Çinli dev Avrupa’yı solladı, Türkiye’ye yatırımı katladı

Dünyanın en büyük elektrikli araç üreticilerinden biri olan Çin merkezli BYD (Build Your Dreams), Avrupa’daki üretim planlarında önemli bir strateji değişikliğine gitti.

Çinli dev Avrupa’yı solladı, Türkiye’ye yatırımı katladı

Şirketin Macaristan’da gerçekleştirmeyi planladığı 4 milyar Euro değerindeki dev yatırımın takviminde gecikme yaşanırken, Türkiye'deki üretim planları öne çekildi.

Elde edilen bilgilere göre BYD, Türkiye’de daha erken üretime başlamayı hedefliyor ve başlangıçta açıklanan rakamların çok üzerinde bir üretim kapasitesine ulaşmayı planlıyor.

BYD, geçtiğimiz yıl Aralık ayında Macaristan’ın güneyinde yer alan Szeged kentinde Avrupa’daki ilk elektrikli otomobil fabrikasını kuracağını duyurmuştu.

Bu yatırım, şirketin Avrupa pazarındaki konumunu güçlendirmek amacıyla atılmış stratejik bir adımdı. 4 milyar Euro’luk dev yatırımın, yılda yüz binlerce araç üretme kapasitesine sahip olması ve binlerce kişiye istihdam sağlaması bekleniyordu.

Ancak son gelişmeler, bu planın ertelendiğini gösteriyor. Şirket kaynakları, Macaristan’daki fabrikanın seri üretime geçiş tarihinin 2026 yılına ertelendiğini doğruladı.

Ertelemenin gerekçesi olarak ise çeşitli lojistik zorluklar, tedarik zinciri sorunları ve Avrupa’daki regülasyonlara uyum süreci gösteriliyor.

BYD freni Macaristan'da, gazı Türkiye’de bastı

Türkiye Öne Çıkıyor: Üretim Takvimi Öne Çekildi

BYD’nin Macaristan’daki projeyi yavaşlatması, şirketin Avrupa üretim stratejisinde yeni bir rota çizdiğine işaret ediyor.

Türkiye, bu yeni yol haritasında öncelikli konuma yükselmiş durumda. Alınan bilgilere göre BYD, Türkiye'deki üretim planlarını hızlandırarak öne çekti. İlk etapta düşünülen tarihten daha erken bir zamanda faaliyete geçilmesi planlanıyor.

Üstelik şirketin Türkiye’deki yatırımı yalnızca zaman açısından değil, üretim kapasitesi açısından da büyütülüyor.

Başlangıçta duyurulan hedeflerin oldukça üzerinde bir üretim hacmine ulaşılması hedefleniyor. Bu gelişme, Türkiye otomotiv sektörü açısından büyük bir dönüm noktası niteliği taşıyor.

BYD’nin Türkiye’ye yönelmesinin arkasında birden fazla neden bulunuyor. Bunların başında Türkiye'nin Avrupa Gümrük Birliği’ne dahil olması geliyor.

Türkiye’de üretilen araçlar, Avrupa Birliği ülkelerine gümrüksüz bir şekilde ihraç edilebiliyor. Bu durum, BYD için önemli bir maliyet avantajı sunuyor.

Buna ek olarak Türkiye, stratejik konumu itibarıyla hem Avrupa hem de Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) pazarlarına doğrudan erişim sağlıyor.

Lojistik açıdan avantajlı konumu, gelişmiş otomotiv yan sanayisi, nitelikli iş gücü ve güçlü altyapısı ile Türkiye, BYD gibi küresel oyuncular için cazip bir üretim üssü haline gelmiş durumda.

BYD freni Macaristan'da, gazı Türkiye’de bastı

Türkiye’de Elektrikli Araç Ekosistemi Gelişiyor

BYD’nin Türkiye’ye olan ilgisi, ülkedeki elektrikli araç ekosisteminin gelişimine de önemli katkı sağlayacak.

Türkiye son yıllarda özellikle elektrikli araç şarj altyapısı, batarya üretimi ve AR-GE yatırımlarıyla bu alanda önemli adımlar atmış durumda. Yerli otomobil girişimi TOGG’un da pazarda aktif rol alması, sektörün dinamiklerini değiştiriyor.

BYD’nin Türkiye’de kuracağı üretim tesisi, sadece montaj hattından ibaret olmayacak. Şirketin planları arasında batarya montajı, AR-GE çalışmaları ve bazı kritik komponentlerin yerli üretimi de yer alıyor.

Bu da Türkiye’yi sadece bir üretim noktası değil, aynı zamanda bir teknoloji ve inovasyon merkezi haline getirme potansiyeli taşıyor.

