ABD, İran’ın kara para ağına büyük operasyon düzenledi
Amerika Birleşik Devletleri, İran’a yönelik "maksimum baskı" politikası çerçevesinde yeni bir yaptırım paketi açıkladı.

ABD Hazine Bakanlığı’nın duyurusuna göre, İran hükümetiyle bağlantılı olduğu belirtilen 30 kişi ve 16 şirket kara para aklama, yasa dışı finansal ağlar kurma ve İran rejiminin gelir kaynaklarını sürdürmesine katkıda bulunmak gibi ciddi suçlamalarla yaptırım listesine alındı.
Bu adım, Donald Trump döneminde başlatılan ve İran ekonomisini baskı altına alma amacı güden politikaların devamı niteliğinde.
Yetkililer, yaptırım kararının İran’ın uluslararası hukuku ihlal eden faaliyetlerine ekonomik kaynak sağlamasını engellemeyi hedeflediğini belirtti.
Yasadışı Finansal Ağlar ve İran Merkezli Yapılar
ABD Hazine Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, yaptırım uygulanan kişi ve şirketlerin İran rejimi adına yasadışı finansal işlemler gerçekleştirdikleri, milyarlarca dolarlık bir ağı yönettikleri vurgulandı.
Bu yapıların temel amacı; ABD ve uluslararası yaptırımları aşarak İran hükümetine para aktarmak, bu yolla da nükleer programı, bölgesel vekil gruplar ve savunma sanayii gibi stratejik alanlarda Tahran’a finansal destek sağlamak.
Yaptırıma konu olan şirketler, başta İran olmak üzere Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri, Çin ve Hong Kong gibi ülkelerde faaliyet gösteriyor.
Şirketlerin çoğunun görünürde meşru ticaret yaptığı ancak gerçekte İran Devrim Muhafızları ve hükümet kurumlarına bağlı gizli finansal ağlar aracılığıyla kara para akladığı bildirildi.
ABD’li Yetkililerden Sert Açıklamalar
ABD Hazine Bakanlığı Terörizm ve Mali İstihbarat Müsteşarı Brian E. Nelson yaptığı basın açıklamasında, “İran hükümeti, uluslararası yaptırımları delerek yasa dışı yollarla milyarlarca dolar elde etmeye çalışıyor. Bugün attığımız bu adım, bu tür yasadışı faaliyetlerde bulunanlara karşı kararlılığımızın bir göstergesidir,” ifadelerini kullandı.
Nelson ayrıca, İran’ın özellikle bölgedeki vekil güçlere – örneğin Hizbullah ve Husiler gibi gruplara – maddi destek sağlamak için bu yasadışı ağlara ihtiyaç duyduğunu belirtti.
ABD'nin bu yapıları hedef alarak İran’ın bu gruplara yardım kanallarını kesmeyi amaçladığını sözlerine ekledi.
Uluslararası İşbirliği Vurgusu
Yaptırım kararı, ABD’nin tek taraflı bir hamlesi gibi görünse de, Amerikan yetkililer uluslararası toplumla yakın iş birliği içinde çalışıldığını belirtiyor.
Hazine Bakanlığı yetkilileri, Avrupalı ve bölgesel ortaklarla koordineli biçimde İran’ın yasa dışı finans sistemlerine karşı mücadele yürütüldüğünü vurguladı.
Ayrıca, bu yeni yaptırım paketinin sadece İranlı kurum ve şahısları değil, onlara destek veren yabancı kişi ve kuruluşları da kapsadığına dikkat çekildi. Böylece ABD, İran’la iş yapan üçüncü tarafların da potansiyel riskler taşıdığını açıkça ilan etmiş oldu.
Hedef Alınan Şirketler ve Şahıslar
Yaptırım listesine eklenen şirketlerin büyük kısmı enerji, nakliye, döviz transferi ve ticaret alanlarında faaliyet gösteriyor.
Bunlar arasında petrol ve gaz ihracatı üzerinden İran’a gelir sağlayan firmalar dikkat çekiyor. Örneğin, Çin ve Hong Kong merkezli bazı şirketlerin, İran petrolünü çeşitli ülkelerde "gizli alıcılar" aracılığıyla piyasaya sürdüğü tespit edildi.
Ayrıca, döviz ve altın ticareti üzerinden kara para akladığı belirlenen kişi ve gruplar da yaptırıma tabi tutuldu.
Bu kişilerin çoğu, İran Merkez Bankası ile dolaylı bağlantılar kurarak yurt dışında İran’a fon transferi sağlamakla suçlanıyor.
