Küçük esnafa büyük darbe: Beyanname vergisi cep yakacak

Türkiye’de vergi mükelleflerini yakından ilgilendiren yeni bir gelişme yaşandı. Beyannameler üzerinden alınan damga vergisine yüzde 50 oranında zam yapıldı. Bu artış, özellikle küçük esnaf ve serbest meslek erbapları için önemli bir mali yük oluşturacak.

Küçük esnafa büyük darbe: Beyanname vergisi cep yakacak

Vergi uzmanları, söz konusu düzenlemenin etkilerini değerlendirirken, damga vergisinin uzun yıllar boyunca küçük tutarlar şeklinde alınmasına rağmen artık tek başına ciddi bir vergi kalemine dönüştüğünü vurguluyor.

Damga vergisi, çeşitli resmi belgeler, sözleşmeler ve beyannameler üzerinden tahsil edilen bir vergi türüdür.

Özellikle Gelir İdaresi Başkanlığı’na verilen beyannamelerde bu vergi, belirli tutarlar üzerinden maktu olarak alınmaktadır.

Yani, beyan edilen verginin miktarından bağımsız olarak sabit bir damga vergisi ödenmesi gerekmektedir.

Yıllar boyunca mükellefler tarafından küçük bir gider kalemi olarak görülen damga vergisi, yapılan son zamla birlikte bütçelerde daha görünür bir yük haline gelmeye başladı.

Damga vergisi artışıyla küçük işletmeler zor durumda

Yüzde 50’lik Artışın Etkileri

Damga vergisindeki yüzde 50’lik artış, her ne kadar oran bazında yüksek görünse de, hükümet yetkilileri bunun genel bütçeye katkısının sınırlı olacağını düşünüyor.

Ancak uzmanlar, bu yükün doğrudan mükelleflerin sırtına bineceğini ve özellikle gelir düzeyi düşük esnaf için zorlayıcı olacağını ifade ediyor.

Vergi uzmanı Abdullah Tolu, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Damga vergisi uzun yıllardır küsuratlı rakamlar şeklinde alınmaktaydı.

Ancak son yapılan düzenleme ile artık bu vergi tek başına ciddi bir mali yük haline gelmiştir. Küçük esnafın ödeyeceği her beyanname için ekstra maliyet çıkacak. Bu da kayıt dışılığı artırabilir” uyarısında bulundu.

Damga vergisi artışıyla küçük işletmeler zor durumda

Küçük Esnaf ve Serbest Meslek Sahipleri Daha Fazla Etkilenecek

Vergi sisteminde büyük şirketler, genellikle muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri aracılığıyla yüklerini dengeleyebiliyor.

Ancak küçük esnaf, serbest meslek sahipleri veya bireysel girişimciler için aynı durum söz konusu değil. Beyanname başına ödenen damga vergisinin yükselmesi, bu grupların giderlerini artırarak kârlılıklarını olumsuz etkileyebilir.

Örneğin, küçük bir bakkal ya da berber dükkanı işleten esnaf, aylık ya da yıllık beyannamelerinde artık daha yüksek bir damga vergisi ödeyecek.

Bu tutar, tek başına büyük şirketler için önemsiz görünebilirken, düşük kâr marjıyla çalışan küçük işletmeler için ciddi bir maliyet kalemi anlamına geliyor.

Damga vergisi artışıyla küçük işletmeler zor durumda

Vergi Politikaları ve Adalet Tartışması

Damga vergisine yapılan zam, aynı zamanda vergi politikalarının adalet boyutunu da gündeme getirdi. Vergi uzmanları, gelir düzeyi ve ölçeği farklı olan işletmelerin aynı oranda damga vergisine tabi tutulmasının, vergi adaletine aykırı olduğunu savunuyor.

Bu bağlamda, damga vergisinin mükellefin gelirine veya işletme büyüklüğüne göre farklılaştırılması gerektiği yönünde görüşler dile getiriliyor.

Abdullah Tolu da bu noktaya dikkat çekerek, “Damga vergisinin küçük işletmeler için ayrıcalıklı bir şekilde düzenlenmesi gerekiyor. Aksi halde bu vergi, düşük gelirli kesimler üzerinde orantısız bir baskı yaratacaktır” dedi.

Damga vergisi artışıyla küçük işletmeler zor durumda

Gelecek Dönemde Beklentiler

Ekonomistler, damga vergisindeki bu artışın kısa vadede bütçeye sınırlı bir katkı sağlasa da uzun vadede kayıt dışı ekonomiyi teşvik edebileceği görüşünde.

Vergi yükü arttıkça, bazı mükelleflerin beyanname vermekten kaçınabileceği ya da alternatif yollara başvurabileceği belirtiliyor. Bu da vergi gelirlerinde kayıplara yol açabilir.

Hükümetin önümüzdeki dönemde, vergi sisteminde daha kapsamlı düzenlemelere gidebileceği konuşuluyor.

Özellikle küçük esnaf ve orta ölçekli işletmelerin yükünü hafifletecek adımların atılması gerektiği, ekonomi çevrelerinde sıkça dile getiriliyor.

Damga vergisine yapılan yüzde 50’lik zam, ilk bakışta teknik bir düzenleme gibi görünse de, doğrudan milyonlarca mükellefin günlük hayatını etkileyen önemli bir gelişme.

