ABD’de yeni kural: Yetenek vizeyle, servet oturma izniyle girecek
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump, ülkeye yüksek vasıflı işçilerin girişini kolaylaştırmayı amaçlayan H-1B çalışma vizesi programı kapsamında çarpıcı bir düzenlemeye imza attı.

Beyaz Saray’da yapılan törenle duyurulan kararnameye göre, bu programa başvuru yapmak isteyen şirketlerin ödemesi gereken ücret 100 bin dolara yükseltildi.
Trump, Oval Ofis’te düzenlenen imza töreninde yaptığı açıklamada, ABD ekonomisinin dünya genelinde rekabetçi kalabilmesi için "olağanüstü yeteneklere sahip işçilere" ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
Başkan, “Harika işçilere ihtiyacımız var ve bu program, onların ülkemize gelmesini büyük ölçüde güvence altına alıyor” ifadelerini kullandı.
H-1B Programı Nedir?
H-1B vizesi, Amerikan şirketlerinin yurt dışından yüksek eğitimli ve uzmanlık alanı belirli olan işçileri istihdam etmesine imkân tanıyan bir programdır.
Özellikle teknoloji, mühendislik, sağlık ve akademik alanlarda sıkça kullanılan bu vize, Silikon Vadisi’nden New York’taki finans kurumlarına kadar geniş bir iş dünyası tarafından talep görmektedir.
Mevcut uygulamada şirketler, ihtiyaç duydukları nitelikli yabancı çalışanlar için başvuruda bulunurken belirli bir ücret ödüyordu.
Ancak yeni düzenleme ile bu ücretin 100 bin dolar gibi yüksek bir rakama çıkarılması, programın hem mali boyutunu hem de işleyişini kökten değiştirecek gibi görünüyor.
Beyaz Saray’ın Gerekçesi
Trump yönetimi, bu adımın birkaç temel amacı olduğunu belirtiyor. Öncelikle yüksek ücretin, gerçekten ihtiyaç duyan ve bu işçilere değer veren şirketlerin programa başvurmasını sağlayacağı düşünülüyor. Böylece, yalnızca nitelikli iş gücüne ciddi yatırım yapmak isteyen firmaların sürece dahil olacağı belirtiliyor.
Başkan Trump ayrıca, bu kararın Amerikan işçilerini korumayı hedeflediğini söyledi. Ona göre, ucuz işgücü arayışında olan şirketler için bu yüksek maliyet caydırıcı olacak. Ancak ülkeye büyük katkı sunabilecek alanında uzman çalışanlar için kapı açık kalacak.
Şirketler Ne Diyor?
Kararnamenin ardından gözler Amerikan iş dünyasına çevrildi. Özellikle teknoloji şirketleri, yıllardır H-1B programının en büyük kullanıcıları arasında yer alıyor.
Google, Microsoft, Amazon ve Facebook gibi devler, her yıl binlerce yabancı mühendisi bu vize kapsamında istihdam ediyor.
Uzmanlara göre yeni düzenleme, küçük ve orta ölçekli şirketler için önemli bir yük getirebilir. Çünkü 100 bin dolarlık başvuru ücreti, yalnızca çok güçlü finansal kaynaklara sahip şirketlerin altından kalkabileceği bir maliyet olarak görülüyor. Dolayısıyla bu durumun, rekabet dengesini teknoloji devlerinin lehine değiştirmesi ihtimali tartışılıyor.
Göçmen Hakları Savunucularının Tepkisi
Göçmen haklarını savunan bazı kuruluşlar, düzenlemenin “seçici” ve “eşitsiz” sonuçlar doğurabileceğini öne sürüyor.
Onlara göre, ABD’ye gelmek isteyen yetenekli insanların şansı, yalnızca büyük şirketlerle çalışabildikleri ölçüde mümkün olacak. Bu da hem bireysel özgürlükler hem de girişimcilik ekosistemi açısından sorun yaratabilir.
