Schengen vizesinde umutlar tükeniyor
Avrupa Komisyonu, Türk vatandaşlarının uzun süredir karşı karşıya kaldığı Schengen vizesi sürecine dair önemli bir gelişmeyi duyurdu. Yapılan açıklamada, vize başvurularında kolaylık sağlayacak yeni adımların atılacağı belirtildi.

Bu adım, özellikle son yıllarda artan randevu bulma zorlukları ve uzun işlem süreleri nedeniyle mağduriyet yaşayan Türkiye vatandaşları açısından umut verici olarak değerlendirildi.
Schengen bölgesine seyahat etmek isteyen Türk vatandaşları, uzun süredir ciddi başvuru sorunlarıyla karşı karşıya.
Vize başvurularında artan talep, Avrupa ülkelerinin randevu sistemlerinde yaşanan aksamalar ve konsoloslukların kapasite yetersizliği, randevu almak isteyen bireyleri zor durumda bırakıyor.
Özellikle yaz aylarında seyahat planlayan vatandaşlar, aylar öncesinden başvuru yapmalarına rağmen sistemde yer bulmakta güçlük çekiyor.
Randevu bulabilmek adeta bir “şansa” dönüşmüş durumda. Bazı bireyler, yüksek ücretler karşılığında üçüncü şahıslar ya da aracı kurumlar aracılığıyla randevu temin etmeye çalışıyor. Bu da sürecin adil, erişilebilir ve şeffaf olmaktan uzaklaşmasına neden oluyor.
Avrupa Komisyonu’ndan Yeni Adım: Kolaylaştırılmış Vize Süreci
Avrupa Komisyonu'nun duyurduğu yeni düzenleme kapsamında, Türkiye’den yapılan Schengen vize başvurularında belirli kolaylıkların getirilmesi planlanıyor.
Bu kapsamda, özellikle sık seyahat eden veya daha önce vizesi sorunsuz şekilde onaylanmış kişilere yönelik çok girişli ve uzun süreli vizelerin verilmesinin önü açılacak.
Ayrıca dijitalleşme sürecinin hızlandırılması ve başvuruların çevrim içi ortamda daha kolay hale getirilmesi hedefleniyor.
Komisyon yetkilileri, bu adımların hem başvuru sahiplerinin işini kolaylaştıracağını hem de konsoloslukların üzerindeki yükü azaltacağını ifade ediyor.
Randevu Krizi Bitecek mi?
Avrupa Komisyonu'nun attığı bu adımlar uzun süredir devam eden randevu krizine çözüm olabilir mi? Avrupa Birliği Küresel Araştırmalar Derneği Başkan Yardımcısı Can Baydarol, sürecin sadece teknik bir düzenleme olmadığını, aynı zamanda siyasi bir boyutu da bulunduğunu vurguluyor.
Baydarol’a göre, Schengen vizesi meselesi uzun yıllardır Türkiye-AB ilişkilerinin hassas başlıklarından biri. Vize serbestisi, 2013’te imzalanan Geri Kabul Anlaşması'ndan bu yana müzakere edilen bir konu.
Ancak taraflar arasında yaşanan siyasi gerilimler ve AB içinde yükselen göç karşıtı politikalar bu sürecin ilerlemesini engelledi.
Baydarol, Komisyon’un son adımını olumlu bir gelişme olarak değerlendirmekle birlikte, asıl sorunun konsoloslukların kapasite yetersizliği olduğunu belirtiyor.
Randevu krizinin temel nedenlerinden biri olarak konsolosluklardaki personel eksikliğini işaret eden Baydarol, bu sorun çözülmeden gerçek bir iyileşmeden söz etmenin zor olduğunu ifade ediyor.
Kolaylıklar Kimleri Kapsayacak?
Yeni düzenlemenin ilk etapta kimleri kapsayacağı da merak edilen konular arasında. Avrupa Komisyonu’nun açıklamasına göre, öncelikli olarak geçmişte Schengen vizesi almış ve bu vizeyi amacına uygun şekilde kullanmış kişilere yönelik kolaylık sağlanacak.
Bunun dışında iş insanları, akademisyenler, öğrenciler ve kültürel faaliyetlerde bulunan sanatçılar gibi belirli gruplar da sürecin iyileştirilmesinden faydalanabilecek.
Ancak burada da önemli bir detay dikkat çekiyor: Bu kolaylıklar, vize verilmesini garanti etmiyor. Başvurular yine bireysel olarak değerlendirilecek ve başvuru sahibinin geçmiş seyahat geçmişi, belgelerinin eksiksiz olması ve amacının net şekilde belirtilmesi gibi unsurlar önemli görev alacak.
Dijitalleşme Süreci Ne Getirecek?
Avrupa Birliği, vize süreçlerinin dijitalleştirilmesi konusunda uzun süredir çeşitli projeler yürütüyor. Yeni adımın da bu kapsamda ele alındığı belirtiliyor.