Özellikle küçük esnaf ve serbest meslek sahipleri için bu artış ciddi bir maliyet anlamına geliyor. Vergi uzmanlarının uyarıları, ilerleyen süreçte bu düzenlemenin daha geniş ekonomik ve sosyal tartışmalara yol açabileceğini gösteriyor.

Resmi Gazete’de yayımlanan yeni Cumhurbaşkanı Kararı ile birlikte, beyannameler üzerinden alınacak maktu damga vergisi tutarlarında önemli bir artış yapıldı.

Yaklaşık yüzde 50 oranında gerçekleşen bu artış, farklı kurum ve idarelere verilen beyannameleri doğrudan ilgilendiriyor.

Özellikle mükellefler açısından mali yükümlülükleri artıracak bu düzenleme, vergi sisteminde dikkat çekici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Yeni karara göre, yabancı ülkelerden gelen posta gönderilerinin gümrük işlemleri için postaneler tarafından gümrüklere verilen liste beyannamelerinde yer alan her bir gönderi maddesi için 7 lira maktu damga vergisi uygulanacak.

Vergi beyannamelerinde uygulanacak maktu damga vergisi tutarı ise beyannamenin niteliğine göre değişiklik gösterecek.

Buna göre: Gümrük idarelerine verilen beyannameler için 1.350 lira, Belediye ve il özel idarelerine verilen beyannameler ile sosyal güvenlik kurumlarına sunulan sigorta prim bildirgeleri için 495 lira, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu uyarınca verilen aylık prim ve hizmet belgesi ile muhtasar beyannamenin birleşmesi sonucu oluşan beyannameler için ise 790 lira maktu damga vergisi ödenecek. Bu yeni tarife, 1 Ekim 2025 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek.

Damga vergisi artışıyla küçük işletmeler zor durumda

Vergi Uzmanlarından Uyarı: Yük Mükelleflerin Üzerinde

Vergi uzmanı Abdullah Tolu, yapılan bu düzenlemenin mükellefler üzerinde önemli bir ek yük oluşturacağını belirtti.

Tolu’nun açıklamalarına göre, yılbaşında damga vergisi tutarları zaten yüzde 43,93 oranında artırılmıştı. Şimdi yapılan yaklaşık yüzde 50’lik ek artışla birlikte, sadece 2025 yılı içerisinde damga vergisinde toplamda yüzde 94 oranında bir artış gerçekleşmiş oldu.

Tolu, bu artışın etkilerini şu sözlerle değerlendirdi: “Beyannamelerde damga vergisi tutarlarının yıl içinde ikinci kez artırılması, özellikle küçük ölçekli işletmeler ve faaliyet göstermeyen firmalar açısından ciddi bir mali yük anlamına geliyor.

Beyan edilecek bir gelir veya ödenecek bir vergi olmasa bile, bu damga vergisi tutarlarının ödenmesi zorunlu. Dolayısıyla mükelleflerin çoğu, yıl boyunca sadece beyanname vermekten dolayı binlerce lira vergi ödeyecek.”

Temmuz 2025 itibarıyla Türkiye’deki vergi mükellefi sayısına dikkat çeken Tolu, rakamları şöyle paylaştı: Gelir vergisi mükellefi: 2.687.808 Gelir vergisi stopaj mükellefi: 4.259.337 Gayrimenkul sermaye iradı (GMSİ) mükellefi: 3.209.666 Kurumlar vergisi mükellefi: 1.216.519 Katma Değer Vergisi (KDV) mükellefi: 3.801.702 Bu sayıların büyüklüğü, düzenlemenin ne denli geniş bir kesimi etkileyeceğini ortaya koyuyor.

Küçük Esnaf İçin Zorlayıcı Bir Tablo

Uygulamada, vergi matrahı veya ödenecek vergi bulunmasa bile beyannameler verilmeye devam edecek.

Bu durumda mükellefler, sadece beyanname sunma yükümlülüğünden dolayı yüksek tutarda damga vergisi ödemek zorunda kalacak.

Örneğin: Aylık dönemler için verilecek KDV beyannameleri nedeniyle bir mükellefin yıllık ödeyeceği damga vergisi 7.980 TL olacak.

Muhtasar ve SGK beyannamesi (MUHSGK) için yıllık ödenecek damga vergisi ise 9.480 TL’yi bulacak. Bu rakamlar, özellikle küçük esnaf, gayrifaal işletmeler ve tasfiye sürecindeki şirketler için önemli bir mali yük anlamına geliyor. Vergi uzmanlarına göre, düzenleme makul sınırların ötesinde bir artışı ifade ediyor.

Damga Vergisi Tek Başına Ciddi Bir Vergi Haline Geldi

Tolu, açıklamalarında dikkat çekici bir noktaya daha işaret etti. Uzun yıllar boyunca küçük tutarlar halinde ödenen ve çoğu zaman tali bir vergi olarak görülen damga vergisinin, bu artışlarla birlikte başlı başına önemli bir maliyet unsuru haline geldiğini söyledi.

“Hazinenin acil şekilde gelir ihtiyacı olduğunun bu düzenlemeden anlaşıldığını” ifade eden Tolu, damga vergisinin artık sadece bir belge ücreti olmaktan çıkıp ciddi bir vergiye dönüştüğünü vurguladı.

Bu gelişmelerin Türkiye’de köklü bir vergi reformunun gerekliliğini bir kez daha gündeme getirdiğini dile getiren Tolu, “Artık ciddi ciddi kapsamlı bir vergi reformu yapmanın zamanı geldi” değerlendirmesinde bulundu.