İşçilerin zam talebi masada: Hükümetin hamlesi bekleniyor
Türkiye genelinde kamuda görev yapan yaklaşık 600 bin işçi, hükümetin yapacağı zam teklifini büyük bir merakla bekliyor.

Toplu iş sözleşmesi görüşmeleri çerçevesinde ilerleyen süreçte, özellikle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın bayram sonrasını işaret ederek ilk teklifin sunulacağını açıklaması, beklentileri daha da artırdı.
Hükümetin vereceği ücret artış oranı, kamu işçilerinin önümüzdeki iki yıl boyunca alacakları maaşları doğrudan etkileyeceği için kritik bir döneme girilmiş durumda.
Toplu İş Sözleşmesi Süreci Ne Durumda?
Türk-İş ve Hak-İş konfederasyonlarının ortaklaşa yürüttüğü toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, kamuda çalışan 600 bine yakın işçinin ücret ve sosyal haklarında iyileştirme yapılması amacıyla sürdürülüyor.
Özellikle yüksek enflasyonun etkisiyle alım gücünün azaldığı bu dönemde, kamu işçileri hükümetin teklifini belirleyici bir unsur olarak görüyor.
Toplu sözleşme görüşmeleri, kamu tarafını temsilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın koordinasyonunda yürütülüyor.
İşçi tarafında ise Türk-İş Başkanı Ergün Atalay ile Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan sürecin öncülüğünü üstleniyor.
İşçi sendikaları, sadece ücretlerde değil; sosyal haklar, çalışma koşulları ve ek ödemeler konusunda da önemli düzenlemeler talep ediyor.
Talepler Neler?
İşçi konfederasyonları, özellikle düşük ücret alan kamu işçileri için taban ücretin iyileştirilmesini ve tüm işçilere refah payı verilmesini talep ediyor.
2023 yılında yapılan çerçeve protokolüne benzer şekilde bu yıl da asgari zam oranının yanı sıra en düşük ücretin belirli bir seviyenin altına düşmemesi için bir “taban ücret” belirlenmesi isteniyor.
Ayrıca enflasyon farkı ve refah payı uygulamalarının da sözleşmede yer alması talep ediliyor. İşçi tarafının en dikkat çeken taleplerinden biri ise yüzde 100’e yakın bir zam oranı beklentisi.
Bu oran yüksek görünse de, işçiler mevcut ekonomik koşullar göz önünde bulundurularak gerçekçi bir zam yapılması gerektiğini savunuyor.
Hükümetin İlk Teklifi Bekleniyor
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ramazan Bayramı öncesinde yaptığı açıklamada, kamu işçilerine yönelik ilk zam teklifinin bayram sonrası yapılacağını duyurmuştu.
Bu açıklama sonrası gözler tamamen hükümete çevrildi. Teklifin ne zaman verileceği ve hangi oranları içereceği henüz netleşmemekle birlikte, işçi sendikaları hükümetin beklentilerin uzağında bir teklifle gelmemesi gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyor.
Geçtiğimiz yıllarda yapılan sözleşmelerde hükümetin ilk teklifi genellikle düşük seviyelerde olmuş, ardından süren müzakerelerle daha makul oranlarda anlaşma sağlanmıştı. Bu yılki görüşmelerde de benzer bir süreç yaşanabileceği düşünülüyor.
Enflasyon ve Alım Gücü Dengesi
Son dönemde artan enflasyon, kamu işçilerinin maaşlarıyla geçinmesini zorlaştırıyor. Özellikle temel tüketim maddelerinde yaşanan fiyat artışları, sabit gelirli kesimlerin yaşam standartlarını önemli ölçüde etkiledi.
Bu nedenle işçi sendikaları, zam pazarlığında yalnızca yıllık enflasyon oranının değil, gerçek alım gücü kayıplarının da dikkate alınmasını istiyor.
Bir diğer önemli husus ise refah payı uygulaması. Sendikalar, sadece enflasyon oranına endeksli artışların yeterli olmadığını, çalışanların yaşam kalitesini artırmaya yönelik ek artışların yapılması gerektiğini dile getiriyor.
Görüşmelerin Takvimi
Toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, genellikle yılın ilk yarısında sonuçlandırılarak yürürlüğe giriyor. Ancak bu yılki görüşmelerin Ramazan Bayramı sonrasına sarkması, sürecin biraz daha sıkışık ilerlemesine neden oldu.
Hükümetin teklifini sunmasının ardından kısa süre içinde sendikalarla masaya oturulması ve ortak bir noktada anlaşmaya varılması bekleniyor.
Taraflar arasında anlaşma sağlanamaması durumunda ise uyuşmazlık süreci başlayabilir. Ancak sendika temsilcileri, hükümetle karşı karşıya gelmek yerine uzlaşma içinde bir sürecin tamamlanmasını arzu ettiklerini ifade ediyor.
