Tarife fırtınası: Piyasalar sarsıldı, altın ve platin parladı

Küresel emtia piyasalarında hareketlilik hız kesmeden devam ederken, yatırımcıların ilgisi giderek farklı yönlere kayıyor.

Tarife fırtınası: Piyasalar sarsıldı, altın ve platin parladı

Son dönemlerde, özellikle altın fiyatlarının yüksek seviyelere ulaşması ve piyasadaki genel belirsizliklerin artmasıyla birlikte yatırımcılar, alternatif değerli metallere yönelmeye başladı.

Bu alternatiflerin başında ise platin geliyor. Uzmanlara göre, platin hem fiyat açısından altına göre daha uygun bir seçenek sunuyor hem de arz-talep dengesi bağlamında önümüzdeki dönemde önemli fırsatlar barındırıyor.

Trump'tan tarife şoku, piyasalarda güvenli liman arayışı

Küresel Belirsizlikler Emtia Piyasalarını Şekillendiriyor

ABD ekonomisi son dönemde karmaşık sinyaller veriyor. Enflasyonun istenilen seviyelere inememesi, istihdam piyasasındaki yavaşlama belirtileri ve faiz oranlarıyla ilgili belirsizlikler yatırımcıların risk alma iştahını azaltıyor.

Bununla birlikte, Orta Doğu’daki gerilimler ve küresel ticarette artan tarife riskleri, piyasalardaki dalgalanmayı derinleştiriyor.

Bu durum, güvenli liman arayışındaki yatırımcıları yeniden değerli metallere yönlendirse de altın fiyatlarındaki yüksek seviyeler, alternatif seçenekleri daha cazip hale getiriyor.

Trump'tan tarife şoku, piyasalarda güvenli liman arayışı

Çin'den Gelen Talep ve Faiz İndirimi Desteği

Küresel emtia talebinde önemli bir paya sahip olan Çin, son dönemde ekonomik büyümeyi desteklemek adına faiz indirimine gitti.

Bu politika değişikliği, özellikle endüstriyel kullanım alanı bulunan değerli metallerin fiyatlarını olumlu yönde etkiledi.

Platin, bu noktada öne çıkan metallerden biri oldu. Çin'deki otomotiv ve endüstriyel üretimde platin talebinin artması, bu değerli metalin fiyatlarında yükselişi beraberinde getirdi.

Analistlere göre, Çin'in bu eğilimi kısa vadeli bir destek olmanın ötesine geçebilir; uzun vadeli yapısal bir talep artışına dönüşme potansiyeli taşıyor.

Trump'tan tarife şoku, piyasalarda güvenli liman arayışı

Platin Fiyatlarında Rekor Seviyeler

Tüm bu gelişmelerin etkisiyle platin piyasasında dikkat çekici bir yükseliş gözlendi. Platin ons fiyatı, 1096,4 dolara ulaşarak son iki yılın en yüksek seviyesine tırmandı.

Bu artışın ardında, sadece yatırımcı ilgisi değil, aynı zamanda arz yönlü gelişmeler de bulunuyor. Dünya genelinde platin üretimi, artan talebi karşılamakta zorlanıyor.

Özellikle Güney Afrika gibi platin üretiminde öncü ülkelerde yaşanan üretim kesintileri ve altyapı sorunları, arzın sınırlı kalmasına neden oluyor.

Trump'tan tarife şoku, piyasalarda güvenli liman arayışı

2025 İçin Üçüncü Kez Arz Açığı Beklentisi

Analistler, 2025 yılı itibarıyla platin piyasasında üst üste üçüncü kez arz açığı yaşanmasının olası olduğunu belirtiyor.

Bu, platin arzının talebi karşılamakta yetersiz kalması anlamına geliyor ve fiyatların yükselmesi için güçlü bir temel oluşturuyor.

Uluslararası Platin Yatırım Konseyi (WPIC) tarafından yayımlanan son raporlar, bu durumu destekler nitelikte.

