Ticarette büyük hamle: Türkiye–İngiltere STA’sı modernize ediliyor
Türkiye ile Birleşik Krallık arasındaki ekonomik ilişkiler, iki ülkenin NATO’daki güçlü müttefiklik bağlarının yanı sıra, stratejik ortaklıkları ve karşılıklı ticaret hacmi sayesinde her geçen yıl daha fazla önem kazanıyor.

Özellikle son yıllarda küresel ticaret dinamiklerinde yaşanan değişim, ülkelerin mevcut anlaşmalarını güncellemelerini ve yeni alanlarda iş birliği imkanları yaratmalarını zorunlu kılıyor.
Bu bağlamda, Türkiye ile Birleşik Krallık arasında yürürlüğe giren Serbest Ticaret Anlaşması’nın (STA) modernizasyon süreci önümüzdeki günlerde resmen başlayacak.
Bu adım, yalnızca ticaret hacminin artması açısından değil, aynı zamanda iki ülkenin gelecekteki ekonomik entegrasyonunu güçlendirmesi bakımından da kritik bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
STA’nın Arka Planı: Brexit Sonrası Yeni Dengeler
Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılmasıyla birlikte ticari ilişkilerini yeniden düzenlemesi kaçınılmaz hale geldi.
Brexit sonrası dönemde İngiltere, AB üyesi olmayan ancak güçlü ticari bağlara sahip olduğu ülkelerle ikili anlaşmalar yapmaya yöneldi.
Türkiye de bu süreçte İngiltere ile ilişkilerini yeniden yapılandırmak adına hızlı bir şekilde Serbest Ticaret Anlaşması imzalayan ülkelerden biri oldu.
2021 yılında yürürlüğe giren mevcut STA, büyük ölçüde Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği çerçevesine dayanıyordu.
Ancak geçen zaman içinde, bu anlaşmanın yalnızca mal ticaretine odaklandığı ve hizmetler, yatırımlar, dijital ekonomi gibi yeni nesil ticaret alanlarını kapsamadığı ortaya çıktı.
Bu nedenle modernizasyon süreci, iki ülkenin beklentilerine daha uygun, kapsamlı ve çağın ihtiyaçlarına cevap veren bir çerçeve oluşturmayı hedefliyor.
Neden Modernizasyon Gerekli?
Türkiye ile Birleşik Krallık arasındaki ticaret hacmi 2023 yılı itibarıyla yaklaşık 20 milyar dolar seviyesine ulaşmış durumda.
İngiltere, Türkiye’nin Avrupa dışındaki en büyük ticaret ortaklarından biri konumunda bulunuyor. Aynı şekilde, Türkiye de İngiltere için stratejik pazarlardan biri.
Ancak mevcut anlaşmanın kapsamı, bu potansiyelin tam anlamıyla değerlendirilebilmesine izin vermiyor.
Modernizasyon sürecinin temel amaçlarından bazıları şöyle özetlenebilir: Hizmetler Sektörünün Dahil Edilmesi: Günümüz ekonomilerinde hizmetler sektörü giderek daha fazla önem kazanıyor.
Finans, lojistik, turizm, eğitim ve sağlık gibi alanların STA kapsamına alınması, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri daha da çeşitlendirecek.
Yatırımların Teşviki: Yatırımcıların karşılaştığı engellerin azaltılması, karşılıklı doğrudan yatırımların artmasını sağlayacak.
İngiltere’nin teknoloji ve finans alanındaki güçlü birikimi, Türkiye’nin ise üretim kapasitesi ve stratejik coğrafi konumu, bu alanda önemli fırsatlar sunuyor.
Dijital Ticaret ve E-Ticaretin Geliştirilmesi: Özellikle pandemi sonrası dönemde dijital ekonomi dünya çapında hızla büyüdü.
Modernizasyon süreci, dijital ticaretin önündeki engelleri kaldırarak KOBİ’lerin ve girişimcilerin küresel pazarlara daha kolay erişmesini sağlayabilir.
Yeşil Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik: İklim değişikliğiyle mücadele ve sürdürülebilir ticaret ilkeleri, günümüzde her iki ülke için de öncelikli gündem maddeleri arasında yer alıyor.
STA’nın çevresel standartlar, karbon salımı ve yeşil enerji alanlarında iş birliğini güçlendirecek şekilde güncellenmesi bekleniyor.
Modernizasyonun İki Ülkeye Katkıları
Serbest Ticaret Anlaşması’nın güncellenmesi, Türkiye ve İngiltere arasındaki ilişkileri yalnızca ticari açıdan değil, aynı zamanda stratejik ve siyasi boyutlarıyla da güçlendirecek.