Sözleşme Kimleri Kapsıyor?
Bu toplu sözleşme, karayolları, demiryolları, enerji, şeker fabrikaları, çevre, orman, tarım, sağlık ve benzeri kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan işçileri kapsıyor.
Aynı zamanda belediye şirketlerinde çalışan bazı işçiler de bu kapsama dahil ediliyor. Toplamda yaklaşık 600 bin kamu işçisinin doğrudan etkileneceği bu sözleşme, dolaylı olarak milyonlarca aile bireyinin de yaşam koşullarını ilgilendiriyor.
Sendikalardan Ortak Mesaj: Adil ve Gerçekçi Bir Teklif Bekliyoruz
Türk-İş ve Hak-İş başkanları, son açıklamalarında hükümete ortak bir mesaj göndererek, toplumsal huzurun ve çalışma barışının korunması adına adil ve gerçekçi bir teklif sunulması gerektiğini vurguladı.
Açıklamada, kamu işçisinin emeğinin karşılığını alması ve geçim sıkıntısı çekmeyecek bir ücret seviyesine ulaşmasının anayasal bir hak olduğu belirtildi.
Sendikalar ayrıca, bu sözleşmenin kamu işçileri için sadece bir mali düzenleme değil, aynı zamanda sosyal devlet anlayışının bir göstergesi olduğuna dikkat çekiyor.
Sosyal haklar, izinler, kıdem tazminatı uygulamaları ve ek ödemeler gibi pek çok unsurun da bu sözleşmeyle yeniden düzenleneceği ifade ediliyor.
Kamu İşçileri İçin Zorlayıcı Ama Umutlu Bekleyiş
600 bin kamu işçisinin gözü kulağı bu hafta hükümetten gelecek olan zam teklifinde. Ekonomik şartların giderek zorlaştığı, enflasyonun halkın alım gücünü aşındırdığı bir dönemde, hükümetin vereceği teklif büyük önem taşıyor.
Sendikalar ve işçiler, adil bir çözüm için masada hazır olduklarını belirtirken, toplum genelinde de bu sürecin sosyal barışa katkı sağlayacak şekilde tamamlanması temenni ediliyor.
Zam oranının belirlenmesinin ardından yapılacak görüşmelerin seyri, sadece kamu işçileri değil; diğer iş kollarında yapılacak sözleşmeler için de örnek teşkil edecek.
Bu nedenle önümüzdeki günler, hem işçi kesimi hem de hükümet açısından önemli gelişmelere sahne olacak. Kamuoyunun beklentisi ise net: Emeğin karşılığının hakkıyla verilmesi.
Yaklaşık 600 bin kamu işçisinin merakla takip ettiği 2025-2026 dönemini kapsayan Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde önemli bir dönemece girildi.
Üçüncü toplantının ardından henüz ücret artışlarına ilişkin bir teklif sunulmazken, gözler Kurban Bayramı sonrasında yapılması beklenen dördüncü toplantıya çevrildi.
Bu toplantının en dikkat çeken yanı ise hükümetin kamuoyuna açıklayacağı ilk resmi zam teklifini gündeme getirecek olması.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada kamu işçilerini doğrudan ilgilendiren bu sürece dair önemli ipuçları vermişti.
Bakan Işıkhan, hükümetin ücret artışına dair ilk somut teklifini Kurban Bayramı sonrasında kamuoyuyla paylaşacaklarını belirtmişti.
Bu açıklama, sürecin hızlanacağına ve toplu sözleşme görüşmelerinin zam pazarlığı boyutuna ulaşacağına dair güçlü bir işaret olarak değerlendirildi.
Toplantılar Devam Ediyor, Zam Konusu Henüz Masaya Gelmedi
Şu ana kadar yapılan üç görüşmede yalnızca toplu iş sözleşmesinin idari yönleri ele alındı. İşçi temsilcileri ile kamu işveren heyeti arasında gerçekleşen bu toplantılarda ücret artışı, sosyal yardımlar ve ekonomik talepler gibi maddi konular henüz müzakere edilmedi. Bu durum, kamu işçileri arasında beklentinin daha da yükselmesine neden oldu.
Türk-İş ve Hak-İş konfederasyonları, kamu işçilerini temsilen ortak hareket ederek 27 Şubat tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na taleplerini yazılı olarak iletti.
Ortak metinle sunulan bu talepler arasında özellikle 2025 yılının ilk altı ayında uygulanmak üzere en düşük günlük brüt ücretin 1.800 TL’ye yükseltilmesi ve yüzde 50 oranında genel bir zam yapılması ön plana çıkıyor.
Ayrıca, izleyen her altı aylık dönem için yüzde 25 oranında artış ve enflasyon farkının yansıtılması da talep ediliyor.
