Hükümet ve işçi sendikaları arasında gerilim artıyor

Türkiye genelinde çeşitli kamu kurumlarında görev yapan yaklaşık 600 bin işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmeleri sürüyor.

Hükümet ve işçi sendikaları arasında gerilim artıyor

Kamu işçilerinin ücretlerinde yapılacak artışın belirlenmesi amacıyla yürütülen bu süreçte, işçi sendikalarının ilk teklife olumsuz yaklaşmasının ardından hükümet ikinci bir zam teklifiyle masaya döndü.

Toplu sözleşme görüşmelerinde kritik dönemeç

Toplu Sözleşme Süreci: Talepler ve Görüşmeler

Toplu iş sözleşmeleri, kamu işçilerinin maaş, sosyal haklar ve çalışma koşulları gibi birçok konuda belirleyici olan önemli süreçlerdir.

Türk-İş ve Hak-İş gibi işçi konfederasyonlarının ortak hareket ettiği bu dönemde, işçilerin enflasyona karşı korunması, yaşam standartlarının iyileştirilmesi ve refah payının artırılması temel talepler arasında yer alıyor.

İşçi kesimi, taban ücretin 15 bin TL’ye yükseltilmesi ve ilk altı ay için yüzde 45 oranında zam yapılmasını talep etmişti.

Ayrıca, sosyal haklar ve ikramiyelere yönelik iyileştirmeler de sendikaların gündemindeydi. Hükümetin ilk sunduğu teklifin bu taleplerin oldukça gerisinde kalması, müzakerelerin daha da önem kazanmasına neden oldu.

Toplu sözleşme görüşmelerinde kritik dönemeç

İlk Teklif ve Tepkiler

Görüşmelerin ilk aşamasında hükümet, kamu işçilerine yüzde 30 oranında zam önerisinde bulundu. Ancak bu teklif, sendikalar tarafından beklentilerin oldukça altında kalması nedeniyle kabul edilmedi.

Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, yapılan açıklamada, hayat pahalılığı ve yükselen enflasyon karşısında bu zammın yetersiz olduğunu vurguladı.

İşçilerin satın alma gücünün son yıllarda ciddi biçimde gerilediğine dikkat çeken sendikalar, yapılacak zam oranının gerçekçi olması ve çalışanların refahını artıracak şekilde düzenlenmesi gerektiğini ifade etti. İlk teklifin geri çevrilmesinin ardından taraflar yeni bir görüşme takvimi belirledi.

Toplu sözleşme görüşmelerinde kritik dönemeç

Hükümetin İkinci Zam Teklifi

Yapılan yoğun müzakereler ve gelen tepkiler sonrasında hükümet, kamu işçilerine yönelik ikinci bir zam teklifinde bulundu.

Yeni teklife göre, işçilerin maaşlarına ilk altı ay için yüzde 35 oranında zam yapılması öngörülüyor. Bunun yanı sıra taban ücretin 12 bin TL seviyesine çekilmesi ve sosyal yardımlarda kısmi artış sağlanması da teklifin içinde yer alıyor.

İkinci teklifin açıklanmasının ardından sendika temsilcileri değerlendirmelerde bulunarak, bu teklifin önceki teklife göre daha olumlu olmakla birlikte hâlâ beklentilerin gerisinde kaldığını belirtti.

Türk-İş ve Hak-İş’in ortak açıklamasında, kamu işçilerinin geçim mücadelesi içinde olduğunu ve ücretlerin yaşam standartlarını karşılamaktan uzak kaldığını vurgulandı.

Toplu sözleşme görüşmelerinde kritik dönemeç

Sendikaların Yanıtı: Kararlılık Mesajı

İşçi sendikaları, görüşmelerde kararlı bir tutum sergilemeye devam ediyor. Sunulan ikinci teklifin ardından yapılan açıklamalarda, kamu işçilerinin taleplerinin karşılanmadığı sürece yeni tekliflerin masada kalacağı belirtildi.

Sendikalar, işçilerin haklarını korumak adına grev dahil tüm demokratik hakları kullanmaktan çekinmeyeceklerini ifade ettiler.

Ayrıca, Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, teklifin güncellenmesi gerektiğini ve ücret artışlarının enflasyon karşısında eriyip gitmemesi için ek düzenlemeler yapılmasının şart olduğunu belirtti.

Hükümetin sunduğu zam oranının, son aylarda yaşanan ekonomik gelişmeler göz önünde bulundurularak revize edilmesi gerektiği vurgulandı.

Toplu sözleşme görüşmelerinde kritik dönemeç

Gözler Bir Sonraki Görüşmede

Şu an için taraflar arasında henüz bir uzlaşma sağlanamamış olsa da, görüşmelerin devam edeceği bildirildi.

Yeni görüşmelerin tarihi henüz netleşmemekle birlikte, önümüzdeki günlerde tarafların tekrar bir araya gelmesi ve üçüncü bir teklifin gündeme gelmesi bekleniyor.

