Merkez Bankası rakamlarla açıkladı: Yükümlülüklerde sert düşüş

Türkiye’nin dış ekonomik ilişkilerini yansıtan önemli göstergelerden biri olan Net Uluslararası Yatırım Pozisyonu (Net UYP), Mart 2025 itibarıyla dikkat çekici bir açıkla gündeme geldi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan verilere göre, Mart ayı sonu itibarıyla Net UYP, 270,1 milyar dolar açık verdi.

Bu rakam, Türkiye’nin yurt dışı varlıkları ile yükümlülükleri arasındaki farkın büyüklüğünü ortaya koyarken, ekonomideki dışa açıklığın ve finansal dengenin seyrini de gözler önüne seriyor.

Net UYP Nedir ve Neden Önemlidir?

Net Uluslararası Yatırım Pozisyonu, bir ülkenin belli bir tarihteki dış varlıkları ile dış yükümlülükleri arasındaki farkı gösterir.

Bu gösterge, ekonominin yurt dışına karşı finansal pozisyonunu analiz etmekte kullanılır. Pozitif bir Net UYP, ülkenin yurt dışındaki varlıklarının yükümlülüklerinden fazla olduğunu, yani net alacaklı olduğunu ifade ederken; negatif bir pozisyon ise dış yükümlülüklerin varlıklardan fazla olduğunu, yani net borçlu konumda olunduğunu gösterir.

Mart 2025 Verilerine Detaylı Bakış

TCMB’nin verilerine göre, Mart 2025 itibarıyla Türkiye'nin yurt dışı varlıkları 326,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Bu varlıklar içerisinde rezerv varlıklar, doğrudan yatırımlar, portföy yatırımları ve diğer yatırımlar yer alıyor.

Aynı dönemde yurt dışı yükümlülükler ise 596,6 milyar dolara ulaştı. Böylece Net UYP, eksi 270,1 milyar dolar oldu.

Bu rakam, bir önceki yılın aynı dönemine göre sınırlı bir artış gösterse de, Türkiye'nin net borçlu konumunun sürdüğünü gösteriyor.

Varlıklar Cephesi: Rezervlerde Sınırlı Artış

Türkiye’nin yurt dışı varlıklarında en büyük kalemi oluşturan rezerv varlıklar, Mart 2025’te 123,4 milyar dolarla dikkat çekti. Bu rakam, bir önceki yılın aynı ayına göre %1,8 oranında bir artışa işaret ediyor.

TCMB’nin döviz rezervlerindeki bu artış, finansal istikrar açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Doğrudan yatırımlar kaleminde ise Türkiye'nin yurt dışında yaptığı yatırımlar 47,6 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Bu yatırım hacmi, Türk şirketlerinin küresel ölçekte büyüme eğilimini sürdürdüğünü ortaya koyuyor. Portföy yatırımları ise 94,2 milyar dolara ulaştı. Bu kategorideki artış, özellikle yurt dışı menkul kıymet alımlarındaki yükselişi yansıtıyor.

Yükümlülükler Tarafı: Dış Borçluluk Yükü Devam Ediyor

Mart 2025 sonu itibarıyla Türkiye’nin dış yükümlülükleri 596,6 milyar dolar düzeyine çıktı. Bu yükümlülüklerin büyük bir kısmını doğrudan yabancı yatırımlar ve portföy yatırımları oluşturdu.

Yabancıların Türkiye’deki doğrudan yatırımlarının toplam değeri 147,8 milyar dolar olarak kaydedildi. Bu rakam, yabancı yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisinin sürdüğünü, ancak yeni yatırım girişlerinin sınırlı kaldığını gösteriyor.

Portföy yatırımları ise 101,3 milyar dolarla ikinci büyük kalem olarak öne çıktı. Bu alandaki değişimler, özellikle tahvil ve hisse senedi piyasalarındaki yabancı ilgisini yansıtmaktadır.

Bununla birlikte, "diğer yatırımlar" kalemi altında değerlendirilen dış krediler, mevduatlar ve ticari krediler gibi yükümlülükler ise 347,5 milyar dolar seviyesine ulaştı. Bu durum, Türkiye’nin kısa ve uzun vadeli dış borçlarının yüksekliğini göstermesi açısından dikkat çekici.

Kısa Vadeli Yükümlülüklerdeki Artış

Mart 2025 verileri, Türkiye’nin kısa vadeli dış yükümlülüklerinde kayda değer bir artış yaşandığını da ortaya koydu.

Kısa vadeli borçların toplam yükümlülükler içindeki payı %26’ya yükselirken, bu durum önümüzdeki dönemde borç çevirme oranları açısından önemli bir risk unsuru olarak değerlendiriliyor.

