Emlak vergisine yeni formül, terörsüz Türkiye için yeni adım
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin iç barışını ve toplumsal bütünlüğünü ilgilendiren en önemli başlıklardan biri olan “Terörsüz Türkiye” süreci ile ilgili dikkat çekici açıklamalarda bulundu.

Erdoğan, Meclis çatısı altında oluşturulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu çalışmalarını yakından takip ettiğini belirterek, sürecin doğru ilerleyebilmesi için dikkatlerin dağılmaması gerektiğini vurguladı.
“Bu süreçte odak kayması yaşanmamalı” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı, terörle mücadelede kararlılık ile demokratikleşme adımlarının bir arada yürütülmesinin önemine dikkat çekti.
Önceki gün AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında toplandı. Toplantının açılışında gündeme dair kapsamlı bir konuşma yapan Erdoğan, hem iç hem dış politikaya dair değerlendirmelerde bulundu.
Edinilen bilgilere göre Cumhurbaşkanı, son günlerdeki diplomatik temaslarının yanı sıra Çin’e gerçekleştirdiği ziyaretin ayrıntılarını da MYK üyeleriyle paylaştı.
Çin ziyareti sırasında yapılan görüşmelerin Türkiye açısından oldukça verimli geçtiğini ifade eden Erdoğan, ikili ilişkilerin ekonomik, ticari ve kültürel boyutlarda gelişmeye devam ettiğini vurguladı.
Ayrıca, Asya coğrafyasında Türkiye’nin artan etkinliğinin, yalnızca ekonomik değil aynı zamanda diplomatik kazanımlar getirdiğinin altını çizdi.
Türkiye’nin Küresel Diplomasideki Yükselen Görevi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde Türkiye’nin uluslararası alanda üstlendiği arabuluculuk ve diplomasi girişimlerine de değindi.
Özellikle İsrail-Filistin savaşı ve Rusya-Ukrayna barış müzakereleri sırasında Türkiye’nin gerçekleştirdiği yapıcı görevi dünya kamuoyu tarafından dikkatle izlendiğini belirtti.
Erdoğan’a göre, bu girişimler Türkiye’nin “arabulucu ülke” kimliğini pekiştirmekte ve ülkenin diplomasi gücünü her geçen gün artırmaktadır.
Türkiye, son yıllarda kriz bölgelerinde yürüttüğü aktif diplomasiyi, yalnızca siyasi değil insani bir misyon olarak da görüyor.
Erdoğan, bu noktada Türkiye’nin “dünyanın vicdanı” olma iddiasını koruduğunu, barışı ve adaleti önceleyen girişimlerin uluslararası arenada ciddi bir karşılık bulduğunu dile getirdi.
Terörsüz Türkiye Süreci: Toplumsal Bütünlüğün Güvencesi
Erdoğan’ın konuşmasında öne çıkan başlıklardan biri de “Terörsüz Türkiye” süreci oldu. Cumhurbaşkanı, Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun çalışmalarıyla yakından ilgilendiğini söyledi.
Bu komisyon, Türkiye’nin terörle mücadelesini sadece güvenlik odaklı değil, aynı zamanda toplumsal uzlaşı ve demokratikleşme perspektifiyle ele almayı hedefliyor.
Erdoğan, terörün Türkiye’nin kalkınmasının önünde en büyük engellerden biri olduğunu, ancak sadece güvenlik tedbirleriyle bu sorunun kalıcı olarak çözülemeyeceğini belirtti.
“Milli Dayanışma” ve “Kardeşlik” vurgusu, toplumun farklı kesimlerinin birbirine daha fazla kenetlenmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
Cumhurbaşkanı, bu süreçte en önemli tehlikenin “odak kayması” olabileceğini dile getirdi. Yani, toplumun ve siyasetin gündemini meşgul eden farklı tartışmaların, terörsüz bir Türkiye idealinden uzaklaşmaya neden olmaması gerektiğini söyledi.
Erdoğan’a göre, tüm kesimler ortak hedef olan “güçlü, huzurlu ve demokratik Türkiye” vizyonuna odaklanmalı.
İç ve Dış Politikada Eş Zamanlı Mücadele
Toplantıda yapılan değerlendirmelere göre, Türkiye bir yandan iç barış ve güvenliğe dair adımlar atarken, diğer yandan da dış politikada aktif bir görev üstlenmeye devam ediyor.
Erdoğan, MYK üyelerine hitaben yaptığı konuşmada, içerde terörle mücadelede kararlılığın süreceğini, aynı zamanda demokratikleşme ve reform çalışmalarının da hız kesmeyeceğini belirtti.
Türkiye’nin dünyada üstlendiği diplomatik görevler, iç politikadaki barış süreciyle de doğrudan bağlantılı görülüyor. Zira, içeride istikrar ve güvenliği sağlamış bir Türkiye, dışarıda da daha güçlü bir aktör olabiliyor.
