Risk tavan yaptı: Ekonomide tetikte bekleyiş

Küresel piyasalarda belirsizlikler devam ederken yatırımcılar yön tayin etmeye çalışıyor. Gelecek hafta özellikle ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell’ın yapacağı sunumlar ve ABD ekonomisine ilişkin büyüme verileri yatırımcıların yakın takibinde olacak.

Öte yandan cephede İran-ABD hattında artan gerilim de piyasaların risk algısını önemli ölçüde şekillendiriyor.

Türkiye cephesinde ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) makroihtiyati politika çerçevesinde aldığı yeni kararlar öne çıkıyor.

Powell’ın Mesajları Piyasaları Şekillendiriyor

Fed Başkanı Jerome Powell’ın son dönemdeki açıklamaları, küresel finansal piyasalarda yankı uyandırmaya devam ediyor.

Powell’ın şahin (sıkılaşma yanlısı) tonda verdiği mesajlar, bankanın kısa vadede faiz indirimine gitmeyeceği yönündeki beklentileri kuvvetlendirdi.

Özellikle enflasyonun istenen seviyelere çekilememesi, Fed’in para politikasında temkinli duruşunu korumasına neden oluyor. Bu durum, yatırımcıların risk iştahını törpülüyor ve piyasalarda dalgalanmaya yol açıyor.

Gelecek hafta Powell’ın ABD Kongresi’nde gerçekleştirmesi beklenen sunum, özellikle enflasyon görünümü, istihdam piyasası ve olası para politikası adımları hakkında vereceği sinyaller açısından kritik olacak.

Bu sunum, doların seyri başta olmak üzere, ABD tahvil faizleri ve küresel hisse senedi piyasalarında yön belirleyici olabilir.

ABD Ekonomisinde Büyüme Verisi Bekleniyor

ABD’de açıklanacak 2. çeyrek büyüme verisi, ekonomik gidişat açısından önemli bir gösterge olacak. Son dönemde gelen veriler, ABD ekonomisinin beklenenden daha dirençli bir görünüm sergilediğine işaret ediyor.

Bu da Fed’in faiz indirimi konusunda aceleci davranmayacağı yönündeki beklentileri destekliyor. Büyüme verisinin tahminlerin üzerinde gelmesi halinde, faizlerin yüksek seviyelerde daha uzun süre kalabileceğine dair algı güçlenebilir.

Buna karşılık, büyüme hızında belirgin bir yavaşlama gözlemlenirse, Fed üzerindeki gevşeme baskısı artabilir. Böyle bir senaryo ise riskli varlıklar açısından olumlu fiyatlamaları beraberinde getirebilir.

Bu nedenle, söz konusu veri sadece ABD piyasalarını değil, küresel finansal varlıkları da etkileme potansiyeli taşıyor.

İran ve ABD Arasındaki Gerilim Tırmanıyor

ABD Başkanı Donald Trump’ın İran hakkında yaptığı açıklamalar dikkat çekti. Trump, ABD’nin İran’a askeri müdahale ihtimali için "Belki gerek kalmayacak" ifadelerini kullanırken, olası bir müdahale için İran’a en fazla iki hafta süre verdiklerini belirtti. Bu açıklamalar, Orta Doğu’da tansiyonun tırmanabileceğine işaret ediyor.

Enerji piyasaları açısından İran ile yaşanacak olası bir çatışma büyük önem taşıyor. İran’ın Hürmüz Boğazı üzerinden gerçekleştirdiği petrol ihracatı, küresel arzın önemli bir kısmını oluşturuyor.

Bu bölgede yaşanacak herhangi bir gerginlik, petrol fiyatlarında ani ve sert yükselişlere yol açabilir. Dolayısıyla, yatırımcılar önümüzdeki günlerde bu gelişmeleri yakından izlemeye devam edecek.

Türkiye Cephesinde Makroihtiyati Adımlar Öne Çıkıyor

Yurt içinde ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) attığı adımlar dikkat çekiyor. Banka, parasal aktarım mekanizmasını güçlendirmek ve Türk lirasına geçişi desteklemek amacıyla makroihtiyati çerçevede bir dizi düzenleme yapılmasına karar verdi. Bu kararlar, kredi büyümesi, mevduat yapısı ve bankacılık sektörü dinamikleri üzerinde etkili olacak.

TCMB'nin aldığı önlemler arasında TL mevduatları teşvik edecek bazı düzenlemelerin yanı sıra, döviz mevduatlarının cazibesini azaltmaya yönelik adımlar da yer alıyor.