İran'dan Tepki Gecikmedi
Tahran yönetimi ise bu yaptırımlara sert tepki gösterdi. İran Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, ABD'nin tek taraflı yaptırımlarının uluslararası hukuka aykırı olduğu, bu tür adımların bölgede gerilimi tırmandırmaktan başka bir amaca hizmet etmediği ifade edildi.
Açıklamada ayrıca, İran’ın kendi ulusal çıkarlarını korumak için her türlü diplomatik ve ekonomik önlemi alacağı belirtildi.
İranlı yetkililer, ABD'nin bu tür politikalarının kendilerini yıldırmayacağını, aksine ülkenin bağımsızlığını savunma kararlılığını pekiştirdiğini savundu.
Trump Dönemi Politikalarının Devamı
Bu yaptırımlar, özellikle 2018 yılında Başkan Trump’ın İran nükleer anlaşmasından (JCPOA) çekilmesinin ardından başlatılan “maksimum baskı” stratejisinin devamı olarak görülüyor.
Trump yönetimi, İran’a karşı ağır ekonomik yaptırımlar uygulamış ve bu politikayla İran’ı diplomatik baskı altına almayı hedeflemişti.
Her ne kadar Joe Biden yönetimi zaman zaman diplomasi sinyalleri vermiş olsa da, İran’ın nükleer programdaki ilerlemeleri ve bölgesel müdahaleleri nedeniyle Washington’ın yaptırım politikasında ciddi bir değişiklik olmadı.
Yaptırımların Etkisi Ne Olacak?
Uzmanlara göre bu yeni yaptırımlar, İran’ın yasa dışı ekonomik faaliyetlerini daha da zorlaştıracak. Özellikle finansal işlemlerde kullanılan üçüncü ülke şirketlerinin hedef alınması, İran’ın uluslararası para sistemine erişimini daha da sınırlandırabilir.
Ancak yaptırımların İran içindeki ekonomik kriz, enflasyon ve işsizlik gibi sorunlara etkisi olacağı da bir gerçek.
Ülkedeki halkın günlük yaşamı üzerindeki olumsuz yansımaları, daha önceki yaptırımlarda olduğu gibi bu süreçte de kaçınılmaz olabilir.
Baskı Artıyor, Çözüm Uzakta
ABD’nin İran’a yönelik yeni yaptırımları, iki ülke arasındaki gerilimin daha da tırmandığını gösteriyor. Kara para aklama, yasa dışı finansman ve yaptırım delme gibi suçlamalarla hedef alınan kişi ve şirketlerin sayısındaki artış, Washington’ın İran üzerindeki ekonomik baskıyı daha da yoğunlaştırdığını ortaya koyuyor.
Bununla birlikte, diplomatik çözüm seçeneklerinin zayıflaması, bölgesel istikrarsızlığı körükleyebilir. Taraflar arasında doğrudan diyalog kurulmadıkça bu tür yaptırım paketlerinin yalnızca baskıyı artıracağı, ancak kalıcı bir çözüme katkı sağlamayacağı yönündeki görüşler uluslararası kamuoyunda giderek daha fazla dillendiriliyor.
Amerika Birleşik Devletleri Hazine Bakanlığı, İran'ın küresel finans sistemine yasadışı erişimini engellemeyi amaçlayan yeni bir dizi yaptırım kararı açıkladı.
Açıklanan son yaptırım paketi, 30'dan fazla bireyin yanı sıra Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong merkezli toplam 16 şirkete yönelik yaptırımları içeriyor.
Bu kuruluşların ve şahısların, İran'ın petrol gelirlerini aklamak ve uluslararası bankacılık sistemine yasa dışı yollarla erişim sağlamak amacıyla kullanılan paravan yapılar olduğu belirtiliyor.
Bakan Bessent: Gölge Bankacılık Sistemi İran’ın Can Damarı
Hazine Bakanı Scott Bessent, konuya ilişkin yaptığı açıklamada İran’ın bu karmaşık ve gizli finansal ağı sayesinde hem yasa dışı faaliyetlerini finanse ettiğini hem de petrol gelirlerine ulaşarak rejimin sürdürülebilirliğini sağladığını ifade etti.
Bessent, “İran’ın gölge bankacılık sistemi, rejimin finansal damarını oluşturmaktadır. Bu sistem aracılığıyla hem gelir akışını sürdürüyor hem de bölgesel istikrarsızlığı körükleyen faaliyetlerini destekliyor,” dedi.
Zarringhalam Kardeşler Yaptırımların Odağında
Hazine Bakanlığı'nın açıklamasında, İran uyruklu Zarringhalam kardeşler Mansour, Nasser ve Fazlolah özel olarak hedef alındı.
Bu kardeşlerin, yaptırımlara tabi İranlı kişi ve kuruluşların uluslararası finans sistemine erişim sağlamasına yardımcı olan geniş bir ağın merkezinde yer aldığı ileri sürülüyor.