Çin Ziyareti ve Ekonomik Yansımaları
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çin ziyaretine dair paylaştığı ayrıntılar, toplantının dikkat çeken diğer bir başlığı oldu.
Özellikle enerji, ulaştırma ve teknoloji alanlarında işbirliklerinin geliştirilmesi için somut adımlar atıldığı ifade edildi. Türkiye’nin Asya ile olan ilişkilerinin derinleşmesi, sadece ekonomi değil aynı zamanda yeni fırsatlar yaratıyor.
Çin ile ilişkilerin gelişmesi, Türkiye’nin “çok yönlü dış politika” anlayışının bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Erdoğan’ın, bu ziyarette Türkiye’nin Asya’daki stratejik önemine vurgu yaptığı, karşılıklı yatırım ve ticaret hacminin artırılması için çeşitli anlaşmaların gündeme geldiği kaydedildi.
Dünya Kamuoyunun Türkiye’ye Bakışı
Toplantı sırasında Erdoğan’ın dikkat çektiği bir başka husus ise, Türkiye’nin barış diplomasisinin dünyada gördüğü takdir oldu.
İsrail-Filistin krizinde sivillerin korunması için yürütülen girişimler, Rusya-Ukrayna savaşında esir takası ve tahıl koridoru gibi projeler, Türkiye’nin barışa katkı sunan yapıcı tavrının somut göstergeleri olarak öne çıktı.
Cumhurbaşkanı, bu noktada Türkiye’nin uluslararası arenadaki imajının güçlendiğini, artık krizlerin çözümünde aranan bir ülke konumuna geldiğini söyledi.
Toplumsal Birlik ve Beraberlik Çağrısı
Erdoğan’ın açıklamaları, sadece hükümet üyelerine değil, tüm topluma yönelik bir çağrı niteliği taşıyor. Cumhurbaşkanı, “Terörsüz Türkiye” sürecinin yalnızca siyasi bir proje değil, aynı zamanda bir toplumsal mutabakat ve ortak ideal olduğunu vurguladı.
Toplumun tüm kesimlerinin bu süreçte üzerine düşeni yapması gerektiğini ifade eden Erdoğan, özellikle medya, sivil toplum ve siyasi partilere sorumluluk düştüğünü belirtti.
Farklı görüşlere sahip olmakla birlikte, terörün sona ermesi ve kalıcı barışın sağlanması noktasında herkesin ortak bir tavır sergilemesinin zorunluluk olduğunu dile getirdi.
Odak Noktası Güçlü ve Demokratik Türkiye
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın MYK toplantısında yaptığı değerlendirmeler, Türkiye’nin hem içerde hem dışarda çok boyutlu bir süreçten geçtiğini ortaya koyuyor.
Bir yandan bölgesel krizlerde etkin diplomatik girişimlerle dünya sahnesinde öne çıkan Türkiye, diğer yandan kendi içinde toplumsal barışı pekiştirecek adımlar atıyor.
Erdoğan’ın “odak kayması yaşanmamalı” ifadesi, hem siyaset hem de toplum açısından önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Terörsüz, huzurlu, demokratik ve güçlü bir Türkiye hedefine ulaşmak için kararlılık, sabır ve ortak akıl gerektiği mesajı veriliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son günlerde hem iç siyaseti hem de dış gelişmeleri yakından ilgilendiren konulara dair önemli mesajlar verdi.
Türkiye’nin uzun süredir üzerinde hassasiyetle durduğu “Terörsüz Türkiye” vizyonu ile ekonomiye dair yeni düzenlemeler, son yapılan MYK toplantısının da temel gündem başlıklarını oluşturdu.
Terörsüz Türkiye Süreci: Odak Kayması Olmamalı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MYK toplantısında yaptığı değerlendirmelerde, özellikle Suriye’de yaşanan son gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirtti.
Türkiye’nin ulusal güvenliğiyle doğrudan bağlantılı olan bu süreçte, ortaya çıkabilecek olumsuzlukların “Terörsüz Türkiye” hedefini baltalamasına kesinlikle izin vermeyeceklerini vurguladı.
Erdoğan’ın sözlerinde dikkat çeken en önemli nokta, hem iç kamuoyuna hem de uluslararası aktörlere yönelik verdiği şu mesaj oldu: “Odak kayması yaşanmamalı. Bu süreci inşallah yakın zamanda başarıyla sonlandıracağız.”
Bu açıklama, hükümetin hem güvenlik politikalarında hem de diplomatik adımlarında kararlılığını sürdürdüğünün işareti olarak yorumlandı.
Terör örgütleriyle mücadelede kapsamlı stratejiler geliştiren Türkiye, aynı zamanda bölgesel aktörlerle diplomatik kanalları da açık tutmaya özen gösteriyor.
Çin Ziyaretinin Yansımaları
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği resmi Çin ziyareti de toplantının gündeminde yer aldı. Erdoğan, bu ziyarette birçok ikili görüşmeye imza attığını ifade etti.
