2026 asgari ücretinde kritik süreç başladı: İşçiler ve işverenler karar anında
Türkiye’de çalışan milyonlarca vatandaşın gelir düzeyini doğrudan ilgilendiren asgari ücret belirleme süreci, 2026 yılı için de hız kesmeden devam ediyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı koordinasyonunda yürütülen Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantıları, işçi ve işveren temsilcileri ile devlet yetkililerinin bir araya geldiği kritik platformlar olarak öne çıkıyor.
Komisyonun temel görevi, hem ekonomik göstergeleri hem de çalışanların geçim koşullarını dikkate alarak, bir sonraki yıl için geçerli olacak asgari ücret miktarını belirlemek.
Komisyonun ikinci toplantısı, 2026 yılı için geçerli olacak yeni asgari ücret rakamını netleştirmek amacıyla perşembe günü yapılacak.
Bu toplantı, öncekilerden farklı olarak daha kapsamlı bir değerlendirme niteliği taşıyor. İlk toplantıda genel ekonomik göstergeler, enflasyon oranları, üretim maliyetleri ve işçi maliyetleri göz önüne alınarak çeşitli değerlendirmeler yapılmıştı.
Perşembe günü yapılacak ikinci toplantıda ise işçi ve işveren temsilcilerinin önerileri, geçmiş yıllara ait asgari ücret artışları ve mevcut ekonomik veriler daha detaylı bir şekilde masaya yatırılacak.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısı, sürecin şeffaf ve katılımcı bir şekilde ilerlemesini sağlıyor. Komisyon, üç ana gruptan oluşuyor: işçi temsilcileri, işveren temsilcileri ve kamu tarafını temsil eden devlet yetkilileri.
İşçi temsilcileri, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) gibi kuruluşlar aracılığıyla sürece katılım sağlarken, işveren tarafı ise Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) gibi kurumlar üzerinden görüşlerini aktarıyor.
Devlet tarafı ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Hazine ve Maliye Bakanlığı gibi kurumları temsilen, hem ekonomik hem de sosyal politika perspektifinden sürece katkıda bulunuyor.
Toplantı öncesinde, ekonomik göstergeler ve mali tablolar ayrıntılı olarak inceleniyor. Bu kapsamda Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri, enflasyon oranları, üretim maliyetleri ve sektörel gelişmeler komisyonun karar mekanizmasında kritik görev alıyor.
Özellikle son dönemde artan enflasyon ve yaşam maliyetlerindeki yükseliş, işçilerin alım gücünü doğrudan etkilediği için bu yılki toplantılar daha büyük bir önem taşıyor.
İşçi temsilcileri, çalışanların temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için asgari ücretin yaşam maliyetleriyle orantılı olarak artırılmasını talep ediyor.
Öte yandan işveren temsilcileri, ekonomik istikrar ve işletmelerin sürdürülebilirliği açısından dikkatli bir artış yapılması gerektiğini vurguluyor.
Perşembe günü yapılacak ikinci toplantı, aynı zamanda kamuoyunun ve medyanın yakından takip ettiği bir oturum olacak.
Toplantı sonrasında açıklanacak yeni asgari ücret rakamı, milyonlarca çalışan ve aileleri için önemli bir gösterge niteliği taşıyor.
Komisyon, tüm tarafların görüşlerini dinledikten sonra nihai kararını açıklayacak ve yeni ücret resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girecek.
Geçmiş yıllarda asgari ücret belirleme süreci, ekonomik dalgalanmalar ve işçi ile işveren taraflarının talepleri nedeniyle bazen tartışmalı olabiliyordu.
Ancak şeffaf ve katılımcı bir süreç yürütülmesi, hem çalışanların hem de işverenlerin beklentilerini dengede tutmayı amaçlıyor.
Komisyon üyeleri, toplantılarda sadece ekonomik verileri değil, aynı zamanda sosyal ve toplumsal etkileri de değerlendiriyor.
Bu kapsamda yeni asgari ücretin, çalışanların yaşam standartlarını yükseltmesi, işverenler için de sürdürülebilir olması hedefleniyor.
