Memur-Sen çekildi, hükümet dosyayı hakem Kurulu’na taşıdı

Kamu görevlilerinin maaş zammı ve sosyal haklarına ilişkin yürütülen toplu sözleşme görüşmelerinde kritik bir gelişme yaşandı.

Memur-Sen çekildi, hükümet dosyayı hakem Kurulu’na taşıdı

Gelen son dakika bilgisine göre, kamu işveren tarafı ile memur sendikaları arasında sürdürülen toplu sözleşme sürecinde anlaşma sağlanamaması üzerine, işveren tarafı resmi olarak Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na başvurdu.

Bu adım, yüz binlerce memur ve emekli memur için merakla beklenen zam oranlarının artık Hakem Kurulu tarafından karara bağlanacağı anlamına geliyor.

Her iki yılda bir yapılan toplu sözleşme görüşmeleri, kamu çalışanlarının maaş artışları, sosyal yardımları ve çalışma koşullarına dair kritik kararların alındığı süreçlerdir.

2024-2025 dönemini kapsayan bu yılki görüşmelerde ise hükümet ile sendikalar arasında uzun süren müzakerelere rağmen ortak bir noktada buluşulamadı.

Memur sendikaları, özellikle enflasyon karşısında maaşların erimemesi için yüksek oranlı zam ve ek sosyal haklar talep etti.

Kamu işveren tarafı ise ekonomik dengeler ve bütçe kısıtlarını gerekçe göstererek daha düşük oranlarda artış teklif etti. Tarafların talepleri arasındaki makas kapanmayınca süreç, toplu sözleşme masasında sona erdi.

Memur ve emeklilerin zam umudu hakem Kurulu’nda

Hakem Kurulu Süreci Nasıl İşleyecek?

Toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma çıkmaması halinde, yasal prosedür gereği konu Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na taşınıyor.

Hakem Kurulu, kamu işverenini ve sendikaları temsilen üyelerden oluşuyor ve alınacak kararlar bağlayıcı nitelik taşıyor. Yani kurulun vereceği karar, hem hükümet hem de çalışanlar açısından kesinleşmiş olacak.

Kurul, tarafların sunduğu teklifleri ve ekonomik verileri dikkate alarak nihai kararını verecek. Önümüzdeki günlerde toplanması beklenen kurulun, en geç birkaç hafta içinde kararını açıklaması öngörülüyor. Böylece memur maaş zammı konusundaki belirsizlik sona erecek.

Memurların Talepleri Ne Oldu?

Memur sendikaları, özellikle son dönemde hızla artan enflasyonun maaşları erittiğine dikkat çekerek, refah payı ve seyyanen zam taleplerinde bulundu.

Bunun yanında kira yardımı, ek gösterge düzenlemeleri, fazla mesai ücretlerinin artırılması gibi sosyal haklara dair istekler de gündeme getirildi.

Sendikaların öncelikli beklentisi, memur maaşlarının enflasyonun üzerinde artması ve kamu çalışanlarının alım gücünün korunması yönünde oldu.

Ayrıca emekliliğe yansıyan kalemlerin artırılması, aile yardımı ödemelerinin güncellenmesi ve esnek çalışma modellerine dair düzenlemeler de masaya yatırıldı.

Kamu İşveren Tarafının Teklifleri

Kamu işveren tarafı ise görüşmeler boyunca daha temkinli bir yaklaşım sergiledi. Hükümet, mali disiplin ve bütçe dengelerini gerekçe göstererek tekliflerini sınırlı tuttu. İlk aşamada sunulan teklif, sendikalar tarafından “yetersiz” bulunarak reddedildi.

İşveren tarafı, mevcut ekonomik koşullar çerçevesinde makul artışlar yapılabileceğini savundu. Ancak özellikle yüksek refah payı ve seyyanen zam taleplerine sıcak bakılmadı.

Bu noktada işveren kanadı, “gerçekçi ve sürdürülebilir” bir maaş artışını savunarak, ülke ekonomisinin mevcut durumunu öne çıkardı.

Hakem Kurulu’nun Önemi

Hakem Kurulu, toplu sözleşme sürecinde uzlaşmazlıkların çözülmesi için en üst karar organı olarak devreye giriyor.

Kurulun vereceği kararın bağlayıcı olması, memurların maaş artışlarını doğrudan etkileyecek. Bu nedenle hem kamu çalışanları hem de hükümet cephesi, kurulun kararına odaklanmış durumda.

Özellikle milyonlarca memur ve emekli memur, kurulun vereceği zam oranını merakla bekliyor. Kararın, sadece maaşları değil, aynı zamanda sosyal yardımları, ek ödemeleri ve diğer mali hakları da kapsaması bekleniyor.

Ekonomik Dengeler ve Kamu Çalışanlarının Beklentisi

Türkiye ekonomisinde son dönemde yaşanan gelişmeler, toplu sözleşme görüşmelerine doğrudan yansıdı.

Enflasyonun yüksek seyretmesi, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve bütçe dengeleri, maaş artışlarının boyutunu belirleyen en önemli faktörler oldu.

