Dijital kalkan: Türkiye’nin siber gücü yükseliyor
Türkiye, dijitalleşme alanında önemli bir adım olarak hayata geçirdiği e-Devlet platformu ile uluslararası arenada dikkat çekiyor.

TÜRSAT e-Devlet Genel Müdür Yardımcısı Koca’nın açıklamalarına göre, platform yıllık 12 milyar işlem hacmi ile Türkiye’de vatandaşların günlük yaşamında kritik bir görev alıyor.
Bu kapsamlı kullanım, e-Devlet’in sadece yurtiçinde değil, yurtdışında da güçlü bir referans noktası olarak öne çıkmasını sağlıyor.
Koca, platformun yalnızca Türkiye’deki vatandaşların değil, dost ve kardeş ülkelerin de ilgisini çektiğini belirtti.
“Bu platformun dost ve kardeş ülkelere ihracı için 10’a yakın ülkeyle görüşmeler yürütüyoruz” diyen Koca, e-Devlet’in uluslararası işbirliklerinde de aktif bir görev almaya hazır olduğunu ifade etti.
Bu açıklama, Türkiye’nin dijitalleşme ve kamu hizmetlerinde teknoloji ihracatı konusunda yeni bir döneme girdiğini gözler önüne seriyor.
Dijital Kamu Hizmetlerinde Türkiye Öncü
e-Devlet platformu, vatandaşlara birçok kamu hizmetini hızlı ve güvenli bir şekilde sunuyor. Vergi ödemelerinden sosyal güvenlik işlemlerine, adli ve idari başvurulardan sağlık kayıtlarına kadar pek çok işlem artık tek bir çatı altında gerçekleştirilebiliyor.
Bu sistem, devletin hizmet sunumunu kolaylaştırırken, vatandaşlar açısından da zaman ve maliyet tasarrufu sağlıyor.
Türkiye’nin dijitalleşme stratejisinin merkezinde yer alan e-Devlet, yalnızca hizmet çeşitliliği ile değil, kullanıcı deneyimi ve güvenlik önlemleriyle de dikkat çekiyor.
TÜRSAT yetkilileri, platformun altyapısının sürekli güncellendiğini, veri güvenliği ve erişilebilirlik standartlarının en üst seviyede tutulduğunu belirtiyor. Bu yaklaşım, yurtdışından gelen taleplerin artmasında önemli bir etken olarak gösteriliyor.
Uluslararası Talep Artıyor
Koca’nın açıklamasına göre, e-Devlet platformuna yönelik talepler sadece çevrimiçi hizmetlerin kolaylığıyla sınırlı kalmıyor.
Yabancı ülkeler, Türkiye’nin dijital kamu hizmetlerini model almak ve kendi kamu altyapılarına entegre etmek istiyor.
Özellikle dost ve kardeş ülkeler, e-Devlet’in entegrasyon süreçleri ve veri güvenliği yönetimi konularında Türkiye ile işbirliği yapmak istiyor.
Platformun ihracatı ile ilgili yürütülen görüşmelerde, teknoloji transferi, eğitim programları ve altyapı kurulumu gibi çeşitli konular masaya yatırılıyor.
Türkiye, bu süreçte sadece yazılım ve teknik destek sunmakla kalmayacak, aynı zamanda platformun sorunsuz çalışmasını sağlayacak kapsamlı bir danışmanlık hizmeti de verecek.
Bu, Türkiye’nin dijital diplomasi ve teknoloji ihracatı alanındaki etkinliğini artıracak bir adım olarak değerlendiriliyor.
E-Devlet İhracatı: Yeni Bir Ekonomi Kapısı
e-Devlet platformunun yurtdışına açılması, Türkiye için yeni bir ekonomik fırsat yaratıyor. Sadece teknoloji ihracatı değil, aynı zamanda kamu hizmetleri alanında danışmanlık, eğitim ve yazılım desteği gibi yan hizmetlerle de ciddi gelirler elde edilmesi hedefleniyor.
Koca, ihracat sürecinin planlı ve kontrollü bir şekilde yürütüldüğünü vurgulayarak, bu adımın Türkiye’nin dijital alandaki prestijini artıracağını ifade etti.
Uzmanlar, e-Devlet’in yurtdışına açılmasının Türkiye’nin dijital dönüşüm alanında öncü bir rol üstlenmesini sağlayacağını belirtiyor.
