Türkiye ekonomisi güçlü büyüme ile yıl sonuna hazırlanıyor
Hollanda'nın en büyük finans kuruluşlarından biri olan ING Bank, Türkiye ekonomisine yönelik yaptığı yeni değerlendirmede 2025 yılı büyüme tahminini artırdı.
Banka, yayımladığı son ekonomik raporunda, Türkiye ekonomisinin yılın son çeyreğinde büyüme dinamiklerinde hızlanma işaretleri gösterdiğini belirtti.
Bu olumlu göstergeler, Türkiye’nin ekonomik performansına dair beklentilerin yukarı yönlü revize edilmesine neden oldu.
ING, geçtiğimiz dönemde Türkiye ekonomisinin 2025 yılı için büyüme beklentisini yüzde 3,4 olarak açıklamıştı.
Ancak, son veriler ve öncü göstergelerin analizleri sonucunda banka, bu tahmini yüzde 3,8’e yükseltti. Bu artış, Türkiye ekonomisinin dayanıklılığını ve küresel ekonomik belirsizliklere karşı gösterdiği esnekliği yansıtan önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Raporda öne çıkan bir başka nokta ise yılın son çeyreğinde ekonomik aktivitedeki ivmenin, öncü göstergelerle birlikte daha net bir şekilde hissedildiği yönünde.
ING’ye göre, sanayi üretimi, ihracat ve tüketici güveni gibi kritik göstergelerde gözlemlenen artış, büyümenin hızlanabileceğine işaret ediyor.
Banka uzmanları, özellikle ihracat tarafında gözlenen iyileşmenin, Türkiye’nin küresel tedarik zincirinde daha etkin bir görev almaya başladığını gösterdiğini belirtiyor.
Ayrıca raporda, Türkiye ekonomisinin enflasyon ve faiz oranlarındaki dalgalanmalara rağmen, yapısal olarak büyüme potansiyelini koruduğu vurgulanıyor.
ING, iç talebin ve yatırım harcamalarının güçlenmesinin, ekonomik büyümeyi destekleyen temel faktörler arasında yer aldığını ifade ediyor.
Banka, özellikle hizmet sektörü ve inşaat sektöründe gözlenen toparlanmanın, yılın son çeyreğinde büyüme üzerinde olumlu bir etki yaratacağını öngörüyor.
Türkiye ekonomisine dair bu revizyon, sadece kısa vadeli büyüme beklentileri açısından değil, aynı zamanda yatırımcı güveni ve piyasa algısı açısından da önemli bir gösterge olarak değerlendiriliyor.
ING’nin açıklamaları, uluslararası finans çevrelerinde Türkiye’ye dair iyimser bakış açısını güçlendirebilir ve yabancı yatırımcıların ilgisini artırabilir.
Banka, raporunda ayrıca küresel ekonomik gelişmelerin Türkiye üzerindeki etkilerini de ele aldı. ING’ye göre, dünya ekonomisindeki belirsizlikler ve özellikle Avrupa ile ABD ekonomilerindeki yavaşlama riskleri, Türkiye’nin büyüme hızını etkileyebilecek unsurlar arasında yer alıyor. Ancak, raporda yapılan değerlendirmelerde, Türkiye’nin iç talep ve ihracattaki güçlü performansı sayesinde bu risklerin dengelendiği vurgulanıyor.
Özellikle Türkiye’nin enerji ve teknoloji sektörlerinde gerçekleştirdiği yatırımların, uzun vadede ekonomik büyümeye katkı sağlayacağına dikkat çekiliyor.
ING, bu yatırımların üretim kapasitesini artırarak, istihdam ve verimlilik üzerinde olumlu etkiler yaratacağını belirtiyor. Banka uzmanları, ayrıca hükümetin ekonomik reform ve teşvik politikalarının da büyüme tahminlerinde görev aldığını ifade ediyor.
Raporda dikkat çeken bir diğer nokta, Türkiye’nin genç ve dinamik nüfus yapısının ekonomiye sağladığı destek.
ING, genç nüfusun tüketim ve iş gücü piyasasındaki görevinin, büyüme için sürdürülebilir bir temel oluşturduğunu belirtiyor.