Bu adımların amacı, finansal istikrarı sağlamak ve para politikasının etkinliğini artırmak olarak öne çıkıyor. Merkez Bankası’nın bu yöndeki politikalarının, kur üzerinde istikrar sağlayıcı etkiler yaratması bekleniyor.

Ayrıca Türkiye ekonomisinde enflasyon görünümüne ilişkin gelişmeler de yakından takip ediliyor. TÜFE’de yukarı yönlü baskıların sürmesi, TCMB’nin sıkı para politikası duruşunu sürdüreceğine işaret ediyor. Bu kapsamda, yılın ikinci yarısında fiyat istikrarını sağlama çabalarının yoğunlaşacağı öngörülüyor.

Piyasalar Dengelenmeye Çalışıyor

Hem küresel hem yerel cephede yaşanan gelişmeler, piyasaların yön bulmasını zorlaştırıyor. Powell’ın vereceği mesajlar, ABD ekonomisinin büyüme performansı, İran kaynaklı riskler ve TCMB'nin attığı adımlar, önümüzdeki haftanın en kritik başlıkları arasında yer alıyor.

Küresel yatırımcılar, bir yandan merkez bankalarının politikalarını analiz ederken diğer yandan jeopolitik risklerin piyasalar üzerindeki potansiyel etkisini fiyatlamaya çalışıyor.

Bu da varlık sınıflarında dalgalı bir seyir izlenmesine neden oluyor. Döviz kurları, hisse senetleri, emtia fiyatları ve tahvil piyasaları üzerinde etkili olabilecek bu gelişmelerin seyri, yatırım kararlarını doğrudan etkileyecek.

Önümüzdeki hafta piyasalarda yön tayin etmek açısından oldukça önemli gelişmelerin yaşanacağı bir dönem olacak.

ABD’den gelecek büyüme verisi, Fed Başkanı Powell’ın mesajları, İran-ABD hattındaki gerilim ve Türkiye’nin makroekonomik adımları piyasaların radarında olacak.

Gelişmelerin seyri, sadece kısa vadeli fiyatlamalar açısından değil, aynı zamanda yılın geri kalanında izlenecek politika patikaları üzerinde de belirleyici görev alacak.

Piyasalar yön ararken, risklerin ve fırsatların doğru analiz edilmesi, önümüzdeki süreçte öne çıkacak en önemli faktör olacak.

Geçtiğimiz hafta küresel piyasalar, Orta Doğu'daki artan tansiyon, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz politikaları ve Fed Başkanı Jerome Powell’ın açıklamaları doğrultusunda dalgalı bir seyir izledi.

Yeni haftada yatırımcıların dikkati, Powell’ın ABD Senatosu’nda gerçekleştireceği sunuma ve ABD’nin nihai büyüme verilerine çevrilmiş durumda.

Küresel çapta büyüme ve enflasyona dair süregelen belirsizliklerin yanında, risklerdeki artış da piyasa fiyatlamalarında belirleyici görev aldı Özellikle ABD’nin Orta Doğu'daki olası askeri müdahaleye dair söylentiler, yatırımcı güvenini zayıflatmaya devam ediyor.

Trump ve Powell Gündemde

ABD eski Başkanı Donald Trump, İran’a yönelik potansiyel bir müdahale hakkında yaptığı açıklamada, müdahalenin gerekmeden çözülebileceğini ifade ederken, İran’a iki haftalık bir süre tanıdığını belirtti.

Bu söylem, bölgedeki belirsizliğin tırmanmasına neden oldu. Öte yandan, ABD yönetiminin uyguladığı gümrük tarifeleriyle ilgili olarak artan enflasyonist baskılar tartışma konusu olmaya devam ederken, çarşamba günü Fed’in faiz kararı ve ardından Powell’ın açıklamaları yakından takip edildi.

Beklentilere paralel olarak Fed, politika faizini yüzde 4,25-4,50 aralığında sabit tuttu. Ayrıca, banka, yıl sonuna ilişkin federal fonlama oranı tahminini yüzde 3,9 seviyesinde korudu.

Bu veriler, Fed’in yıl içerisinde iki faiz indirimi beklentisini sürdürdüğünü ortaya koysa da, çekirdek kişisel tüketim harcamaları (PCE) enflasyonu tahmini yüzde 2,8’den 3,1’e çıkarıldı, büyüme tahmini ise yüzde 1,7’den 1,4’e revize edildi.

