Coca-Cola, Costa Coffee’yi satacak mı?
ABD merkezli içecek devi Coca-Cola, 2018 yılında 5 milyar doların üzerinde bir bedelle satın aldığı İngiliz kahve zinciri Costa Coffee için yeni stratejik adımlar üzerinde çalışıyor.

Şirketin, olası satış dahil olmak üzere farklı opsiyonları değerlendirmek üzere yatırım bankası Lazard ile iş birliği yaptığı belirtiliyor.
Konuya yakın kaynakların aktardığına göre, Coca-Cola yönetimi Costa Coffee’nin uzun vadeli konumunu gözden geçiriyor ve markanın geleceğine ilişkin karar verme sürecinde bulunuyor.
Bu kapsamda aralarında özel sermaye fonlarının da bulunduğu sınırlı sayıda potansiyel alıcıyla ön görüşmeler gerçekleştirildiği ifade ediliyor.
Coca-Cola’nın Kahve Pazarına Girişi
Coca-Cola, 2018 yılında İngiltere merkezli Whitbread şirketinden Costa Coffee’yi yaklaşık 5,1 milyar dolar karşılığında satın alarak küresel kahve pazarına güçlü bir giriş yapmıştı.
O dönemde şirketin CEO’su James Quincey, kahveyi “Coca-Cola’nın genişleyen içecek portföyündeki en büyük açık” olarak tanımlamış ve Costa’nın bu boşluğu dolduracak ideal bir marka olduğunu vurgulamıştı.
Costa Coffee, Coca-Cola’nın gazlı içecekler, meyve suları, su ve spor içeceklerinin yanı sıra kahve alanında da küresel ölçekte rekabet edebilmesine imkan tanıyan stratejik bir satın alma olarak görülüyordu.
Ancak aradan geçen yıllarda küresel kahve pazarındaki rekabetin giderek yoğunlaşması, pandeminin etkileri ve değişen tüketici alışkanlıkları Costa’nın performansını doğrudan etkiledi.
Costa Coffee’nin Mevcut Durumu
Bugün itibarıyla Costa Coffee, 50’den fazla ülkede 1.300’ün üzerinde kafe işletiyor. Bunun yanı sıra, özellikle Avrupa ve Asya’da yaygın bir şekilde kullanılan Costa Express otomatları sayesinde geniş bir müşteri kitlesine ulaşmayı başarıyor.
Ancak küresel ölçekte kahve pazarında Starbucks, Dunkin’, Tim Hortons ve yerel güçlü markaların varlığı, Costa’nın büyümesini sınırlayan faktörlerden biri olarak öne çıkıyor.
Özellikle Çin pazarı, Coca-Cola’nın Costa için büyük umut bağladığı bir bölgeydi. Çin’de belirli bir büyüme yakalansa da pandemi süreci ve artan maliyetler beklentileri tam anlamıyla karşılamadı.
Satış İhtimali ve Stratejik Seçenekler
Coca-Cola’nın Costa Coffee’yi satmayı düşünmesinin arkasında birkaç önemli neden bulunuyor: Kâr Marjlarının Düşüklüğü: Kahve zincirleri, içecek sektörünün diğer segmentlerine kıyasla daha yüksek operasyonel maliyetlere sahip.
Kira, iş gücü ve hammadde giderleri kâr marjlarını daraltıyor. Rekabet Baskısı: Starbucks başta olmak üzere küresel rakiplerin agresif büyüme stratejileri, Costa’nın pazar payını sınırlıyor.
Portföy Odaklanması: Coca-Cola, gazlı içecekler ve ambalajlı ürünlerde sahip olduğu güçlü küresel ağ sayesinde daha yüksek ölçek ekonomisi yaratabiliyor.
Kahve mağazacılığı ise bu stratejiden nispeten uzak bir iş modeli olarak değerlendiriliyor. Yatırımcı Baskısı: Şirketin yatırımcıları, kârlılığı artıracak ve ana iş kollarına odaklanmayı sağlayacak adımlar bekliyor.
