Türkiye 2026’da istikrar, Refah ve teknoloji hamlesiyle zirveye
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda 2026 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2024 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin sunumunu gerçekleştirdi.
Yılmaz, yaptığı sunumda ülkenin ekonomik hedefleri ve mali politikaları hakkında kapsamlı açıklamalarda bulundu.
Bu kapsamda, ekonomik büyüme, kişi başına düşen gelir ve yüksek gelirli ülkeler arasına girme hedefi ön plana çıktı.
Yılmaz, sunumunda Türkiye ekonomisinin geldiği noktayı ve önümüzdeki döneme ilişkin beklentilerini ayrıntılı biçimde paylaştı.
Özellikle kişi başına düşen gelirin artışı üzerine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Yardımcısı, “Yıl sonu itibariyle kişi başına gelirimizin 17.748 dolara ulaşmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı. Bu artışın, Türkiye’yi yüksek gelir grubuna dahil olan ülkeler arasına taşıyacağı vurgulandı.
Sunumda, ekonomik büyümenin sürdürülebilirliğine dair de önemli mesajlar verildi. Yılmaz, merkezi yönetim bütçesi ve kesin hesap kanun tekliflerinin sadece kısa vadeli bir mali planlama olmadığını, aynı zamanda uzun vadeli ekonomik stratejilerin bir parçası olduğunu ifade etti.
Bu çerçevede, kamu harcamalarının etkin ve verimli kullanımı ile ekonomik istikrarın sağlanmasının temel hedefler arasında yer aldığı belirtildi.
Ekonomik göstergeler açısından kişi başına gelir, bir ülkenin vatandaşlarının ortalama refah düzeyini ve ekonomik kalkınma seviyesini gösteren önemli bir ölçüt olarak öne çıkıyor.
Yılmaz, sunumunda Türkiye’nin 2026 yılı itibariyle kişi başına gelirdeki artış trendinin, ekonomik reformlar ve yatırımların etkisiyle yakalanacağını ifade etti.
Bu kapsamda, özellikle üretim ve ihracat odaklı politikaların, büyümenin temel itici güçleri olacağı vurgulandı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı ayrıca, yüksek gelir grubuna ulaşmanın sadece ekonomik büyüme ile mümkün olmadığını, aynı zamanda gelir dağılımı adaleti, istihdamın artırılması ve sürdürülebilir kalkınma politikalarının da bu sürecin ayrılmaz parçaları olduğunu belirtti.
Yılmaz, “Amacımız, vatandaşlarımızın yaşam standartlarını yükseltmek ve ekonomik refahı adil bir şekilde dağıtmaktır” diyerek, sosyal politikalar ve ekonomik stratejilerin birbirini tamamlayan unsurlar olduğunu dile getirdi.
2024 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu’nun sunumunda da Türkiye’nin mali disiplinine dikkat çekildi.
Yılmaz, bütçe uygulamalarında şeffaflık ve etkinliğin önemine değinerek, kamunun kaynaklarını en verimli biçimde kullanmayı hedeflediklerini söyledi. Bu bağlamda, mali disiplini koruyarak ekonomik büyümeyi destekleyecek adımların atıldığı vurgulandı.
Bütçe kanunu ve mali hedefler, ülkenin orta ve uzun vadeli ekonomik planlamasında kritik rol oynuyor. Yılmaz, ekonomik göstergelerdeki iyileşmenin, Türkiye’nin uluslararası finans piyasalarında güvenilirliğini artıracağını ve yatırımcılar açısından cazip bir ortam yaratacağını ifade etti.
Ayrıca, kişi başına gelirin artmasıyla birlikte ülke içi tüketim ve yatırım davranışlarının da olumlu yönde etkileneceğine dikkat çekti.
Yılmaz’ın açıklamalarında, ekonomik büyüme ile sosyal kalkınmanın birbirinden bağımsız olmadığının altı çizildi.
Eğitim, sağlık ve altyapı yatırımlarının, ekonomik büyümenin sürdürülebilirliğini sağlayan temel faktörler olduğu belirtildi.
Özellikle genç nüfusun ekonomiye katılımının artırılması, dijitalleşme ve yenilikçi teknolojilerin desteklenmesi gibi stratejilerle kişi başına gelirdeki artışın kalıcı hale getirileceği ifade edildi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Türkiye’nin yüksek gelirli ülkeler arasına katılmasının, yalnızca ekonomik bir başarı olarak görülmemesi gerektiğini, aynı zamanda vatandaşların yaşam kalitesinin yükselmesi anlamına geldiğini vurguladı.
Bu hedefe ulaşabilmek için hem kamu hem de özel sektör yatırımlarının kritik öneme sahip olduğu belirtildi.
