İstanbul’da konut satışı Nisan’da düşüşte: Faiz ve deprem etkisi
Son dönemde Türkiye’nin birçok şehrinde konut satışlarında belirgin bir yavaşlama gözlemleniyor. Özellikle 11 büyük şehirde satışlar ciddi oranda azaldı. Bu düşüşün başlıca sebepleri arasında ekonomik belirsizlikler, yüksek faiz oranları ve doğal afet endişeleri yer alıyor.

İstanbul ise bu tablo içinde özel bir konuma sahip. Hem genel konut satışlarının azaldığı hem de bazı bölgelerde alıcı ilgisinin farklılaştığı dikkat çekiyor.
İstanbul’da Konut Satışları Tarihin En Düşük Seviyesinde
Nisan ayında İstanbul’da gerçekleşen konut satışları, 2025 yılı içinde kaydedilen en düşük seviyeye geriledi.
Şehrin gayrimenkul piyasasında ciddi bir durgunluk var. Uzmanlar, bu durgunluğun ardında yatan birkaç önemli faktöre dikkat çekiyor.
İstanbul gibi mega şehirlerde genellikle konut talebi oldukça canlıdır. Ancak bu yıl, deprem endişeleri halk arasında büyük bir tedirginlik yaratıyor.
Özellikle 2023 ve 2024 yıllarında yaşanan büyük depremler sonrası, güvenli yapıların önemi vatandaşların kararlarını etkiliyor.
Bu durum, özellikle eski ve sağlamlığı sorgulanan binalara olan ilgiyi düşürdü. Yani, alıcılar risk algısına bağlı olarak daha seçici davranmaya başladı.
Aynı zamanda, yüksek faiz oranları da alıcıların finansman imkanlarını kısıtlıyor. Bankaların konut kredisi faizlerini yüksek tutması, özellikle orta ve alt gelir grubundaki vatandaşların ev sahibi olma planlarını ertelemesine neden oluyor.
Faizlerin düşmemesi ya da beklentilerin gerçekleşmemesi durumunda, konut talebindeki bu zayıflama sürebilir.
Sahil Kentlerinde Durgunluk
İstanbul’un yanı sıra Türkiye’nin sahil bölgeleri de konut satışlarında düşüş yaşayan yerler arasında. Normalde yazlık ve tatil amaçlı konut alımlarıyla hareketlenen bu bölgelerde bile hareketlilik azalmış durumda. Bunun temel nedeni ise ekonomik belirsizlikler ve alıcıların geleceğe dönük harcamalarını kısma eğilimi.
Sahil kentlerinde fiyatların yüksek olması, özellikle pandemi sonrası artan maliyetlerle birleşince alıcıların bütçelerini zorluyor.
Ayrıca, ülke genelinde yaşanan ekonomik dalgalanmalar, yatırım amaçlı konut alımlarını da etkiliyor. Böylece, bu bölgelerdeki konut piyasasında da durgunluk yaşanıyor.
İstanbul’un Uygun Fiyatlı Bölgelerine İlgi Artıyor: Silivri, Çatalca ve Arnavutköy
İstanbul genelinde satışlar azalırken, şehrin bazı uygun fiyatlı ilçelerine olan talep artış göstermekte. Özellikle Silivri, Çatalca ve Arnavutköy gibi daha ekonomik konut alternatiflerinin bulunduğu bölgelerde ilgi giderek artıyor.
Bu durum, ev almak isteyenlerin bütçelerini aşmayan ve şehir merkezine nispeten yakın bu ilçelere yönelmesinden kaynaklanıyor.
Silivri başta olmak üzere bu bölgeler, İstanbul’un yoğun nüfusundan biraz uzak kalarak hem doğal yaşamı hem de uygun fiyat avantajını sunuyor.
Ayrıca, ulaşım altyapısının gelişmeye devam etmesi bu ilçelerin cazibesini artırıyor. Metro ve kara yolu bağlantılarının iyileştirilmesiyle birlikte, İstanbul’un merkezine ulaşım süresi kısalıyor, bu da buralarda yaşamayı daha çekici kılıyor.
Alıcı Profili ve Taleplerindeki Değişim
Son zamanlarda ev alıcılarının taleplerinde de belirgin değişiklikler var. Öncelikle, daha ekonomik ve ulaşımı kolay lokasyonlar ön plana çıkıyor.
Geniş aileler, şehir merkezindeki yüksek fiyatlar ve dar alanlardan uzak durup, daha geniş ve uygun fiyatlı konutları tercih ediyor.
Bunun yanı sıra, risk algısındaki değişim deprem yönetmeliğine uygun ve sağlam binalara olan talebi artırdı.
Yeni yapılan projelerde kalite ve güvenlik ön planda tutuluyor. Bu nedenle, eski yapıların satışları ciddi şekilde azalmış durumda.
Satışlardaki Düşüşün Ekonomik ve Sosyal Etkileri
Konut satışlarındaki düşüş sadece gayrimenkul sektörünü değil, aynı zamanda ekonomi ve sosyal yapıyı da etkiliyor. İnşaat sektörü, Türkiye ekonomisinin önemli dinamiklerinden biri.
Konut satışlarının azalması inşaat projelerinin yavaşlamasına, işsizliğin artmasına yol açabilir. Ayrıca, konut alımının yavaşlaması tüketici harcamalarını da kısıtlıyor.
Mobilya, beyaz eşya ve ev dekorasyonu gibi sektörlerde de talep düşüyor. Bu durum ekonomik büyüme üzerinde olumsuz etki yaratıyor.
