Şimşek: Türkiye 2025’te OVP’nin üzerinde büyüyecek
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bugün açıklanan ekonomik büyüme verilerini değerlendirirken Türkiye ekonomisinin yakın dönem görünümüne ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Bakan Şimşek, ekonomik büyümenin son çeyrekte ılımlı bir seyir izlemesini beklediklerini ve 2025 yılı için Orta Vadeli Program’da öngörülen büyüme sınırlarının üzerinde bir performans sergileyebileceğini ifade etti.
Bu açıklama, Türkiye ekonomisine dair hem yerli hem de yabancı yatırımcılar açısından umut verici bir tablo ortaya koyuyor.
Bakan Şimşek, ekonomik büyümenin sadece niceliksel bir gösterge olmanın ötesinde, fiyat istikrarı açısından da önemli etkileri olduğunu vurguladı.
Özellikle enflasyon konusunda yapılan değerlendirmelerde, büyüme performansının enflasyonun düşüşünü destekleyen bir unsur olarak öne çıktığını belirtti.
Şimşek, “Büyümenin enflasyondaki düşüşü desteklemeye devam edeceğini değerlendiriyoruz” diyerek, ekonomik aktivitenin ve fiyat istikrarının birbirini tamamlayan iki unsur olduğunu bir kez daha vurguladı.
Bakanın açıklamalarında öne çıkan bir diğer unsur ise finansal koşullar ve küresel ekonomik ortamla ilgili değerlendirmeler oldu.
Şimşek, küresel konjonktürün ve iç piyasadaki finansal koşulların daha elverişli bir yapıya kavuşmasının, ekonomik aktivitedeki artışın önümüzdeki dönemde daha olumlu bir seyir izlemesine olanak sağlayacağını ifade etti.
Bu durum, ekonomik büyüme ile birlikte tüketici güveni ve yatırım iştahının da artabileceğine işaret ediyor.
Özellikle 2026 yılına ilişkin öngörülerde bulunan Bakan Şimşek, ekonomik büyümenin önümüzdeki yıl daha güçlü bir şekilde kendini göstereceğini öngördüklerini açıkladı.
Daha spesifik olarak, 2025 yılı boyunca büyümenin sınırlı bir artışla seyrettiği göz önüne alındığında, 2026’da bu artışın daha belirgin ve sürdürülebilir olmasını beklediklerini belirtti.
Bu değerlendirme, ekonomik planlamalar ve yatırım stratejileri açısından kritik bir veri olarak öne çıkıyor.
Şimşek’in açıklamalarına göre, ekonomik büyümenin güçlü kalması, sadece iç piyasadaki ekonomik dengeleri sağlamlaştırmakla kalmayacak, aynı zamanda fiyat istikrarının korunmasına da doğrudan katkı sağlayacak.
Bakan, büyüme ve enflasyon ilişkisinde pozitif bir etkileşim olduğuna dikkat çekerek, ekonomik aktivitenin canlanmasının fiyatlardaki artış baskısını hafifleteceğini ve uzun vadede sürdürülebilir bir ekonomik ortamın tesisine yardımcı olacağını ifade etti.
Açıklamalarında finansal koşulların önemine özellikle vurgu yapan Şimşek, daha elverişli kredi ve yatırım ortamının, hem tüketici harcamalarını hem de yatırımcıların ekonomik güvenini olumlu etkileyeceğini söyledi.
Ayrıca küresel ekonomik konjonktürün destekleyici olması durumunda, Türkiye’nin ihracat ve üretim faaliyetlerinde daha hızlı bir toparlanma görülebileceğini ve bu durumun büyüme üzerinde pozitif yansımalara yol açacağını belirtti.
Bakan Şimşek’in açıklamaları, Türkiye ekonomisinin önümüzdeki dönemde istikrarlı bir büyüme patikası izleyeceğine dair güçlü işaretler veriyor.
Özellikle büyümenin enflasyonu dengeleyen bir unsur olarak öne çıkması, ekonomik planlama ve politika yapıcılar açısından kritik bir gösterge niteliğinde.