Ekonomistler ve iş dünyası temsilcileri, ikinci toplantının sonuçlarının piyasalara da yansımasını bekliyor. Asgari ücretin artışı, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için maliyetleri doğrudan etkileyebilir.
Ancak çalışanların alım gücündeki artış, tüketim harcamalarını ve dolayısıyla ekonomik hareketliliği artırabileceği için denge önem kazanıyor.
Bu nedenle komisyon, her iki tarafın da ihtiyaçlarını gözeterek makul ve uygulanabilir bir karar vermeye çalışıyor.
Komisyon süreci sadece ekonomik bir belirleme değil, aynı zamanda sosyal bir denge mekanizması olarak da değerlendiriliyor.
Türkiye’de milyonlarca çalışan ve ailelerinin yaşam standartlarını doğrudan etkileyen bu karar, gelir dağılımı ve sosyal adalet açısından da büyük önem taşıyor.
Asgari ücretin belirlenmesinde hem ulusal hem de küresel ekonomik koşullar göz önüne alınırken, çalışanların temel ihtiyaçlarını karşılayacak bir rakamın ortaya çıkması hedefleniyor.
2026 yılı için geçerli olacak asgari ücretin belirlenme süreci hızla ilerliyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ikinci toplantısı perşembe günü gerçekleşecek ve tüm tarafların görüşlerini dikkate alarak nihai kararı açıklaması bekleniyor.
Hem işçi hem de işveren temsilcilerinin katılımıyla şeffaf bir şekilde yürütülen bu süreç, milyonlarca çalışan için hayati öneme sahip.
Yeni asgari ücretin açıklanmasıyla birlikte Türkiye’deki çalışanların alım gücü ve ekonomik dengeler bir kez daha şekillenecek.
Komisyonun kararının ardından, işçi temsilcileri ve sendikalar açıklama yaparak çalışanların taleplerinin ne ölçüde karşılandığını değerlendirecek.
İşverenler ise işletmelerin maliyetlerine göre alınan kararı yorumlayacak. Kamuoyunda ise asgari ücretin ekonomik ve sosyal etkileri uzun süre tartışılacak.
2026 yılı için asgari ücretin belirlenmesi, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal politikalarına ışık tutacak önemli bir gelişme olarak kayıtlara geçecek.
Türkiye’de yaklaşık 7 milyon çalışanı doğrudan, toplumun geneli açısından ise dolaylı olarak etkileyen yeni asgari ücret belirleme süreci başladı.
Bu kapsamda Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2026 yılında geçerli olacak asgari ücreti belirlemek için ilk toplantısını gerçekleştirdi.
Toplantı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda yapıldı ve işçi, işveren ile hükümet temsilcilerinin tamamı davet edildi.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun Görevi ve Toplantı Detayları
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun çalışmalarına dair yol haritası ele alındı.
Komisyonun başkanlığını Çalışma Genel Müdürü Oğuz Tuncay yürüttü. Toplantıda işçi ve işveren temsilcileri, yeni yılda uygulanacak asgari ücretin belirlenmesi sürecinde görüşlerini paylaştı.
Komisyon toplantısının ardından yapılan açıklamalarda, sürecin şeffaf ve sosyal diyalog mekanizmasını güçlendirici bir şekilde yürütüleceği vurgulandı. Çalışanların gelirlerini korurken, istihdam ve makroekonomik dengelerin de gözetileceği ifade edildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan İşverenlere Çağrı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) 29. Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, yeni asgari ücret belirleme sürecine değindi.
Erdoğan, işverenleri temsilen komisyonda yer alan TİSK heyetine “ellerini taşın altına koyma” çağrısında bulundu.
Cumhurbaşkanı, bu süreçte işçi temsilcilerine yapılacak her olumlu adımın sadece çalışanların kazancını artırmakla kalmayacağını, aynı zamanda verimlilik ve bereket olarak geri döneceğini belirtti.
Erdoğan’ın açıklamaları, asgari ücret görüşmelerinde işveren ve işçi taraflarının sorumluluklarını hatırlatması açısından önem taşıyor.
İkinci Toplantı Tarihi Belli Oldu
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ikinci toplantısının 18 Aralık 2025 Perşembe günü saat 14.00’te yapılacağını duyurdu.
