım kararlarında önemli bir gösterge niteliği taşır.
Türkiye'nin kredi notunun yükseltilmesi, ülkenin uluslararası borçlanma maliyetlerinde düşüş yaşanmasına katkı sağlayabilir. Aynı zamanda yabancı yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisinin artması beklenebilir.
Özellikle portföy yatırımları ve doğrudan yabancı yatırımlar açısından not artışları, risk algısının azaldığına işaret ettiğinden, sermaye girişlerini destekleyici bir unsur olarak öne çıkar.
Ancak Moody’s’in görünümü “durağan” seviyesine revize etmesi, yatırımcıların temkinli olmayı sürdüreceği anlamına da gelebilir.
Kıyaslama: Türkiye'nin Kredi Notu Diğer Kuruluşlarda Nerede?
Moody’s dışında diğer uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları olan Standard & Poor’s (S&P) ve Fitch Ratings de Türkiye’ye yönelik benzer değerlendirmeler yapmaktadır.
Fitch Ratings 2024 yılı başlarında Türkiye’nin notunu “B”den “B+”ya çıkarmış ve görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çevirmişti. Bu tablo, Türkiye’nin küresel kredi değerlendirme kuruluşları nezdinde kademeli bir şekilde not artışı sürecinde olduğunu gösteriyor. Moody’s’in attığı bu adım, bu genel eğilimin devamı niteliğinde.
Ekonomistler Ne Diyor?
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan birçok ekonomist ve piyasa uzmanı, Moody’s’in kararını beklenen bir gelişme olarak yorumladı.
Uzmanlar, ekonomi yönetiminin uyguladığı politikaların kısa vadede olumlu sonuçlar vermeye başladığını ancak yapısal reformların sürmesi gerektiğini belirtiyor.
Özellikle enflasyonla mücadelede kalıcı başarı elde edilmesinin ve mali disiplinin korunmasının, Türkiye’nin kredi notunun daha yüksek seviyelere ulaşmasında belirleyici olacağı vurgulanıyor.
Ayrıca, hukuk devleti ilkesine bağlılık, yargı bağımsızlığı ve yatırım ortamının iyileştirilmesi gibi alanlarda yapılacak reformların da uluslararası notlandırma süreçlerinde etkili olacağı düşünülüyor.
Geleceğe Dair Beklentiler
Moody’s’in not artırımı, Türkiye için olumlu bir sinyal olmakla birlikte, ekonomideki kırılganlıkların tamamen ortadan kalktığı anlamına gelmiyor.
Kurum, özellikle cari açığın azaltılması, rezerv birikiminin hızlandırılması ve döviz kurunda istikrarın sağlanmasının kritik önem taşıdığını belirtti.
Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin kredi notunda yeni bir artış yaşanabilmesi için; enflasyon oranlarının düşürülmesi, büyümenin sürdürülebilir hale getirilmesi ve dış şoklara karşı dayanıklılığın artırılması gerekecek. Moody’s, bu alanlarda elde edilecek ilerlemelerin yakından izleneceğini ifade etti.
İhtiyatlı İyimserlik
Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu “Ba3” seviyesine yükseltmesi, ekonomi yönetiminin attığı adımların uluslararası düzeyde bir karşılık bulduğunu ortaya koyuyor.
Ancak görünümün “durağan”a çekilmiş olması, sürecin hala hassas dengeler üzerine kurulu olduğunu ve istikrarın kalıcı hale gelmesi gerektiğini gösteriyor.
Piyasa aktörleri ve yatırımcılar açısından bu gelişme, ihtiyatlı bir iyimserlik yaratmış durumda. Türkiye’nin bu dönemde ekonomik reformlarını kararlılıkla sürdürmesi, kredi notunun daha üst seviyelere taşınmasında belirleyici görev alacak.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye'nin kredi notunu bir kademe artırarak "B1" seviyesinden "Ba3" seviyesine yükseltti.
Aynı zamanda, daha önce "pozitif" olan kredi notu görünümünü "durağan" olarak revize etti. Kurumun yaptığı açıklamada, not artırımının ardında yatan temel gerekçelere ve ileriye dönük risk değerlendirmelerine yer verildi.
Açıklamada, kredi notundaki artışın, Türkiye'de uygulanan para politikalarının etkinliğinin ve tutarlılığının güçlendiğini yansıttığı ifade edildi.
Bu kapsamda özellikle Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB), enflasyonla mücadelede gösterdiği kararlılık ve ekonomideki dengesizlikleri azaltma yönünde attığı adımlar dikkat çekti.
Merkez Bankası’nın uyguladığı politikaların, yerli tasarruf sahipleri ile yabancı yatırımcıların Türk lirasına olan güvenini kademeli olarak yeniden tesis etmeye başladığı vurgulandı.
Para Politikasındaki Tutarlılık Not Artışında Belirleyici Oldu
Moody’s’in değerlendirmesine göre, TCMB'nin son dönemdeki para politikası tercihleri enflasyonist baskıların kalıcı şekilde hafifletilmesini hedefliyor.
Bu durum, yalnızca fiyat istikrarı açısından değil, aynı zamanda ekonomik istikrarın genel seyri bakımından da olumlu etkiler yaratıyor. Uygulanan politikaların sürdürülebilirliği, not artışının temel dinamiklerinden biri olarak öne çıkıyor.
