Taylor Swift'in yüzüğünü tasarladı, hayatı değişti!

Kindred Lubeck 2020’de stüdyoda gümüş bir parça üzerinde çalışırken, yanındaki kuyumcu ona “Peki bununla ne yapmak istiyorsun?” diye sormuştu.

O sırada 25 yaşındaydı ve metal işçiliği sadece onun için bir hobiydi. Yine de, o anı hatırlayıp şöyle diyor: “Kelimesi kelimesine ‘İsmimi ışıklarda görmek istiyorum’ dedim. O da bana, ‘Asla bir sonraki büyük mücevher tasarımcısı olamazsın’ dedi”

Bugün bu hikâyeyi dinlerken, 26 Ağustos’taki o adamın yüz ifadesini görmek isteyebilirdiniz. Taylor Swift, nişanını duyurduğu Instagram gönderisinde yüzüğünün yakın plan fotoğrafını paylaştığında, Swift hayranlarının yüzüğü Lubeck’e ait olduğunu bulması uzun sürmedi. Bağımsız markası Artifex Fine’ı kurduktan üç yıl sonra Lubeck, yılın, hatta belki de on yılın, en ünlü yüzüğünü tasarlamıştı. Üstelik geleneksel pazarlama, reklam kampanyaları ya da ünlülere hediye gönderimi olmadan.

Wall Street Journal'ın haberine göre, bir radyo röportajında Swift, nişanlısı Travis Kelce’ye bir buçuk yıl önce Lubeck’in hazırladığı bir videoyu gösterdiğini anlattı. Swift, “Yaptığı işler bana çok havalı gelmişti ve o her şeye dikkat ediyormuş meğer. Yüzüğü görünce ‘Bunu kimin yaptığını biliyorum, biliyorum!’ dedim” şeklinde konuştu.

Lubeck, sosyal medyada ustalaşmış biri. Takipçilerine yaratım sürecini sakin, neredeyse hipnotik bir ses tonuyla anlatıyor. Kendi Reels videolarının viral olması için saatlerce gözlerini kapatıp müzik kliplerini dinlediğini söylüyor.

Kendi markasını kurmadan önce ilk viral başarısını babasının atölyesinde yakaladı. Babası Jay Lubeck, Florida Neptune Beach’te bir kuyumcu. Lubeck, babasının “ödünç yüzük” olarak adlandırdığı kutuya kazıma yaptığı bir videoyu kaydetti. Videolardan biri 9,9 milyon görüntüleme aldı. Bundan sonra müşteriler kendi nişan yüzüklerini tasarlaması için ona başvurmaya başladı.

Bu yıl Lubeck, bir yıldır biriktirdiği taşları kullanarak “vault collection” adını verdiği bir koleksiyon çıkardı. İlkbaharda piyasaya sürüldüğünde 25.000 dolar altındaki tüm parçalar iki gün içinde satıldı ve 65.000 dolar gelir elde etti. 30.000 dolar üzerindeki “başyapıtlar” ise öylece kaldı, ta ki Swift haberi patlayana kadar. Kalan 100.000 dolarlık stok haberin ardından anında tükendi.

O zamandan beri Lubeck, mücevher fuarlarında, bir kermeste, hatta New York’un Diamond District’inde ve Times Square’de tanınmaya başladı. İnsanlar onunla fotoğraf çektirmek istiyor. Sosyal medya takipçi sayısı ikiye katlanarak 400 bine yaklaştı. Üç yüzüğü Sotheby’s müzayedesine çıkıyor. Tahmini fiyatlar: 4,05 karatlık eski maden kesim elmas için 70.000 dolar, 5,48 karatlık Seylan safiri için 80.000 dolar ve 8,66 karatlık kahverengi elmas için 150.000 dolar. Müzayede 10-13 Kasım arasında gerçekleşecek.

'Mücevher imparatoru'

Artan ünüyle birlikte Lubeck, internette kendisi hakkında “Babası mücevher imparatoruymuş” gibi yorumlar görmeye başlamış. Lubeck “Artık babamı arayıp ‘Nasılsın mücevher imparatoru?’ diye şakalaşıyorum” diyor.

İşinin tamamen kendi finansmanıyla yürüdüğünü belirtiyor. İlk kolye koleksiyonu için kullandığı parayı, tüm birikimini üç antika takı alıp satarak kazanmış. Babasının dükkânını “küçük bir sahil kasabasında, minicik bir atölye” olarak tanımlıyor. Üniversiteden mezun olduktan birkaç yıl sonra orada çalışmaya başlamış. Pandemi döneminde boş vakitleri olduğunda Jay, kızına mücevher yapmayı öğrenmek isteyip istemediğini sormuş.

Lubeck bir gravür kursuna katılmış. Küçücük kıvrımlar, minik çiçekler, zarif çizgiler, hepsi Lubeck’in elinden çıkıyor ve bu onun imzası haline geldi. Hong Kong’daki mücevher fuarlarından İtalya’daki mimari yapılara kadar gittiği her yerde pencere pervazları ve kapı tokmaklarından ilham alıyor.