Yeni yasayla sosyal medyaya ebeveyn kontrolü
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, dijital dünyada çocukların güvenliğini artırmak amacıyla önemli bir adım atılacağını duyurdu.
Bakan Uraloğlu, özellikle sosyal medya kullanımının küçük yaş grupları üzerindeki etkilerini dikkate alarak, çocukların sosyal medya platformlarına erişimini sınırlamayı hedefleyen yeni bir yasal düzenleme için hazırlıkların sürdüğünü açıkladı.
Bu kapsamda 13 yaşın altındaki çocukların sosyal medya platformlarına tamamen erişiminin yasaklanması, 13 ile 16 yaş arasındaki bireylerin ise ancak ebeveynlerinin izniyle bu platformlara girebilmesi yönünde bir düzenleme üzerinde çalışıldığı belirtildi.
Söz konusu yasal teklifin önümüzdeki yasama döneminde Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) sunulması planlanıyor.
Çocukları Dijital Tehlikelerden Koruma Hedefi
Bakan Uraloğlu’nun açıklamalarına göre, dijital çağda büyüyen çocukların psikolojik, sosyal ve fiziksel gelişimlerinin tehdit altında olduğunu gösteren bilimsel araştırmalar, bu düzenlemenin temel gerekçelerinden biri.
Sosyal medya platformlarının, özellikle ergenlik öncesi ve ergenlik dönemindeki çocuklar üzerinde olumsuz etkiler oluşturabileceğine dikkat çeken Bakan, bu platformların bilinçsiz kullanımının çocuklar üzerinde ciddi sonuçlar doğurabildiğini vurguladı.
Uraloğlu, “Artık çocuklarımız ekran başında büyüyor. Sosyal medya kullanımı, özellikle 13 yaş altındaki bireyler için hem gelişimsel hem de güvenlik açısından riskli. Bu nedenle sosyal medya erişiminin belli yaş sınırlarına göre yeniden düzenlenmesi gerekiyor,” ifadelerini kullandı.
Erişim Sınırları Nasıl Olacak?
Bakanlığın önerdiği yeni düzenlemeye göre: 13 yaş altındaki çocuklar, sosyal medya platformlarına hiçbir şekilde erişemeyecek.
Bu yaş grubundaki bireylerin kullanıcı hesabı oluşturması ya da herhangi bir şekilde sosyal medya içeriğiyle etkileşime girmesi yasak olacak.
13-16 yaş aralığındaki çocuklar ise sosyal medyada yer almak istediklerinde ebeveyn onayı gerekecek. Platformlar, bu yaş grubundaki kullanıcıların ebeveynlerinden alınacak açık rıza olmadan hesap açmalarına izin veremeyecek.
Bu doğrultuda sosyal medya şirketlerine teknik sorumluluklar da yüklenmesi gündemde. Bu sistemin uygulanabilirliğini artırmak adına, platformlara gerçek yaş tespiti yapabilen doğrulama sistemleri kurma zorunluluğu da getirilebileceği ifade ediliyor.
Uluslararası Örnekler İnceleniyor
Türkiye'nin bu alandaki çalışmaları, uluslararası düzeyde uygulanan benzer yasal düzenlemelerden de ilham alıyor.
Avrupa Birliği başta olmak üzere birçok ülkede sosyal medya platformlarının genç kullanıcılar üzerindeki etkilerini azaltmak amacıyla çeşitli kısıtlamalar yürürlüğe sokuldu.
Özellikle İtalya, Fransa ve Almanya gibi ülkelerde yaş doğrulama sistemleri ve ebeveyn kontrolü mekanizmaları ön plana çıkıyor.
Uraloğlu, “Dünyadaki örnekleri de yakından takip ediyoruz. Teknolojiyi yasaklamadan, ama çocuklarımızı da koruyacak akıllı sistemler geliştiriyoruz,” diyerek Türkiye'nin dijital geleceğini çocukların yararına yeniden inşa etmeye kararlı olduklarını belirtti.