Bu borçların çevrilmesi için küresel piyasalardaki likidite koşulları, faiz oranları ve Türkiye’nin kredi notu gibi etkenler belirleyici olacak.

Net UYP'deki Gelişmeler Ne Anlama Geliyor?

Net UYP’deki -270,1 milyar dolarlık açık, Türkiye ekonomisinin yurt dışına karşı borçlu konumda olduğunu teyit ediyor.

Bu durum, ülkenin dış finansman ihtiyacının devam ettiğini ve ekonomik kırılganlıkların sürdüğünü gösteriyor.

Özellikle dış finansmana duyulan ihtiyaç, küresel ekonomideki dalgalanmalara karşı Türkiye’nin hassasiyetini artırıyor.

Bununla birlikte, TCMB rezervlerindeki toparlanma, finansal piyasalarda belli ölçüde güven artışına neden olabilir.

Ancak dış yükümlülüklerin yüksekliği, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmelerinde ve yatırımcı algısında belirleyici olmaya devam edecek.

Net UYP’nin iyileştirilmesi için Türkiye'nin uygulayacağı ekonomi politikaları kritik önem taşıyor. Özellikle doğrudan yabancı yatırımları teşvik eden, ihracat kapasitesini artıran ve tasarruf oranlarını yükselten yapısal reformlar, bu alandaki dengelerin güçlendirilmesine katkı sağlayabilir.

Öte yandan, uluslararası piyasalarda faiz oranlarının yüksek seyretmesi, gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarını olumsuz etkileyebilir.

Bu çerçevede Türkiye’nin risk primini azaltacak güven artırıcı adımlar atması, dış yükümlülüklerin yönetimi açısından elzem görünüyor.

Mart 2025 itibarıyla Net Uluslararası Yatırım Pozisyonu’nda gözlenen 270,1 milyar dolarlık açık, Türkiye ekonomisinin dışa açıklık düzeyinin yüksek olduğunu ve dış finansman ihtiyacının sürdüğünü ortaya koyuyor.

Varlık ve yükümlülük kompozisyonundaki gelişmeler, hem kamu hem de özel sektör açısından önemli sinyaller içeriyor.

Önümüzdeki dönemde uygulanacak ekonomik politikalar ve küresel ekonomik koşullar, bu göstergenin seyrinde belirleyici görev alacak.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Mart 2025 dönemi itibarıyla ülkenin net uluslararası yatırım pozisyonuna (UYP) ilişkin verileri açıkladı.

Söz konusu verilere göre Türkiye'nin net UYP'si, Mart ayı sonunda eksi 270,1 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Bu sonuç, önceki çeyreğe kıyasla yükümlülüklerde yaşanan düşüş ve varlıklardaki artışın etkisiyle oluştu.

Varlıklar 377,9 Milyar Dolara Yükseldi

TCMB'nin yayımladığı istatistiklere göre, Türkiye'nin yurt dışı varlıkları Mart ayı sonu itibarıyla 377,9 milyar dolara ulaştı.

Bu rakam, bir önceki çeyrek sonuna göre yüzde 3,1’lik bir artışı ifade ediyor. Varlık kaleminde görülen bu artış, özellikle bankaların döviz cinsinden efektif ve mevduat varlıklarındaki yükselişten kaynaklandı.

Bankaların yabancı para biriminde tuttukları efektif ve mevduat toplamı, yüzde 13,6'lık artışla 44,8 milyar dolara ulaştı. Bu gelişme, hem döviz girişlerinde hem de rezerv yönetiminde gözlenen olumlu ivmeyi yansıtıyor.

Doğrudan ve Portföy Yatırımları Artış Gösterdi

Yılbaşına kıyasla varlık kalemlerinin dağılımı incelendiğinde, doğrudan yatırımlar yüzde 3’lük bir yükselişle 73,3 milyar dolara ulaştı. Bu artış, yurt dışındaki Türk sermayesinin hacminin genişlediğine işaret ediyor.

Portföy yatırımları da dikkat çekici bir artış göstererek yüzde 6,8 oranında yükselip 4,2 milyar dolar seviyesine geldi.

Diğer yatırımlar kaleminde ise yüzde 5,7 oranında bir büyüme gözlendi ve bu kalem 143,8 milyar dolara çıktı. Bu artışlar, Türkiye’nin uluslararası finansal pozisyonundaki çeşitlenmenin sürdüğünü gösteriyor.

Ayrıca, rezerv varlıklar da sınırlı bir yükselişle 156,5 milyar dolar düzeyine çıktı. Bu kalemdeki yüzde 0,9'luk artış, Merkez Bankası’nın rezerv yönetiminde görece istikrarlı bir seyir izlediğini ortaya koyuyor.