Türkiye Açısından: Türkiye, İngiltere pazarı üzerinden yalnızca mal ihracatını değil, aynı zamanda hizmet sektöründeki payını da artırabilecek.
Özellikle müteahhitlik, mühendislik, lojistik ve sağlık turizmi gibi alanlarda Türk firmalarının İngiltere’de daha fazla iş yapabilmesi mümkün hale gelecek.
Ayrıca, İngiltere’nin finansman ve yatırım imkanlarının Türkiye’ye yönelmesi, doğrudan yatırımların artmasını sağlayabilir.
İngiltere Açısından: İngiltere, Türkiye’nin üretim kapasitesi ve jeostratejik konumu sayesinde Orta Doğu, Kafkasya ve Orta Asya pazarlarına daha kolay erişim elde edecek.
Türkiye’nin genç ve dinamik iş gücü, İngiliz şirketleri için üretim ve yatırım açısından önemli bir avantaj sunuyor.
Ayrıca, Türkiye’nin Avrupa ile Asya arasındaki köprü konumu, İngiltere için lojistik ve tedarik zinciri çeşitlendirmesi açısından kritik bir fırsat yaratıyor.
Küresel Ekonomi İçin Yansımaları
Türkiye ile İngiltere arasındaki STA’nın modernizasyonu, sadece ikili ilişkileri etkilemekle kalmayacak, aynı zamanda küresel ticaret sistemine de önemli katkılar sunacak.
Dünya genelinde korumacılığın arttığı ve ticaret savaşlarının gündemde olduğu bir dönemde, kapsamlı ve güncel bir STA’nın hayata geçirilmesi, serbest ticaretin önemini yeniden vurgulayacak. Bu durum, hem bölgesel hem de küresel ölçekte serbest ticareti destekleyen bir örnek teşkil edebilir.
Zorluklar ve Beklentiler
Her ne kadar modernizasyon süreci büyük fırsatlar sunsa da bazı zorlukları da beraberinde getirebilir. Müzakerelerde tarım ürünleri, gümrük vergileri, fikri mülkiyet hakları ve kamu alımları gibi konuların masada olması bekleniyor. Bu başlıklarda iki ülkenin çıkarlarının tam olarak örtüşmesi kolay olmayabilir.
Ayrıca, dijital ticaret ve çevresel standartlar gibi yeni nesil alanlarda ortak bir zemin bulmak zaman alabilir.
Ancak her iki ülkenin de güçlü siyasi iradeye sahip olması, bu sürecin başarıyla tamamlanma ihtimalini artırıyor. Türkiye ve İngiltere’nin ortak çıkarlarının, zorlukların aşılmasında belirleyici görev alacağı öngörülüyor.
Gelecek Perspektifi
Modernizasyon süreci tamamlandığında Türkiye ile İngiltere arasındaki STA, yalnızca mal ticaretini değil, çok daha geniş bir ekonomik iş birliğini kapsayan, yeni nesil bir anlaşmaya dönüşmüş olacak.
Bu sayede iki ülkenin ekonomik ilişkileri daha derinleşecek ve uzun vadede stratejik ortaklık daha da güçlenecek.
Önümüzdeki dönemde yapılacak müzakerelerin sonucuna göre, STA’nın güncellenmiş versiyonu 2025 yılı itibarıyla yürürlüğe girebilir.
Böylece, iki ülke arasındaki ticaret hacminin kısa sürede 30 milyar dolar seviyelerine ulaşması, orta vadede ise 40 milyar doları aşması bekleniyor.
Bu gelişme, yalnızca Türkiye ve İngiltere için değil, aynı zamanda bölgesel ekonomik istikrar açısından da son derece olumlu bir tablo ortaya koyacak.
Türkiye ile Birleşik Krallık arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması’nın modernizasyonu, iki ülke için tarihi bir fırsat olarak değerlendiriliyor.
Mevcut STA’nın güncellenerek hizmetler, yatırımlar, dijital ekonomi ve sürdürülebilirlik gibi yeni alanlarla genişletilmesi, ekonomik iş birliğini derinleştirecek.
Bu süreç tamamlandığında, Türkiye ve İngiltere arasındaki ilişkiler yalnızca ticari değil, aynı zamanda stratejik düzeyde de daha sağlam bir temele oturmuş olacak.
Küresel ekonomide belirsizliklerin arttığı bir dönemde atılacak bu adım, serbest ticaretin önemini bir kez daha ortaya koyacak ve iki müttefik ülkenin geleceğe daha güçlü bir şekilde hazırlanmasına katkı sağlayacak.