Gelecek İçin Öngörüler ve Tavsiyeler
Uzmanlar, konut piyasasında toparlanmanın ancak faiz oranlarının makul seviyelere inmesi, ekonomik istikrarın sağlanması ve deprem gibi doğal afetlerin etkilerinin azaltılmasıyla mümkün olacağını belirtiyor.
Ayrıca, İstanbul gibi büyük şehirlerde ulaşım ve altyapı yatırımlarının devam etmesi, uygun fiyatlı konut projelerinin çoğalması konut talebini destekleyecektir.
Ev almayı düşünenler için de önemli uyarılar var: Deprem yönetmeliğine uygun, sağlam yapılara öncelik vermek, bütçeye uygun ancak geleceğe yatırım yapabilecek bölgeleri tercih etmek gerekiyor.
Özellikle Silivri, Çatalca ve Arnavutköy gibi İstanbul’un gelişmekte olan ilçeleri, uzun vadede hem yaşam kalitesi hem de yatırım açısından fırsatlar sunuyor.
Türkiye’de Konut Satışlarında Genel Artış Sürerken, İstanbul Nisan Ayında Düşüş Yaşadı
Türkiye genelinde konut satışlarında genel olarak yukarı yönlü bir hareketlilik gözlemlenirken, ülkenin en büyük metropolü İstanbul bu trende nisan ayında uyum sağlayamadı.
Geçtiğimiz dönemde yaşanan depremin ardından ortaya çıkan endişeler ile yükselen konut kredi faiz oranları, İstanbul’daki konut satışlarını olumsuz etkiledi.
Nisan ayında İstanbul’da gerçekleştirilen konut satışları 18 bin 645 seviyesine gerileyerek, mart ayına kıyasla yüzde 6,3 oranında azalma gösterdi. Bu rakam, 2025 yılının ilk dört ayında İstanbul’da kaydedilen en düşük aylık satış adedi olarak öne çıktı.
Yalnızca İstanbul değil, yaz sezonunun yaklaşmasıyla hareketlenmesi beklenen sahil şehirlerinde de benzer bir yavaşlama yaşanıyor.
Mart ayında İstanbul’da 19 bin 820 olan satış sayısı, nisan ayında 1.175 adet azalarak, piyasalarda temkinli bir durgunluğa işaret etti. 2025’in ilk dört ayında İstanbul’da ortalama aylık konut satış sayısı ise 19 bin 181 olarak gerçekleşti.
Bazı İlçelerde Canlanma Söz Konusu
İstanbul’un 39 ilçesinden yalnızca 13’ünde konut satışlarında artış görüldü. Özellikle ilçe genelindeki metrekare satış fiyatlarının İstanbul ortalamasının altında olduğu bölgelerde hareketlilik biraz daha hissedildi.
Silivri ilçesinde mart ayında 471 olarak kaydedilen konut satışları, nisan ayında 483’e yükselerek hafif bir artış gösterdi.
Benzer şekilde, Arnavutköy’de satışlar 339’dan 398’e, Çatalca’da ise 40’tan 67’ye çıktı. Bu ilçelerdeki yükseliş, fiyat avantajlarının talebi canlı tuttuğunu gösteriyor.
Esenyurt Satışlarda Zirvede Kalsa da Küçük Düşüş Yaşadı
İstanbul’da konut satışlarının en fazla olduğu ilçe olan Esenyurt, yine listenin başında yer aldı ancak burada da satışlarda düşüş kaydedildi.
Mart ayında 2.541 adet konutun satıldığı ilçede, nisan ayında bu sayı 2.478’e geriledi. Esenyurt’u takiben en çok konut satışı yapılan ilçeler Başakşehir (959 adet), Pendik (845 adet) ve Kadıköy (749 adet) oldu.
Buna karşılık, en az satış yapılan ilçe ise sadece 27 konutun el değiştirdiği Adalar oldu. Şile, Beykoz ve Çatalca gibi ilçeler de satış rakamları bakımından düşük performans gösteren bölgeler arasında yer aldı.
Sahil Kentlerinde de Durgunluk Belirginleşiyor
İstanbul dışındaki illerde de konut satışlarında dikkat çeken bir yavaşlama yaşandı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre nisan ayında konut satışları 11 ilde azaldı ve bu iller arasında turizm açısından önemli sahil kentleri olan İzmir, Antalya, Muğla ve Yalova da bulunuyor.
Yaz sezonu öncesinde bu bölgelerde yaşanan düşüş, konut piyasasındaki durgunluğun ülke genelinde geniş bir alanı kapsadığını gösteriyor. Örneğin İzmir’de konut satışları nisan ayında 499 adet, Antalya’da 451 adet, Muğla’da ise 275 adet azaldı.
Faiz Oranlarının Yükselmesi Satışları Zorluyor
Konut satışlarındaki gerilemenin en önemli nedenlerinden biri, konut kredisi faizlerindeki artış olarak gösteriliyor.
Sektör temsilcilerinin aktardığına göre, konut kredisi faiz oranları yüzde 3,09 seviyesine kadar yükseldi. Bu faiz oranıyla, örneğin 1 milyon TL tutarında bir konut kredisi kullanan tüketicinin toplam geri ödemesi yaklaşık 3,8 milyon TL’ye ulaşabiliyor.
Böyle yüksek geri ödeme tutarları, konut alıcılarının finansmana ulaşmasını güçleştiriyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verileri de bu durumu destekler nitelikte: Konut kredisi hacmi son haftalarda yavaşlama kaydederek 569,42 milyar TL seviyesine çıktı. Bu da, tüketicilerin kredi talebinin giderek azaldığını gözler önüne seriyor.