Buna karşın Trump yönetimi, reformun ABD’nin çıkarlarını korumak için gerekli olduğunu savunuyor. Başkan Trump, “Amacımız Amerika’yı daha güçlü yapmak.
Bu ülkeye gelen her bireyin, gerçekten en iyilerden biri olduğundan emin olmak istiyoruz” diyerek tartışmalara yanıt verdi.
Ekonomik ve Politik Etkiler
Uzmanlar, kararın hem kısa vadeli hem de uzun vadeli sonuçları olabileceğini belirtiyor. Kısa vadede, şirketlerin yeni maliyetlere uyum sağlaması zaman alabilir.
Uzun vadede ise, ABD’nin yüksek teknoloji ve yenilikçilik kapasitesi üzerinde doğrudan etkiler gözlemlenebilir.
Siyasi açıdan bakıldığında ise bu adım, Trump’ın göçmenlik politikasındaki genel yaklaşımıyla uyumlu görünüyor. Başkan, sık sık “Amerika öncelikli” söylemini vurgularken, bu karar da o çizginin bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
Uluslararası Yansımalar
ABD’nin H-1B programı, dünya genelinde birçok genç profesyonelin kariyer hedeflerinde önemli bir yer tutuyor.
Hindistan, Çin, Kanada ve Avrupa’dan binlerce mühendis, bilim insanı ve uzman her yıl bu vizeye başvuruyor. Dolayısıyla yeni düzenleme, küresel iş gücü hareketliliğini de doğrudan etkileme potansiyeline sahip.
Bazı uzmanlar, bu adımın diğer ülkeler için bir fırsat doğurabileceğini söylüyor. Örneğin Kanada ve Avustralya, teknoloji yeteneklerini çekmek için göçmenlik politikalarını esnetmiş durumda. ABD’nin yüksek maliyetli sistemi, yetenekli bireylerin alternatif ülkelere yönelmesine yol açabilir.
Trump’ın imzaladığı kararname, ABD’nin göçmenlik ve iş gücü politikalarında yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendiriliyor.
100 bin dolarlık başvuru ücreti, yalnızca şirketlerin değil, küresel iş gücü piyasasının da dinamiklerini değiştirebilir.
Her ne kadar destekçileri bu adımı “ABD’nin rekabet gücünü artıracak” bir strateji olarak görse de, eleştirmenler bunun “fırsat eşitliğini zedeleyen” bir politika olabileceğini dile getiriyor. Kesin olan tek şey, H-1B vizesi etrafındaki tartışmaların uzun süre gündemde kalmaya devam edeceği.
ABD Başkanı Donald Trump, yabancı çalışanların Amerika Birleşik Devletleri’ne kabul edilmesini düzenleyen iki önemli kararnameye imza attı.
Beyaz Saray tarafından duyurulan bu yeni düzenlemeler hem teknoloji sektörünü hem de göçmenlik politikalarını yakından ilgilendiriyor.
Trump, yaptığı açıklamada özellikle H-1B vizesi programına getirilen yeni mali düzenlemelerden bahsederek, bu değişikliklerin hem Amerikan iş gücünü koruyacağını hem de ülkeye nitelikli yabancı çalışanların girişini daha kontrollü hale getireceğini belirtti.
Trump’a göre, bu programdan en çok faydalanan teknoloji şirketleri de düzenlemelerden memnun olacak.
“Ülkemizde üretken olacak insanları tutabileceğiz” diyen Trump, ayrıca birçok şirketin bu ayrıcalık için yüksek miktarda ücret ödemek zorunda kalacağını ifade etti.
H-1B Vizesine 100 Bin Dolarlık Ücret
Yeni düzenlemeye göre H-1B vizesine başvurularda yıllık 100 bin dolarlık bir ücret talep edilecek. Bu uygulamanın amacı, düşük maliyetle yabancı iş gücü çalıştırarak maliyet avantajı elde eden büyük şirketlerin bu yolu artık eskisi kadar kolay kullanamamasını sağlamak.
ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick, düzenlemelerin gerekçesini şu sözlerle açıkladı: “Eğer birini eğitecekseniz, ülkemizin büyük üniversitelerinden yeni mezun Amerikalı gençleri eğitin. İşlerimizi almak için yabancıları düşük maliyetle getirmeyi bırakın.”
Beyaz Saray kararname metninde de H-1B vize programının ilk çıkış amacının yüksek vasıflı işçilerin ülkeye kazandırılması olduğu hatırlatıldı.
Ancak programın son yıllarda “kötüye kullanıldığı” vurgulandı. Bu nedenle, yalnızca gerçekten nitelikli kişilerin başvurularının kabul edilmesi için yüksek maliyetli bir filtre mekanizmasının devreye sokulduğu belirtildi.
Altın Kart ile 1 Milyon Dolara Oturma İzni
Trump’ın imzaladığı diğer kararname ise çok daha dikkat çekici. Buna göre, “Altın Kart” adı verilen yeni bir oturma izni programı başlatılıyor.
Bu program kapsamında, ABD’de kalıcı oturum hakkı elde etmek isteyen yabancı yatırımcıların 1 milyon dolar ödeme yapması gerekiyor. Eğer başvuru bir şirket sponsorluğunda yapılırsa, bu tutar 2 milyon dolara çıkıyor.
Trump, bu yeni uygulamanın ABD ekonomisine önemli katkılar sağlayacağını belirterek, elde edilen gelirlerin hem vergi indirimlerinde kullanılacağını hem de devletin borçlarının ödenmesine destek olacağını söyledi.
Ticaret Bakanı Lutnick ise programın yalnızca “en üst düzeydeki olağanüstü niteliklere sahip” kişilere hitap ettiğini vurguladı.
Lutnick’e göre, bu kişilerin Amerikan vatandaşlarının işlerini elinden alması söz konusu olmayacak, tam tersine yeni iş alanları yaratacaklar: “Bu insanlar işletmeler kuracak, Amerikalılar için iş imkânları oluşturacak. Böylece program yalnızca bireylere oturum hakkı vermekle kalmayacak, aynı zamanda ABD hazinesine 100 milyar dolardan fazla gelir kazandıracak.”
Hızlandırılmış Başvuru Süreci
“Altın Kart” için ödenen ücret yalnızca oturum hakkı tanımakla sınırlı değil. Aynı zamanda başvuruların hızlandırılmış işlem görmesini de sağlıyor.
Yani ödemeyi yapan birey veya şirketler, uzun süren vize süreçlerini beklemek zorunda kalmadan oturma izni hakkına sahip olabilecek.
Beyaz Saray yetkilileri, bu programla birlikte yalnızca Amerika’ya doğrudan katkı sağlayacak finansal güce ve iş kurma potansiyeline sahip kişilerin ülkeye kabul edileceğini belirtiyor.
Bu adımın, Trump yönetiminin göçmenlik politikalarındaki “seçici ve fayda odaklı yaklaşımının” bir yansıması olduğu değerlendiriliyor.
Ekonomi ve Güvenlik Vurgusu
Her iki kararname de hem ekonomik güvenlik hem de ulusal güvenlik gerekçeleriyle açıklanıyor. H-1B programındaki ücret artışıyla ABD iş gücü piyasasında denge sağlanması, Altın Kart programıyla da ülkeye büyük sermaye girişinin teşvik edilmesi amaçlanıyor.
Trump yönetiminin bu iki kritik adımı, hem Amerikan işçilerinin haklarını korumaya hem de ülkenin mali kaynaklarını güçlendirmeye yönelik yeni bir strateji olarak öne çıkıyor.
Ancak alınan bu kararların önümüzdeki dönemde hem teknoloji şirketleri hem de yabancı yatırımcılar açısından ne tür sonuçlar doğuracağı merakla bekleniyor.