Raporda, platin arzının 2025 yılında da talebin gerisinde kalacağı ve bu durumun piyasa dinamiklerini önemli ölçüde etkileyeceği vurgulanıyor.

Trump'tan tarife şoku, piyasalarda güvenli liman arayışı

Altına Göre Daha Ekonomik Bir Seçenek

Platin, tarihsel olarak altına yakın fiyat aralıklarında işlem görmesine rağmen, son yıllarda bu iki değerli metal arasındaki fiyat farkı oldukça açılmış durumda. Altın fiyatları rekor seviyelere ulaşırken, platin halen nispeten daha düşük bir seviyeden işlem görüyor.

Bu durum, yatırımcılara platin yatırımında daha fazla getiri potansiyeli sunuyor. Özellikle orta ve uzun vadeli düşünen yatırımcılar için platin, hem güvenli liman işlevi gören bir değerli metal olması hem de arz-talep dengesindeki sıkışıklık nedeniyle cazip bir alternatif olarak öne çıkıyor.

Trump'tan tarife şoku, piyasalarda güvenli liman arayışı

Endüstriyel Kullanım Alanlarının Artışı

Platin, yalnızca yatırım aracı olarak değil, aynı zamanda sanayi sektöründe de geniş bir kullanım alanına sahip.

Otomotiv sektöründe emisyon kontrol sistemlerinde, hidrojen yakıt hücrelerinde ve kimya sanayisinde katalizör olarak kullanılmakta.

Karbon emisyonlarının azaltılmasına yönelik küresel hedefler doğrultusunda, hidrojen teknolojilerine olan ilginin artması, platin talebini daha da artırabilir.

Bu bağlamda, sürdürülebilir enerji yatırımları ve yeşil dönüşüm politikaları da platin fiyatlarını destekleyen bir diğer önemli unsur olarak dikkat çekiyor.

Yatırımcıların Gözdesi Haline Geliyor

Bütün bu gelişmelerin ışığında, platin yatırımcılar açısından giderek daha stratejik bir varlık haline gelmiş durumda.

Özellikle portföylerini çeşitlendirmek ve sadece altın ya da gümüş gibi geleneksel değerli metallere bağlı kalmak istemeyen yatırımcılar için platin yeni bir fırsat kapısı aralıyor.

Finansal danışmanlar da bu eğilimi destekleyerek, yatırımcılara platin gibi potansiyel barındıran alternatiflere yönelmeyi öneriyor.

2025 ve Sonrası İçin Platin Parlıyor

Emtia piyasalarındaki mevcut eğilimler ve beklentiler dikkate alındığında, platin önümüzdeki dönemin yıldızlarından biri olmaya aday görünüyor.

Fiyatının hala altına göre düşük olması, arz tarafında yaşanan sıkıntılar ve sanayi talebindeki artış, platin yatırımını hem güvenli hem de kazanç potansiyeli yüksek bir seçenek haline getiriyor.

2025 yılına girerken, yatırımcıların bu değerli metali daha yakından izlemeye başlaması ve portföylerinde yer vermesi şaşırtıcı olmayacaktır.

ABD ile Çin arasında varılan geçici tarife anlaşması, küresel piyasalarda bir miktar rahatlama sağlarken, ABD Başkanı Donald Trump’ın Avrupa Birliği’ne (AB) yönelik sert gümrük tarifesi açıklamaları, yatırımcıların risk alma iştahını olumsuz etkiledi. Bu durum, güvenli liman olarak görülen varlıklara yönelimi artırdı.

Trump, 1 Haziran itibarıyla AB mallarına yüzde 50 oranında tarife getirilmesini önerdiğini ve taraflar arasında bir uzlaşma arayışında olmadığını açıkladı.

AB’nin uzun süredir ABD ekonomisine zarar verdiğini öne süren Trump, müzakerelerin yavaş ilerlediğini belirterek sabırsızlığını dile getirdi. Uzmanlar, Trump’ın ticaret tarifeleri konusundaki öngörülemez tutumunun küresel piyasaları belirsizliğe sürüklediğini ve bu durumun yatırım kararları üzerinde belirgin etkiler yarattığını ifade ediyor.