Banka, eğitim ve istihdam politikalarının iyileştirilmesinin, uzun vadede ekonomik performansın güçlenmesine katkı sağlayacağını ifade ediyor.
ING’nin Türkiye ekonomisiyle ilgili yaptığı bu revize, sadece rakamsal bir değişiklikten ibaret değil; aynı zamanda ekonomik göstergelerdeki toparlanmanın ve piyasadaki olumlu sinyallerin bir yansıması olarak yorumlanıyor.
Banka, raporunda ayrıca Türkiye’nin finansal piyasalarındaki istikrarın korunmasının, büyüme beklentilerinin gerçekleşmesi açısından kritik olduğunu vurguluyor.
Hollanda merkezli ING Bank’ın Türkiye ekonomisine yönelik büyüme tahminini yüzde 3,4’ten yüzde 3,8’e yükseltmesi, ekonomik aktivitedeki olumlu gelişmelerin ve öncü göstergelerdeki iyileşmenin bir göstergesi olarak öne çıkıyor.
Banka, raporunda Türkiye’nin güçlü iç talep, ihracat performansı ve yapısal reform potansiyelinin, büyüme üzerinde belirleyici görev alacağını ifade ediyor.
Bu gelişmeler, hem yerel hem de uluslararası yatırımcılar açısından Türkiye ekonomisine duyulan güvenin artmasına katkı sağlayabilir.
ING Bank’ın son raporu, Türkiye ekonomisinin 2025 yılı için büyüme beklentilerinde yukarı yönlü revizyon yapılmasına işaret ederken, yılın son çeyreğinde ekonomik aktivitedeki ivmenin önemini vurguluyor.
Raporda yer alan veriler, Türkiye ekonomisinin küresel belirsizliklere rağmen dayanıklılığını koruduğunu ve büyüme potansiyelini sürdürdüğünü ortaya koyuyor.
ING Global, Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyreğe ilişkin verilerini değerlendirdiği son raporunda, manşet ekonomik göstergelerin yavaşlama sinyalleri verse de mevsimsel düzeltilmiş çeyrek verilerinin güçlü bir büyüme performansını koruduğunu belirtti.
Kuruluş, bu verilerin, özellikle devam eden parasal gevşemenin de etkisiyle, ekonomik büyüme açısından yukarı yönlü riskler taşıdığına işaret ettiğini vurguladı.
Mevsimsel Düzeltilmiş Veriler Büyümenin Gücünü Gösteriyor
ING Global’in analizine göre, Türkiye ekonomisi üçüncü çeyrekte nominal olarak bir yavaşlama kaydetse de mevsimsel olarak düzeltilmiş veriler, ekonominin temel dinamiklerinin güçlü kalmaya devam ettiğini ortaya koyuyor.
Bu durum, özellikle tüketim ve yatırım tarafındaki hareketliliğin, ekonomik aktivitede halen belirgin bir canlılık olduğunu gösteriyor.
Kuruluş, bu verilerin yalnızca mevcut çeyreğe dair değil, aynı zamanda önümüzdeki dönemlere ilişkin büyüme beklentileri açısından da kritik bir gösterge olduğunu belirtti.
Parasal Gevşeme Büyümeye Destek Sağlıyor
ING Global’in raporunda dikkat çekilen bir diğer unsur ise Türkiye’de süregelen parasal gevşeme politikalarının ekonomiye olan etkisi oldu.
Analize göre, Merkez Bankası’nın faiz indirimleri ve likidite artışı, kısa vadede ekonomik aktiviteyi destekleyerek büyüme üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturuyor.
Kuruluş, söz konusu parasal gevşemenin, tüketici harcamaları ve yatırımlar üzerinde pozitif etkiler yaratmaya devam ettiğini ve bu durumun büyüme görünümünü güçlendirdiğini vurguladı.
Öncü Göstergeler Büyümede Hızlanmayı İşaret Ediyor
ING Global, yılın son çeyreğine ilişkin öncü ekonomik göstergelere de dikkat çekti. Kuruluşun analizine göre, bu göstergeler Türkiye ekonomisinde büyümenin hızlanabileceğine dair güçlü sinyaller veriyor.
Özellikle sanayi üretimi, ihracat siparişleri ve perakende satışlar gibi alanlarda gözlenen olumlu gelişmeler, yılın son çeyreğinde ekonomik büyümenin ivme kazanabileceğini ortaya koyuyor.
