Şimşek’ten Londra’da güven mesajı
Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, uluslararası yatırımcılarla gerçekleştirdiği Londra temaslarında Türk ekonomisine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Şimşek, özellikle döviz kuru piyasalarında gözlemlenen istikrarın altını çizerek, Türk Lirası’ndaki dalgalanmaların belirgin şekilde azaldığını ifade etti.
Bunun yanında kur korumalı mevduat (KKM) sisteminden çıkış sürecinin büyük ölçüde tamamlandığını, rezervlerde ise önemli bir artış kaydedildiğini belirtti.
Bakan Şimşek’in Londra’da yaptığı görüşmeler, Türkiye’nin ekonomik programına uluslararası yatırım camiasının ilgisini çekmeye devam ettiğini gösterdi.
Şimşek, gerçekleştirdiği toplantılarda Türkiye'nin ekonomi politikalarının ana hatlarını paylaşırken, mali disiplin ve para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceğine vurgu yaptı. Yatırımcılarla samimi ve şeffaf bir iletişim kurulması dikkat çekti.
Hazine ve Maliye Bakanı, son dönemde ekonomik istikrarın sağlanması adına atılan önemli adımlardan biri olan kur korumalı mevduat (KKM) sistemindeki gelişmelere de değindi.
Şimşek, KKM’den kontrollü ve planlı bir çıkış süreci yürütüldüğünü ve bu sürecin büyük ölçüde tamamlandığını belirtti.
KKM sisteminden çıkışın finansal piyasalarda herhangi bir olumsuz etkiye neden olmadan sürdürüldüğünü vurgulayan Şimşek, bu sürecin aynı zamanda Türk Lirası’nın cazibesini artırıcı yönde katkıda bulunduğunu söyledi.
Kur korumalı mevduat sistemi, 2021 yılında döviz kurlarındaki sert yükselişlere karşı bireyleri korumak ve döviz talebini azaltmak amacıyla devreye alınmıştı.
Ancak bu sistemin uzun vadede sürdürülebilir olmadığı, kamu maliyesine yük oluşturduğu ve para politikasının etkinliğini azalttığı yönündeki eleştiriler, son dönemde yapılan reformların temel motivasyonlarından biri haline gelmişti.
Rezervlerde Güçlü Artış
Mehmet Şimşek’in konuşmasında dikkat çeken diğer önemli konu ise Merkez Bankası rezervlerindeki artış oldu.
Şimşek, özellikle Mayıs ayı başından itibaren Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) brüt döviz rezervlerinde önemli bir toparlanma yaşandığını kaydetti.
Bu süreçte net rezervlerin de iyileştiğini belirten Şimşek, rezerv yeterliliğinin sağlanması açısından kritik bir eşik geçildiğini ifade etti.
Bakan, rezervlerdeki bu iyileşmenin, ekonomi yönetiminin uyguladığı rasyonel ve öngörülebilir politikalar sayesinde sağlandığının altını çizdi.
Rezervlerin artması, dış şoklara karşı Türkiye ekonomisinin kırılganlığını azaltırken, yatırımcı güveninin de yeniden tesis edilmesinde önemli görev alıyor.
Türk Lirası’nda İstikrar Sağlandı
Türk Lirası’nın son dönemde sergilediği performansa da değinen Şimşek, kurdaki oynaklığın kayda değer şekilde azaldığını belirtti.
Bakan, uygulanan para ve maliye politikalarının uyumu sayesinde döviz kurunun daha öngörülebilir bir seyir izlediğini söyledi. Bu durumun, özellikle yabancı yatırımcıların Türk varlıklarına olan ilgisini artırdığı ifade edildi.
Şimşek, kur oynaklığındaki azalmanın hem fiyat istikrarına hem de finansal piyasalara olumlu yansıdığını belirtti.
Ayrıca Türk Lirası’nın reel olarak değer kazanmasının da ekonomi politikalarının başarısına işaret ettiğini kaydetti.
Yatırımcılarla Güçlü İletişim
Londra temaslarında Şimşek’in yatırımcılara verdiği mesajlarda, Türkiye'nin orta vadeli programına bağlılık ve reform kararlılığı öne çıktı.
Bakan Şimşek, Türkiye’nin mali disiplin ve enflasyonla mücadele konusundaki kararlılığını vurgularken, büyümenin sürdürülebilir temellere oturtulacağını söyledi.
Uluslararası yatırımcılarla yapılan bu tür toplantılar, Türkiye’nin küresel finans piyasalarıyla daha güçlü entegrasyonunu hedefliyor.
Şimşek, yatırımcı güvenini pekiştirmek için şeffaf iletişim ve öngörülebilir politikalar uygulanacağını tekrar dile getirdi.
Mali Disiplin ve Enflasyonla Mücadele Vurgusu
Bakan Şimşek’in açıklamalarında, Türkiye ekonomisinin temel önceliklerinin başında mali disiplinin korunması ve enflasyonla kararlı mücadele yer aldı.
Orta vadeli program doğrultusunda bütçe açığının azaltılması ve yapısal reformlarla kamu maliyesinin sürdürülebilirliğinin sağlanması hedefleniyor.