Çin ile ilişkilerin güçlendirilmesinin, özellikle ekonomik ve ticari alanlarda Türkiye’ye yeni fırsatlar sunabileceği değerlendiriliyor.
Küresel ekonomideki dengelerin hızla değiştiği bir dönemde, Türkiye’nin Çin gibi büyük bir aktörle ilişkilerini çeşitlendirmesi, hem dış ticaret hacminin genişletilmesi hem de yatırım alanlarının çeşitlenmesi açısından stratejik öneme sahip.
Türkiye Buluşmaları: Halkın Nabzı
AK Parti yönetimi, “Türkiye Buluşmaları” programı kapsamında saha çalışmalarını sürdürürken, bu toplantılarda elde edilen izlenimlerini de MYK gündemine taşıdı.
Aktarılan bilgilere göre, toplum genelinde “Terörsüz Türkiye süreci” güçlü bir şekilde benimsenmiş durumda. Vatandaşların büyük bir çoğunluğu bu sürecin başarıyla tamamlanmasını istiyor.
Bununla birlikte, halkın öncelikli gündeminde yer alan başlığın ekonomik sorunlar olduğu da dile getirildi.
Hayat pahalılığı, alım gücündeki azalma ve emlak vergisi gibi konular vatandaşların günlük yaşamını doğrudan etkileyen meseleler arasında öne çıkıyor.
MYK’da yapılan değerlendirmeler, hükümetin bu sorunlara kayıtsız kalmaması gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.
Emlak Vergisinde Düzenleme: Vatandaşa Yük Olmayacak Formüller
Toplantının en dikkat çeken başlıklarından biri, emlak vergisi düzenlemesi oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doğrudan talimatıyla yaklaşık üç aydır üzerinde çalışılan düzenlemede sona gelindi.
AK Parti kaynaklarından alınan bilgilere göre, vatandaşın rayiç bedel artışları nedeniyle mağduriyet yaşamaması için farklı alternatifler hazırlandı.
2026 yılında yürürlüğe girmesi planlanan yeni emlak vergisi düzenlemesi, özellikle gerçek piyasa koşullarını yansıtmayan rayiç bedel artışlarının vatandaşları zor durumda bırakmasının önüne geçmeyi hedefliyor. Bu kapsamda çeşitli formüller masaya yatırıldı.
Ekim ayında Meclis’in gündemine sunulması beklenen düzenleme, yasal değişikliklerin yanı sıra idari düzenlemeleri de içerecek.
AK Partili kaynaklar, sürecin vatandaşın lehine olacak şekilde yönetileceğini belirterek, “Amaç, hem devletin gelir kaybı yaşamaması hem de vatandaşın ağır bir vergi yükü altında ezilmemesidir” değerlendirmesinde bulundu.
Öncelik Ekonomide
Toplantıda yapılan değerlendirmeler, halkın gözünde ekonomik sorunların çözümünün en acil beklenti olduğuna işaret ediyor.
Bu nedenle hükümet, hem emlak vergisi düzenlemesi hem de diğer ekonomik adımlarla vatandaşın üzerindeki yükü hafifletmeye yönelik adımlar atmaya hazırlanıyor.
Türkiye’nin yakın gelecekte uygulamaya koyacağı ekonomi politikalarının temelinde, istikrar ve güven ortamı oluşturmak yer alıyor.
Terörle mücadelede elde edilecek başarılar, ekonomiye doğrudan olumlu yansımalar sağlayacak. Yatırımcı güveninin artması, piyasalarda istikrarın sağlanması ve toplumun refah seviyesinin yükselmesi, önümüzdeki dönemde hükümetin öncelikli hedefleri arasında bulunuyor.
Ekonomi ve Güvenlikte Eş Zamanlı Strateji
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son açıklamaları, Türkiye’nin hem güvenlik hem de ekonomi alanında eş zamanlı strateji izlediğini ortaya koyuyor.
Bir yandan terör tehdidini ortadan kaldırmaya yönelik kararlı adımlar atılırken, diğer yandan halkın en büyük beklentisi olan ekonomik sorunların çözümüne dönük düzenlemeler hız kazanıyor.
“Terörsüz Türkiye” vizyonunun başarıyla tamamlanması, yalnızca güvenlik açısından değil, aynı zamanda ekonomik kalkınma ve toplumsal huzur açısından da kritik bir eşik olacak.
Emlak vergisi gibi doğrudan vatandaşın yaşamını etkileyen konularda ise yeni düzenlemelerin getireceği rahatlama, toplumun devlete olan güvenini pekiştirecek.
Türkiye, önümüzdeki dönemde hem içeride hem de dışarıda zorlu süreçlerle karşı karşıya olacak. Ancak Erdoğan’ın liderliğinde sürdürülen bu kapsamlı strateji, ülkenin geleceğini şekillendirecek temel adımlar olarak değerlendiriliyor.