Cevdet Yılmaz’ın TBMM’deki sunumu, Türkiye’nin ekonomik geleceğine dair net mesajlar verdi. 2026 yılı için öngörülen kişi başına gelir hedefi 17.748 dolar olarak açıklandı ve bu rakamın ülkeyi yüksek gelir grubu ülkeler arasına taşıması bekleniyor.
Sunum, bütçe disiplininin, mali şeffaflığın ve sürdürülebilir ekonomik politikaların önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Ayrıca, sosyal politikalar ve ekonomik büyüme arasındaki denge, Türkiye’nin uzun vadeli kalkınma hedeflerinin merkezinde yer alıyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın açıklamaları, önümüzdeki dönemde ekonomik planlamanın ve mali politikaların, vatandaşların refahını artırmaya odaklanacağını ortaya koyuyor.
2026 hedefleri, Türkiye’nin ekonomik görünümünü güçlendirmeyi, yatırım ortamını iyileştirmeyi ve ülkeyi yüksek gelir grubuna taşıyacak stratejik adımlar atmayı amaçlıyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda 2026 yılı bütçesine ilişkin önemli değerlendirmelerini kamuoyuyla paylaştı.
Yılmaz, konuşmasına “İstikrarın korunduğu bir ortamda, vatandaş odaklı ve hizmet öncelikli bir anlayışla hazırlanan 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, istikrar ve refahın bir arada vurgulandığı bir bütçedir.
Türkiye, son 23 yılda Sayın Cumhurbaşkanımızın kararlı ve vizyoner liderliğinde makroekonomik istikrardan kurumsal reformlara, altyapıdan sosyal politikalara kadar pek çok alanda dünyaya örnek olacak bir kalkınma performansı ortaya koymuştur” ifadeleriyle başladı.
Yılmaz, Türkiye’nin son 23 yılda kaydettiği gelişmeyi vurgulayarak, ülkenin uluslararası gelişmişlik sıralamasında alt-orta gelir grubundan üst-orta gelir grubuna kalıcı şekilde yükseldiğini belirtti.
Bu başarının yalnızca ekonomik değil, güçlü devlet yönetimi, kararlı liderlik ve milletin azmiyle elde edildiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Türkiye’nin artık yüksek gelirli ülkeler ligine hazırlık yaptığını ve bu sürecin sadece rakamsal büyüme değil, aynı zamanda niteliksel bir dönüşüm ve yeni bir kalkınma hamlesi anlamına geldiğini söyledi. Hedefin daha yüksek standartlar, ileri teknoloji, güçlü kurumlar ve kapsayıcı refah olduğunu vurguladı.
2026 yılı bütçesinin Orta Vadeli Program’ın kritik bir dönemi olarak öne çıktığını belirten Yılmaz, bu yılın hem bugüne kadar yapılan reformların sonuçlarının alınacağı hem de yeni kalkınma hamlesinin somut adımlarının atılacağı bir eşik yılı olduğunu dile getirdi.
Bütçenin yapısal dönüşümü hızlandırmayı ve yüksek gelir hedefine ulaşmayı destekleyecek şekilde hazırlandığını ifade etti.

AR-GE ve Teknolojik Dönüşüm Odaklı Yatırımlar
Yılmaz, yeşil ve dijital ekonomiye geçiş sürecinde teknolojik dönüşümü hızlandıracak politikaların bütçede yer aldığını belirtti.
Gıda ve enerji arz güvenliğini artıracak adımlar ile yeni sosyal konut hamlesi çalışmalarının da bu bütçede öncelikli konular arasında olduğunu söyledi.
Yüksek katma değerli üretimin artırılması, AR-GE ve yenilikçiliğin desteklenmesi için somut kaynaklar ayrıldığını vurguladı.
“Depremler sonrası yeniden inşa” süreci de bütçenin önceliklerinden biri olarak öne çıktı. Deprem bölgesindeki çalışmaların tamamlanmasının yanı sıra, risk yönetimi anlayışıyla tüm şehirlerin afetlere dayanıklı hâle getirilmesinin hedeflendiği kaydedildi.
Bütçenin temel hedeflerinden birinin yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı destekleyerek sürdürülebilir büyümeyi ve kapsayıcı kalkınmayı sağlamak olduğunu belirten Yılmaz, küresel risklerin hâlen yüksek olduğunu ve politika stratejilerinin buna göre şekillendiğini aktardı.

Büyüme ve Enflasyon Hedefleri
2026 yılı için Türkiye ekonomisinin yüzde 3,8 oranında büyümesinin öngörüldüğünü açıklayan Yılmaz, işsizlik oranının ise yüzde 8,5’in biraz altında gerçekleşebileceğini ifade etti.