Fed Yetkililerinden Farklı Tondaki Mesajlar

ABD Merkez Bankası'nın (Fed) bazı üyeleri, ticaret politikalarının küresel ekonomi üzerindeki etkilerine ilişkin artan endişelere dikkat çekti.

Fed Yönetim Kurulu Üyesi Christopher Waller, yıl sonuna doğru bir faiz indirimi olasılığını göz ardı etmediğini belirtirken; Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee ise kısa vadede faiz indirimine yönelik koşulların yeterince güçlü olmadığını vurguladı. St. Louis Fed Başkanı Alberto Musalem, enflasyon beklentilerindeki yukarı yönlü hareketlerin ekonomik istikrarı tehdit edebileceği yönünde uyarıda bulundu.

Uluslararası Para Fonu (IMF) Birinci Başkan Yardımcısı Gita Gopinath ise ABD’nin yüksek bütçe açığına işaret ederek mali disiplinin önemine dikkat çekti.

Kanada’da toplanan G7 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Zirvesi’nde yayımlanan ortak bildiride, küresel ekonomik riskler karşısında ortak politika adımlarının sürdürülmesi konusunda kararlılık vurgulandı.

Piyasaların yakın takibinde olan gelişmeler arasında ise gelecek hafta açıklanması beklenen Fed Açık Piyasa Komitesi (FOMC) tutanakları, ABD büyüme verileri ve kişisel tüketim harcamaları yer alıyor.

Bu çerçevede, ABD’nin 10 yıllık tahvil faizinde 8 baz puanlık artışla yüzde 4,52’ye yükseliş yaşanırken, dolar endeksi yüzde 2 değer kaybederek 99,1 seviyesine geriledi.

Altın ve Platin Güçlü Talep Görüyor

Değerli metaller, küresel ticaret gerilimlerinin yeniden gündeme gelmesiyle birlikte yatırımcıların ilgi odağı haline geldi.

ABD ile Çin arasında imzalanan geçici ticaret anlaşmasına rağmen, Trump’ın AB’ye yönelik sert açıklamaları, piyasalarda belirsizliği artırdı ve güvenli limanlara yönelimi teşvik etti.

Bu süreçte altının ons fiyatı 3121 dolara kadar gerilese de, haftalık bazda yaşanan gelişmelerin etkisiyle yüzde 4,78 oranında değer kazanarak tekrar yükselişe geçti.

Platinin ons fiyatı ise 1096,4 dolara ulaşarak son iki yılın en yüksek seviyesini gördü. Yıl başından bu yana yüzde 21,1 oranında değer kazanan platin, özellikle Çin'den gelen yoğun talep ve küresel arz endişeleriyle destekleniyor.

Nisan ayında Çin’in platin ithalatı aylık bazda yüzde 47 oranında artarak son bir yılın en yüksek düzeyine ulaştı. Analistler, 2025 yılında da platin piyasasında arz açığının sürebileceğini belirtiyor.

Paladyum ise haftalık süreçte 1042 dolar ile son altı ayın zirvesine ulaştıktan sonra tekrar bin dolar seviyesinin altına geriledi.

Genel olarak, değerli metallerin tamamı haftayı artıda kapattı: platinde yüzde 10,8, paladyumda yüzde 3,6 ve gümüşte yüzde 3,8 oranında yükseliş yaşandı.

Baz Metallerde Çin Destekli Yükseliş

Baz metaller tarafında ise ABD dolarının zayıflaması ve Çin’in ekonomiyi canlandırmaya yönelik adımları fiyatları yukarı taşıdı.

Çin Merkez Bankası, 20 Mayıs'ta bir yıllık kredi faiz oranını yüzde 3,10’dan yüzde 3’e, beş yıllık oranı ise yüzde 3,60’tan yüzde 3,50’ye indirerek Ekim 2024’ten bu yana ilk faiz indirimi adımını attı.