Bu bağlamda, ING Global, ekonomide yılın son döneminde toparlanma ve hızlanma potansiyelinin yüksek olduğunu belirtti.
2025 Büyüme Tahmini Yükseltildi
Söz konusu değerlendirmeler ışığında ING Global, Türkiye ekonomisine ilişkin 2025 yılı büyüme tahminini revize etti.
Kuruluş, önceki tahmin olan yüzde 3,4’ten, yüzde 3,8’e çıkararak daha iyimser bir görünüm ortaya koydu.
Bu güncelleme, özellikle yılın son çeyreğine dair güçlü öncü göstergeler ve parasal gevşemenin ekonomiye olan destekleyici etkileri göz önünde bulundurularak yapıldı. ING Global, raporunda bu revizyonun, Türkiye ekonomisinin dayanıklılığının ve toparlanma potansiyelinin bir göstergesi olduğunu belirtti.
Enflasyon ve Faiz Politikası Üzerine Yorumlar
ING Global, güçlü büyüme görünümünün yanı sıra, halen yüksek seyreden enflasyonun da ekonomik politika üzerindeki etkisine değindi.
Kuruluş, yüksek enflasyonun Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz indirimleri konusunda daha temkinli hareket etmesine neden olabileceğini belirtti.
Buna göre, ekonomi güçlü büyüme kaydederken enflasyon baskısı da devam ettiğinden, TCMB’nin faiz indirimlerini ölçülü ve sınırlı bir şekilde gerçekleştirmesi bekleniyor.
Raporda ayrıca, yılın son toplantısında TCMB’nin yaklaşık 100 baz puanlık bir faiz indirimi yapmasının olası olduğu öngörüsü paylaşıldı.
Büyüme ve Para Politikası Arasındaki Denge
Analiz, Türkiye ekonomisinin mevcut durumu ile para politikası arasındaki ilişkinin önemine de dikkat çekiyor.
ING Global’e göre, güçlü büyüme verileri ve parasal gevşemenin bir araya gelmesi, ekonomideki toparlanmanın sürmesine katkı sağlıyor.
Ancak yüksek enflasyon, bu dengeyi korumak için Merkez Bankası’nın temkinli bir yaklaşım benimsemesini zorunlu kılıyor.
Kuruluş, bu çerçevede faiz politikalarının, hem büyümeyi destekleyici hem de enflasyonu kontrol edici bir düzeyde kalmasının önemine vurgu yaptı.
Geleceğe Yönelik Riskler ve Fırsatlar
Raporda, büyüme görünümüne dair yukarı yönlü risklerin mevcut olduğu belirtilirken, küresel ekonomik koşullar ve iç talep dinamiklerinin bu tabloyu şekillendireceği ifade edildi.
ING Global, güçlü iç talep, artan yatırımlar ve ihracatta gözlenen iyileşmenin büyüme üzerinde pozitif etkiler yaratabileceğini belirtirken, yüksek enflasyon ve olası dış şokların da risk unsuru oluşturduğunu vurguladı.
Bu bağlamda, Türkiye ekonomisinin 2025 yılı büyüme performansı, hem iç dinamikler hem de küresel koşulların etkisiyle şekillenecek.
ING Global’in değerlendirmesi, Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrekte manşet verilerde bir yavaşlama yaşasa da mevsimsel olarak güçlü büyüme performansını sürdürdüğünü ortaya koyuyor.
Önümüzdeki dönemde parasal gevşeme ve iç talebin desteğiyle büyümenin ivme kazanabileceği, buna karşın yüksek enflasyon nedeniyle TCMB’nin faiz indirimlerinde ölçülü davranmasının muhtemel olduğu ifade ediliyor.
Kuruluş, bu çerçevede 2025 yılı için büyüme tahminini yüzde 3,8’e yükselterek ekonomiye dair daha iyimser bir tablo sundu.
Türkiye ekonomisinin, hem güçlü büyüme dinamikleri hem de enflasyon baskıları arasında hassas bir denge kurması gerektiği vurgulanan rapor, önümüzdeki dönem için ekonomik görünümü daha net bir şekilde ortaya koyuyor.