Dünya Bankası: Türkiye ve bölge ekonomileri yükselişte

Söz konusu revizyon, Türkiye ekonomisinin son dönemde gösterdiği dirençli performans, güçlü iç talep ve ihracattaki toparlanma eğilimiyle ilişkilendiriliyor.

Dünya Bankası, makroekonomik istikrarın korunmasına yönelik politika adımlarının yanı sıra, dezenflasyon sürecinde atılacak kararlı adımların da ekonomik görünümü destekleyeceğini belirtiyor.

Küresel Görünümde Türkiye’nin Yeri

Dünya Bankası, “Küresel Ekonomik Görünüm” başlıklı kapsamlı raporunda sadece Türkiye’ye değil, aynı zamanda Avrupa ve Orta Asya, Doğu Asya ve Pasifik, Güney Asya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA), Afganistan ve Pakistan, Sahra Altı Afrika ile Latin Amerika ve Karayipler bölgelerine ilişkin değerlendirmelerini de paylaştı.

Raporda, dünya genelinde ekonomik büyümenin yavaş fakat istikrarlı bir seyir izlediği, gelişmekte olan ülkelerin ise farklı dinamikler doğrultusunda performans sergilediği vurgulandı.

Enerji fiyatlarındaki oynaklık, küresel ticaretteki daralma ve para politikalarındaki sıkılaşma eğilimleri, genel ekonomik aktivite üzerinde baskı oluşturan temel unsurlar arasında yer aldı.

Türkiye özelinde ise Dünya Bankası, 2024 yılı itibarıyla uygulamaya konulan sıkı para politikası ve mali disiplinin ekonomik dengeleri kademeli olarak güçlendirdiğini kaydetti.

Enflasyonun yüksek seyrine rağmen, iç talebin dayanıklılığını koruduğu ve üretim kapasitesinin genişlemeye devam ettiği belirtildi.

İhracat, Yatırım ve İç Talep Etkisi

Raporda, Türkiye ekonomisindeki büyümenin üç ana unsur tarafından desteklendiği vurgulanıyor: ihracat performansı, yatırım artışı ve hanehalkı tüketimi.

Özellikle Avrupa Birliği ülkeleriyle olan ticaretin toparlanması ve alternatif ihracat pazarlarına yönelimin hızlanması, dış ticaret gelirlerinde artış sağladı.

Ayrıca, kamu altyapı yatırımları ve özel sektörün üretim kapasitesini artırmaya yönelik girişimleri de ekonomik büyümeye katkı sağladı.

Dünya Bankası, enerji dönüşümü, yeşil üretim ve dijitalleşme odaklı yatırımların önümüzdeki dönemde Türkiye’nin sürdürülebilir büyümesine ivme kazandırabileceğine dikkat çekti.

İç talep tarafında ise, ücret artışları ve istihdamdaki toparlanmanın tüketim harcamalarını desteklediği ifade edildi. Ancak, fiyat baskılarının yüksek seyretmesi nedeniyle reel gelir artışının sınırlı kalabileceği de not edildi.

Orta Vadeli Beklentiler

Dünya Bankası’nın orta vadeli projeksiyonlarına göre, Türkiye ekonomisinin büyüme hızının 2025’te yüzde 3,5, 2026’da 3,7, 2027’de ise 4,4 seviyesine ulaşması bekleniyor.

Bu görünüm, ekonomide istikrarın güçlendiği, finansal piyasalarda güvenin yeniden tesis edildiği ve yatırım ortamının iyileştiği bir tabloyu yansıtıyor.

Bununla birlikte, raporda Türkiye’nin karşı karşıya olduğu bazı risk faktörlerine de dikkat çekiliyor. Enflasyonun kalıcılığı, küresel faiz oranlarının yüksek seyretmesi ve jeopolitik gerilimler, büyüme üzerinde potansiyel aşağı yönlü riskler oluşturabilir.

Bölgesel Karşılaştırmalar

Avrupa ve Orta Asya bölgesinde ekonomik büyümenin ortalama yüzde 2,7 civarında seyretmesi öngörülürken, Türkiye bu ortalamanın üzerinde bir performans göstermesi beklenen ülkeler arasında yer alıyor.

Doğu Asya ve Pasifik bölgesinde Çin’in büyüme hızındaki kademeli yavaşlama, Güney Asya’da ise Hindistan’ın güçlü iç talebi sayesinde daha yüksek bir büyüme temposu dikkat çekiyor.

