Konut piyasasında düşüş ve talep artışı, inşaat tarihi zirvede
Türkiye genelinde konut piyasasında hem kiralık hem de satılık segmentlerde belirgin bir düşüş gözlemleniyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ekim ayında reel kira fiyatları önemli bir gerileme kaydetti.
Reel kira fiyat endeksi, ekim ayında 170,2 seviyesine gerileyerek, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,1’lik bir düşüş yaşadı.
Bu durum, kiralık konut talebinde hafif bir yavaşlama veya piyasada arzın talebi bir miktar geride bırakmasıyla ilişkilendiriliyor.
Reel Kira Fiyatlarında Düşüş Devam Ediyor
Kira fiyatlarının reel anlamda düşmesi, alım gücü açısından tüketiciler için kısa vadeli bir rahatlama anlamına gelse de, piyasa dengeleri açısından farklı dinamikleri de gündeme getiriyor.
Büyükşehirlerde Kira Endeksleri Geriliyor
Özellikle büyük şehirlerde kira artışlarının yıllardır devam etmesi ve ardından gelen bu düşüş, konut sektöründe bir dengeleme sürecinin başladığını gösteriyor. Bu süreç, hem yatırımcılar hem de kiracı açısından piyasadaki hareketliliği yeniden şekillendirebilir.
Reel kira fiyatlarındaki bu gerileme, çeşitli ekonomik göstergelerle de paralellik gösteriyor. Türkiye’de enflasyon oranlarındaki değişimler, faiz politikaları ve tüketici güven endeksi gibi makroekonomik faktörler, kiralık konut piyasasını doğrudan etkileyen unsurlar arasında yer alıyor.
Özellikle yüksek enflasyon dönemlerinde kiralar genellikle daha hızlı artış gösterirken, ekonomik belirsizlik ve faizlerin yüksek seyretmesi durumunda kiralar yavaşlama eğilimi gösterebiliyor.
Ekim ayında yaşanan yüzde 3,1’lik yıllık düşüş, bu bağlamda değerlendirildiğinde piyasanın bir miktar nefes alma sürecine girdiğini işaret ediyor.
Satılık Konut Fiyatlarında Sınırlı Dalgalanma
Satılık konut fiyatları da benzer bir eğilim sergiliyor. Ekim ayında reel satılık konut fiyat endeksi 153,7 seviyesine gerileyerek önceki aya göre 0,2 puanlık bir azalış kaydetti.
Bu düşüş, konut yatırımcıları açısından fiyatların artık yükseliş trendinde olmadığını ve piyasanın bir duraklama veya dengeleme dönemine girdiğini gösteriyor.
Öte yandan, satılık konut fiyatlarındaki aylık değişim oranı 0,5 puan artış göstermiş olsa da, yıllık bazda eksi 3,3 puan ile negatif bölgede kalması dikkat çekiyor.
Bu durum, konut alıcılarının ve yatırımcıların piyasadaki fiyat trendlerini daha temkinli değerlendirdiğini ortaya koyuyor.
Konut sektöründeki bu trendler, özellikle ekonomik dalgalanmaların yoğun olduğu dönemlerde yatırım kararlarını etkileyebiliyor.
Yatırımcılar, fiyatların kısa vadede düşüş gösterdiği bir dönemde yeni projelere yönelmek yerine mevcut stokları değerlendirmeyi tercih edebiliyor.
Aynı zamanda tüketiciler açısından, hem kiralık hem de satılık konutlarda fiyatların düşüş eğilimi göstermesi, ev sahibi olma planlarını yeniden şekillendirebiliyor.
Uzmanlar, kiralık ve satılık konut fiyatlarındaki bu düşüşün birkaç temel faktörden kaynaklandığını belirtiyor.
Bunların başında ekonomik belirsizlik, yüksek faiz oranları ve konut kredisi maliyetlerinin artması geliyor. Faizlerin yüksek olması, kredi kullanarak ev sahibi olmayı zorlaştırırken, kiralık konut talebini de etkileyerek fiyatların düşmesine yol açabiliyor.
Öte yandan, inşaat maliyetlerindeki artış ve yeni konut arzının artması, fiyatların daha dengeli bir seviyeye gelmesine katkı sağlayan diğer faktörler arasında yer alıyor.
Bölgesel bazda incelendiğinde, fiyat değişimleri şehirden şehire farklılık gösterebiliyor. Büyük metropollerde kiralık konut fiyatlarındaki düşüş daha sınırlı olurken, küçük ve orta ölçekli şehirlerde fiyatlarda daha belirgin bir azalma gözlemlenebiliyor.
Bu durum, talep ve arz dengesinin şehirler arasında farklılık göstermesinden kaynaklanıyor. Ayrıca, şehir merkezlerine olan yoğun talep, bazı bölgelerde fiyat düşüşünü sınırlarken, talebin daha az olduğu bölgelerde fiyatların daha hızlı gerilemesine neden olabiliyor.
Ekim ayında Türkiye genelinde hem kiralık hem de satılık konut fiyatlarında gözlemlenen düşüş, konut piyasasında bir dengeleme sürecinin başladığını ortaya koyuyor.