Bu platform, yalnızca teknik bir ürün değil, aynı zamanda Türkiye’nin dijital kamu yönetimindeki bilgi ve deneyiminin bir göstergesi olarak öne çıkıyor. Yurtdışından gelen talebin artması, platformun başarısını ve Türkiye’nin dijital alandaki marka değerini güçlendiriyor.
Gelecek Planları ve Hedefler
TÜRSAT yetkilileri, e-Devlet platformunu daha fazla ülkeye ulaştırmayı ve uluslararası standartlarda bir referans sistemi haline getirmeyi hedefliyor.
Platformun adaptasyon süreçleri, her ülkenin ihtiyaçlarına uygun şekilde şekillendiriliyor. Eğitim programları, teknik destek ve güvenlik danışmanlığı gibi hizmetlerle birlikte, e-Devlet platformunun ihracatı kapsamlı bir çözüm paketi olarak sunuluyor.
Koca, sürecin titizlikle yürütüldüğünü ve hedefin yalnızca teknoloji satışı olmadığını vurguluyor. “Amacımız, dost ve kardeş ülkelerle uzun vadeli işbirlikleri kurmak ve Türkiye’nin dijital kamu yönetimi konusundaki deneyimini paylaşmak” diyen Koca, platformun global anlamda bir başarı hikayesi haline gelmesini amaçladıklarını belirtiyor.
E-Devlet platformu yalnızca Türkiye’deki vatandaşların hayatını kolaylaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda uluslararası arenada Türkiye’nin teknoloji ve dijital hizmet ihracatında öncü bir görev almasını sağlıyor.
Yıllık 12 milyar işlem hacmi, kullanıcı dostu arayüzü ve güvenli altyapısı ile platform, global talep gören bir dijital çözüm olarak öne çıkıyor ve ihracat masasında önemli bir fırsat olarak yerini alıyor.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından düzenlenen “Siber Güvenlikte Gelecek Yaklaşımları ve Siber Güvenlik Düzenlemeleri” başlıklı oturumda, kamu kurumları, özel sektör temsilcileri ve teknoloji şirketlerinin yöneticileri bir araya geldi. Etkinlikte, Türkiye’nin dijital dönüşüm vizyonu, siber güvenlik stratejileri ve geleceğe yönelik teknolojik yatırımları kapsamlı biçimde ele alındı.
e-Devlet Platformu Küresel Ölçekte Yaygınlaşıyor
Oturumda konuşan TÜRKSAT e-Devlet Genel Müdür Yardımcısı Dr. M. Koca, e-Devlet’in Türkiye’nin dijital devlet vizyonunda en önemli projelerden biri olduğunu vurguladı.
Koca, platformun yıllık ortalama 12 milyar işlem hacmine ulaştığını belirterek, vatandaşların kamu hizmetlerine dijital ortamda güvenli ve kolay erişim sağladığını söyledi.
Koca, e-Devlet platformunun artık sadece Türkiye için değil, dost ve kardeş ülkeler için de bir model haline geldiğini ifade etti.
“Bu platformun deneyimini ve teknik altyapısını ihraç etmek üzere yaklaşık 10 ülke ile görüşmelerimiz ve süreçlerimiz devam ediyor. Türkiye’nin geliştirdiği dijital devlet teknolojilerinin uluslararası alanda kullanılabilir hale gelmesi, bizim için hem stratejik hem de ekonomik açıdan büyük bir kazanım olacaktır” dedi.
ASELSAN: Güvenlik Tasarımla Başlar
Etkinlikte söz alan ASELSAN Bilgi Yönetimi Direktörü Dr. A. Acar, savunma sanayiinde geliştirdikleri ürünlerde güvenliğin, tasarım sürecinin ilk aşamasından itibaren dikkate alındığını söyledi.
Acar, “Bir ürün ortaya çıkmadan önce zayıf noktaları ve olası siber tehditlere açık bileşenleri analiz ediyoruz. Bu yaklaşım, ürünlerimizin siber saldırılara karşı dayanıklılığını önemli ölçüde artırıyor” diye konuştu.
ASELSAN’ın güvenlik süreçlerinde yapay zekâ tabanlı analizlerden yoğun biçimde yararlandıklarını vurgulayan Acar, makine öğrenimi destekli sistemlerin anlık tehdit tespiti ve müdahale süreçlerinde büyük kolaylık sağladığını belirtti.