Enflasyonla mücadelede ise para politikasında sıkı duruşun devam edeceğini belirten Şimşek, fiyat istikrarının kalıcı olarak sağlanmasının öncelikli hedef olduğunu kaydetti. Ayrıca yapısal reformlarla verimlilik artışı sağlanarak sürdürülebilir büyüme hedefleniyor.
Türkiye’ye Olan Yatırımcı İlgisi Devam Ediyor
Londra’da gerçekleştirilen toplantılar, Türkiye’ye yönelik yatırımcı ilgisinin sürdüğünü bir kez daha ortaya koydu.
Özellikle son dönemde uygulanan rasyonel politikaların ve uluslararası normlara uygun ekonomi yönetiminin, yabancı yatırımcıların Türkiye algısını olumlu yönde değiştirdiği görülüyor.
Bakan Şimşek’in liderliğinde yürütülen ekonomi yönetimi, piyasa dostu politikalar ve reform adımlarıyla Türkiye’ye uzun vadeli sermaye girişini artırmayı hedefliyor.
Yatırımcı toplantılarında Türkiye’nin potansiyel büyüme alanları, finansal istikrarı ve yatırım ortamındaki iyileşmeler detaylı şekilde ele alınıyor.
Ekonomi Politikasında İstikrar ve Reform İradesi
Mehmet Şimşek’in Londra’daki açıklamaları, Türkiye’nin ekonomi yönetiminde izlediği istikrar ve reform odaklı yaklaşımı bir kez daha gözler önüne serdi.
Kur korumalı mevduattan çıkış, rezervlerin güçlendirilmesi ve Türk Lirası’ndaki oynaklığın azaltılması gibi başlıca adımlar, ekonominin daha sürdürülebilir bir patikaya yöneldiğini gösteriyor.
Özellikle kur istikrarı ve rezerv yeterliliği, dış finansman ihtiyacının daha sağlıklı yönetilmesine ve piyasa güveninin artırılmasına katkı sağlıyor.
Türkiye ekonomisi önümüzdeki dönemde de mali disiplin, fiyat istikrarı ve yapısal reform odaklı politikalarını sürdürecek gibi görünüyor.
Yatırımcılarla sürdürülen diyalog ise Türkiye'nin küresel finans dünyasındaki konumunu güçlendirmek adına kritik önemde olmaya devam ediyor.
Şimşek’in Londra temasları, Türkiye'nin uluslararası yatırım camiasına verdiği “rasyonel ekonomi yönetimi” mesajının altını net şekilde çizmiş oldu.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İngiltere'nin başkenti Londra’da gerçekleştirdiği iki günlük temasları kapsamında uluslararası finans ve reel sektör temsilcileriyle önemli görüşmeler yaptı.
Yatırımcılarla yoğun katılımın olduğu toplantılarda, Türkiye ekonomisinin son dönemde kat ettiği mesafe, uygulanan programın temel hedefleri ve yapısal dönüşüm vizyonu ayrıntılı biçimde paylaşıldı.
Yatırımcılara seslenen Şimşek, kur korumalı mevduat (KKM) sisteminden çıkış sürecinin büyük oranda tamamlandığını, bu gelişmeyle birlikte döviz rezervlerinin güçlendiğini ve Türk lirasının dalgalanmasında önemli bir azalma sağlandığını belirtti.
Bakan, Mayıs ayı itibarıyla rezervlerde kaydedilen artışın, Türkiye'nin finansal tamponlarını güçlendirdiğini ifade etti.
Program Dayanıklılığını Kanıtladı
Londra’daki temaslarında Türkiye’nin yürüttüğü ekonomi programının son dönemde yaşanan çeşitli ekonomik şoklara karşı başarılı bir dayanıklılık gösterdiğine dikkat çeken Şimşek, "Enflasyonla mücadelede kararlı adımlar atıldı ve bu doğrultuda düşüş eğilimi devam ediyor. Yıl sonunda enflasyon oranının Merkez Bankası’nın tahmin aralığında kalacağı öngörülüyor" dedi.
Ayrıca Şimşek, Türkiye’nin dış dengelerinde de iyileşme yaşandığını belirterek, cari açığın sürdürülebilir seviyelere çekildiğini, dış borcun milli gelire oranının ve toplam brüt dış finansman ihtiyacının azaldığını vurguladı.
Dezenflasyon Süreci ve Mali Disiplin Vurgusu
Bakan Şimşek, yürütülen ekonomi programının önemli bileşenlerinden biri olan mali disiplinin sürdürüldüğünü dile getirdi.
Kamu harcamalarında dikkatli bir politika izlendiğini ifade eden Şimşek, gelir tarafında Orta Vadeli Program (OVP) hedeflerine kıyasla küçük sapmalar olabileceğini ancak bu durumun dezenflasyon sürecini sekteye uğratmadığını kaydetti.
Ekonomi yönetiminin temel hedeflerinden biri olan enflasyonla mücadele kapsamında sıkı para politikası ve mali disiplinin kararlılıkla sürdürüldüğüne dikkat çeken Şimşek, ekonominin genelinde istikrarın pekiştirildiğini belirtti.