Açıklamada, kredi notunun artırılmasının bir başka gerekçesi olarak ise politika değişikliği riskinin azalması gösterildi.
Moody's, geçmişte sıkça yaşanan yön değişikliklerinin piyasada belirsizlik yaratmasının, Türkiye’nin kredi profilini olumsuz etkilediğini hatırlatarak, son dönemde bu riskin azaldığı yönünde bir değerlendirmede bulundu.
Ancak kurum, bu riskin tamamen ortadan kalkmadığına ve ilerleyen yıllarda tekrar gündeme gelebileceğine de dikkat çekti.
Not artışına karşın, Moody's kredi notu görünümünü bir kademe düşürerek "pozitif"ten "durağan"a çevirdi. Bu değişiklik, Türkiye’nin ekonomik görünümüne ilişkin hem olumlu hem de olası olumsuz gelişmeleri dikkate alan daha temkinli bir duruşu yansıtıyor.
Açıklamada, kredi profiline yönelik yukarı yönlü fırsatlarla aşağı yönlü risklerin birbirini dengelediği ve bu nedenle görünümde "durağan" ifadesinin tercih edildiği belirtildi.
Kuruluş, mevcut ekonomik iyileşmenin korunması ve yapısal reformların sürdürülmesi halinde, Türkiye'nin dış pozisyonundaki toparlanmanın beklentilerin ötesine geçebileceği değerlendirmesinde bulundu.
Özellikle cari açık üzerindeki baskının azalması, döviz rezervlerinin güçlenmesi ve finansal sistemin istikrarlı şekilde büyümesi gibi unsurlar bu iyileşmenin temel yapı taşları arasında gösterildi.
Yapısal Reformlara Vurgu: Enerji ve İhracat Odaklı Dönüşüm
Moody's, Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltma yönündeki çabalarının da kredi notu üzerinde olumlu etkiler yaratabileceğini belirtti.
Özellikle enerji alanındaki yatırımlar ve yenilenebilir kaynaklara yönelim, enerji ithalatına olan bağımlılığı zamanla azaltabilir.
Bu durum, dış ticaret açığını ve buna bağlı olarak döviz ihtiyacını azaltarak, ülke ekonomisinin dış şoklara karşı daha dirençli hale gelmesini sağlayabilir.
Ayrıca, sürdürülen ve planlanan yapısal reformların, ihracat sektörünün rekabet gücünü artırarak uzun vadeli büyümeyi destekleyebileceğine dikkat çekildi.
İhracat odaklı üretim kapasitesinin güçlenmesi, Türkiye'nin küresel ekonomik dalgalanmalara karşı daha sağlam bir zeminde ilerlemesine katkı sunabilir.
Önceki Not Artışına da Atıf Yapıldı
Moody's’in son açıklamasında, Türkiye'nin daha önceki kredi notu artışına da atıfta bulunuldu. Kuruluş, 19 Temmuz 2024 tarihinde Türkiye’nin kredi notunu iki kademe birden artırarak "B3"ten "B1" seviyesine çıkarmış ve görünümü "pozitif" olarak korumuştu.
Bu dönemde kredi notunun yükseltilmesinin temel nedeni olarak ise yönetişimde gözlenen iyileşmeler ile birlikte, ortodoks para politikasına olan kararlı dönüş gösterilmişti.
Söz konusu dönemde yayınlanan raporda “Enflasyon ve iç talepte ılımlılaşma başlamasıyla gelecek aylarda ve 2025’te enflasyonist baskıların azalacağına dair güvenimiz artmakta” ifadelerine yer verilmişti.
Bu açıklama, Moody's’in Türkiye ekonomisindeki dengelenmeye yönelik umutlarının artmaya başladığını göstermekteydi.
2025'in İlk Not Değerlendirmesi Değişiklik Getirmemişti
24 Ocak 2025 tarihinde yapılan bir önceki değerlendirmede Moody’s, Türkiye’nin kredi notunda herhangi bir değişikliğe gitmemişti.
Ancak bu dönemde görünüm pozitif olarak korunmuştu. Bu durum, politika istikrarının izlenmeye devam edildiğini ve not artışının koşullarının olgunlaştığına işaret eden bir ön sinyal olarak yorumlanmıştı.
Dikkatli İyimserlik
Moody's’in son kredi notu değerlendirmesi, Türkiye ekonomisinde izlenen para ve maliye politikalarının istikrarı ve tutarlılığı açısından önemli bir işaret olarak değerlendiriliyor.
Not artışı, Türkiye'nin dış finansman koşullarında iyileşme yaratabilecek potansiyele sahip olsa da, görünümün durağan olarak belirlenmesi, geleceğe dair temkinli bir iyimserliğe işaret ediyor.
Kuruluşun değerlendirmesi, ekonomi yönetiminin mevcut çizgiyi koruması ve yapısal reformları derinleştirmesi halinde, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin kredi notunda ilave artışların da gündeme gelebileceğine işaret ediyor.
Ancak aynı zamanda, politik belirsizliklerin yeniden artması ya da para politikasında sapma yaşanması halinde bu sürecin tersine dönebileceği uyarısı da yapılmakta.
Bu çerçevede Moody’s’in açıklaması, yalnızca bir kredi notu değişikliği değil, aynı zamanda ekonomik yönetimin istikrar ve öngörülebilirlik ekseninde devam etmesi gerektiğine dair net bir mesaj olarak da okunabilir.