Yasal Süreç ve TBMM Gündemi
Söz konusu düzenlemenin TBMM gündemine önümüzdeki yasama yılı içerisinde gelmesi bekleniyor. Hazırlıkların Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından yürütüldüğü, ancak düzenlemenin Adalet, Aile ve Sosyal Hizmetler ile Milli Eğitim bakanlıklarının da katkılarıyla çok paydaşlı bir şekilde hazırlandığı ifade ediliyor.
Düzenlemenin yasalaşması halinde, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) başta olmak üzere çeşitli kamu kurumlarının uygulamadan sorumlu olacağı ve denetim mekanizmalarının kurulacağı öngörülüyor. Ayrıca sosyal medya şirketlerinin Türkiye'deki temsilcilerine yeni yükümlülükler getirilmesi de gündemde.
Ebeveyn ve Uzmanlardan Gelen Tepkiler
Yeni düzenleme, kamuoyunda farklı görüşlerle karşılandı. Bir kesim, çocukların dijital içeriklere daha kontrollü erişimini savunarak düzenlemeyi desteklerken, bazı uzmanlar ise bu tür kısıtlamaların çocukların sosyal medya okuryazarlığını geliştirme açısından yetersiz kalabileceğini ifade ediyor.
Aile danışmanı ve çocuk gelişimi uzmanı Dr. Elif Demirtaş, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, “Çocukların gelişim sürecinde maruz kaldıkları içerikler çok önemli. Özellikle olumsuz içeriklere karşı duyarsızlaşmamaları için düzenleyici çerçeveler gerekli. Ancak yalnızca erişimi sınırlamak değil, aynı zamanda dijital medya eğitimi vermek de şart,” dedi.
Bazı teknoloji uzmanları ise yaş doğrulamanın teknik olarak ne kadar sağlıklı uygulanabileceği konusunda soru işaretleri olduğunu belirtiyor.
Kimlik doğrulama sistemlerinin ya da ebeveyn denetim yazılımlarının zorunlu hale getirilmesi gerektiğini savunan uzmanlar, düzenlemenin teknolojik altyapılarla desteklenmesinin önemini vurguluyor.
Sosyal Medya Şirketleri Ne Yapacak?
Düzenlemenin yürürlüğe girmesi durumunda, sosyal medya platformlarının da kullanıcı yaş tespitinde daha hassas sistemler kurmaları gerekecek. Halihazırda pek çok platform, kullanıcıların yaş beyanına dayalı olarak işlem yapıyor.
Ancak bu sistemlerin kolayca aşılabildiği biliniyor. Yeni düzenlemeyle birlikte, platformların yüz tanıma, kimlik doğrulama ya da ebeveyn izni belgeleri gibi daha gelişmiş yöntemleri devreye almaları gündemde olacak.
Aksi takdirde, yasa kapsamında bu platformlara para cezası, reklam gelirlerine sınırlama veya erişim kısıtlamaları gibi yaptırımlar uygulanabileceği belirtiliyor.
Dijital Gelecek İçin Yeni Adımlar
Türkiye’de çocukların dijital mecralardaki güvenliğini sağlamak adına atılması planlanan bu yeni adım, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde geniş etkiler yaratabilir.
Bakan Uraloğlu’nun açıklamaları, hükümetin bu konuda kararlı ve kapsamlı bir yaklaşım benimseyeceğini gösteriyor.
Çocukların dijital dünyada daha sağlıklı ve güvenli bir şekilde var olabilmeleri için geliştirilen bu tür düzenlemelerin, eğitim ve bilinçlendirme faaliyetleriyle desteklenmesi de büyük önem taşıyor.
Bu doğrultuda atılacak adımların, yalnızca yasaklama değil, aynı zamanda dijital bilinç kazandırma yönünde ilerlemesi bekleniyor.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin sosyal medya kullanımına dair kapsamlı yeni bir düzenleme hazırlığında olduğunu açıkladı.