Özellikle çevrim içi başvuru sistemlerinin yaygınlaştırılması, başvuru evraklarının elektronik ortamda iletilmesi ve parmak izi gibi biyometrik verilerin dijital arşivleme sistemleriyle saklanması hedefleniyor.
Bu dijital dönüşüm, hem başvuru sahipleri hem de konsolosluk çalışanları açısından zaman kazandırıcı olacak.
Ancak bu sürecin de altyapısının oluşturulması zaman alabilir. Türkiye’deki vize başvuru merkezlerinin bu dönüşüme ne ölçüde hazır olduğu ise ayrı bir soru işareti.
Siyasi Bir Mesaj mı?
Bazı uzmanlara göre Avrupa Komisyonu’nun bu adımı, sadece teknik bir düzenleme değil, aynı zamanda Türkiye’ye verilen siyasi bir mesaj niteliği taşıyor.
AB’nin Türkiye ile ilişkilerini yumuşatma arzusunun, özellikle göç yönetimi ve ticaret gibi konularda iş birliğini artırma niyetinin bir parçası olarak görülüyor.
Vize kolaylığı, doğrudan vize serbestisi anlamına gelmese de, Türkiye-AB ilişkilerinde olumlu bir atmosfer yaratma potansiyeline sahip.
Ancak bu süreçte, AB üyesi ülkelerin siyasi yaklaşımları ve Türkiye’deki hukuki-güvenlik algısı da belirleyici olacak.
Vatandaşlar Umutlu Ama Temkinli
Tüm bu gelişmelere rağmen, vize başvuru sürecinde sıkıntı yaşamış olan vatandaşlar yeni düzenlemelere temkinli yaklaşıyor.
Sosyal medya ve çeşitli forumlarda paylaşılan kullanıcı deneyimleri, sürecin hala birçok belirsizlik barındırdığını ortaya koyuyor.
Özellikle aracı kurumlar aracılığıyla yapılan başvurularda yaşanan suistimaller, şeffaflığa duyulan ihtiyacı bir kez daha gündeme getiriyor.
İyileşme Mümkün Ama Zamana Yayılabilir
Avrupa Komisyonu'nun Schengen vizesi sürecine dair attığı bu yeni adım, kuşkusuz olumlu bir gelişme olarak kayda geçti. Ancak mevcut sorunların tamamını kısa vadede çözmesi beklenmemeli.
Randevu krizinin aşılması için konsolosluk kapasitesinin artırılması, dijitalleşmenin yaygınlaştırılması ve sürecin siyasi arka planının da dikkate alınması gerekiyor.
Vatandaşlar açısından bu adımlar umut verici olsa da, sürecin sorunsuz işlemesi için sistemli ve kalıcı çözümler hayata geçirilmek zorunda.
Gerçek anlamda bir vize kolaylığının sağlanması, sadece prosedürlerin değil, zihniyetin de değişmesini gerektiriyor.
Son yıllarda Türkiye’den Schengen bölgesine seyahat etmek isteyen vatandaşlar, vize sürecinde ciddi sorunlarla karşı karşıya kalıyor.
Randevu alımındaki gecikmeler, çok kısa süreli vize verilmesi ya da doğrudan ret kararları, bu süreci hem psikolojik hem de maddi anlamda oldukça yıpratıcı hale getiriyor.
Özellikle öğrenci, iş insanı ya da turistik amaçla seyahat planlayan kişilerin başvurularında yaşanan bu aksaklıklar, Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin de halk nezdinde sorgulanmasına neden oluyor.
Vize Başvuru Süreci Neden Bu Kadar Zorlaştı?
Schengen vizesi, 27 Avrupa ülkesine serbestçe seyahat etme imkânı sunan bir sistem olarak biliniyor. Ancak son dönemde bu vizeyi almak, Türk vatandaşları için neredeyse bir maraton haline geldi.
Başvuru merkezlerinde aylar süren randevu bekleme süreleri, büyükelçiliklerin sıkı incelemeleri ve istenen belgelerin karmaşıklığı, süreci hem yavaşlatıyor hem de başvuranlar açısından güvensiz bir ortam yaratıyor.
Ayrıca, birçok kişi vize süresi çok kısa tutulduğu için birkaç aylık vizelerle yetinmek zorunda kalıyor. Bu da özellikle iş seyahati yapan ya da Avrupa’da yaşayan aile üyelerini ziyaret etmek isteyen kişiler açısından ciddi mağduriyetler doğuruyor.
Avrupa Komisyonu’ndan Yeni Adımlar: Vize Sürelerinde Kademeli Artış
Tüm bu sorunlar kamuoyunda büyük bir rahatsızlık yaratırken, Avrupa Komisyonu, Schengen vize rejiminde bazı kolaylaştırıcı adımlar atılacağını duyurdu.
Yeni düzenleme, özellikle daha önce Schengen vizesi almış kişilerin sonraki başvurularında daha uzun süreli vize alabilmelerine olanak tanımayı hedefliyor.
Avrupa Komisyonu’nun belirlediği kurallara göre: Daha önce Schengen vizesi almış ve bu vizenin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde tekrar başvuru yapan kişilere 6 ay geçerli yeni bir vize verilecek.