Coca-Cola’nın Costa’yı tamamen satması bir seçenek olsa da, bazı analistler markanın yalnızca belirli bölgelerdeki operasyonlarını elden çıkarabileceğini ya da stratejik ortaklık yoluna gidebileceğini öne sürüyor.
Potansiyel Alıcılar
Kulis bilgilerine göre Costa Coffee ile ilgilenen taraflar arasında özel sermaye şirketleri öne çıkıyor. Kahve zincirleri, düzenli nakit akışı sağlayabilmeleri nedeniyle yatırım fonlarının ilgisini çekiyor.
Ayrıca bazı bölgesel kahve markaları veya yiyecek-içecek sektöründe faaliyet gösteren stratejik alıcılar da sürece dahil olabilir.
Ancak şu aşamada görüşmelerin erken safhada olduğu ve nihai bir kararın henüz verilmediği belirtiliyor. Coca-Cola’nın Costa’yı tamamen elden çıkarmak yerine kısmi satış ya da ortaklık seçeneğini de masada tutması dikkat çekiyor.
Kahve Pazarının Dinamikleri
Kahve, dünya genelinde en hızlı büyüyen içecek kategorilerinden biri olmaya devam ediyor. Özellikle genç tüketiciler arasında kahve kültürünün çeşitlenmesi, soğuk kahve ve aromalı içeceklerin popülerleşmesi pazarın dinamizmini artırıyor.
Starbucks gibi devlerin yanı sıra yerel zincirlerin de güçlenmesi, rekabeti daha da yoğun hale getiriyor. Çin, Hindistan, Orta Doğu ve Latin Amerika gibi gelişmekte olan pazarlarda kahve tüketiminin artması, şirketler için büyük fırsatlar sunuyor. Ancak bu pazarlarda başarıya ulaşmak, doğru konumlandırma ve güçlü operasyonel ağ gerektiriyor.
Coca-Cola’nın Geleceğe Yönelik Stratejisi
Coca-Cola, son yıllarda ana iş kollarına daha fazla odaklanmaya yönelik bir strateji izliyor. Şirket, pandemi sonrası dönemde portföyünü sadeleştirmek için bazı küçük ölçekli markaları kapatmış veya satmıştı. Costa Coffee’nin geleceğine ilişkin alınacak karar da bu stratejinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Bir yandan Coca-Cola, kahve segmentinde tamamen çıkış yapmak istemese de, Costa’nın mağazacılık operasyonları yerine hazır içecekler ve kapsül kahve ürünleri üzerinden büyüme olasılığını değerlendirebilir. Nitekim Costa markasıyla şişelenmiş soğuk kahve ürünleri halihazırda birçok pazarda raflarda yer alıyor.
Analistlerin Görüşü
Finans analistleri, Coca-Cola’nın Costa Coffee yatırımını gözden geçirmesini doğal bir süreç olarak değerlendiriyor.
Zira kahve sektörü yüksek potansiyele sahip olsa da, operasyonel zorlukları nedeniyle her şirket için uygun olmayabiliyor.
Coca-Cola’nın temel gücü, küresel ölçekte dağıtım ağına ve ambalajlı ürünler alanındaki deneyimine dayanıyor.
Costa’nın mağaza bazlı iş modeli ise bu güçlü yanlarla tam anlamıyla örtüşmüyor. Bazı analistler, Coca-Cola’nın Costa’yı tamamen satmasının markanın potansiyelini sınırlayabileceğini, ancak stratejik ortaklıklarla veya kısmi satışla daha dengeli bir çözüm bulunabileceğini öne sürüyor.
Coca-Cola’nın Costa Coffee ile ilgili vereceği karar, yalnızca şirketin değil, küresel kahve pazarının geleceği açısından da önem taşıyor. Olası bir satış, kahve zincirleri arasındaki dengeleri değiştirebilir ve yeni yatırımların önünü açabilir.
