Otomotivde vergi depremi: Çin ve ABD avantajlı, Japon markaları zorlanıyor
Türkiye’de ithal otomobil piyasasında önemli bir dönemeç yaşanıyor. Son dönemde alınan yeni düzenlemeler, sektördeki dengeleri köklü biçimde değiştirdi.
Özellikle ABD’den ithal edilen otomobillere yönelik ek mali yükümlülüklerin kaldırılması, Çinli markaların vergilerinin düşürülmesi ve Japon menşeli araçlarda ise vergi artışına gidilmesi, pazarda adeta yeniden kartların karılmasına yol açtı.
Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODMD) Başkanı Ali Haydar Bozkurt, söz konusu değişikliklerin sektörde ani dalgalanmalara yol açtığını ve adil bir vergi sistemine duyulan ihtiyacın artık daha belirgin hale geldiğini ifade etti.
Son yıllarda Türkiye’de ithal otomobil satışları, global ekonomik gelişmeler ve döviz kurlarındaki değişimlerle birlikte inişli çıkışlı bir seyir izliyordu.
Ancak yeni vergi düzenlemeleri, özellikle ABD’den ithal edilen araçlarda sağlanan mali avantaj ile sektörde ciddi bir hareketlilik yarattı.
Bu durum, hem ithalatçı firmaların stratejilerini yeniden gözden geçirmesine hem de tüketicilerin tercihlerini etkilemesine sebep oldu.
Vergi yükünün kaldırılması, Amerikan otomobillerinin fiyatlarını daha rekabetçi hale getirirken, tüketici nezdinde de talep artışına yol açması bekleniyor.
Çinli otomobil markaları için yapılan vergi indirimi de pazardaki dengeleri değiştiriyor. Son yıllarda elektrikli ve hibrit araçlar konusunda hızlı bir üretim artışı kaydeden Çinli markalar, vergi avantajı sayesinde fiyatlarını daha cazip hale getirecek.
Bu durum, özellikle elektrikli araç segmentinde rekabetin şiddetleneceğine işaret ediyor. Uzmanlar, Çinli markaların fiyat avantajını etkin şekilde kullanması durumunda, pazarda Japon ve Avrupa menşeli araçlara karşı daha güçlü bir konum elde edebileceğini belirtiyor.
Öte yandan Japon menşeli araçlarda yapılan vergi artışı, sektörde farklı bir tablo oluşturuyor. Japon markalarının fiyatlarının yükselmesi, bu araçlara talebin azalmasına ve tüketicilerin alternatif modellere yönelmesine neden olabilir.
Bu durum, özellikle orta ve üst segment otomobillerde fiyat hassasiyetine sahip tüketiciler için belirleyici olacak.
Uzmanlar, Japon markalarının, artan mali yükleri dengelemek için kampanya ve promosyon stratejilerini gözden geçireceğini öngörüyor.
ODMD Başkanı Ali Haydar Bozkurt, konuyla ilgili açıklamasında ani değişimlerin sektörü zorladığını vurguladı. Bozkurt, “Sektörde öngörülebilirlik son derece önemli. Ani vergi değişimleri hem distribütörler hem de tüketiciler açısından belirsizlik yaratıyor. Adil, şeffaf ve çağdaş bir vergi sistemine acil olarak ihtiyaç var” dedi.
Bozkurt ayrıca, otomotiv sektörünün global trendlerle uyumlu bir yapıya kavuşması gerektiğini ve bu doğrultuda düzenlemelerin uzun vadeli perspektifle planlanmasının kritik olduğunu belirtti.
Sektördeki bu değişim, sadece fiyatları değil, aynı zamanda tüketici tercihlerinin ve ithalat stratejilerinin de yeniden şekillenmesine neden oluyor.
Örneğin, ABD ve Çin menşeli araçlar daha uygun maliyetlerle pazara sunulurken, Japon araçları daha yüksek fiyatlarla satılacak.
Bu durum, distribütörlerin portföy yönetimini ve stok planlamasını yeniden düzenlemelerini zorunlu kılıyor.
