Karahan: Görevimiz zam değil, enflasyonu düşürmek

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Dr. Fatih Karahan, ekonomi gündemini yakından ilgilendiren enflasyon tahminleriyle ilgili kapsamlı açıklamalarda bulundu.

Merkez Bankası’nın 2025 yıl sonu enflasyon beklentisini yüzde 24 seviyesinde sabit tuttuğunu ifade eden Karahan, tahmin aralığının da yüzde 19 ile yüzde 29 arasında kaldığını belirtti.

Orta vadeye yönelik olarak yapılan değerlendirmelerde ise 2026 yılı için enflasyon öngörüsünün yüzde 12, 2027 için ise yüzde 8 olarak belirlendiği kaydedildi.

Bu değerlendirmeler, TCMB'nin Para Politikası Kurulu’nun son toplantısının ardından kamuoyuna sunulan "Enflasyon Raporu" kapsamında yapıldı.

Raporun sunumu sırasında ekonomistler, gazeteciler ve çeşitli sektör temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen soru-cevap oturumunda Başkan Karahan’a asgari ücrete ilişkin de sorular yöneltildi.

Enflasyon Tahminlerinde Değişiklik Yok

Dr. Karahan, rapor sunumunda, Merkez Bankası'nın sıkı para politikası duruşunu sürdürme kararlılığında olduğunu vurgularken, yıl sonu enflasyon tahmininde herhangi bir değişikliğe gidilmediğini yineledi.

“2025 yılı sonu için enflasyon hedefimizi yüzde 24 olarak koruyoruz. Bu tahminin aralığı ise yüzde 19 ile yüzde 29 arasında değişiyor. Aynı şekilde 2026 için öngördüğümüz enflasyon oranı yüzde 12, 2027 içinse yüzde 8 olarak belirlenmiştir,” ifadelerini kullandı.

Karahan’a göre bu hedeflerin sürdürülebilir şekilde yakalanabilmesi için parasal sıkılığın korunması ve finansal istikrarın desteklenmesi hayati önem taşıyor.

Ayrıca, fiyat istikrarı yoluyla hane halkının satın alma gücünün korunmasının da temel hedefler arasında olduğunu belirtti.

Enflasyonda Kalıcı Düşüş İçin Sıkı Politika Şart

Başkan Karahan, özellikle 2023 son çeyreğinden itibaren atılan adımların, enflasyonla mücadelede belirgin sonuçlar verdiğini belirterek, şunları ekledi:

“Politika faizimizi geçen yıl ortasından bu yana kararlı şekilde artırdık. Bu sıkı duruşun iç talep üzerindeki etkileri giderek daha görünür hale geliyor. Aynı zamanda kredi büyümesinde yavaşlama ve döviz kurundaki istikrar da dezenflasyon sürecini destekliyor.”

Karahan, küresel emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar, ve iç talepteki gelişmelerin yakından takip edildiğini ve bu unsurların politika adımlarında dikkate alındığını da sözlerine ekledi.

Asgari Ücretle İlgili Yorum: Karar Mercii Biz Değiliz

Toplantının en dikkat çeken bölümlerinden biri ise asgari ücrete yapılması muhtemel ara zamla ilgili soruya verilen yanıttı.

Bir gazetecinin, "Asgari ücrete yıl içinde bir ara zam yapılması enflasyon hedefinizi nasıl etkiler?" şeklindeki sorusuna Dr. Karahan, şu ifadelerle yanıt verdi:

“Bu konuda Merkez Bankası olarak doğrudan bir karar mekanizmasında yer almıyoruz. Asgari ücretle ilgili kararlar, ilgili sosyal taraflar ve hükümetin değerlendirmesiyle alınmaktadır. Bizim görevimiz, alınan kararların makroekonomik yansımalarını değerlendirmek ve para politikasını buna göre şekillendirmektir.”

Karahan, alınacak herhangi bir ücret artışı kararının, iç talep ve enflasyon dinamikleri üzerindeki etkilerini göz önünde bulundurarak gereken parasal tepkinin verileceğini vurguladı. Ancak bu tür politikaların doğrudan TCMB'nin görev alanında olmadığını net şekilde ifade etti.

Ücret-Ücret Fiyat Döngüsü Uyarısı

Başkan Karahan, ücret artışlarının enflasyona etkisinin kaçınılmaz olduğunu vurgulayarak, ücret-fiyat sarmalına dikkat çekti. “Eğer ücret artışları, verimlilik artışının çok üzerinde gerçekleşirse bu durum enflasyonu besleyebilir. Bu tür gelişmeleri dikkatle izliyoruz” dedi.

Ayrıca, enflasyon beklentilerinin çıpalanmasının önemine işaret ederek, fiyatlama davranışlarında kalıcılığın önüne geçilmesi gerektiğini belirtti.

TCMB'nin ana misyonunun fiyat istikrarını sağlamak olduğunu hatırlatan Karahan, uzun vadeli istikrar için kararlı adımların süreceğini vurguladı.