Küresel enflasyonun gelişmiş ülkelerde 2026’da yüzde 2,2’ye, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 4,7’ye gerilemesinin beklendiğini kaydetti.
Türkiye’de dezenflasyon sürecinin artık kalıcı bir istikrar zemini üzerinde ilerlediğini belirten Yılmaz, Kasım 2025 itibarıyla TÜFE’nin yüzde 31,1 seviyesine gerilediğini ve 2026’da enflasyonun yüzde 20’nin altına, 2027’de ise tek haneli seviyelere düşürülmesinin hedeflendiğini açıkladı.
Ekonomik Performans ve Milli Gelir
Yılmaz, 2024 yılında Türkiye ekonomisinin küresel dalgalanmalara rağmen yüzde 3,3 büyüdüğünü ve 21 çeyrektir kesintisiz büyüme trendini sürdürdüğünü belirtti.
2020–2024 döneminde Türkiye ekonomisinin yüzde 30,3 oranında büyüyerek dünya ortalamasının neredeyse iki katına ulaştığını ifade etti.
2025 yılı sonunda kişi başına milli gelirin 17.748 dolar olarak öngörüldüğünü ve Türkiye’nin 2025’te nominal milli gelir bakımından 1,5 trilyon doları aşarak dünyanın 16’ncı büyük ekonomisi konumuna yükseleceğini aktardı.
Satın alma gücü paritesine göre Türkiye’nin dünyada 11’inci, Avrupa’da ise 4’üncü büyük ekonomi olmasının beklendiğini kaydetti.
Sektörel Yatırımlar ve Destekler
Sanayi, inşaat ve hizmet sektörlerinde güçlü büyüme kaydedildiğini ifade eden Yılmaz, makine-teçhizat ve inşaat yatırımlarındaki artışlara dikkat çekti. Kamu tüketimi sınırlı artarken, net ihracat büyümeyi sınırlı ölçüde aşağı çekti.
KOBİ’ler, girişimciler ve esnaf-sanatkârlar için KOSGEB desteklerinin sürdüğünü belirten Yılmaz, 2025 yılı itibarıyla yaklaşık 34 bin işletmeye 6,2 milyar TL destek sağlandığını söyledi.
Savunma sanayi ve İleri Teknoloji Yatırımları
Savunma sanayii ekosisteminin dışa bağımlılığı azaltacak şekilde güçlendirildiğini belirten Yılmaz, 2026 yılında savunma ve güvenlik için 2 trilyon 155 milyar TL ödenek ayrıldığını aktardı.
Savunma projelerinin sayısının 2002’deki 62’den günümüzde 1.400’ü aştığını, yerli üretim oranının yüzde 82’ye yükseldiğini ifade etti.
Ayrıca İHA/SİHA, akıllı mühimmatlar ve ileri yazılım altyapılarıyla Türk savunma sanayiinin küresel ölçekte dikkat çektiğini söyledi.
İleri teknoloji yatırımlarına da değinen Yılmaz, 156 kübit işlemcili kuantum bilgisayar, yapay zekâ ve dijital dönüşüm yatırımlarının hızlandığını belirtti.
Elektrikli araç altyapısının güçlendirildiğini, 81 ilde 36 bin şarj noktasının kurulduğunu ve yerli elektrikli otomobil Togg’un üretim ve ihracatının başarıyla sürdüğünü vurguladı.
Kentsel Dönüşüm ve Sosyal Politikalar
Kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında 2 milyon 252 bin konut üretildiği, TOKİ’nin son 22 yılda yaklaşık 1 milyon 750 bin konut ürettiği ve 5 milyondan fazla vatandaşın faydalandığı ifade edildi.
2026 bütçesinde sosyal konut projeleri için 100 milyar TL kaynak ayrıldı. Mahalli idarelere ayrılan toplam payın 1 trilyon 657 milyar TL olacağı ve bütçedeki payının yüzde 8,7’ye yükseleceği belirtildi.
Çalışan ve Emekli Hakları
Yılmaz, çalışan ve emekli maaşlarında reel artış sağlandığını, en düşük devlet memuru maaşının 50.503 TL, en düşük emekli aylığının ise 16.881 TL seviyesine yükseldiğini kaydetti. 2002 yılına göre reel artışın memurlarda yüzde 262, emeklilerde ise yüzde 621 olarak gerçekleştiğini aktardı.
Yılmaz, 2026 yılı bütçesinin yatırım, üretim, istihdam ve ihracatı destekleyen, sosyal politikaları güçlendiren, teknoloji ve savunma sanayiine öncelik veren, sürdürülebilir büyüme ve kapsayıcı refah hedeflerini gözeten bir anlayışla hazırlandığını vurguladı.