Özellikle elektrikli araç ve hibrit araç segmentinde rekabetin artması, tüketiciler için daha fazla seçenek ve fiyat avantajı anlamına gelebilir.
Öte yandan otomobil alıcıları açısından da yeni tablo önemli. Vergi avantajlarıyla fiyatları düşen araçlar, daha geniş bir kitleye ulaşma imkanı sunuyor.
Ancak Japon menşeli araçlardaki vergi artışı, bazı tüketicilerin bu araçları tercih etmesini zorlaştırabilir. Bu bağlamda, tüketici davranışlarının da yakından izlenmesi gerekiyor.
Analistler, sektörün önümüzdeki dönemde ani değişimlere karşı hazırlıklı olması gerektiğini belirtiyor. Vergi düzenlemelerinin etkisi, sadece ithalatçı firmaların mali tablolarına değil, aynı zamanda Türkiye otomotiv pazarının genel yapısına da yansıyacak.
Uzun vadeli planlama ve istikrarlı politikalar, hem yatırımcı güveni hem de tüketici memnuniyeti açısından kritik öneme sahip.
Türkiye ithal otomobil pazarı adeta yeniden şekilleniyor. ABD menşeli araçlarda mali yükümlülüklerin kaldırılması, Çinli markalarda vergi indirimi ve Japon markalarda vergi artışı, sektörde dengeleri değiştiriyor.
ODMD Başkanı Ali Haydar Bozkurt’un da belirttiği gibi, ani değişimler sektörü zorlarken, çağdaş ve adil bir vergi sistemi ihtiyacı giderek daha belirgin hale geliyor.
Önümüzdeki dönemde sektör oyuncularının ve tüketicilerin bu yeni duruma nasıl adapte olacağı, pazardaki rekabetin ve tercihlerin yönünü belirleyecek.
Türkiye otomotiv pazarı, son dönemdeki satış artışıyla rekor kırma yolunda ilerlerken, Resmî Gazete’de yayımlanan iki önemli düzenleme sektörde ciddi bir etki yarattı.
İlk düzenleme, Avrupa Birliği (AB) ve Serbest Ticaret Anlaşması (STA) kapsamı dışında kalan ülkelerden ithal edilen binek otomobillere ek vergi getirilmesini öngörüyor.
İkinci düzenleme ise 2018 yılında ABD menşeli araçlara uygulanan ek gümrük yükümlülüklerini tamamen kaldırıyor.
Böylece Çin ve ABD’den ithal edilen araçların vergi yükü azalırken, Japon markaları başta olmak üzere bazı ülkelerden gelen araçlarda maliyet artışı yaşanacak.
Sektörde Belirsizlik Endişesi
Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) Başkanı Ali Haydar Bozkurt, düzenlemelerin sektörde ciddi bir belirsizlik yarattığını belirtti.
Bozkurt, “Otomotiv sektörü, uzun vadeli planlama, üretim ve sipariş süreçleri açısından hassas bir yapıya sahip. Ani değişiklikler öngörülebilirliği zorlaştırıyor” dedi.
Bozkurt, getirilen 60 günlük uyum süresinin yetersiz olduğunu vurgulayarak, “Siparişlerin revize edilmesi, üretim planlarının yeniden yapılması ve lojistik düzenlemelerin gözden geçirilmesi için en az üç ay gerekir. Küresel markalar, üretimlerini ve dağıtımlarını önceden belirlenmiş kotalar üzerinden yapıyor. Sürekli değişen vergi sistemleri ise bu planları aksatıyor ve rekabet gücünü zayıflatıyor” diye konuştu.