Makroekonomik Dengede Dönüşüm Süreci

Raporun genel çerçevesine bakıldığında, Türkiye ekonomisinin makroekonomik dengelerinde bir yeniden yapılanma süreci yaşandığı dikkat çekiyor.

Merkez Bankası, bu geçiş sürecini dengeli ve kontrollü bir şekilde yönetmek için para politikasında netlik ve öngörülebilirliğe büyük önem veriyor.

Karahan, finansal piyasalardaki güven ortamının iyileştirilmesi ve yabancı yatırımcı ilgisinin artırılması adına şeffaflık ve iletişim politikalarının güçlendirildiğini de belirtti.

Bu bağlamda, enflasyonla mücadele sürecinin tüm kurumlar arası eşgüdümle yürütülmesinin önemine vurgu yaptı.

Sözlü Yönlendirme ve Şeffaflık Vurgusu

Toplantı boyunca, TCMB'nin sözlü yönlendirme politikasının, ekonomik aktörler üzerindeki etkisine de değinildi.

Karahan, para politikasına olan güvenin artırılması ve beklentilerin yönetilmesinde şeffaf iletişimin belirleyici bir görev aldığını belirtti: “Piyasaların bizi doğru anlaması, para politikası transmisyon mekanizmasının etkin çalışmasını sağlar. Bu nedenle kamuoyuyla sürekli ve açık iletişim içinde olmayı sürdüreceğiz.”

TCMB, Kararlılığını Koruyor

Özetle, TCMB Başkanı Fatih Karahan'ın açıklamaları, kurumun enflasyonla mücadeledeki kararlılığını ve para politikasındaki sıkı duruşunu sürdüreceğini ortaya koyuyor.

2025, 2026 ve 2027 yıllarına yönelik enflasyon hedeflerinin korunması, fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda izlenen rotanın devam edeceğini gösteriyor.

Asgari ücret gibi kamuoyunun geniş kesimlerini ilgilendiren konulara ilişkin olarak ise Merkez Bankası’nın doğrudan karar verici olmadığı, ancak bu tür gelişmelerin ekonomik yansımalarını analiz ederek para politikasını şekillendirdiği net şekilde ifade edildi.

Bu açıklamalar, hem ekonomi çevreleri hem de kamuoyu açısından önümüzdeki döneme yönelik para politikası duruşunun nasıl olacağına dair önemli ipuçları sunuyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, 2024 yılının ikinci Enflasyon Raporu toplantısında yaptığı sunumda, ekonomi çevrelerinin merakla beklediği enflasyon tahminlerini kamuoyuyla paylaştı.

Karahan, 2025 yıl sonu için enflasyon tahmininin yüzde 24 seviyesinde sabit tutulduğunu belirtti. 2026 ve 2027 yıllarına yönelik enflasyon tahminleri ise sırasıyla yüzde 12 ve yüzde 8 olarak korunarak, TCMB'nin orta vadeli dezenflasyon hedefi doğrultusunda kararlılığını sürdürdüğü mesajı verildi.

Gıda Fiyatları ve Zirai Don Riski

Fatih Karahan, yaptığı değerlendirmelerde özellikle tarımsal üretime etki eden bazı doğal risk faktörlerine dikkat çekti.

Son dönemde yaşanan zirai don olaylarının, işlenmemiş gıda fiyatları üzerinde baskı yarattığını belirten Karahan, bu durumun enflasyon açısından yukarı yönlü riskler taşıdığını ifade etti.

Gıda fiyatları, Türkiye’de manşet enflasyonun önemli bir bileşeni olduğu için bu tür olumsuz hava koşulları, fiyat istikrarı açısından kritik önem taşıyor.

Beklentiler Dezenflasyon Sürecinde Belirleyici

Karahan, fiyat artışlarının ötesinde, enflasyon beklentilerinin de ekonomi politikaları açısından belirleyici olduğunu vurguladı. "Beklentiler dezenflasyon süreci açısından hâlâ önemli bir risk unsuru olmaya devam ediyor" ifadesiyle, enflasyonun düşüş eğilimine girmesi için sadece ekonomik verilerin değil, kamuoyunun ve piyasaların beklentilerinin de iyileşmesi gerektiğine işaret etti.

Bu bağlamda, para politikasında sıkı duruşun korunmasının zorunlu olduğuna değinen Karahan, TCMB'nin bu süreçte kararlılıkla hareket ettiğini dile getirdi.

Sıkı Para Politikası Mesajı: Taviz Yok

TCMB Başkanı, mevcut ekonomik koşulların, özellikle de fiyat istikrarı hedefinden sapmamak adına sıkı para politikası uygulamasını gerektirdiğini söyledi.

Enflasyonla mücadelenin kısa vadeli değil, orta ve uzun vadeli bir süreç olduğunu belirten Karahan, Merkez Bankası'nın bu süreci yönetirken enflasyon beklentilerini çıpalamayı amaçladığını vurguladı.

Bu açıklama, piyasaların faiz indirimi beklentilerini törpüleyen ve sıkı duruşun süreceği yönünde güçlü bir mesaj olarak değerlendirildi.