Reel Sektörde Dayanıklılık Korunuyor
Yatırımcılara Türkiye ekonomisinin reel sektör dinamiklerine dair de bilgi veren Şimşek, özel sektörün zorlu küresel koşullara rağmen dirençli yapısını sürdürdüğünü aktardı.
Sektörel gelişmelerin yakından takip edildiğini söyleyen Şimşek, özellikle sanayi politikaları çerçevesinde yeşil ekonomi ve dijital dönüşüm alanında sürdürülen çalışmaların, ekonominin uzun vadeli rekabetçiliğini artırmaya yönelik olduğunu belirtti.
Türkiye'nin sanayileşme stratejisinde yeşil ve dijital dönüşümün öncelikli alanlar olduğuna dikkat çeken Şimşek, bu dönüşümlerin hem üretim hem de istihdam üzerinde kalıcı ve pozitif etkiler yaratacağını ifade etti.
Makro-Finansal İstikrar Güçleniyor
Bakan Şimşek, yatırımcılara yaptığı sunumlarda, Türkiye ekonomisindeki kırılganlıkların önemli ölçüde azaltıldığını ve makro-finansal istikrarın daha da güçlendiğini vurguladı.
Bu bağlamda KKM’den çıkış sürecinin önemli bir aşama kaydettiğini, rezervlerin artışıyla finansal tamponların yeterli hale geldiğini ve döviz piyasasındaki dalgalanmaların sınırlı düzeylere çekildiğini ifade etti.
Bu gelişmelerin ekonomide öngörülebilirliği artırdığına ve yatırım ortamını iyileştirdiğine dikkat çeken Şimşek, Türkiye'nin sürdürülebilir büyüme yolunda emin adımlarla ilerlediğinin altını çizdi.
Terörsüz Türkiye Vurgusu: Bölgesel Kalkınma ve Entegrasyon Fırsatı
Şimşek, Londra’daki temaslarında sadece makroekonomik göstergelerle sınırlı kalmayıp, Türkiye’nin güvenlik ve bölgesel kalkınma perspektifini de yatırımcılarla paylaştı.
"Terörsüz Türkiye" sürecine dikkat çeken Şimşek, bu sürecin yalnızca güvenlik açısından değil, aynı zamanda bölgesel entegrasyon ve ekonomik kalkınma fırsatları bakımından da kritik bir öneme sahip olduğunu vurguladı.
Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin yatırım ve üretim açısından Türkiye'nin yeni büyüme motorları olabileceğine inandıklarını belirten Şimşek, bu bölgelerin ekonomik potansiyelinin değerlendirildiği takdirde ülke genelinde daha dengeli bir büyüme sağlanabileceğini ifade etti.
Türkiye’nin Rekabet Avantajı: Sanayi ve Hizmetler Sektörü
Konuşmasında Türkiye'nin büyüklüğü ve üretim kapasitesine de değinen Şimşek, Türkiye’nin bölgesinde hem imalat sanayisinde hem de hizmetler sektöründe önemli bir üretim üssü konumunda olduğunu kaydetti.
Kişi başına gelir dikkate alındığında, Türkiye'nin imalat sanayisinde yarattığı yüksek katma değerin pek çok ülkeden daha ileri seviyede olduğunu belirtti.
Bakan Şimşek ayrıca, Türkiye'nin gelişmiş fiziki altyapısı, genç ve dinamik iş gücü ile güçlü bölgesel entegrasyon yeteneği sayesinde uluslararası yatırımcılar açısından cazip bir pazar olarak öne çıktığını ifade etti.
Özellikle enerji, lojistik, teknoloji ve yeşil dönüşüm alanlarındaki fırsatların doğrudan yabancı yatırımlar için önemli potansiyel taşıdığını vurguladı.
Türk Şirket Yöneticileriyle Buluşma
Londra temasları kapsamında İngiltere'de faaliyet gösteren Türk şirketlerinin yöneticileriyle de bir araya gelen Şimşek, yurt dışındaki Türk iş dünyasının Türkiye ekonomisine katkısını takdir ettiğini belirtti.
Şimşek, Türk firmalarının küresel pazarlardaki etkinliklerinin artırılmasının hem Türkiye'nin ihracat hedeflerine katkı sağlayacağını hem de ülke imajını güçlendireceğini dile getirdi.
İleriye Dönük Beklentiler
Bakan Şimşek’in verdiği mesajlar arasında Türkiye ekonomisinin potansiyeline olan güven de öne çıktı. Mevcut reform programlarının kararlılıkla uygulanmaya devam edeceğini belirten Şimşek, önümüzdeki dönemde yapısal reformların hız kazanacağını ve bunun yatırım ortamını daha da iyileştireceğini söyledi.
Türkiye'nin büyüme potansiyeline güvenlerinin tam olduğunu vurgulayan Şimşek, yatırımcıların da bu potansiyele ortak olabileceklerini dile getirerek, Londra temaslarını Türkiye ekonomisine duyulan güvenin pekiştirildiği önemli bir adım olarak değerlendirdi.