Memur kesimi, artan yaşam maliyetleri karşısında maaşların yetersiz kaldığını savunurken, hükümet kanadı ise bütçe imkanlarını öne çıkardı. Bu durum, tarafların orta noktada buluşmasını zorlaştırdı. Dolayısıyla son söz, Hakem Kurulu’na kaldı.

Sürecin Memurlar Açısından Önemi

Hakem Kurulu’nun vereceği karar, yaklaşık 4 milyon memur ile 2,5 milyon memur emeklisini doğrudan etkileyecek. Kararın açıklanmasının ardından, memur maaşları yeni oranlara göre güncellenecek.

Bu artış, aynı zamanda memur emeklilerinin maaşlarına da yansıyacak. Memurlar, kurulun kendilerini enflasyona karşı koruyacak adil bir karar vermesini bekliyor.

Sendikalar ise Hakem Kurulu sürecinde de taleplerini savunmayı sürdürecek. Görüşmelerin uzlaşmazlıkla sonuçlanmasının ardından işveren tarafının Hakem Kurulu’na başvurmasıyla birlikte süreç yeni bir aşamaya girdi. Artık memurlar için gözler tamamen kurulun vereceği karara çevrilmiş durumda.

Kamu işveren tarafı, ülke ekonomisinin imkanlarını gözeten bir karar beklerken, sendikalar ve çalışanlar, maaşlarının enflasyona ezdirilmemesini istiyor.

Önümüzdeki günlerde yapılacak toplantıların ardından, kurulun vereceği karar milyonlarca kişiyi yakından ilgilendirecek.

Bu gelişmeler ışığında, memur ve memur emeklilerinin maaş artışlarına dair belirsizlik kısa süre içinde netleşecek.

Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun kararı, önümüzdeki iki yıl boyunca memurların ekonomik koşullarını doğrudan belirleyecek en kritik adım olacak.

Türkiye’de milyonlarca memur ve memur emeklisini yakından ilgilendiren toplu sözleşme sürecinde kritik bir aşamaya gelindi.

Hükümet ile yetkili konfederasyon olan Memur-Sen arasında yürütülen zam pazarlıklarından bir sonuç çıkmaması üzerine gözler Hakem Kurulu’na çevrildi.

Ancak bu süreçte dikkat çekici bir gelişme yaşandı: Memur-Sen, Hakem Kurulu’na başvurmayacağını duyururken, kamu işveren tarafı başvurusunu gerçekleştirdi.

Böylece yaklaşık 6,5 milyon memur ve memur emeklisinin maaş zammı, artık Hakem Kurulu’nun vereceği karara bağlı hale geldi.

8. Dönem Toplu Sözleşme Süreci ve Tıkanan Görüşmeler

Kamu çalışanlarının mali ve sosyal haklarının belirlendiği toplu sözleşme görüşmeleri, bu yıl 8. dönem kapsamında 1 Ağustos 2025 tarihinde başlamıştı.

Süreç boyunca taraflar, özellikle 2026 ve 2027 yıllarını kapsayan maaş artış oranları üzerinde yoğunlaştı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı koordinasyonunda sürdürülen müzakereler 19 Ağustos’ta sona erdi. Ancak masadan uzlaşma çıkmadı.

Memur-Sen ile Kamu İşveren Heyeti arasında yürütülen görüşmelerde; refah payı, enflasyon farkı ve taban aylık artışları da gündeme geldi.

Ancak taraflar arasında rakamsal uçurumun kapanmaması nedeniyle anlaşma sağlanamadı. Bu noktada yasal süreç gereği Hakem Kurulu devreye girdi.

Memur-Sen’in Tavrı: Hakem Kurulu’na Gitmeyeceğiz

Toplu sözleşme görüşmeleri çıkmaza girince gözler Memur-Sen’in tavrına çevrildi. Konfederasyon, kamuoyuna yaptığı açıklamada Hakem Kurulu’na başvurmayacaklarını duyurdu.

Bu karar, çalışanlar arasında farklı tepkilere yol açtı. Memur-Sen yönetimi, mevcut tekliflerin çalışanların beklentilerini karşılamaktan uzak olduğunu, Hakem Kurulu sürecinden ise memur lehine bir sonuç çıkmayacağı yönünde kaygılar taşıdıklarını dile getirdi.

Bu nedenle sendika, başvuruda bulunmayarak süreci işveren tarafının inisiyatifine bıraktı. Ancak bu, Hakem Kurulu sürecinin tamamen devre dışı kalacağı anlamına gelmiyordu.

Zira mevzuata göre kamu işveren tarafının başvurusu yeterliydi ve nitekim Kamu İşveren Heyeti de bu adımı attı.

Kamu İşveren Heyeti’nin Başvurusu

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgilere göre Kamu İşveren Heyeti, Hakem Kurulu’na başvurusunu tamamladı.

Bu başvuruyla birlikte toplu sözleşme süreci yasal çerçevede bir üst aşamaya taşınmış oldu. Böylece kamu çalışanlarının 2026 ve 2027 yıllarındaki maaş zam oranlarıyla ilgili nihai karar, Hakem Kurulu’nun vereceği hükme bağlı hale geldi.

