Yabancı yatırımcı rotayı değiştirdi: Hisseden kaçış, Tahvile akın
Türkiye sermaye piyasalarında yabancı yatırımcıların uzun süredir devam eden pozitif eğilimi, 20 Haziran haftası itibarıyla yön değiştirdi. Son 9 haftadır aralıksız şekilde Borsa İstanbul’da hisse senedi alımı yapan yabancı yatırımcılar, bu dönemi sonlandırarak satışa geçti.

Haftalık bazda 109 milyon dolarlık hisse senedi satışı gerçekleştiren yabancı yatırımcılar, buna karşın Türk tahvillerine olan ilgilerini sürdürdü. Bu gelişme, piyasaların ve yatırımcıların dikkatle takip ettiği önemli bir dönüş işareti olarak yorumlandı.
9 Haftalık Alım Dalgası Sona Erdi
Borsa İstanbul’da mayıs ayı başından bu yana yabancı yatırımcıların net alım pozisyonunda olduğu bir dönem yaşanmıştı.
Bu süreçte özellikle büyük ölçekli sanayi ve bankacılık hisselerine yönelik yoğun bir ilgi dikkat çekmişti. Yabancıların bu dönemde toplamda milyar doları aşan bir sermaye girişiyle Borsa İstanbul’a yöneldiği görülmüştü.
Ancak 20 Haziran ile biten haftada bu tablo tersine döndü. Yurt dışı yerleşikler, hisse senetlerinde net satıcı konumuna geçerek yaklaşık 109 milyon dolarlık satış gerçekleştirdi.
Satışın Ardında Ne Yatıyor?
Yabancı yatırımcıların bu satış hamlesinin arkasında birkaç temel faktör olduğu düşünülüyor. Bunların başında, küresel piyasalarda artan risk algısı ve gelişmekte olan piyasalara yönelik dalgalı sermaye akımları geliyor.
Özellikle ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz politikasına ilişkin belirsizliklerin yeniden gündeme gelmesi, yabancı yatırımcıların gelişmekte olan ülke varlıklarına karşı temkinli davranmasına neden oluyor.
Ayrıca yaz aylarına girilmesiyle birlikte yatırımcıların portföylerini yeniden dengelemeye başlaması da bu satışın arkasındaki muhtemel nedenlerden biri olarak gösteriliyor.
Tahvil Piyasasında Yabancı İlgisi Sürüyor
Her ne kadar yabancı yatırımcılar hisse senedi piyasasında satışa geçmiş olsa da tahvil cephesinde eğilim tam tersi yönde ilerliyor.
20 Haziran haftasında yabancılar, 28 milyon dolarlık devlet iç borçlanma senedi (DİBS) alımı yaptı. Böylece son dönemde artan yabancı ilgisi tahvil piyasasında devam etmiş oldu.
Yılın başından bu yana bakıldığında, yabancı yatırımcıların Türk tahvillerine yönelik alımlarını istikrarlı biçimde artırdığı görülüyor.
Bu durum, Türkiye’nin uygulamaya koyduğu dezenflasyon politikası, parasal sıkılaşma süreci ve kredi notu artışlarının piyasadaki güveni yeniden inşa etmesine bağlanıyor.
Türkiye Ekonomisine Güven Yeniden mi İnşa Ediliyor?
Özellikle 2023 yılının ikinci yarısından itibaren ekonomi yönetiminde yapılan değişiklikler, ortodoks politikaların benimsenmesi ve enflasyonla mücadeleye kararlı bir şekilde devam edilmesi, uluslararası yatırımcılar nezdinde Türkiye’ye olan güveni yeniden tesis etmeye başlamıştı.
Bu süreçte uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları da Türkiye'nin not görünümünü iyileştirmiş, bazıları ise not artırımlarına gitmişti. Bu gelişmeler, hem borsaya hem de tahvil piyasasına yabancı ilgisini beraberinde getirmişti.
2024 Yılında Yabancı Girişi Artışta
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, 2024 yılının başından bu yana yabancı yatırımcılar Türkiye sermaye piyasalarına ciddi miktarda sermaye girişi sağladı.
Ocak ayından haziran ayına kadar geçen sürede sadece hisse senedi piyasasına net 1.8 milyar doları aşkın giriş gerçekleşti.
Tahvil piyasasında ise yaklaşık 6 milyar dolara yakın net alım yapıldığı tahmin ediliyor. Bu veriler, yabancı yatırımcıların Türkiye piyasalarına yeniden döndüğüne işaret ediyor.
Ancak 20 Haziran haftasında görülen sınırlı da olsa satış, yatırımcıların hâlâ temkinli davranmayı tercih ettiğini de gösteriyor.