BYD freni Macaristan'da, gazı Türkiye’de bastı

Ekonomiye ve İstihdama Katkı

Türkiye’deki üretim tesisi, binlerce kişiye doğrudan ve dolaylı istihdam yaratacak. Otomotiv yan sanayisinin de bu yatırımdan olumlu etkilenmesi bekleniyor.

Özellikle batarya teknolojisi, elektrikli motor sistemleri ve yazılım alanlarında faaliyet gösteren yerli firmaların, BYD ile iş birliği fırsatları yakalaması muhtemel.

Ayrıca bu yatırımın, Türkiye’nin dış ticaret dengesine de olumlu katkı sunması bekleniyor. Elektrikli araçların ihracatı, cari açığın azaltılmasında önemli bir görev alabilir.

Türkiye'nin Avrupa’ya olan ihracatında yüksek katma değerli ürünlerin payının artması, ekonominin genel dönüşümüne de hizmet edecek.

BYD freni Macaristan'da, gazı Türkiye’de bastı

Sektörde Rekabet Kızışıyor

BYD’nin Türkiye’de üretime geçmesi, ülkedeki elektrikli araç pazarında rekabeti daha da artıracak. Halihazırda TOGG, Renault, Ford, Hyundai gibi markaların üretim tesisleri Türkiye'de faaliyet gösteriyor.

BYD’nin bu listeye katılması, Türkiye’nin küresel otomotiv üretiminde daha yüksek bir konuma tırmanmasına katkı sağlayacak.

Ayrıca Çinli üreticilerin Avrupa pazarına giriş stratejilerinde Türkiye’nin oynadığı rol, diğer markaların da benzer adımlar atmasına öncülük edebilir. Türkiye, önümüzdeki yıllarda daha fazla Çinli ve uluslararası otomobil üreticisinin ilgisini çekebilir.

BYD freni Macaristan'da, gazı Türkiye’de bastı

Türkiye Yeni Bir Üretim Merkezi Olma Yolunda

BYD’nin Macaristan’daki yatırım planlarını geciktirip Türkiye’ye ağırlık vermesi, yalnızca bir şirket kararı olmanın ötesinde, küresel üretim dengelerinde yaşanan değişimin bir yansımasıdır.

Türkiye, sunduğu ekonomik, stratejik ve lojistik avantajlarla küresel markalar için güvenilir bir üretim merkezi haline geliyor.

Bu gelişme, sadece otomotiv sektörü açısından değil, genel olarak Türkiye’nin sanayi politikaları ve ekonomik vizyonu açısından da önemli bir dönüm noktasıdır. BYD’nin yatırımı, Türkiye’yi elektrikli araç üretiminde bölgesel bir lider haline getirme potansiyeli taşıyor.

Türkiye’nin bu süreçte hem altyapı yatırımlarını hızlandırması hem de yerli teknoloji üretimini desteklemesi, uzun vadeli kazanımlar açısından kritik önem taşıyor. Önümüzdeki dönemde bu yatırımların somut sonuçlarını görmek mümkün olacak.

Çin’in en büyük otomotiv markası BYD, Macaristan’ın Szeged kentinde kurduğu ve Avrupa’daki ilk büyük üretim tesisi olan elektrikli araç (EV) fabrikasında seri üretim planlarını revize etti.

Şirket, 4 milyar euro yatırımla hayata geçirdiği bu fabrikada üretime 2026 yılına kadar başlamayacak. Fabrika ilk iki yıl boyunca tam kapasitenin oldukça altında çalışacak.

BYD freni Macaristan'da, gazı Türkiye’de bastı

Türkiye Üretimi Beklenenden Daha Erken Başlayacak

Buna karşın BYD’nin Türkiye’deki üretim faaliyetleri planlanandan daha erken başlayacak gibi görünüyor. Şirketin Manisa’da inşa etmekte olduğu 1 milyar dolarlık tesisin üretim süreci beklenenden hızlı ilerliyor.

Kaynaklar, BYD’nin Türkiye’de belirlenen hedeflerin çok üzerine çıkmayı planladığını aktarıyor. Özellikle Türkiye’deki düşük iş gücü maliyetlerinin, şirketin bu yönde karar almasına etki ettiği ifade ediliyor.

BYD freni Macaristan'da, gazı Türkiye’de bastı

AB’nin Teşvik Stratejisi Zedeleniyor

BYD’nin üretim planlarındaki bu değişiklik, Avrupa Birliği'nin Çinli otomobil üreticilerini bölgeye yatırım yapmaya yönlendirme çabalarına darbe vurmuş durumda. AB, Çin menşeli elektrikli araçlara yönelik artırdığı tarifelerle bu yatırımları teşvik etmeyi amaçlıyordu.

