"Sofrada Hikâye Var" etkinliğine Esra Ronabar konuk oldu
Gecenin gastronomik deneyimi, genç şef Mehmet Canarslan tarafından hazırlandı. Menü; sonbahar sebzelerinin doğal kimliğini bozmadan, renklerini, dokusunu ve karakterini öne çıkaran bir yaklaşımla tasarlandı. Tabaklar gösterişli olmaya çalışmıyor; sessiz, zarif ve düşünülmüş bir estetik taşıyordu. Malzemeler oldukları hâliyle, doğanın sunduğu bütünde masaya geldi. Bu yaklaşım, gecenin ruhuyla örtüşüyordu: Daha fazla yapmak değil, daha derin hissetmek.
Programın sonunda her misafire, gecede tadılan zeytinin çekirdeği küçük bir kese içinde verildi. Bu yalnızca bir jest değil; devam eden bir hikâyeye imza, sessiz bir söz ve geleceğe bırakılmış bir izdi. Taşıdığı anlam ise;
“Ben buradayım; senden sonra da burada olacağım.”