Eğer önceki 6 aylık vizeyi kullanan kişi, bu vizenin sona erme tarihinden itibaren iki yıl içinde başvuru yaparsa, bu defa 1 yıllık çok girişli vize verilecek.
Daha önce 1 yıllık Schengen vizesi alan kişiler, bu vizenin bitiş tarihinden itibaren iki yıl içinde başvurduklarında 3 yıllık çok girişli vize alabilecek.
Son olarak, önceki 3 yıllık vizesini sorunsuz bir şekilde kullanan ve vize bitişinden sonraki iki yıl içinde başvuranlara ise 5 yıllık çok girişli vize verilmesi planlanıyor.
Bu düzenlemelerin amacı, güvenilir ve vize sistemini kötüye kullanmayan kişilerin her seferinde yeniden kısa süreli vizeler için uğraşmalarını engellemek.
Ancak, uygulamanın detayları ve ülkeden ülkeye değişen yorumlanış biçimi, bazı soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.
İlk Başvurular Hakkında Belirsizlik Devam Ediyor
Avrupa Birliği uzmanı Can Baydarol’a göre, Avrupa Komisyonu’nun bu yeni adımı olumlu bir gelişme olsa da bazı önemli eksiklikler içeriyor.
Özellikle, ilk kez Schengen vizesine başvuracak kişiler için herhangi bir düzenleme getirilmemesi, sürecin hâlâ belirsizliklerle dolu olduğunu gösteriyor.
Baydarol, yaptığı değerlendirmede şu uyarıda bulunuyor: “Her şey kurala bağlanmış gibi görünse de, ilk kez vize başvurusu yapacak kişilerin başvurularının reddedilmesi ihtimali hakkında net bir düzenleme yok.
Ayrıca, daha önce 5 yıllık vize almış biri, sonraki başvurusunda tekrar 6 aylık vizeye düşebiliyor. Bu durum, sistemin halen keyfi yorumlara açık olduğunu gösteriyor.”
Randevu Yoğunluğu Hemen Azalmayacak
Yeni düzenlemelere rağmen, vize başvurularında yaşanan yoğunluğun kısa vadede azalması beklenmiyor.
Özellikle Almanya, Fransa, Hollanda gibi Türk vatandaşlarının sıklıkla başvuru yaptığı ülkelerin konsolosluklarında randevu almak halen büyük bir sorun.
Baydarol bu durumu, “Diplomaside küçük adımlar olarak tanımlayabileceğimiz bir geçiş süreci yaşıyoruz” sözleriyle özetliyor.
VFS Global ve iDATA gibi vize başvuru merkezlerinin randevu sistemleri yoğun talep nedeniyle neredeyse kilitlenmiş durumda.
Pek çok vatandaş, aylar sonrasına randevu alabiliyor ya da randevu bulabilmek için ek ücret ödemek zorunda kalıyor.
Tüm bu durumlar, vize sürecinin yalnızca bürokratik değil, aynı zamanda ekonomik bir yük haline gelmesine neden oluyor.
Ülkelere Göre Değişen Uygulamalar Mağduriyet Yaratıyor
Baydarol’un dikkat çektiği bir diğer nokta ise, Schengen vizesinin ortak bir sistem olmasına rağmen, uygulamaların ülkeden ülkeye ciddi farklılıklar göstermesi.
Vize başvurusunda bulunacak kişiler, hangi ülkeye başvuru yapacaklarsa o ülkenin kurallarına göre hareket etmek zorunda kalıyorlar.
Bu da özellikle öğrenciler ve kısa süreli eğitim programlarına katılmak isteyen kişiler için büyük sıkıntılar doğuruyor. İtalya örneğini veren Baydarol, “Çok sayıda öğrenci İtalya kapısında mağdur hale geldi.
Başvurular uzun sürede sonuçlanıyor, belgelerde ufak bir eksiklik bile ret sebebi olabiliyor” şeklinde konuştu.
Umut Veren Adımlar, Ancak Yol Uzun
Avrupa Komisyonu’nun yeni düzenlemeleri, daha önce vize almış kişiler için belirli bir öngörülebilirlik sunması açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir.
Ancak, sistemin geneli hâlâ pek çok belirsizlik içeriyor. İlk kez başvuru yapacak kişilerin durumu, randevu sisteminin tıkanıklığı, ülkeler arası farklılıklar ve kısa süreli vize uygulamaları gibi sorunlar çözüme kavuşmuş değil.
Dolayısıyla bu yeni düzenlemeleri, vize krizini tamamen ortadan kaldıracak bir hamle olarak değil; daha çok “küçük ama önemli” bir adım olarak değerlendirmek gerekiyor.
Türk vatandaşlarının Schengen bölgesine daha rahat seyahat edebilmesi için daha şeffaf, öngörülebilir ve eşitlikçi bir sistemin hayata geçirilmesi ise hala büyük ölçüde diplomatik çabaların başarısına bağlı.