İki önemli NATO müttefiki olan Türkiye ve Birleşik Krallık, son yıllarda karşılıklı ticaret hacmini artırmaya ve ekonomik ilişkilerini derinleştirmeye yönelik önemli adımlar atıyor.
Bu kapsamda, iki ülkenin ticaret bakanları 2024 yılının Mayıs ayında Londra’da bir araya gelerek Serbest Ticaret Anlaşması’nın (STA) güncellenmesi konusunda mutabakata vardı.
Alınan karar, yalnızca ticaret hacmini büyütmeyi değil, aynı zamanda stratejik sektörlerde karşılıklı bağımlılığı artırarak ekonomik iş birliğini daha sağlam temellere oturtmayı amaçlıyor.
Peki, Türkiye ile Birleşik Krallık arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması nasıl doğdu, neden modernizasyona ihtiyaç duyuldu ve bu süreç iki ülke için hangi fırsatları barındırıyor?
STA’nın Doğuşu: Brexit Sonrası Yeni Bir Başlangıç
Birleşik Krallık, 31 Ocak 2020 tarihinde Avrupa Birliği’nden resmen ayrılarak (Brexit) modern Avrupa tarihinin en önemli kırılma noktalarından birine imza attı.
Bu gelişme, Londra’nın Brüksel merkezli ekonomik yapılarla ilişkisini köklü biçimde değiştirdiği gibi, Türkiye dahil olmak üzere pek çok ülkeyle ikili anlaşma yapılmasını da zorunlu hale getirdi.
Türkiye açısından bakıldığında ise durum oldukça kritik bir hal almıştı. Çünkü 1995’ten bu yana yürürlükte olan AB-Türkiye Gümrük Birliği çerçevesinde Birleşik Krallık ile ticaret yapılabiliyor, sanayi ürünleri ve bazı tarım ürünleri karşılıklı gümrük vergilerinden muaf şekilde dolaşıma girebiliyordu.
Ancak İngiltere’nin AB’den ayrılmasıyla bu hukuki zemin ortadan kalktı. Böylece iki ülke arasındaki ticaretin aksamadan devam etmesi için yeni bir düzenleme ihtiyacı doğdu.
İşte bu bağlamda Türkiye ile Birleşik Krallık arasında 29 Aralık 2020 tarihinde Serbest Ticaret Anlaşması imzalandı.
Anlaşma, sanayi ürünlerini ve işlenmiş tarım ürünlerini kapsıyor; böylece iki ülke arasındaki ticaretin Brexit sonrasında kesintiye uğramamasını garanti altına alıyordu.
STA’nın İlk Yılları ve Ortak Değerlendirme
2021’de yürürlüğe giren anlaşma, kısa sürede iki ülke arasındaki ticaretin büyümesine katkı sundu. Ancak uygulama yılları gösterdi ki mevcut anlaşma, sanayi ürünleri odaklı dar bir çerçevede kalıyor; hizmet sektörü, tarım, dijital ticaret gibi stratejik alanları kapsamıyordu.
2023 yılında taraflarca yapılan ortak değerlendirme raporu, anlaşmanın güncellenmesi gerektiğini açıkça ortaya koydu.
Rapora göre mevcut STA, küresel ekonominin dinamikleri ve özellikle Birleşik Krallık’ın güçlü olduğu hizmet sektörü göz önünde bulundurulduğunda yeterli değildi.
Modernizasyon, yalnızca mal ticaretinde değil; finans, lojistik, teknoloji, enerji, sağlık ve eğitim gibi alanlarda da ilişkilerin önünü açacak bir adımdı.
2024’te Ekonomik Tablo: Rakamlarla Türkiye – İngiltere Ticaret İlişkileri
2024 yılı itibarıyla iki ülke arasındaki toplam ticaret hacmi yaklaşık 28 milyar sterlin seviyesine ulaştı. Bu rakam, Türkiye’yi Birleşik Krallık’ın 16’ncı büyük ticaret ortağı konumuna taşıdı.
Özellikle ihracat-ithalat dengesi açısından bakıldığında Türkiye, İngiltere’nin büyüyen ve çeşitlenen pazarında giderek daha önemli bir görev üstlenmeye başladı.
İngiliz ihracatı: 2024’te İngiliz şirketleri Türkiye’ye 9,3 milyar sterlin değerinde mal ve hizmet ihraç etti.
Hizmet sektörünün payı: Aynı yıl İngiltere’nin Türkiye’ye gerçekleştirdiği ihracatın yüzde 34’ünü hizmetler sektörü oluşturdu.