Kur ve Faiz Beklentilerinin Etkisi
Yabancı yatırımcıların kararlarında en önemli parametrelerden biri döviz kuru beklentileri. TCMB’nin uyguladığı sıkı para politikası sonucu Türk lirası üzerindeki baskı azalmış ve kurda istikrar sağlanmaya başlamıştı. Bu da yabancı yatırımcının kur riskini daha iyi yönetebilmesini sağladı.
Ancak global piyasalardaki dalgalanmalar ve ABD'deki faizlerin uzun süre yüksek kalacağı yönündeki beklentiler, gelişmekte olan ülke kurlarında dalgalanmalara neden oluyor.
Bu ortamda bazı yabancı fonların kâr realizasyonu amacıyla Türkiye pozisyonlarında kısmi çıkışa yönelmiş olması olası.
Yabancı yatırımcının hisse senetlerinde satışa geçmesi yerli yatırımcılar açısından da önem arz ediyor. Son dönemde bireysel yatırımcı sayısında rekor seviyelere ulaşıldı.
Borsa İstanbul'daki toplam yatırımcı sayısı 8 milyona yaklaşmış durumda. Bu gelişme, piyasadaki likiditenin büyük bölümünün artık yerli yatırımcılardan geldiğine işaret ediyor.
Yabancıların çıkış yaptığı dönemlerde yerli yatırımcının piyasayı dengelemesi, borsadaki dalgalanmanın sınırlı kalmasına neden olabiliyor.
Orta Vadede Beklentiler
Analistler, yabancı yatırımcının Türkiye piyasalarına yönelik ilgisinin uzun vadeli bir dönüşüm sürecinde olduğunu belirtiyor.
Yapısal reformlar, fiyat istikrarı, öngörülebilir para politikası gibi unsurların kalıcılığı, bu ilginin sürdürülebilir olup olmayacağını belirleyecek.
Hisse senetlerindeki son satış, geçici bir düzeltme hareketi olarak da yorumlanabilir. Tahvil piyasasındaki alımların devam etmesi, yabancı yatırımcıların Türkiye ekonomisine olan güvenlerini tamamen kaybetmediklerini, ancak portföy tercihlerinde kısa vadeli ayarlamalar yaptıklarını gösteriyor.
20 Haziran haftasında yabancı yatırımcıların Borsa İstanbul’da satış yönlü pozisyon alması, 9 haftalık alım sürecinin ardından dikkat çeken bir gelişme oldu.
Ancak tahvil piyasasında süren alımlar, Türkiye piyasalarına yönelik uzun vadeli ilginin sürdüğünü gösteriyor.
Önümüzdeki haftalarda hem iç dinamikler hem de küresel gelişmeler, yabancı yatırımcının yönünü belirlemede belirleyici olacak.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından her hafta düzenli olarak yayımlanan menkul kıymet istatistikleri, Türkiye finans piyasalarına yönelik yurt dışı yatırımcı davranışlarının ayrıntılı bir şekilde izlenmesine olanak tanıyor.
20 Haziran 2025 haftasına ilişkin yayımlanan son veriler, yurt dışında yerleşik kişilerin Türkiye'deki menkul kıymet yatırımlarında hem satış hem de alım yönlü çeşitli işlemler gerçekleştirdiklerini gösteriyor.
Bu kapsamda özellikle hisse senedi ve devlet iç borçlanma senetleri (DİBS) piyasalarında kayda değer hareketler yaşandığı görülüyor.
Hisse Senetlerinde Net Satış: 109,2 Milyon Dolar
Yurt dışı yerleşikler, 20 Haziran ile biten haftada Türkiye hisse senedi piyasalarında net satış pozisyonu aldı.
Piyasa fiyatı ve döviz kuru etkilerinden arındırılmış olarak hesaplanan verilere göre, söz konusu dönemde hisse senetlerinde 109,2 milyon dolarlık net çıkış gerçekleşti.
Bu durum, yatırımcıların Türk hisse senetlerine yönelik temkinli bir tutum sergilediğine işaret ediyor olabilir.
Yurt dışı yatırımcılar, dönemsel olarak hisse senedi piyasasında satışa yönelse de bu satışların, genel olarak kısa vadeli risk algısındaki değişimlerle bağlantılı olduğu değerlendirilebilir.
Özellikle küresel piyasalarda faiz oranları, gelişmeler ve TCMB’nin para politikalarına dair beklentiler, yabancı yatırımcının yönünü belirlemede kritik görev alıyor.
DİBS (Kesin Alım) Tarafında Güçlü Giriş: 685,6 Milyon Dolar
Öte yandan, devlet iç borçlanma senetleri (DİBS) piyasasında yurt dışı yerleşik yatırımcıların ilgisinin arttığı görülüyor. Kesin alım işlemleri kapsamında 685,6 milyon dolarlık net giriş kaydedildi.