Bakanlık, bu kişilerin İran'ın finansal izolasyonunu aşmak için karmaşık paravan şirket yapıları kullandığını belirtti.
Paralel Bankacılık Sistemi Nasıl İşliyor?
ABD'li yetkililere göre bu finansal ağ, İran merkezli döviz bürolarının denetimindeki paravan şirketlerin, özellikle Hong Kong ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde faaliyet gösteren kuruluşlar aracılığıyla para transferleri gerçekleştirdiği bir çeşit “paralel bankacılık sistemi” gibi işliyor.
Bu yöntemle, İran’a uygulanan uluslararası yaptırımların delinmesi ve yasadışı mali işlemlerin görünmez hale getirilmesi amaçlanıyor.
Özellikle enerji sektöründen elde edilen gelirlerin, bu sistem aracılığıyla çeşitli kılıflar altında aklandığı iddia ediliyor.
Dışişleri Bakanlığı: İran'a Baskı Sürecek
ABD Dışişleri Bakanlığı da Hazine'nin duyurusunu destekleyen ayrı bir açıklama yaparak, İran rejiminin faaliyetlerinin dikkatle izlendiğini ve bu tür finansal mekanizmaların engellenmeye devam edeceğini bildirdi.
Açıklamada, “İran rejimi bölgesel istikrarı bozucu faaliyetlerine son vermediği sürece, ABD onun uluslararası finans sistemine erişimini engellemeye kararlılıkla devam edecektir” ifadesi yer aldı.
Nükleer Görüşmeler Gerilim Ortamında Devam Ediyor
Bu yaptırımlar, İran’ın nükleer programına ilişkin müzakerelerin sürdüğü bir dönemde geldi. Geçmişte Trump yönetimi de, nükleer müzakereler devam ederken İran’a çok sayıda yaptırım uygulamıştı.
Günümüzde ise ABD ile İran arasındaki görüşmeler, çeşitli pürüzler ve güvensizlikler nedeniyle yavaş ilerliyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın, İran'ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerine devam etmesine kesinlikle izin verilmeyeceğini açıklamasıyla tansiyon daha da yükseldi.
Tahran yönetimi ise, Washington’un sunduğu nükleer anlaşma önerisinin belirsiz ve yetersiz olduğunu savunarak, sürece dair eleştirilerini sertleştirdi.
Taraflar arasında henüz yeni bir müzakere turu için resmi bir tarih belirlenmiş değil, ancak gerilimin artarak sürdüğü gözlemleniyor.
ABD Dışişleri’nden Teşvik ve Uyarı
Geçtiğimiz Perşembe günü düzenlenen bir brifingde ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, İran’ı mevcut öneriyi kabul etmeye teşvik etti.
Bakanlık sözcülerinden Baş sözcü yardımcısı Tommy Pigott, İran'ın önerilen anlaşmaya olumlu yaklaşmasının kendi çıkarına olacağını belirtti.
Pigott, “Bu öneriyi kabul etmeleri İran için en rasyonel karar olacaktır. İran’ın hiçbir zaman nükleer silaha sahip olmaması gerektiği konusundaki kararlılığımızı defalarca net şekilde dile getirdik,” diyerek ABD’nin pozisyonunun değişmediğini vurguladı.
Yaptırımların Etkisi ve Gelecek Adımlar
Washington yönetiminin son yaptırım adımı, yalnızca İran’a değil, aynı zamanda bu ülkenin uluslararası sistemdeki gizli destekçilerine de mesaj niteliği taşıyor.
Hedef alınan Hong Kong ve BAE merkezli şirketlerin çoğunun, İran’ın ekonomik yaptırımları delmesine yardım ettiği öne sürülüyor.
ABD’nin bu şirketleri doğrudan hedef alması, İran’ın küresel mali sistemle olan bağlantılarını daha da zayıflatmayı amaçlıyor.
Öte yandan İran, yaptırımların yasa dışı ve uluslararası hukuka aykırı olduğunu savunmaya devam ediyor.
Tahran yönetimi, bu tür önlemlerin kendi egemenlik haklarını ihlal ettiğini ve diyalog zemininin zarar gördüğünü ileri sürüyor.
Tüm bu gelişmeler, İran’ın hem nükleer programı hem de finansal faaliyetleri konusundaki uluslararası tartışmaların süreceğini ve gerilimin uzun vadede tırmanabileceğini gösteriyor.
ABD’nin pozisyonu ise net: İran gölge finans ağlarıyla küresel sistemi kandırmaya çalıştıkça, bu yapılar ortaya çıkarılıp uluslararası tecrit derinleştirilecek.