Londra’nın küresel ölçekte ikinci büyük hizmet sektörü ihracatçısı olması, bu alanda güncellemenin gerekliliğini net şekilde ortaya koyuyor.
Yatırımlar: 2023 sonu itibarıyla Türkiye’deki İngiliz yatırımları 9 milyar dolara ulaştı. Aynı dönemde İngiltere’de faaliyet gösteren Türk şirketlerinin yatırımları 4,3 milyar dolar seviyesine çıktı.
Modernizasyon İhtiyacının Nedenleri
Türkiye – Birleşik Krallık STA’sının güncellenmesi, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda stratejik bir gereklilik.
Başlıca nedenler şu şekilde özetlenebilir: Hizmet Sektörünün Dahil Edilmesi: Mevcut anlaşma mal ticareti odaklı olduğundan, finans, eğitim, sağlık, danışmanlık ve dijital hizmetler gibi alanlarda iş birliği sınırlı kalıyor.
Teknik Engellerin Kaldırılması: Güncellenmiş bir STA, gümrüklerdeki bürokratik işlemleri azaltacak, sertifikasyon ve standart farklılıklarını minimize ederek ticareti hızlandıracak.
Dijitalleşme ve E-Ticaret: Pandemi sonrası hızla büyüyen dijital ticaret alanı, anlaşmanın güncel halinde neredeyse hiç yer bulamıyor. Modernizasyon, e-ticaret ve veri akışına ilişkin düzenlemelerle bu alana hukuki güvenlik sağlayacak.
Tarım ve Gıda Sektörü: Türkiye’nin güçlü olduğu tarım ürünlerinin İngiltere pazarına daha avantajlı şartlarla girmesi mümkün olacak.
Enerji ve Yeşil Dönüşüm: İki ülke, yenilenebilir enerji, karbon nötr üretim ve çevre dostu teknolojiler konusunda iş birliği yaparak Avrupa’da daha rekabetçi bir konum elde edebilir.
Müteahhitlik ve Yatırımlarda Stratejik Fırsatlar
Türk müteahhitlik sektörü, uzun yıllardır Orta Doğu, Afrika ve Avrupa’da güçlü bir aktör olarak biliniyor. İngiltere’nin özellikle altyapı yatırımlarında Türk şirketleriyle ortak projeler geliştirmesi, her iki ülke için de büyük fırsatlar sunuyor.
Ayrıca, Birleşik Krallık’ın finansal gücü ile Türkiye’nin genç, dinamik iş gücü ve coğrafi avantajları birleştiğinde, üçüncü ülkelerde ortak yatırımlar yapılması da mümkün hale gelecek.
Bu, STA’nın güncellenmesinin ötesinde, iki ülkenin küresel ölçekte stratejik iş birliklerine yönelmesini sağlayabilir.
Gelecek Perspektifi: Kazan-Kazan Stratejisi
Türkiye ve Birleşik Krallık arasında imzalanacak modernize edilmiş STA, taraflara sadece ikili ticarette avantaj sağlamakla kalmayacak; aynı zamanda küresel ticaret sisteminde iki ülkenin rekabet gücünü artıracak.
Türkiye, 86 milyonluk nüfusuyla İngiltere için cazip ve büyüyen bir pazar sunarken, Londra da dünya çapında güçlü olduğu hizmetler, finans ve teknoloji alanlarını Türkiye üzerinden bölgesel pazarlara taşıyabilecek.
Özellikle Brexit sonrasında AB dışında yeni ekonomik ortaklıklar arayan Birleşik Krallık için Türkiye, stratejik bir kapı niteliğinde.
Aynı şekilde Türkiye de AB ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesi sürecinde İngiltere ile elde edeceği deneyim ve kazanımları kullanabilir.
Türkiye ile Birleşik Krallık arasında 2020’de imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması, Brexit sonrası doğan bir zorunluluk olarak ortaya çıktı.
Ancak geçen süre, bu anlaşmanın kapsamının dar olduğunu ve güncellenmesi gerektiğini net biçimde gösterdi.
2024’te başlatılan modernizasyon süreci, yalnızca ticari ilişkileri derinleştirmekle kalmayacak; hizmetler, dijital ekonomi, tarım, enerji ve müteahhitlik gibi stratejik sektörlerde yeni fırsatların önünü açacak.
Bu adım, hem Londra hem de Ankara için “kazan-kazan” mantığıyla şekillenen daha güçlü bir ekonomik ortaklığın kapılarını aralayacak.