Orta Doğu ve Kuzey Afrika ekonomilerinde petrol fiyatlarındaki dalgalanma belirleyici olurken, Sahra Altı Afrika’da gıda ve enerji arzındaki sorunlar büyümeyi sınırlıyor.

Latin Amerika ve Karayipler’de ise mali disiplin politikaları ve dış talep zayıflığı büyüme hızını aşağı çekiyor.

Dünya Bankası’nın Türkiye için büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize etmesi, uluslararası finans çevrelerinde olumlu bir sinyal olarak değerlendiriliyor.

Uzmanlar, bu revizyonun Türkiye’nin makroekonomik politikalarda istikrar arayışına duyulan güvenin bir göstergesi olduğunu belirtiyor.

Öte yandan, sürdürülebilir büyümenin sağlanabilmesi için yapısal reformların kararlılıkla sürdürülmesi, verimliliği artıracak politikaların uygulanması ve enflasyonla mücadelenin tavizsiz biçimde devam etmesi gerektiği vurgulanıyor.

Dünya Bankası’nın güncel projeksiyonları Türkiye ekonomisinin orta vadede dengeli bir büyüme patikasına gireceğine işaret ediyor.

Ekonomik reformların sürdürülmesi, küresel finans koşullarındaki belirsizliklere rağmen Türkiye’nin potansiyelini artırabilecek temel unsurlar arasında gösteriliyor.

Dünya Bankası’nın yayımladığı Avrupa ve Orta Asya Ekonomik Güncelleme Raporu, Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahminlerinde yukarı yönlü bir revizyon içeriyor.

Rapora göre Türkiye ekonomisinin 2025 yılında yüzde 3,5, 2026’da yüzde 3,7 ve 2027’de yüzde 4,4 oranında büyümesi öngörülüyor.

Kurum, haziran ayında yayımladığı önceki tahminlerinde sırasıyla yüzde 3,1, yüzde 3,6 ve yüzde 4,2 oranlarını öngörmüştü. Bu güncelleme, Türkiye ekonomisinde beklenenden güçlü bir iç talep ve ihracat performansına işaret ediyor.

Raporda, Avrupa ve Orta Asya genelinde büyümenin bir miktar ivme kaybettiği ancak bölgenin küresel ve zorluklara rağmen dirençli bir duruş sergilediği vurgulandı.

Bölge ekonomisinin bu yıl yüzde 2,4 büyüyeceği, geçen yılki yüzde 3,7’lik oranın gerisinde kalacağı tahmin ediliyor.

Bu yavaşlamada, özellikle Rusya ekonomisinde gözlenen büyüme hızındaki düşüşün etkili olduğu belirtildi.

Doğu Asya ve Pasifik Küresel Ortalama Üstünde Seyrediyor

Doğu Asya ve Pasifik Ekonomik Güncelleme Raporu ise bölge ekonomilerinin dünya ortalamasının üzerinde bir performans göstermeye devam ettiğini ortaya koydu.

Raporda, 2025 yılında bölgenin büyüme hızının yüzde 4,8 olmasının beklendiği, bu oranın 2024’teki yüzde 5’lik büyümenin biraz altında kaldığı ifade edildi.

Bölge ülkeleri arasında Vietnam, yüzde 6,6’lık büyüme beklentisiyle öne çıkarken; onu yüzde 5,9 ile Moğolistan ve yüzde 5,3 ile Filipinler izliyor.

Kamboçya ve Endonezya ekonomilerinin bu yıl yüzde 4,8 büyümesi beklenirken, Pasifik Adaları ülkelerinde büyümenin yüzde 2,7, Tayland’da ise yüzde 2 düzeyinde kalacağı öngörülüyor. Çin ekonomisinin ise bu yıl yüzde 4,8, 2026’da ise yüzde 4,2 oranında büyümesi bekleniyor.

Güney Asya’da Yavaşlama Sinyali

Güney Asya Kalkınma Güncellemesi ise bölgedeki güçlü büyümenin gelecek yıl bir miktar ivme kaybedeceğini ortaya koyuyor.

Buna göre, Güney Asya ekonomilerinin bu yıl yüzde 6,6 ile dikkat çekici bir performans sergilemesi bekleniyor.

Ancak 2026 yılında büyüme oranının yüzde 5,8’e gerileyerek belirgin bir yavaşlama göstermesi öngörülüyor.