Şu an için netleşmiş bir sonuç olmasa da, Coca-Cola’nın Costa için stratejik opsiyonları masaya yatırması, markanın geleceğinin yeniden şekilleneceğinin işareti olarak görülüyor.
Önümüzdeki aylarda yapılacak açıklamalar, hem yatırımcılar hem de kahve sektöründeki oyuncular tarafından yakından takip edilecek.
ABD merkezli içecek devi Coca-Cola, 2018 yılında büyük bir stratejik adım atarak İngiltere merkezli kahve zinciri Costa Coffee’yi 5 milyar doların üzerinde bir bedelle satın almıştı.
Bu adım, şirketin yalnızca gazlı içecek pazarındaki güçlü konumunu değil, aynı zamanda kahve ve sağlıklı içecek segmentindeki büyüme hedeflerini de yansıtıyordu.
Ancak aradan geçen altı yılı aşkın sürenin ardından Coca-Cola’nın Costa Coffee yatırımı için yeni bir yol haritası çizip çizmeyeceği merak konusu oldu.
Coca-Cola yönetimi Costa Coffee için farklı opsiyonları değerlendiriyor. Hatta bazı kaynaklar, şirketin yatırım bankası Lazard ile birlikte zincirin olası satışı için hazırlık yaptığını öne sürüyor.
Bu kapsamda, sonbahar başında potansiyel alıcılardan gösterge niteliğinde tekliflerin alınmasının beklendiği ifade ediliyor.
Ancak kesin kararın henüz verilmediği, Coca-Cola’nın süreci sürdürmek yerine Costa Coffee’yi elinde tutma seçeneğini de masada tuttuğu belirtiliyor.
Costa Coffee’nin Küresel Ayak İzi
Costa Coffee, günümüzde 50 ülkede faaliyet gösteren güçlü bir kahve markası konumunda. Şirketin özellikle İngiltere ve İrlanda’daki varlığı oldukça dikkat çekiyor.
Bu iki ülkede yaklaşık 2 bin 700’den fazla kahve dükkanı ile geniş bir müşteri kitlesine hitap eden Costa, aynı zamanda dünya genelinde de 1300’den fazla şubeye sahip.
Kahve zinciri, İngiltere’de yıllar boyunca Starbucks’a ciddi bir alternatif olarak konumlandı ve ülkenin en bilinen kahve markalarından biri haline geldi.
Coca-Cola’nın devralmasıyla birlikte marka, Avrupa dışındaki pazarlarda da daha güçlü bir büyüme ivmesi yakalamayı hedeflemişti.
Ancak küresel ölçekte yaşanan ekonomik dalgalanmalar, pandemi sonrası tüketim alışkanlıklarının değişmesi ve kahve sektöründeki sert rekabet, Costa Coffee’nin beklendiği kadar hızlı bir büyüme gerçekleştirmesini zorlaştırdı.
Coca-Cola’nın Stratejik Hamlesi
Coca-Cola’nın Costa Coffee’yi satın almasının ardındaki temel amaç, şirketin ürün portföyünü çeşitlendirmekti.
Gazlı içeceklerin sağlık açısından giderek daha fazla eleştirilmesi, tüketicilerin şekerli içeceklere olan ilgisinin azalması ve “daha sağlıklı alternatiflere” yönelmesi, Coca-Cola’yı yeni arayışlara itmişti.
Bu bağlamda Costa Coffee, Coca-Cola için yalnızca bir kahve zinciri değil, aynı zamanda küresel kahve pazarına giriş bileti anlamına geliyordu.
Şirket, Starbucks ve Nestlé gibi dev rakiplerle rekabet edebilmek için kahve segmentinde güçlü bir markaya sahip olmayı stratejik bir zorunluluk olarak görmüştü.
Bunun yanı sıra Coca-Cola, Costa Coffee’nin kahve çekirdeği tedarik zincirini, toptan satış kanallarını ve kahve makinelerini de kullanarak, kahveyi yalnızca kafe ortamında değil; market raflarından ofislere kadar geniş bir alana yaymayı planlamıştı.