Bakanlık açıklamasında, toplantıların yeni asgari ücreti belirleme sürecinin önemli bir parçası olduğu vurgulandı.
Komisyon, asgari ücret çalışmalarında çalışanların refahını korumayı, istihdamı teşvik etmeyi ve ekonomik istikrarı gözetmeyi hedefliyor.
Bu çerçevede hem işçi hem de işveren taraflarının talepleri dikkate alınacak ve sürecin adil bir şekilde yürütülmesi sağlanacak.
Çalışma Bakanı Işıkhan’dan Açıklama
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, süreçle ilgili sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı. Işıkhan, işçi ve işveren konfederasyonlarının temsilcileriyle bir araya gelerek sürece dair değerlendirmelerde bulunduklarını belirtti.
Bakan, özellikle sosyal diyalog mekanizmasının güçlendirilmesine dikkat çekti. “Çalışanlarımızın gelirlerini koruyacak, istihdamı ve makroekonomik dengeleri gözeten bir anlayışla çalışmalar yürütülecektir” ifadesini kullanan Işıkhan, sürecin hem işçiler hem de işverenler için olumlu sonuçlar doğurmasını temenni etti.
Mevcut Asgari Ücret Rakamları
Şu an Türkiye’de bir işçi için uygulanan asgari ücret, aylık brüt 26 bin 5 lira 50 kuruş, kesintiler düşüldüğünde net 22 bin 104 lira 67 kuruş olarak hesaplanıyor. Asgari ücretin işverene toplam maliyeti ise 30 bin 621 lira 48 kuruşu buluyor.
Bu maliyetin detaylarına bakıldığında, 26 bin 5 lira 50 kuruş brüt asgari ücret, 4 bin 95 lira 87 kuruş sosyal güvenlik primi ve 520 lira 11 kuruş ise işveren işsizlik sigorta fonu olarak işverene yansıyor.
Bu rakamlar, yeni asgari ücret görüşmelerinde hem işçilerin gelirini hem de işverenlerin maliyetlerini dengelemeyi önemli kılıyor.
Sürecin Önemi
Yeni asgari ücret belirleme süreci, Türkiye ekonomisi ve milyonlarca çalışanın yaşam standardı açısından kritik bir öneme sahip.
Doğrudan 7 milyon çalışanı, dolaylı olarak ise toplumun tamamını etkileyen bu karar, gelir dağılımı, tüketim harcamaları ve sosyal refah üzerinde doğrudan etkiler yaratıyor.
Komisyon sürecinde, hem işçi temsilcilerinin talepleri hem de işverenlerin maliyet yükleri dikkate alınarak dengeli bir çözüm üretmeye çalışılacak. Bu durum, ekonomik büyüme, istihdam ve sosyal istikrar açısından büyük önem taşıyor.
İşçi ve İşveren Tarafının Beklentileri
İşçi tarafı, asgari ücretin enflasyon karşısında erimemesi ve yaşam maliyetlerini karşılayacak seviyede belirlenmesini talep ediyor.
İşverenler ise maliyetleri göz önünde bulundurarak iş gücü piyasasında sürdürülebilir bir denge arayışında bulunuyor.
Komisyon, bu iki tarafın beklentilerini bir araya getirerek, hem çalışanların refahını hem de işverenlerin rekabet gücünü korumayı hedefliyor.
Sürecin sosyal diyalog mekanizması çerçevesinde yürütülmesi, anlaşmazlıkların önüne geçilmesini ve toplumsal huzurun sağlanmasını da amaçlıyor.
Önümüzdeki Sürecin Takvimi
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2026 yılı için geçerli olacak asgari ücreti belirleme sürecinde en az iki toplantı gerçekleştirmiş olacak.
İlk toplantı tamamlanmışken, ikinci toplantının 18 Aralık’ta yapılması planlanıyor. Toplantılar sonrasında, işçi ve işveren temsilcilerinin önerileri değerlendirilerek nihai karar oluşturulacak.
Bu süreç, Türkiye’de sosyal diyaloğun güçlendirilmesi, işçi haklarının korunması ve ekonomik istikrarın sürdürülmesi açısından kritik bir dönemeç olarak değerlendiriliyor.