Özellikle enflasyonun yüksek seyrettiği bir dönemde kamu işçilerine verilecek ücret artışının sadece geçim gücünü artırmakla kalmayıp, aynı zamanda iç piyasa tüketimini de olumlu yönde etkileyeceği görüşü kamuoyunda ağırlık kazanıyor.

Bu nedenle hükümetin yeni teklifinde bu gerçekleri dikkate alarak bir düzenleme yapması gerektiği sıkça dile getiriliyor.

Ekonomik Göstergeler ve Beklentiler

Uzmanlar, kamu işçilerine yapılacak zammın sadece işçiler açısından değil, genel ekonomik göstergeler açısından da önem taşıdığını belirtiyor.

Artan yaşam maliyeti, kira giderleri, temel ihtiyaç fiyatlarındaki yükseliş gibi nedenlerle, kamu çalışanlarının alım gücü ciddi oranda azalmış durumda.

Ayrıca, işçilerin büyük bir kısmı düşük ücret skalasında yer aldığı için yapılacak artışın, alt gelir grubunu doğrudan etkileyeceği ifade ediliyor.

Bu durum, sosyal adaletin sağlanması ve gelir dağılımındaki dengesizliklerin azaltılması açısından da önem taşıyor.

Gerginlik Devam Ediyor, Umutlar Sürüyor

600 bin kamu işçisini ilgilendiren zam pazarlığında ikinci teklifin ortaya çıkması, görüşmelerde yeni bir döneme girildiğini gösteriyor.

Ancak mevcut teklifin sendikalar tarafından yeterli bulunmaması, sürecin kısa vadede sonuçlanmayacağını da ortaya koyuyor.

Taraflar arasında yürütülen müzakerelerin önümüzdeki günlerde yoğunlaşarak devam etmesi bekleniyor. Hem işçiler hem de kamuoyu, hükümetin yeni bir teklifle masaya gelerek beklentilere daha uygun bir öneride bulunmasını umut ediyor.

Kamu işçileri ve temsilcileri, taleplerinin karşılık bulması için mücadelesini sürdürürken, hükümetin nasıl bir adım atacağı merakla bekleniyor.

Zam görüşmeleri sadece ücret artışıyla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda sosyal adalet, yaşam kalitesi ve ekonomik denge açısından da büyük önem taşıyor.

Türkiye genelinde 600 bin kamu işçisini doğrudan ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri, hükümet ile işçi sendikaları arasında yoğun şekilde sürüyor.

Milyonlarca vatandaşın dikkatle takip ettiği bu süreçte, işçilerin ücretlerinde yapılacak artışlar kamuoyunun ana gündem maddelerinden biri haline geldi.

İşçilerin temsilciliğini üstlenen TÜRK-İŞ ile işveren tarafı adına masaya oturan Türkiye Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS) arasındaki müzakerelerde yeni bir aşamaya gelindi. TÜHİS bugün, ikinci zam teklifini kamuoyuyla paylaştı.

TÜRK-İŞ’in Talepleri Ne Yöndeydi?

Toplu iş sözleşmesi sürecine, işçi tarafı oldukça net ve kapsamlı taleplerle girdi. TÜRK-İŞ, kamu işçilerine yapılacak zammın yalnızca rakamsal değil, aynı zamanda sosyal denge açısından da adil olması gerektiğini savunarak taleplerini kamuoyuyla erken bir tarihte paylaşmıştı.

Buna göre TÜRK-İŞ, günlük brüt en düşük ücretin 1800 liraya çıkarılmasını istedi. Bu taban ücretin sağlanmasının ardından, 2025 yılı için iki ayrı dönem halinde yüzde 50’lik bir ücret artışı talep edildi. 2025’in ikinci yarısı ve 2026'nın her iki dönemi içinse yüzde 25 oranında artış önerildi.

Ayrıca, çalışanların refah seviyesini artırmak amacıyla yüzde 10 oranında refah payı talebi de TÜRK-İŞ'in gündemindeydi.

Bu talepler, özellikle yüksek enflasyon, alım gücündeki düşüş ve temel yaşam giderlerindeki artış nedeniyle daha da önem kazanmış durumda.

İlk Teklif Beklentileri Karşılamadı

İlk resmi teklif, 13 Haziran 2025 tarihinde TÜHİS tarafından açıklandı. Ancak bu teklif işçi kesiminde büyük hayal kırıklığına yol açtı.

TÜHİS, 2025’in ilk 6 ayı için yüzde 16, ikinci 6 ayı içinse yüzde 8 oranında bir zam önerdi. 2026 yılı içinse ilk 6 ay yüzde 7, ikinci 6 ay ise sadece yüzde 5 zam teklif edildi.