Powell’ın yaptığı açıklamalarda şahin tonun belirginleşmesi, yakın vadede faiz indirimi ihtimalinin zayıf olduğunu gösterdi. Başkan Powell, artan tarifelerin fiyatları yukarı yönlü baskılayabileceğini ve ekonomik faaliyetler üzerinde sınırlayıcı etkiler yaratabileceğini vurguladı.

Ayrıca Powell, ABD ekonomisinin 1970’lerdeki gibi yabancı enerji kaynaklarına bağımlı olmadığını söyledi.

Gelecek hafta, Powell’ın iki gün sürecek olan Senato ve Temsilciler Meclisi sunumları ile ABD’nin ilk çeyrek büyüme verileri yatırımcıların radarında olacak.

Fed Yetkililerinden Ayrı Görüşler

Analistler, Fed’in son toplantısı ve Powell’ın açıklamaları sonrasında yatırımcıların daha temkinli bir pozisyon aldığını belirtirken, Orta Doğu’daki tansiyonun risk iştahı üzerinde baskı yarattığını ifade ediyor.

Fed üyelerinden de çeşitli değerlendirmeler geldi. Yönetim Kurulu Üyesi Christopher Waller, temmuz ayında faiz indiriminin mümkün olabileceğini söyledi.

Tarifelere bağlı enflasyon riskini düşük gören Waller, son dönemdeki verilerin 12 aylık periyotta enflasyonda olumlu eğilim gösterdiğine işaret etti.

Richmond Fed Başkanı Thomas Barkin ise tarifelerin enflasyon üzerinde belirgin etkileri olabileceğini söyleyerek faiz indirimi konusunda acele edilmemesi gerektiğini vurguladı.

San Francisco Fed Başkanı Mary Daly ise iş gücü piyasasında kalıcı bir zayıflama görülmedikçe faiz indirimine sonbahardan önce gidilmemesinin uygun olacağını belirtti.

Tahvil ve Emtia Piyasalarında Gelişmeler

ABD tahvil piyasasında geçen hafta alım yönlü hareketler gözlenirken, 10 yıllık tahvil faizi 4 baz puan gerileyerek yüzde 4,38’e indi. Emtia fiyatları ise karışık bir tablo çizdi.

Altının ons fiyatı yüzde 1,9 düşerek 3.368 dolara gerilerken, gümüş yüzde 0,8 azalışla 36 dolara indi. Brent petrol haftayı yüzde 3’lük yükselişle 75,9 dolardan tamamladı. Dolar endeksi ise haftalık bazda yüzde 0,5 artarak 98,7 seviyesine yükseldi.

ABD Borsaları ve Veriler

New York borsasında da karışık seyir öne çıktı. Haftalık performanslara bakıldığında S&P 500 endeksi yüzde 0,15 yükselirken, Nasdaq ve Dow Jones endeksleri yatay kaldı.

Makro verilere göre, mayıs ayında perakende satışlar yüzde 0,9 oranında gerileyerek beklentilerin altında kaldı.

Aynı ayda sanayi üretimi yüzde 0,2 düşerken, ithalat fiyat endeksi değişim göstermedi, ihracat fiyat endeksi ise yüzde 0,9 azaldı.

ABD’nin bazı çip üreticilerine yönelik Çin’e teknoloji ihracatı muafiyetlerini sonlandıracağına dair haberlerin ardından cuma günü çip hisselerinde düşüş yaşandı.

Nvidia hisseleri yüzde 1,12, TSMC hisseleri ise yüzde 1,87 değer kaybetti. Yeni haftada ABD'de açıklanacak önemli veriler arasında PMI endeksleri, ikinci el ve yeni konut satışları, dayanıklı mal siparişleri, büyüme tahmini ve PCE fiyat endeksi yer alıyor.

Avrupa Piyasalarında Satış Baskısı

Avrupa piyasaları geçen hafta satış ağırlıklı seyretti. Orta Doğu’daki gelişmelerin enerji fiyatlarına olası etkileri ve zayıf gelen veriler, kıta genelinde endeksleri aşağı çekti.

İngiltere Merkez Bankası beklentilere paralel olarak faiz oranını yüzde 4,25’te sabit tuttu. BoE, enerji fiyatlarının yükselmesinin enflasyonu tetikleyebileceğini ve ticaret politikalarındaki belirsizliklerin ekonomik faaliyetleri baskılayabileceğini bildirdi.