Bakan Uraloğlu, özellikle çocuk ve gençlerin dijital platformlardaki güvenliğinin sağlanmasını hedefleyen yeni yasal düzenlemeye dair önemli detaylar paylaştı.
Sosyal medyaya erişim yaş sınırı ve kamu personelinin dijital davranışlarına ilişkin çeşitli önlemleri içeren bu yeni çalışma, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) önümüzdeki yasama döneminde sunulacak.
Çocuklar İçin Yeni Erişim Kuralları: 13 Yaş Altına Tam Engel, 16’ya Kadar Ebeveyn İzni
Yeni düzenlemenin en dikkat çekici yönlerinden biri, çocukların sosyal medya platformlarına erişimini düzenleyen yaş sınırlamaları.
Bakan Uraloğlu’nun verdiği bilgilere göre, 13 yaşından küçük çocukların sosyal medya mecralarına hiçbir şekilde erişememesi öngörülüyor.
13 ile 16 yaş arasındaki bireylerin ise bu platformlara yalnızca ebeveyn onayıyla giriş yapabilmeleri planlanıyor.
Bu sayede dijital ortamda maruz kalınabilecek tehlikelerin önüne geçilmesi ve çocukların gelişim süreçlerinin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi amaçlanıyor.
Uraloğlu, bu kararın ardında yatan temel düşüncenin, çocukları dijital ortamdaki zararlı içeriklerden ve potansiyel tehditlerden korumak olduğunu belirtti.
“Bu düzenlemeyle, çocuklarımızın zihinsel ve psikolojik gelişimlerini tehlikeye sokabilecek sosyal medya etkilerine karşı bir güvenlik duvarı örmeyi hedefliyoruz,” ifadelerini kullandı.
Yasak Değil, Koruma Amaçlı Bir Yaklaşım Benimsiyoruz
Bakan Uraloğlu, söz konusu düzenlemenin kamuoyunda yanlış anlaşılmaması gerektiğini vurguladı. Geliştirilen yasal çerçevenin “yasaklayıcı” bir zihniyetle hazırlanmadığının altını çizen Uraloğlu, bu adımın tamamen çocukları ve gençleri koruma refleksiyle atıldığını dile getirdi.
Türkiye’nin sosyal medya kullanımında dünya ortalamasının üzerinde yer aldığını hatırlatan Bakan, “Toplum olarak bu mecralara oldukça meraklıyız. Nüfusa oranla sosyal medya kullanımında dünya sıralamasında üst sıralardayız,” dedi.
Bu nedenle genç kullanıcıların platformlarda daha bilinçli ve kontrollü yer almasının, toplum sağlığı açısından önem taşıdığını vurguladı.
Platformlarla Diyalog Sürüyor: Karara Uyarız Mesajı
Sosyal medya düzenlemesinin yalnızca iç hukukla değil, aynı zamanda platformların uygulamalarıyla da uyumlu hale getirilmesi gerektiğine dikkat çeken Uraloğlu, bu amaçla platform temsilcileriyle süregelen görüşmelere değindi.
Uluslararası sosyal medya şirketlerinin temsilcileriyle yapılan temaslarda, Türkiye’nin getireceği kurallara uyma konusunda olumlu geri dönüşler alındığını ifade etti.
“Platform temsilcileriyle yaptığımız görüşmelerde, ülkemizin çıkaracağı yasa ve düzenlemelere saygı göstereceklerini ifade ettiler. ‘Ne karar alırsanız, uyarız’ diyorlar. Elbette uygulanamayacak beklentilerle gelmek doğru değil. Amacımız makul, uygulanabilir ve etkili bir düzenleme oluşturmak,” açıklamasında bulundu.
Bu diyaloğun, düzenlemenin uygulanabilirliği açısından kritik öneme sahip olduğunu belirten Bakan, sadece yasal zorunluluklarla değil, aynı zamanda işbirliğiyle hareket edilmesinin dijital ekosistem için daha sürdürülebilir olacağını dile getirdi.