Raporda, küresel ekonomik yavaşlama, ticaret politikalarındaki belirsizlikler, bölgedeki siyasi istikrarsızlıklar ve yapay zekâ gibi yeni teknolojilerin iş gücü piyasası üzerindeki potansiyel etkilerinin, ekonomik görünüm açısından aşağı yönlü riskler oluşturduğu vurgulandı.

Latin Amerika’da Büyümeye Girişimcilik Umudu

Latin Amerika ve Karayip Ekonomik İncelemesi Raporu ise bölgenin kronik olarak düşük büyüme temposunu kırmak için girişimciliğin stratejik bir araç olabileceğini ortaya koydu.

Raporda, girişimciliğin istihdam yaratma, verimliliği artırma ve yenilikçiliği teşvik etme kapasitesi vurgulanıyor.

Bölgenin 2025 yılında yüzde 2,3, 2026’da ise yüzde 2,5 oranında büyümesi bekleniyor. Bu oran, küresel bölgeler arasında en düşük büyüme performansına işaret ediyor.

Rapor, kalıcı enflasyon, yüksek borç yükü, zayıf yatırım ortamı ve küresel belirsizliklerin Latin Amerika ekonomilerini baskıladığını belirtiyor.

Ayrıca gelişmiş ülkelerde para politikalarının sıkılaşmasının, borç servis maliyetlerini artırarak krediye erişimi zorlaştırdığı ve bunun da yatırımları ve istihdam yaratma süreçlerini olumsuz etkilediği ifade ediliyor.

Sahra Altı Afrika’da Dirençli Büyüme

Dünya Bankası’nın Sahra Altı Afrika Ekonomik Görünüm Raporu da bölgenin küresel belirsizlik ortamına rağmen dirençli bir büyüme gösterdiğini ortaya koyuyor.

2024’te yüzde 3,5 olan büyüme oranının, 2025’te yüzde 3,8’e yükseleceği öngörülüyor. Bu artış, enflasyon baskılarının hafiflemesi ve yatırımların kademeli olarak toparlanmasına bağlanıyor.

Raporda ayrıca, 2022 Ekim ayında 23 olan çift haneli enflasyona sahip ülke sayısının 2025 Temmuz itibarıyla 10’a gerilediği, bunun da fiyat istikrarında ilerleme sağlandığını gösterdiği kaydedildi.

Ancak dış finansman kaynaklarının daralması ve ticaret politikalarındaki belirsizliklerin bölge için ciddi riskler oluşturduğu uyarısı da yapıldı.

Afrika’nın dünyadaki en hızlı demografik dönüşüm sürecini yaşadığına dikkat çekilen raporda, bu potansiyelin değerlendirilebilmesi için yüksek kaliteli istihdam sağlayacak bir büyüme modeline ihtiyaç duyulduğu vurgulandı.

Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da Toparlanma Umudu

Orta Doğu, Kuzey Afrika, Afganistan ve Pakistan Ekonomik Güncellemesi ise bölge ekonomilerinde iyileşme sinyalleri bulunduğuna işaret ediyor.

Raporda, bölgenin bu yıl yüzde 2,8, 2026’da ise yüzde 3,3 oranında büyümesinin beklendiği bildirildi. Ancak devam eden çatışmalar, ticaret politikalarındaki değişiklikler, yerinden edilme sorunları ve küresel belirsizlikler büyümeye yönelik riskler arasında sayıldı.

Kadınların iş gücüne katılım oranının bölge genelinde son derece düşük olduğuna dikkat çekilen raporda, eğitimdeki ilerlemelere rağmen kadınların sadece beşte birinin iş gücüne katıldığı ve bunun dünya ortalamasının oldukça gerisinde olduğu ifade edildi.

Raporun sonunda, Suriye ekonomisine ilişkin değerlendirmelere de yer verildi. Buna göre, ülke ekonomisinin 2024’te yüzde 1,5 daralmanın ardından 2025’te yüzde 1 büyümesi bekleniyor.

Bu oran, 2022’den bu yana ilk kez büyümeye işaret ediyor. Dünya Bankası, yaptırımların gevşemesi, elektrik arzındaki artış, geri dönen nüfusun katkısı ve uluslararası etkileşimin artmasının, güvenlik sorunları ve kuraklık gibi olumsuzlukların etkisini kısmen dengelediğini belirtiyor.