Hakem Kurulu, Sayıştay Başkanı Metin Yener’in başkanlığında toplanacak. Yasa gereği kurulun 5 gün içerisinde kararını açıklaması gerekiyor.

Verilecek karar kesin nitelik taşıyacak ve herhangi bir itiraz yoluna kapalı olacak. Bu durum, milyonlarca kamu çalışanı açısından sürecin en kritik noktası olarak öne çıkıyor.

Kamu İşvereninin Teklifleri: Süreç Nasıl İlerledi?

Kamu işveren tarafı, toplu sözleşme görüşmelerinde farklı aşamalarda çeşitli teklifler sundu. 12 Ağustos’ta açıklanan ilk teklif şu şekildeydi: 2026 yılı için: İlk altı ay yüzde 10, ikinci altı ay yüzde 6. 2027 yılı için: İlk altı ay yüzde 4, ikinci altı ay yüzde 4. Bu teklif sendikalar tarafından yetersiz bulundu.

Özellikle enflasyon karşısında memur maaşlarının eridiğine dikkat çekilerek daha yüksek oranlar talep edildi.

15 Ağustos’ta kamu işveren tarafı ikinci teklifini açıkladı. Bu teklifte 2026 yılı için öngörülen zamlara ek olarak taban aylığa 1000 TL artış yapılması önerildi.

Ancak bu adım da Memur-Sen tarafından çalışanların beklentilerinden uzak olarak değerlendirildi. 18 Ağustos’ta yapılan üçüncü revizyonda ise kamu işveren tarafı 2026 yılının ilk altı ayı için yüzde 11, ikinci altı ayı için yüzde 7 zam önerdi. Buna karşılık 2027 yılına ilişkin teklif, ilk haliyle korundu: her iki dönemde de yüzde 4.

Hakem Kurulu’nun Önemi ve Beklentiler

Hakem Kurulu’nun vereceği kararın bağlayıcı olması, memurlar açısından büyük önem taşıyor. Kararın ardından ne sendikaların ne de işveren tarafının itiraz hakkı bulunmuyor. Bu nedenle kuruldan çıkacak sonuç, milyonlarca kamu çalışanı ve emeklisinin önümüzdeki iki yıldaki mali durumunu doğrudan belirleyecek.

Uzmanlar, Hakem Kurulu’nun genellikle işveren tekliflerine yakın kararlar aldığını hatırlatıyor. Bu nedenle memur sendikaları, çalışanların lehine ek iyileştirmelerin yapılması konusunda umutlarını düşük tutuyor. Ancak yine de kurulun, toplumsal beklentileri ve ekonomik koşulları dikkate alarak daha dengeli bir karar alabileceği yönünde görüşler de mevcut.

Memur ve Emeklilerin Beklentisi

Türkiye genelinde yaklaşık 6,5 milyon kamu çalışanı ve emeklisi, maaş zamlarının açıklanmasını sabırsızlıkla bekliyor.

Özellikle son yıllarda enflasyonun yüksek seyrettiği dönemde maaş artışlarının yetersiz kalması, çalışanların alım gücünü ciddi ölçüde düşürdü. Bu nedenle kamu çalışanları, toplu sözleşme sürecinden güçlü bir iyileştirme bekliyordu.

Memur-Sen’in Hakem Kurulu’na gitmeme kararı, bazı çalışanlar tarafından “hak kaybı riskini artıracak” bir gelişme olarak yorumlandı.

Ancak sendika yönetimi, mevcut tabloda kuruldan çıkacak kararın beklentileri karşılamayacağına inandıklarını, bu nedenle başvuru yapmadıklarını ifade etti.

Önümüzdeki Günler Kritik

Hakem Kurulu’nun önümüzdeki günlerde kararını açıklaması bekleniyor. 5 gün içinde alınacak karar, memur ve emekli maaşlarının 2026-2027 dönemindeki seyrini belirleyecek.

Çalışanların gözü kulağı artık kurulun vereceği nihai kararda. Toplu sözleşme sürecinin bu noktaya gelmesi, sendika-hükümet ilişkilerinde de yeni tartışmalara yol açtı.

Memur-Sen’in masadan çekilerek Hakem Kurulu’na gitmemesi, işveren tarafının ise süreci sürdürmesi, kamu çalışanları arasında farklı görüşlerin ortaya çıkmasına sebep oldu.

8. Dönem Kamu Toplu Sözleşmesi kapsamında yapılan görüşmelerde anlaşma sağlanamaması üzerine devreye giren Hakem Kurulu süreci başladı.

Memur-Sen sürece dahil olmayacağını duyururken, kamu işveren tarafı başvurusunu yaptı. Artık milyonlarca kamu çalışanının maaş zamlarını belirleyecek olan karar, Hakem Kurulu tarafından en geç 5 gün içinde açıklanacak.

Bu karar, sadece maaş zamlarını değil; aynı zamanda kamu çalışanlarının alım gücünü, yaşam standartlarını ve sendikal mücadele dinamiklerini de doğrudan etkileyecek. Gözler şimdi kurulun alacağı kritik kararda.