Kamu Personelinin Sosyal Medya Kullanımı da Mercek Altında
Yeni düzenlemeyle birlikte yalnızca çocuk ve gençlerin değil, kamu çalışanlarının sosyal medya alışkanlıkları da değerlendirilen bir diğer başlık olarak öne çıkıyor.
Bakan Uraloğlu, kamu görevlilerinin mesai saatleri içinde sosyal medya kullanımlarına yönelik yeni sınırlandırmalar getirilmesinin gündemde olduğunu söyledi.
Bu bağlamda, çalışan verimliliğini artırmak ve kurumsal disiplini sağlamak adına bazı önlemler üzerinde duruluyor.
Henüz kesinleşmemiş olmakla birlikte, kamuda görev yapan personelin mesai saatlerinde sosyal medya platformlarında vakit geçirmesinin sınırlandırılması veya belirli kurallara bağlanması planlanıyor. Bu yönde oluşturulacak kuralların, kamu hizmetinin kalitesini artırmaya yönelik olacağı ifade ediliyor.
Küresel Eğilimler Türkiye’ye de Yansıyor
Dijital güvenlik ve çocuk hakları alanında birçok ülkenin benzer adımlar attığına dikkat çeken Uraloğlu, Türkiye’nin de bu küresel yönelimi takip etmesinin kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
Özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinde çocukların sosyal medyada geçirdiği zamanı sınırlayan, filtreleme sistemleri getiren ve ebeveyn denetimini zorunlu kılan düzenlemelerin Türkiye için de örnek teşkil ettiğini söyledi.
Bu kapsamda, içerik filtreleme, zaman kısıtlamaları, yaş doğrulama sistemleri gibi teknik araçlarla desteklenen bir yasal altyapı üzerinde çalışıldığı bilgisi verildi.
Uraloğlu, “Teknolojik çözümleri, ebeveyn kontrolünü ve yasal denetimi bir araya getiren çok katmanlı bir yapı kurmayı hedefliyoruz,” dedi.
Meclis Takvimi: Düzenleme Ne Zaman Yasalaşacak?
Hazırlıkları devam eden düzenlemenin, mevcut yasama dönemine yetişmesinin mümkün görünmediğini belirten Uraloğlu, yasanın bir sonraki yasama yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin takdirine sunulacağını ifade etti. Yani düzenlemenin yasalaşması, en erken 2025 yasama yılı içinde gerçekleşebilecek.
Bu süreçte sivil toplum kuruluşları, akademisyenler, aile dernekleri ve teknoloji şirketleriyle temasların sürdürüleceği, düzenlemenin katılımcı bir anlayışla şekillendirileceği belirtiliyor.
Bakanlık, yasal metnin yalnızca devlet eliyle değil, toplumun tüm paydaşlarının katkısıyla oluşturulmasını hedefliyor.
Dijital Gelecek İçin Koruyucu Politikalar
Türkiye’nin çocuklar ve gençler başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerini dijital dünyada karşılaşabilecekleri risklerden koruma amacıyla attığı bu adımlar, sadece bir düzenleme değil, aynı zamanda uzun vadeli bir politika değişikliğinin sinyallerini veriyor.
Sosyal medya platformlarının hayatımızdaki yeri arttıkça, bu alanın da denetim ve rehberliğe daha fazla ihtiyaç duyduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın öncülüğünde geliştirilen bu yeni düzenleme, Türkiye’nin dijital çağda daha güvenli ve sağlıklı bir toplumsal yapıya ulaşma hedefiyle uyumlu bir şekilde ilerliyor.
Bakan Uraloğlu’nun da ifade ettiği gibi, bu çabaların yasakçı değil, koruyucu bir zihniyetle yürütülmesi, düzenlemenin toplumsal kabulünü de artıracağa benziyor.