IMF ise Euro Bölgesi’nin yüksek tarifeler, ticaret engelleri ve risklerden etkilendiğini belirtti. AB Komisyonu, Rusya'dan yapılan fosil yakıt ithalatını kademeli olarak sonlandıracak bir yasa teklifini açıkladı.

Geçen hafta İngiltere’de yıllık enflasyon yüzde 3,4 ile tahminlere paralel geldi ancak BoE’nin yüzde 2’lik hedefinin üzerinde kaldı. Perakende satışlar ise mayısta yüzde 2,7 geriledi. Almanya’da ÜFE yıllık bazda yüzde 1,2 düşüş kaydetti.

Avrupa borsalarında haftalık bazda Almanya DAX yüzde 1,38, Fransa CAC 40 yüzde 1,24, İtalya MIB 30 yüzde 0,53, İngiltere FTSE 100 yüzde 0,86 oranında geriledi.

Yeni haftada Almanya ve Euro Bölgesi PMI verileri, Almanya IFO endeksi, İngiltere büyüme verileri ile Euro Bölgesi tüketici güveni takip edilecek.

Asya Borsalarında Belirsizlik Hâkim

Asya piyasalarında da haftalık bazda karma bir seyir izlendi. ABD’nin Orta Doğu politikasına ilişkin belirsizlikler, bölge genelinde yatırımcı algısını olumsuz etkiledi.

Çin'de kredi faiz oranlarında değişiklik yapılmadı; 1 yıllık LPR yüzde 3, 5 yıllık LPR yüzde 3,5 olarak sabit bırakıldı. Japonya Merkez Bankası ise faiz oranlarını değiştirmeyerek yüzde 0,5 seviyesinde bıraktı.

Japonya’da açıklanan dış ticaret verilerine göre mayısta 637,6 milyar yen dış ticaret açığı verildi. İhracat yıllık yüzde 1,7 azalırken, ithalat yüzde 7,7 düştü. Nisan ayı makine siparişleri ise aylık yüzde 9,1 düşerken, yıllık bazda yüzde 6,6 artış gösterdi.

Haftalık bazda Japonya Nikkei 225 endeksi yüzde 1,50, Güney Kore Kospi endeksi yüzde 4,40 yükselirken; Çin Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,51 ve Hong Kong Hang Seng endeksi yüzde 1,52 düştü. Japonya’da cuma günü açıklanacak Tokyo TÜFE ve işsizlik oranı verileri izlenecek.

Yurt İçinde TCMB Adımları ve Borsa Gelişmeleri

Türkiye'de geçen hafta BIST 100 endeksi yüzde 1,17 düşüşle 9.203,37 puana geriledi. TCMB, politika faizini yüzde 46’da sabit bırakırken, gecelik borçlanma ve borç verme oranlarını sırasıyla yüzde 44,5 ve yüzde 49 olarak belirledi.

Nisan ayında cari işlemler açığı 7,86 milyar dolar olurken, dış ticaret açığı 9,89 milyar dolara ulaştı. Yıllıklandırılmış cari açık ise yaklaşık 15,8 milyar dolar olarak kaydedildi.

Cuma günü Merkez Bankası, TL’ye geçişi hızlandırmak amacıyla makroihtiyati düzenlemelerde değişiklik yaptı. TL mevduat payı hedefleri yükseltilirken, KKM hesaplarına uygulanan zorunlu karşılık oranı yüzde 40’a çıkarıldı. KKM'den TL’ye geçiş hedefi kaldırıldı ancak toplam hedef korundu.

Ayrıca değişken faizli mevduat hesapları için vadeler esnekleştirildi, bazı endeksli mevduatlara zorunlu karşılık oranı yüzde 10 olarak belirlendi.

Yabancı para mevduatlarda TL cinsinden zorunlu karşılık oranı yüzde 2,5’e düşürüldü. Dolar/TL kuru haftayı yüzde 0,7 artışla 39,6740 seviyesinde tamamladı. Yeni haftada yurt içinde salı günü reel kesim güven endeksi ve kapasite kullanımı, perşembe PPK toplantı özeti, cuma ise ekonomik güven endeksi açıklanacak

Nuhoğlu’nun itirafındaki Ahmet kim? THY'den iddialara açıklama geldi Murat Ülker'in ziyaretinin sebebi ortaya çıktı! Uçağın düşme nedeni pilot koltuğu çıktı! Kiracılara müjdeli haber: Ödeme geçerli olacak Kamu işçisine ikinci zam teklifi ne zaman?