Asgari Ücrete Ara Zam Gündemi ve TCMB’nin Tutumu

Öte yandan, Temmuz ayının yaklaşmasıyla birlikte kamuoyunda giderek artan bir şekilde tartışılan asgari ücrete ara zam konusu da gündemdeki sıcaklığını koruyor.

Milyonlarca çalışanı doğrudan ilgilendiren bu konuda, Fatih Karahan’a da bir soru yöneltildi. "Yıl sonu enflasyon tahminlerinizi, asgari ücrete ara zam yapılacak varsayımıyla mı oluşturdunuz?" sorusu üzerine Karahan, TCMB’nin bu konuda doğrudan bir etkisi olmadığını açıkça ifade etti.

“Biz burada karar verici konumda değiliz. Asgari ücretle ilgili kararları belirleyen bir komisyon var ve o komisyon kendi takvimi çerçevesinde çalışmalarını sürdürüyor. Biz bu süreçte herhangi bir tavsiyede de bulunmuyoruz” diyen Karahan, Merkez Bankası'nın bağımsızlığını ve teknik işleyişini vurguladı.

Enflasyon Tahminleri Nasıl Belirleniyor?

Karahan, TCMB'nin enflasyon tahminlerinin çeşitli ekonomik varsayımlar altında oluşturulduğunu belirtti.

Ücret artışlarının da bu varsayımlar arasında yer aldığını ifade ederek, tahminlerin tek bir senaryoya değil, çoklu senaryolarla oluşturulan varsayımlar dizisine dayandığını söyledi.

“Ücret gelişmeleri, yetkili kurumların açıklamalarına ve alınan kararlara göre şekilleniyor” diyen Karahan, TCMB’nin ücret politikasına yön verme değil, politika tahminlerini mevcut verilerle oluşturma görevinde olduğunu yineledi.

Yüksek Enflasyon Ücretleri Kalıcı Olarak Eritiyor

Karahan, ücret artışları ile enflasyon arasındaki ilişkiye de değinerek, dikkat çekici bir uyarıda bulundu. "Yüksek enflasyon, ücretleri kalıcı olarak aşağıya çeker. Yani reel olarak vatandaşın alım gücünü düşürür" ifadelerini kullandı.

Bu açıklama, ücret artışlarının tek başına bir çözüm olmadığını, enflasyonla mücadele edilmeden bu artışların kısa süreli rahatlama dışında bir etkisinin olmayacağını ortaya koydu.

Makroekonomik Disiplinin Önemi

Toplantıda öne çıkan bir diğer unsur da, makroekonomik disiplinin sürdürülmesi gerektiği vurgusu oldu. Karahan, fiyat istikrarının sağlanmasının, sadece Merkez Bankası politikalarıyla değil, aynı zamanda mali disiplin, verimli kamu harcamaları ve yapısal reformlarla mümkün olabileceğine dikkat çekti.

Para politikasındaki sıkı duruşun yanı sıra, ekonomi yönetiminin diğer alanlarında da kararlı adımların sürdürülmesi gerektiği mesajı verildi.

Piyasa ve Beklenti Yönetimi

Sunumda öne çıkan bir başka unsur ise, TCMB’nin piyasa iletişimi ve beklenti yönetimindeki stratejisiydi. Karahan, özellikle 2021 ve 2022 yıllarında yaşanan öngörülemeyen fiyat hareketlerinin ardından, beklentilerin yönetiminin en az faiz kararları kadar önemli hale geldiğini belirtti.

Bu kapsamda TCMB'nin, gerek raporlarla gerekse kamuya açık iletişimle şeffaflığı ve öngörülebilirliği artırmaya yönelik çabalarını sürdürdüğünü ifade etti.

TCMB Kararlılığını Koruyor

Fatih Karahan’ın sunumu, Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadelede kararlılığını koruduğunu ve politika araçlarını bu doğrultuda kullandığını gösterdi.

2025 sonu için yüzde 24 enflasyon tahmini, önceki raporda yer alan seviye ile aynı kaldı. Bu durum, TCMB’nin enflasyonun kontrol altına alınması konusunda henüz yeni bir risk veya değişim öngörmediğini ortaya koyuyor.

Asgari ücrete ilişkin tartışmalar sürerken, Merkez Bankası’nın bu konudaki tarafsız ve teknik yaklaşımı, para politikasının bağımsızlığı açısından önem taşıyor.

Karahan’ın "bizim görevimiz enflasyonu düşürmektir" vurgusu, TCMB'nin temel hedefini hatırlatarak, para politikasının sosyal baskılarla değil, ekonomik göstergelerle şekilleneceği mesajını veriyor.

Büyükçekmece'nin çehresini değiştirecek proje! Başkanın tüm malları onun üzerinde! Taşyapı'nın Şişli arazisi icradan satılığa çıktı! Rekor satışta Hasan Peker detayı... İstanbul'un 40'ncı ilçesi Kanal İstanbul'da kurulacak! Heyelan bölgesine beton santrali!