Yükümlülüklerde Düşüş Eğilimi Hakim

Diğer yandan Türkiye’nin yurt dışı yükümlülükleri ise yılın ilk çeyreğinde yüzde 2,1 oranında azalarak 648 milyar dolar seviyesine geriledi. Bu azalışın temelinde doğrudan yatırım ve portföy yatırımı kalemlerindeki gerilemeler yer alıyor.

Doğrudan yatırımlar kalemi, 2024 yılının sonundaki seviyeye göre yüzde 9,2’lik bir düşüş yaşayarak 165,2 milyar dolara indi.

Bu düşüşte Borsa İstanbul 100 (BIST 100) endeksindeki gerileme ile döviz kurlarında yaşanan yükselişin etkili olduğu belirtiliyor.

Kur farklarının Türk lirası cinsinden yatırım değerlerini artırmasına rağmen dolar bazındaki yatırım stoku düşüş eğilimine girmiş durumda.

Portföy yatırımları kalemi de benzer şekilde yüzde 3,6 oranında gerileyerek 120,2 milyar dolara düştü. Bu düşüş, hem hisse senedi hem de borçlanma araçlarına olan yabancı ilgisinin sınırlı kalmasından kaynaklanıyor olabilir.

Ancak diğer yatırımlar kalemi, yüzde 2,1 oranında bir artışla 362,7 milyar dolara yükseldi. Bu kalemdeki artış, özellikle kısa vadeli dış borçlanmalardaki hareketlilikten ve bankacılık sektörünün dış kaynak kullanımındaki artıştan kaynaklı olabilir.

Merkez Bankası’nın Mevduat Yükümlülükleri Azaldı

TCMB’nin verilerine göre, diğer yatırımlar başlığı altında yer alan Merkez Bankası'na ait mevduat yükümlülükleri de azalma kaydetti.

Bu kalem yüzde 13,3 oranında gerileyerek 30,1 milyar dolara indi. Bu azalış, merkez bankası hesaplarına yatırılan yabancı mevduatlarda azalma ya da para piyasalarındaki pozisyon değişimlerinden kaynaklı olabilir.

Net Uluslararası Yatırım Pozisyonu 25,2 Milyar Dolar İyileşti

Toplam yurt dışı varlıklarda yaşanan artış ve yükümlülüklerdeki düşüş sonucunda, Türkiye’nin net uluslararası yatırım pozisyonu (UYP) önceki çeyreğe göre 25,2 milyar dolar iyileşerek eksi 270,1 milyar dolara geriledi.

Bu değişim, dış dünyaya karşı Türkiye'nin net borçluluk düzeyinde görece bir toparlanmayı ifade ediyor. Özellikle rezervlerin güçlü seyrini sürdürmesi, portföy ve doğrudan yatırımların yapısal olarak çeşitlilik göstermesi ve yükümlülük kalemlerinde yaşanan azalmalar bu toparlanmaya katkı sağlayan başlıca etmenler olarak öne çıkıyor.

Genel Değerlendirme

Mart 2025 itibarıyla açıklanan bu veriler, Türkiye’nin dış ekonomik ilişkilerinde daha dengeli bir görünüm sergilemeye başladığını ortaya koyuyor.

Varlıklardaki artış, özellikle döviz rezervleri, bankacılık sisteminin yurt dışı pozisyonları ve yatırım gelirlerindeki artışla desteklenirken; yükümlülüklerdeki azalma ise yabancı sermayenin risk algısındaki değişimlerden etkilenmiş olabilir.

Türkiye’nin net UYP’sindeki iyileşme, dış finansman ihtiyacının azalması ve borçluluk oranlarının göreli olarak düşmesi anlamına geliyor.

Ancak bu pozitif gelişmelerin sürdürülebilirliği açısından küresel finansal piyasalardaki dalgalanmalar, yurt içi ekonomik reform süreci kritik olacak.

Türkiye ekonomisinin dış pozisyonuna dair Mart ayı itibarıyla ortaya çıkan tablo, kısa vadede dengelenme sinyalleri verirken, orta ve uzun vadede sürdürülebilir sermaye akımları ve yatırım ortamının iyileştirilmesi yönünde politikaların devamlılığına duyulan ihtiyacı da açıkça göstermektedir.

Büyükçekmece'nin çehresini değiştirecek proje! Başkanın tüm malları onun üzerinde! Taşyapı'nın Şişli arazisi icradan satılığa çıktı! Rekor satışta Hasan Peker detayı... Heyelan bölgesine beton santrali! Masterchef Mehmet Yalçınkaya yeni mekan açtı!