Bu hamle, dünyanın en büyük bakır tüketicisi olan Çin'de talebin canlanacağı beklentisini doğururken, diğer baz metaller üzerinde de olumlu etki yarattı.

Aynı zamanda, Çin’deki büyük kamu bankalarının mevduat faizlerinde indirime gitmesi de teşvikleri destekledi.

Morgan Stanley, Çin ekonomisine ilişkin büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize ederek 2025 yılı beklentisini yüzde 4,2'den yüzde 4,5'e, 2026 yılı tahminini ise yüzde 4’ten yüzde 4,2’ye çıkardı.

Bu gelişmelerin etkisiyle tezgah üstü piyasalarda baz metal fiyatlarında libre bazında bakır yüzde 6,1, kurşun yüzde 1,6, alüminyum yüzde 1,4, çinko yüzde 1,3 ve nikel yüzde 0,4 oranında arttı.

Petrol Piyasasında Gözler OPEC+ Toplantısında

Petrol fiyatları, dalgalı bir seyir izledi. Özellikle İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine yönelik olası saldırı hazırlığına dair haber akışı fiyatları yukarı çekerken, diplomatik çözüm ihtimallerinin belirginleşmesiyle bu yükseliş yerini düşüşe bıraktı.

OPEC’in üçüncü büyük üreticisi olan İran’a yönelik çatışma riskinin azalması, piyasada arz endişelerini kısmen hafifletirken, OPEC+ grubunun 1 Haziran’da yapacağı toplantıya yönelik beklentiler öne çıktı.

Grup içinde temmuz ayında günlük 411 bin varillik ek üretim seçeneği masada bulunuyor. Analistler, üretim artışının onaylanması halinde OPEC+ grubunun fiyat koruma stratejisinden pazar payı odaklı politikaya geçeceğini belirtiyor.

ABD Enerji Enformasyon İdaresi’nin (EIA) verilerine göre ise geçen hafta ülkedeki ticari ham petrol stokları 1 milyon 300 bin varil artarak arz fazlası endişelerini artırdı.

Bu gelişmeler sonucunda Brent petrol haftayı yüzde 0,7 düşüşle tamamlarken, New York Ticaret Borsası’nda doğal gaz fiyatı da yüzde 0,6 geriledi.

Tarım Emtialarında Karışık Seyir

Tarım emtialarında fiyat hareketlerinde haftalık bazda riskler ve tarife beklentileri etkili olurken, yatırımcılar Çin’in teşvik adımları ile Avrupa Komisyonu’nun ormansızlaşma karşıtı düzenlemelerine ilişkin gelişmeleri de yakından izledi.

Yeni yasa tasarısı kapsamında Belarus, Myanmar, Kuzey Kore ve Rusya'dan gelen ürünler “yüksek riskli” olarak nitelendirilerek sıkı denetime tabi tutulacak.

Buna karşın Brezilya ve Endonezya gibi ülkeler “standart riskli” sınıfına girerek daha az kısıtlamaya maruz kalacak.

Çin Tarım Bakanlığı ise, tarımsal afetlerle mücadele kapsamında merkezi bütçeden yaklaşık 1,4 milyar yuan (194,4 milyon dolar) tahsis edildiğini açıkladı.

Bu gelişmeler ışığında Chicago Ticaret Borsası’nda kile başına fiyatlar soya fasulyesinde yüzde 1, mısır ve buğdayda yüzde 3,5, pirinçte ise yüzde 2,8 artış gösterdi.

Brezilya’da başlayan kahve hasadı ise arzın artacağı beklentisini doğurarak kahve fiyatlarını yüzde 1,6 oranında aşağı çekti.

Intercontinental Exchange’te pamuk fiyatları yüzde 2,2 ve şeker yüzde 1,2 artarken, kakao yüzde 9,5’lik değer kaybıyla haftayı tamamladı.