Bu bağlamda, enflasyonun düşüş sürecinin desteklenmesi, vatandaşların alım gücünün korunması ve finansal istikrarın sağlanması açısından büyük önem taşıyor.
Bakan Şimşek’in değerlendirmeleri, Türkiye ekonomisinin kısa ve orta vadeli görünümüne dair olumlu mesajlar içeriyor.
2025 yılı boyunca büyümenin öngörülenin üzerinde gerçekleşmesi ve 2026’da daha güçlü bir ekonomik performansın beklenmesi, hem iç piyasada güveni artıracak hem de yatırımcılar için teşvik edici bir ortam oluşturacak.
Ayrıca büyümenin enflasyon üzerindeki destekleyici görevi, Türkiye’nin ekonomik istikrar ve sürdürülebilir büyüme hedefleri açısından kritik bir unsur olarak ön plana çıkıyor.
Bakan Şimşek’in açıklamaları, ekonominin çeşitli alanlarında atılacak adımlar ve uygulanacak politikalar açısından da önemli bir rehber niteliğinde.
Finansal koşulların iyileştirilmesi, küresel ekonomik ortamın avantajlarından yararlanılması ve iç talebin desteklenmesi gibi önlemlerle, Türkiye’nin ekonomik büyüme ve fiyat istikrarı hedeflerini aynı anda yakalaması mümkün görünüyor.
Bu durum, ekonomik aktörler açısından hem kısa vadeli planlamalarda hem de uzun vadeli stratejilerde yol gösterici olacak.
Bakan Şimşek’in açıklamaları, Türkiye ekonomisinin büyüme ve enflasyon dinamiklerini dengeli bir şekilde yönetebileceğine dair güçlü bir güven mesajı içeriyor.
Ekonomik büyümenin önümüzdeki yıllarda istikrarlı bir şekilde devam etmesi, fiyat istikrarına katkı sağlaması ve yatırım ortamını desteklemesi, Türkiye’nin sürdürülebilir ekonomik kalkınma hedefleri açısından büyük önem taşıyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2025 yılının üçüncü çeyreğine ilişkin gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) verilerinin açıklanmasının ardından Türkiye ekonomisine dair değerlendirmelerde bulundu.
Bakan Şimşek, büyümenin yılın son çeyreğinde ılımlı bir seyir izlemesini beklediklerini belirtirken, 2025 yılı için Orta Vadeli Program’da (OVP) öngörülen sınırların üzerinde bir performansın gerçekleşeceğine işaret etti.
Şimşek, ekonomik görünümle ilgili yaptığı değerlendirmede, daha elverişli finansal koşullar ve destekleyici küresel konjonktür sayesinde ekonomik aktivitenin 2026 yılında bu yıldan daha olumlu olmasını öngördüklerini vurguladı. Ayrıca, büyümenin devam eden enflasyon düşüşünü destekleyici bir görev alacağını ifade etti.
Bakan, ekonomik programın temel hedeflerini açıklarken fiyat istikrarını merkeze alan, sürdürülebilir yüksek büyüme ve kalıcı refah artışını sağlayacak bir yol haritası izlediklerini belirtti.
Bu program sayesinde son iki yılda elde edilen kazanımların kalıcı hale getirileceğini ve ekonomik dönüşümün sağlanarak verimlilik ile rekabet gücünü artıracak yapısal reformların hayata geçirileceğini dile getirdi.
Üçüncü Çeyrek Büyüme Verileri ve Sektörel Analiz
2025 yılı üçüncü çeyreğinde Türkiye ekonomisi, yıllık bazda %3,7 büyüme kaydederken, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış çeyreklik büyüme %1,1 olarak gerçekleşti.
Bu performansla birlikte yılın ilk dokuz ayındaki yıllık büyüme de %3,7 seviyesinde oldu. Yıllıklandırılmış milli gelir ise 1,5 trilyon doları aşarak önemli bir ekonomik büyüklüğe işaret etti.