Değişen Tüketici Trendleri ve Sağlıklı İçecekler
ABD’de son yıllarda gıda ve içecek sektöründe önemli değişimler yaşanıyor. Tüketiciler, yüksek şeker oranına sahip geleneksel ürünlerden uzaklaşıp, daha sağlıklı ve doğal içerikli içeceklere yöneliyor. Bu durum Coca-Cola gibi dev şirketlerin de stratejilerini yeniden gözden geçirmesine yol açıyor.
Örneğin, ABD Sağlık Bakanı Robert F. Kennedy Jr., kısa süre önce başlattığı “Amerika’yı Tekrar Sağlıklı Hale Getir” kampanyasıyla, gıda şirketlerini daha doğal ve sağlıklı ürünler geliştirmeye çağırdı. Bu çağrının etkileri, sektörün en büyük oyuncularında dahi hissediliyor.
Temmuz ayında Başkan Donald Trump, Coca-Cola’nın ABD pazarında gerçek kamış şekeri kullanmaya başlayacağını duyurarak kamuoyunun dikkatini çekmişti.
Bu açıklama, yalnızca tüketici sağlığına verilen önemi değil, aynı zamanda Coca-Cola’nın artan eleştiriler karşısında değişime açık olduğunu da gösterdi.
Costa Coffee’nin Geleceği Ne Olacak?
Coca-Cola’nın Costa Coffee’yi satma ihtimali, yalnızca şirketin finansal ve stratejik kararlarıyla ilgili değil; aynı zamanda küresel kahve pazarındaki dinamiklerle de doğrudan bağlantılı. Son yıllarda kahve pazarı ciddi bir dönüşüm içinde.
Starbucks, dünyanın en agresif büyüyen kahve zincirlerinden biri olmaya devam ediyor. Nestlé, Nespresso ve Nescafé markalarıyla perakende kahve ürünlerinde güçlü bir hakimiyet sürdürüyor.
Yerel kahve zincirleri ve üçüncü dalga kahve akımı, tüketicilere farklı tatlar ve deneyimler sunarak rekabeti daha da yoğunlaştırıyor.
Costa Coffee ise bu yoğun rekabet ortamında kendine sağlam bir yer edinmeye çalışıyor. Coca-Cola’nın desteğiyle küresel ölçekte yayılma fırsatı yakalamış olsa da, özellikle pandemi sonrası tüketici alışkanlıklarının değişmesi, iş gücü maliyetlerinin artması ve kiraların yükselmesi gibi faktörler, zincirin kârlılığını zorladı.
Eğer Coca-Cola, Costa Coffee’yi satma yoluna giderse, potansiyel alıcılar arasında özel sermaye fonlarının yanı sıra gıda ve içecek sektöründe büyümek isteyen stratejik yatırımcıların olması bekleniyor.
Ancak Coca-Cola’nın bu satışı gerçekleştirmeme ihtimali de mevcut. Şirket, Costa’yı elinde tutarak uzun vadede yeniden yapılandırma ve kârlılığını artırma yolunu seçebilir.
Coca-Cola’nın Costa Coffee ile ilgili vereceği karar, yalnızca şirketin geleceği açısından değil, küresel kahve pazarının dengeleri açısından da önemli sonuçlar doğuracak. Sonbahar aylarında gelecek tekliflerle birlikte tablo daha netleşecek.
Ancak kesin olan bir şey var ki, tüketici alışkanlıkları hızla değişiyor ve bu değişim, Coca-Cola gibi dev şirketleri bile stratejilerini yeniden şekillendirmeye zorluyor.
Costa Coffee’nin satılıp satılmayacağı belirsizliğini korurken, Coca-Cola’nın “daha sağlıklı içecekler” vizyonu doğrultusunda nasıl bir yol izleyeceği, sektörün en çok merak edilen başlıklarından biri olmaya devam ediyor.