Türk-İş’ten Hükümete Çağrı: Süreç Daha Fazla Uzamasın
Görüşmelerin uzaması kamu işçileri cephesinde kaygı ve sabırsızlık yaratırken, işçi sendikaları da hükümete zaman kaybı olmadan karar alınması yönünde çağrılarda bulunuyor.
Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, yaptığı açıklamada sürecin gereksiz yere uzatılmasının çalışan kesimi yıprattığını ve toplumsal beklentiyi artırdığını ifade etti. Ağar, hükümetin sorumluluk alarak bu süreci bir an önce tamamlaması gerektiğini vurguladı.
Ağar’ın açıklamaları, sadece sendika temsilcilerinin değil, sahada görev yapan kamu işçilerinin de sabırsızlıkla sonuç beklediğinin bir göstergesi niteliğinde.
Yılın ikinci yarısına girilirken, ekonomik koşulların giderek zorlaştığı bir dönemde kamu işçileri için belirlenecek yeni maaş skalası, milyonlarca ailenin gelir planlamasında doğrudan etkili olacak.
Gözler Dördüncü Toplantıda: Hükümetin Zam Teklifi Merakla Bekleniyor
Yaklaşık dört ay önce başlayan toplu iş sözleşmesi sürecinde, şimdiye kadar önemli yapısal konular masaya yatırıldı ancak en kritik başlık olan zam oranları hala gündeme gelmedi.
Kurban Bayramı sonrası yapılacak olan dördüncü toplantı ise bu açıdan büyük bir önem taşıyor. Çünkü hükümetin kamu işçilerine yönelik ilk resmi ücret teklifini bu toplantıda açıklaması bekleniyor.
Uzmanlar, hükümetin sunacağı ilk teklifin hem işçi sendikalarının talepleriyle kıyaslanacağını hem de kamuoyunda geniş yankı uyandıracağını ifade ediyor.
İlk teklifin yeterli bulunmaması halinde görüşmelerin daha sert pazarlıklara sahne olacağı tahmin ediliyor.
Öte yandan, sendika temsilcileri taleplerinde ısrarcı olduklarını ve çalışanların hak ettiği yaşam standartlarına ulaşmaları için mücadele etmeye devam edeceklerini belirtiyor.
Talepler Net, Karar Bekleniyor
Kamu işçilerinin talepleri oldukça net: 2025’in ilk altı ayında en düşük günlük ücretin 1.800 TL’ye çıkarılması ve yüzde 50 zam yapılması.
Bu artışın ardından ise her altı ayda bir yüzde 25 zam ve oluşacak enflasyon farkının maaşlara yansıtılması talep ediliyor.
Bu taleplerin temelinde ise yükselen hayat pahalılığı, alım gücündeki düşüş ve temel ihtiyaçların karşılanmasında yaşanan zorluklar bulunuyor.
Sendikalar, kamu işçisinin sadece enflasyon oranında değil, reel anlamda refah payı içeren bir artışa kavuşmasını istiyor.
Bu da görüşmelerde zam oranlarının yanı sıra sosyal yardımlar, ikramiyeler ve diğer mali hakların da pazarlık konusu olacağı anlamına geliyor.
İşçi Kesimi Birlikte Hareket Ediyor
Türk-İş ve Hak-İş’in ortak hareket etmesi, kamu işçileri açısından güçlü bir birlik mesajı olarak değerlendiriliyor.
Her iki konfederasyon da kamu işçisinin ortak çıkarları doğrultusunda hareket etme kararlılığını sürdürürken, hükümetin bu birlikteliği dikkate alarak daha kapsayıcı bir teklif sunması gerektiği görüşü hakim.
Ne Zaman Netleşecek?
Tüm bu gelişmeler ışığında, dördüncü toplantının kamu işçileri için bir dönüm noktası olması bekleniyor. Hükümetin teklifinin ardından sürecin hızla ilerlemesi ve kısa sürede nihai bir mutabakata varılması umut ediliyor.
Ancak teklifin beklentilerin çok altında kalması durumunda, görüşmelerin uzayabileceği ve kamuoyunda daha geniş tartışmalara yol açabileceği öngörülüyor.
2025-2026 dönemini kapsayacak olan bu toplu iş sözleşmesi, yalnızca mevcut kamu işçilerini değil, aynı zamanda kamuda istihdam edilecek yeni personellerin ücret politikalarını da belirleyecek. Bu nedenle alınacak kararlar uzun vadeli etkiler yaratacak.
Gözler artık Kurban Bayramı sonrasına ve hükümetin sunacağı zam teklifine çevrilmiş durumda. Kamu işçileri ise alınacak kararın yalnızca enflasyona endeksli değil, insanca yaşama imkânı tanıyacak düzeyde bir iyileştirme içermesini bekliyor.