Sektörün, yeni düzenlemenin tüketici davranışlarını da etkileyebileceğine dikkat çektiğini ifade eden Bozkurt, “Vergi avantajı sunulan modellere yönelim artıyor. Bu durum orta ve uzun vadeli planlamaları daha da karmaşık hâle getiriyor. Markalar, hangi araçlara öncelik vereceklerini ve hangi modelleri getireceklerini hesaplamakta zorlanıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Bozkurt, ülke bazlı etkiler üzerine de şunları söyledi: “Görünüşe göre Çin ve ABD gibi STA kapsamında olmayan ülkelere avantaj sağlanıyor. Öte yandan, STA dışında kalan ve daha önce yüzde 10 gümrük vergisi uygulanan bazı ülkelere ek mali yükümlülükler getirildi. Resmî açıklamalarda amaç yerli üretimi desteklemek olarak belirtiliyor, ancak pazar üzerindeki etkilerini önümüzdeki aylarda göreceğiz.”
Bozkurt, sektörün yıllardır talep ettiği çağdaş ve adil bir vergi sisteminin yeniden önem kazandığını belirterek, “Vergi yükü dengeli dağıtılmalı, tüketici zorlanmamalı ve modern araç kullanımını teşvik eden bir sistem kurulmalı. Bu, sektörde öngörülebilirliği de artırır” dedi.
Bakanlık: Hedef Yerli Üretimi Korumak
Ticaret Bakanlığı, yazılı açıklamasında düzenlemenin Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kuralları ile Türkiye’nin AB Gümrük Birliği ve diğer STA yükümlülüklerine uygun olduğunu belirtti.
Açıklamada, “Amaç yerli üretimi ve istihdamı korumaktır. Artan ithalat baskısına karşı otomotiv sektörümüzün korunması gerekliliği doğmuştur. Karar, tüm kurumlarla istişare edilerek hazırlanmış ve yerli üretim payını artırmayı hedeflemektedir” ifadelerine yer verildi.
Vergi Oranları ve Yürürlük
Cumhurbaşkanı Kararı’na göre, konvansiyonel ve hibrit (plug-in hariç) otomobiller için adet başına yüzde 25 veya en az 6 bin dolar, plug-in hibritler için yüzde 30 veya en az 7 bin dolar, elektrikli otomobiller için ise yüzde 30 veya en az 8 bin 500 dolar ek vergi uygulanacak.
İthalat sırasında oransal ve maktu vergiden hangisi yüksekse o esas alınacak. Düzenleme, yayımlandığı 22 Eylül tarihinden itibaren 60 gün sonra yürürlüğe girecek.
İkinci El Piyasasına Etkisi
Cardata Genel Müdürü Hüsamettin Yalçın, yeni vergi düzenlemesinin ikinci el araç piyasasına etkilerini şöyle açıkladı: “İthal araçların vergilerle pahalanması, tüketiciyi ikinci el piyasasına yöneltecek ve bu da fiyatları yukarı çekecek. Çin ve ABD menşeli araçların yoğun olduğu segmentlerde fiyat düşüşleri görülebilir. Öte yandan, yerli üretim araçlar hem sıfır hem de ikinci elde değerini koruyarak daha cazip hâle gelecek. Yüksek vergi yükü nedeniyle bazı ithal modellerin ikinci elde bulunabilirliği azalabilir; bu da arz daralmasına ve fiyat artışına yol açabilir.”
ABD’ye Uygulanan Ek Vergiler Kaldırıldı
2018’de ABD’nin Türk çelik ve alüminyum ürünlerine getirdiği ek vergilere karşı Türkiye’nin uyguladığı misilleme vergileri de kaldırıldı.
O dönemde ABD’den ithal edilen araçlarda yüzde 60’tan yüzde 120’ye kadar çıkan ek vergiler, özellikle Tesla, BMW, Mercedes ve Ford gibi markaların ithalatını zorlaştırıyordu.
Yeni karar, bu yükümlülükleri sonlandırıyor. Bakanlık, ABD ile süren müzakereler ve DTÖ çerçevesindeki danışmalar sonucunda bu adımın atıldığını belirtti ve iki ülke arasındaki ekonomik ve stratejik ilişkilerde yeni işbirliği alanları oluşturma niyetini vurguladı.
Kararın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı ile görüşmesi öncesinde alınması ise dikkat çekici bulundu.