Bu teklif, TÜRK-İŞ tarafından yetersiz bulunarak kabul edilmedi. Özellikle işçi temsilcileri, bu oranların mevcut ekonomik koşullarda kamu işçilerinin geçimini sağlamaya yetmeyeceğini ifade etti.

TÜRK-İŞ, müzakerelere devam edilmesini ve işveren tarafının revize edilmiş bir teklif sunmasını talep etti.

İkinci Teklif Bugün Açıklandı

Yoğun görüşmelerin ardından, TÜHİS bugün itibarıyla ikinci zam teklifini kamuoyuna duyurdu. Bu yeni teklif, yine TÜRK-İŞ tarafından beklentilerin oldukça altında olarak değerlendirildi.

TÜHİS, 2025 yılı için ilk 6 ayda yüzde 17, ikinci 6 ayda ise yüzde 10 oranında zam yapılmasını önerdi. Bu teklifin ardından kamu işçileri arasında tepkiler büyürken, gözler bir kez daha TÜRK-İŞ cephesine çevrildi.

TÜRK-İŞ: Bu Teklifin Anlamı Yok

TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, görüşmeler sonrasında basın mensuplarına yaptığı açıklamada oldukça sert ifadeler kullandı. Ağar, yapılan teklifin işçi taleplerinin çok uzağında olduğunu belirterek şu açıklamalarda bulundu:

“Zaten bu teklifin ne olacağını az çok tahmin ediyorduk. Bizim açımızdan bu teklifin bir anlamı yok. Yine de kamuoyunun bilgilendirilmesi açısından içeriğini paylaşmak istiyorum. TÜHİS, 2025’in ilk 6 ayı için yüzde 17, ikinci 6 ayı için ise yüzde 10 zam önerisinde bulundu.”

“Bu teklif bize tek bir mesaj veriyor: ‘Siz meydanları boş bırakmayın, mücadelenize devam edin.’ Biz bu mesajı alıyoruz ve gerekeni yapacağız. Eylemlerimiz artarak sürecek. Tüm kamu işçilerini bu sürece destek vermeye çağırıyoruz. Bu sadece maaş meselesi değil, aynı zamanda bir yaşam mücadelesidir.”

Müzakere Süreci Nereye Evrilecek?

İkinci teklifin de işçi tarafınca kabul edilmemesi, toplu sözleşme sürecinin daha çetin geçeceğine işaret ediyor.

TÜRK-İŞ’in ısrarla savunduğu ücret artışı ve refah payı talepleri, özellikle asgari yaşam standartlarının korunması adına kritik bir öneme sahip.

Öte yandan hükümet kanadının da bütçe dengeleri ve kamu maliyesi üzerinde oluşacak baskıyı göz önünde bulundurarak tekliflerini şekillendirmeye çalıştığı biliniyor.

Bu koşullar altında tarafların kısa sürede ortak bir noktada buluşup buluşamayacağı belirsizliğini koruyor.

Ancak kamu işçilerinin örgütlü gücü ve toplumsal desteği, sürecin seyrini etkileyebilecek önemli faktörlerden biri.

Kamuoyunun Tepkisi ve Beklentisi

Süreç sadece işçi sendikaları ile hükümet arasında değil, toplumun geniş kesimleri tarafından da dikkatle izleniyor.

Özellikle kamu işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve insani yaşam standartlarının sağlanması, kamu vicdanı açısından da önem taşıyor.

Sosyal medyada birçok kullanıcı, TÜHİS’in tekliflerini eleştirerek işçilerin yanında olduklarını belirten paylaşımlar yaptı.

Toplumun geniş kesimi, enflasyonun yüksek seyrettiği bir dönemde kamu çalışanlarının ücretlerinin gerçek yaşam maliyetlerine göre belirlenmesini talep ediyor.

Özellikle kira, gıda ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlara gelen zamlar, kamu işçilerinin bütçelerinde büyük açıklar oluşturuyor.

Bu nedenle zam oranlarının belirlenmesinde sadece ekonomik değil, sosyal kriterlerin de dikkate alınması gerektiği vurgulanıyor.

Mücadele Sürüyor

Kamu işçileri ile hükümet arasında devam eden toplu sözleşme süreci henüz sonuçlanmış değil. TÜHİS’in yaptığı ikinci teklifin ardından, işçi tarafının kararlılıkla mücadelesine devam edeceği açıkça görülüyor.

TÜRK-İŞ’in önderliğinde yürütülen bu süreç, sadece maaş pazarlığı değil; işçilerin onurlu bir yaşam sürme hakkını savunma mücadelesi olarak görülüyor.

Gözler şimdi, hükümetin ve TÜHİS’in bir sonraki adımında. İşçi sendikalarının kararlılığı karşısında yeni bir uzlaşma zemini oluşacak mı, yoksa eylemler daha da sertleşecek mi, bunu önümüzdeki günler gösterecek.