Szeged’de kurulan ve yıllık 150 bin araç üretme kapasitesine sahip olması planlanan fabrikanın 2026’da yalnızca birkaç on bin araçla sınırlı bir üretim yapması bekleniyor. Uzun vadede fabrikanın kapasitesinin 300 bin araca çıkarılması hedefleniyor.

Her ne kadar BYD’nin bu yılın ekim ayında fabrika operasyonlarına başlaması öngörülse de, tam anlamıyla seri üretimin ne zaman devreye gireceği henüz netleşmiş değil.

Türkiye’deki Fabrikada Hedefler Yükseliyor

BYD’nin Manisa’da kurmakta olduğu tesis ise bambaşka bir tablo sunuyor. Altyapı çalışmalarının hızla sürdüğü ve üretim hazırlıklarının beklenenden ileri düzeyde olduğu belirtiliyor.

Şirketin planladığı yıllık 150 bin araçlık kapasitenin 2027 yılında aşılması öngörülüyor. 2028’de ise üretimin daha da artacağı ve fabrikanın Macaristan’daki üretimi geride bırakacağı tahmin ediliyor.

Türkiye, halihazırda Toyota, Renault, Ford, Hyundai ve Stellantis gibi otomotiv devlerinin üretim merkezi olarak biliniyor.

Bu bağlamda Türkiye’nin, düşük üretim maliyetleri ve stratejik konumu sayesinde BYD’nin Avrupa planlarında daha önemli bir görev üstlenmeye başladığı görülüyor.

Mart ayında Çinli otomobil üreticisi Chery de Türkiye’ye yönelik yatırım planlarını açıklamış ve yıllık 200 bin adetlik üretim kapasiteli, 1 milyar dolarlık bir tesis kuracağını duyurmuştu. Bu da Türkiye’nin otomotivde cazibe merkezi haline geldiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Gümrük Birliği Avantajı Türkiye’yi Öne Taşıyor

BYD’nin Macaristan’daki yatırımı, Çinli üreticilerin Avrupa pazarında yüksek gümrük vergilerine maruz kalmadan satış yapabilmeleri için kritik bir adım olarak değerlendirilmişti.

Şu an BYD’nin Avrupa’ya sattığı tüm araçlar Çin’de üretiliyor ve bu araçlara standart %10 ithalat vergisinin yanı sıra, AB tarafından uygulanan %27’yi bulan anti-sübvansiyon vergileri de ekleniyor.

Türkiye ise Avrupa Gümrük Birliği’ne dahil olduğu için, buradan AB ülkelerine yapılan araç ihracatında herhangi bir gümrük vergisi uygulanmıyor.

Bu durum, BYD’nin Türkiye’de üretimi hızlandırma kararının arkasındaki stratejik nedenlerden biri olarak öne çıkıyor. Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşmak, şirket için hem maliyet avantajı hem de ticaret kolaylığı sağlıyor.

Macaristan ve Türkiye’de Üretilecek Modeller Belirsizliğini Koruyor

BYD’nin Szeged’de hangi modelleri üretime alacağı henüz netleşmiş değil. Konuya yakın kaynaklardan biri Atto 3, Dolphin ve düşük maliyetli Seagull modellerinin üretileceğini öne sürerken, başka bir kaynak Atto 2, Atto 3 ve Dolphin modellerinin montaj hattında olacağını iddia etti. Bu konuda şirketten resmi bir açıklama yapılmadı.

Türkiye’deki tesisin üretim planları ise daha belirgin hale geldi. Buna göre Manisa’da tamamen elektrikli Seal U SUV modelinin yanı sıra, Sealion 5 isimli modelin de üretimi gerçekleştirilecek.

Sealion 5’in tam elektrikli mi yoksa hibrit versiyon mu olacağı henüz net değil. Ayrıca, iki plug-in hibrit model olan Seal U DM-i ve Seal 06 DM-i’nin de Türkiye’de banttan inmesi bekleniyor.

Türkiye, BYD’nin Avrupa Stratejisinde Merkez Konumuna Yükseliyor

BYD’nin üretim planlarındaki bu yeniden yapılanma, Türkiye’yi şirketin Avrupa operasyonlarında kilit bir oyuncu haline getiriyor.

Gerek gümrük avantajları, gerekse düşük üretim maliyetleri sayesinde Türkiye, BYD gibi global markalar için yalnızca alternatif değil, öncelikli bir üretim üssü haline geliyor.

Macaristan’daki ertelemeler ve üretim kapasitesindeki daralma, AB’nin Çinli üreticilere yönelik tarifelerle kurguladığı stratejiyi sorgulatırken; Türkiye, otomotiv sektöründeki konumunu bir adım daha ileriye taşımış görünüyor.