Bu rakam, özellikle tahvil piyasasına yönelik artan güveni ve yabancı yatırımcıların Türkiye’nin sabit getirili menkul kıymetlerine ilgisinin yükseldiğini gösteriyor.
Bu alımların temelinde TCMB'nin sıkı para politikası duruşunun etkili olduğu düşünülebilir. Faiz oranlarının yüksek seyretmesi, yurt dışı yatırımcılar açısından Türkiye tahvillerini cazip hale getiriyor.
Ayrıca, kur oynaklığındaki düşüş ve enflasyonda istikrar beklentileri de tahvil alımlarını destekleyici unsurlar arasında yer alıyor.
DİBS Ters Repo ve Teminat İşlemleri: Karmaşık Bir Görünüm
DİBS işlemlerinde yalnızca kesin alımlar değil, aynı zamanda ters repo ve teminat işlemleri de dikkat çekici büyüklükte gerçekleşti.
Söz konusu hafta içerisinde yurt dışı yerleşikler, DİBS (Ters Repo) kategorisinde 70,5 milyon dolarlık net alım yaptı. Bu işlem, kısa vadeli likidite ihtiyaçlarının yönetimi açısından önemli olabilir.
Buna karşın, DİBS (Teminat) kategorisinde 1 milyar 90,8 milyon dolarlık net satış yaşandı. Bu ölçekteki bir çıkış, muhtemelen teminat olarak gösterilen DİBS'lerin çözülmesi veya yeniden yapılandırılması sürecine işaret ediyor olabilir.
Böyle bir gelişme, yurt dışı yatırımcıların varlık pozisyonlarını yeniden düzenlemeye gittiklerini düşündürebilir. DİBS (Ödünç) işlemlerinde ise herhangi bir hareketlilik yaşanmadı; bu kalemde işlem gerçekleşmedi.
Diğer Menkul Kıymetlerde Sınırlı Hareket
Genel yönetim dışındaki sektörler tarafından yurt dışında yerleşiklere yapılan ihraçlara ilişkin verilere bakıldığında, söz konusu hafta içerisinde net 2,7 milyon dolarlık sınırlı bir satış gerçekleştiği görülüyor.
Bu rakam, özel sektör eurobond ve benzeri menkul kıymetlerde büyük bir hareket yaşanmadığını gösteriyor.
Stok Değerlerinde Güncel Durum
Yurt dışı yerleşiklerin Türkiye’deki finansal varlıklarının toplam piyasa değerlerine bakıldığında ise hisse senetleri ve DİBS'lerdeki pozisyonların büyüklüğü dikkat çekiyor.
20 Haziran itibarıyla, yurt dışı yerleşiklerin Türk hisse senetlerindeki toplam stok değeri 28 milyar 63,7 milyon dolar seviyesinde bulunuyor. Bu, borsadaki yabancı yatırımcı varlığının hala önemli bir düzeyde olduğunu gösteriyor.
DİBS tarafında ise üç farklı kategoride stok değerleri yayımlandı: Kesin alım yoluyla elde tutulan DİBS stokları: 11 milyar 477,4 milyon dolar Ters repo yoluyla elde tutulan DİBS stokları: 1 milyar 668,9 milyon dolar Teminat olarak kullanılan DİBS stokları: 2 milyar 911,4 milyon dolar
Bu üç kategorideki toplam DİBS stoku, yaklaşık olarak 16 milyar doları aşıyor ve bu da tahvil piyasasında yurt dışı yatırımcıların aktif pozisyonlarını sürdüğünü ortaya koyuyor.
Genel Değerlendirme ve Beklentiler
20 Haziran haftasına ait TCMB verileri, yurt dışı yatırımcıların Türkiye piyasalarına yönelik karmaşık fakat dikkatli bir yaklaşım sergilediğini gösteriyor.
Hisse senedi piyasasında yaşanan net çıkışa rağmen, DİBS piyasasında özellikle kesin alım kategorisinde güçlü bir girişin yaşanması, Türkiye ekonomisine duyulan orta vadeli güvenin korunduğuna işaret ediyor olabilir.
Yatırımcı davranışlarının yönü, önümüzdeki dönemde TCMB’nin para politikası kararları, küresel faiz dinamikleri, ABD Merkez Bankası’nın (FED) tutumu ve enflasyon beklentileri gibi faktörlere bağlı olarak şekillenmeye devam edecektir.
Özellikle Türkiye'de ekonomik istikrarın sağlanmasına yönelik politikaların sürdürülebilirliği, yabancı yatırımcının risk algısında belirleyici olmaya devam edecek.
Yurt dışı yerleşiklerin portföy hareketleri dikkatle izlenmeye devam edilmelidir. Çünkü bu hareketler, hem Türkiye finans piyasalarının derinliği hem de küresel yatırımcı algısı açısından önemli sinyaller barındırmaktadır.