Ayrıca, kurum içi bilgi güvenliği standartlarının da sürekli güncellendiğini ve tüm çalışanların bu kültürün bir parçası haline getirildiğini dile getirdi.
Turkcell: 5G ile Yeni Güvenlik Dönemi Başlıyor
Oturumun bir diğer konuşmacısı Turkcell Siber Güvenlik Direktörü B. Tatlı, 5G teknolojisinin getireceği yeni fırsatlar kadar, siber güvenlik alanında da yeni sorumluluklar doğurduğunu ifade etti.
Tatlı, “Mobil iletişim güvenliği 2G döneminden bu yana sürekli gelişim içinde. Ancak 5G ile birlikte ağ yapıları çok daha karmaşık hale geliyor ve bu da güvenliği stratejik bir öncelik haline getiriyor” dedi.
Turkcell’in milli güvenlik perspektifinden hareketle kendi güvenlik çözümlerini geliştirdiğini belirten Tatlı, 5G’nin yerli altyapılarla güçlendirilmesinin önemine değindi.
“Bugün geldiğimiz noktada, sadece kullanıcı verilerini değil, ülke genelinde dijital altyapıyı korumak da milli güvenliğin bir parçası haline gelmiştir” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Türk Telekom: Türkiye’nin En Büyük Siber Güvenlik Servis Sağlayıcısı
Türk Telekom Siber Güvenlik Direktörü O. Küçük, kurum olarak siber tehditlerin her türüne karşı proaktif önlemler geliştirdiklerini ifade etti.
Türkiye’nin en geniş altyapısına sahip operatör olarak hem kamu hem özel sektöre siber güvenlik hizmeti sunduklarını belirten Küçük, “Siber güvenlik alanında yapılan yatırımlar, yalnızca kurumları değil, ülkenin dijital geleceğini de koruma altına alıyor” dedi.
Küçük, Türk Telekom’un ülke çapında yüzlerce kurum ve kuruluş için güvenlik operasyon merkezi (SOC) hizmeti sağladığını ve bu alanda Türkiye’nin en büyük siber güvenlik servis sağlayıcısı konumunda olduklarını aktardı.
Ayrıca, yerli yazılımlar ve ortak Ar-Ge projeleriyle ekosistemin güçlendiğini vurgulayarak, “Siber güvenlik topyekûn bir mücadele gerektiriyor. Kamu, özel sektör ve akademi iş birliğiyle bu alanda dünya standartlarını yakalamak mümkün” ifadelerini kullandı.
Vodafone Türkiye: Müşteri Güvenliği Birinci Öncelik
Oturumda konuşan Vodafone Türkiye Kurumsal Teknoloji Çözümleri Direktörü M. Altıntaş, şirketin en öncelikli konularının başında müşteri güvenliği ve veri gizliliği geldiğini belirtti.
Altıntaş, “Hem kullanıcı erişiminde hem de altyapı tasarımında güvenliği merkeze alıyoruz. Yeni yazılım projelerinde ve dijital hizmetlerde siber güvenlik mühendisliği prensiplerini en baştan uyguluyoruz” dedi.
Vodafone’un son dönemdeki yatırımlarını tehdit analizi ve saldırı istihbaratı alanına yönlendirdiğini belirten Altıntaş, gelişmiş izleme sistemleri sayesinde potansiyel risklerin henüz gerçekleşmeden tespit edilebildiğini söyledi. “Amacımız sadece savunma yapmak değil, tehditleri önceden analiz ederek sistemlerimizi daha akıllı hale getirmek” ifadelerini kullandı.
Siber Güvenliğin Geleceği: İş Birliği ve Yerli Teknoloji
Oturum genelinde öne çıkan ortak görüş, Türkiye’nin siber güvenlik kapasitesinin artırılmasında yerli teknolojilerin geliştirilmesi, kurumlar arası iş birliği ve insan kaynağı yatırımlarının kritik önem taşıdığı yönündeydi.
Katılımcılar, küresel dijital dönüşüm sürecinde Türkiye’nin hem kendi altyapısını koruma hem de dost ülkelerle bilgi paylaşımı yoluyla bölgesel bir siber güvenlik merkezi olma potansiyeline dikkat çekti.