Sektörel bazda değerlendirildiğinde, özellikle tarım sektörünün GSYH içindeki ağırlığının yüksek olması, bu çeyrekteki büyüme üzerinde sınırlayıcı bir etki yarattı.
Zirai don ve kuraklık gibi olumsuz hava koşulları tarım katma değerinin daralmasına neden oldu. Buna karşın tarım dışı sektörlerde büyüme oldukça güçlü gerçekleşti; tarım dışı büyüme yıllık bazda %5,6 olarak kaydedildi.
Sanayi sektöründe kaydedilen %6,5’lik büyüme, özellikle yüksek teknolojili üretim alanındaki gelişmelerle desteklendi.
İnşaat sektörü ise deprem bölgesinin yeniden imarına yönelik çalışmaların katkısıyla güçlü bir performans sergiledi. Bu sektörlerdeki büyüme, ekonominin genel performansına olumlu yansıdı.
Tüketim ve Yatırımların Dengeli Seyri
Yılın ilk yarısında olduğu gibi, tüketim ve yatırımlar 2025 üçüncü çeyreğinde dengeli bir görünüm sergiledi.
İnşaat yatırımlarında gözlenen olumlu seyir devam ederken, üretim kapasitesinin artırılmasında kritik öneme sahip makine ve teçhizat yatırımları %11,3 oranında arttı.
Bununla birlikte küresel ticarette gözlenen görece zayıf seyir net dış talebin büyümeyi sınırlamasına yol açtı; net dış talep büyümeyi yaklaşık 1 puan azalttı.
Öte yandan, cari açığın milli gelire oranı %1,3 ile sürdürülebilir bir seviyede kalarak ekonominin dış dengesinin güçlü bir şekilde korunduğunu gösterdi.
2026 Öngörüleri ve Destekleyici Politikalar
Bakan Şimşek, yılın son çeyreğinde büyümenin ılımlı bir hızda devam etmesini beklediklerini, 2025’in genelinde ise Orta Vadeli Program sınırlarının üzerinde bir performansın görüleceğini ifade etti.
Ayrıca, finansal koşulların daha elverişli hale gelmesi ve küresel ekonomik ortamın destekleyici niteliği sayesinde 2026 yılında ekonomik aktivitedeki artışın bu yıldan daha güçlü olacağı öngörüsünü paylaştı.
Dezenflasyon sürecini olumsuz etkileyen kuraklık ve don gibi arz yönlü şoklara karşı da çeşitli önlemler alındığını belirten Bakan, verimliliği artıracak, sulama altyapısını güçlendirecek ve kaynak kullanımını daha etkin hâle getirecek çalışmaların sürdüğünü kaydetti.
Özellikle emek yoğun sektörlerde üretimi canlandırmak ve istihdamı korumak amacıyla reel sektöre yönelik desteklerin devam edeceği vurgulandı.
Sürdürülebilir Büyüme ve Yapısal Reformlar
Bakan Şimşek, fiyat istikrarını merkezine alan programın, sürdürülebilir yüksek büyüme ve kalıcı refah artışı sağlama hedefiyle kararlılıkla uygulandığını belirtti.
Bu yaklaşım sayesinde son iki yılda elde edilen kazanımların kalıcı hale getirileceğini ve ekonomik dönüşümün gerçekleşerek verimlilik ile rekabet gücünü artıracak yapısal reformların hayata geçirileceğini ifade etti.
Programın temel önceliklerinden birinin, uzun vadede Türkiye ekonomisinin dayanıklılığını artırmak ve küresel rekabet gücünü güçlendirmek olduğunu aktaran Şimşek, aynı zamanda fiyat istikrarı ve finansal disiplinin sürdürülebilir büyümenin ön şartı olduğunu vurguladı.
Bakan, ekonomik politikaların sadece kısa vadeli büyümeyi değil, aynı zamanda yapısal reformlar yoluyla uzun vadeli kalkınmayı hedeflediğini belirterek, kamuoyuna saygıyla duyurulduğunu ifade etti.