Reel kira fiyatlarındaki yüzde 3,1’lik yıllık düşüş ve satılık konut fiyat endeksindeki 0,2 puanlık azalış, piyasanın önceki döneme kıyasla daha temkinli bir şekilde hareket ettiğini gösteriyor.
Bu süreç, hem kiracılar hem de ev sahibi olmayı planlayanlar için önemli fırsatlar yaratırken, yatırımcıların da stratejilerini yeniden gözden geçirmelerine neden oluyor.
Uzmanlar, konut piyasasındaki bu trendin kısa vadede devam edebileceğini, ancak ekonomik göstergeler ve faiz politikalarındaki değişimlere bağlı olarak yeni dengelerin oluşabileceğini belirtiyor.
Yani, fiyatlardaki düşüş geçici olabilir veya uzun vadeli bir stabilizasyon sürecine işaret edebilir. Piyasanın bu hareketleri, hem tüketici hem de yatırımcı açısından dikkatle takip edilmesi gereken önemli bir gelişme olarak öne çıkıyor.
Türkiye genelinde konut piyasasında hareketlilik devam ederken, reel kira ve satılık konut fiyatlarındaki değişimler Ekim 2025 verileriyle net bir şekilde ortaya kondu.
TÜİK tarafından açıklanan endeksler, hem kiralık hem de satılık konut piyasalarındaki eğilimler hakkında önemli bilgiler sunuyor.
Ekim ayında reel kira fiyatları, önceki aya göre düşüşünü sürdürdü. Aylık bazda kira fiyat endeksi 170,2 seviyesine gerilerken, yıllık bazda ise yüzde 3,1 düşüş kaydedildi.
Bu veriler, Türkiye genelinde kiralık konut fiyatlarının bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla gerilediğini ve piyasanın talep-talep dengesinde bir yumuşama olduğunu gösteriyor.
Büyükşehirlerdeki duruma bakıldığında, İstanbul, Ankara ve İzmir’de de benzer bir düşüş gözlendi. İstanbul’da reel kira fiyat endeksi 184 seviyesine gerilerken, Ankara’da 253,1 ve İzmir’de 198,3 olarak kaydedildi.
Bu rakamlar, üç büyükşehirde de kira piyasasında yavaşlama olduğunu ve fiyatların yıl bazında gerilediğini ortaya koyuyor.
Özellikle Ankara’daki endeksin diğer şehirlere kıyasla daha yüksek olmasına rağmen, aylık bazda düşüşün devam etmesi dikkat çekiyor.
Kiralık konut talep göstergesi açısından ise mevsimsel etkiler belirgin bir görev aldı. Ağustos ayı itibarıyla başlayan talep düşüşü, Ekim ayında da devam etti.
Endeks, bir önceki aya göre yüzde 16,5 azalarak 181,7 seviyesine geriledi. Buna rağmen yıllık bazda bakıldığında endeks, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4 artış gösterdi.
Bu durum, mevsimsel dalgalanmaların kısa vadeli talep üzerinde etkili olduğunu, ancak uzun vadede talebin artış eğiliminde olduğunu ortaya koyuyor.
Satılık konut piyasasında ise fiyat hareketleri daha ılımlı bir seyir izledi. Ekim ayında reel satılık konut fiyat endeksi 0,2 puan azalarak 153,7’ye geriledi.
Yıllık bazda reel fiyat değişimi ise 0,5 puan artış gösterse de, önceki yılla kıyaslandığında yüzde 3,3 düşüşle negatif bölgede kaldı.
Bu veriler, satılık konut fiyatlarının uzun vadeli olarak sınırlı bir artış gösterdiğini, ancak halen önceki yıllara göre daha düşük seviyelerde olduğunu gösteriyor.
Talep tarafına bakıldığında ise Ekim 2025’te konut talep endeksi aylık bazda yüzde 5,2 artış kaydetti. Yıllık bazda ise bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 5,8 yükseldi.
Konut Talebi Yükselişini Sürdürüyor
Bu durum, satılık konutlara olan talebin artmaya devam ettiğini, ancak fiyat artışlarının talebe paralel olarak sınırlı kaldığını işaret ediyor.
Talepteki bu artış, özellikle ekonomik belirsizlikler ve faiz oranları göz önüne alındığında piyasadaki canlanmanın işareti olarak değerlendirilebilir.
Diğer taraftan inşaat sektöründe tarihi bir rekor kırıldığı gözlemlendi. Türkiye genelinde inşaat üretimi Eylül 2025’te geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 29,9 artarak son 105 ayın en yüksek seviyesine ulaştı.
Takvim etkilerinden arındırılmamış verilerle endeks 150,4 puana yükselerek tüm zamanların zirvesine çıktı.
Takvim etkilerinden arındırıldığında endeks 149,6, takvim ve mevsim etkilerinden arındırıldığında ise 148,5 seviyesinde ölçüldü. Bu veriler, inşaat üretiminin 2017 Ocak ayından bu yana görülmemiş bir seviyeye ulaştığını gösteriyor.
İnşaat Üretimi Tarihi Zirvede
İnşaat üretimindeki bu yüksek seviye, Türkiye ekonomisinin bazı dinamiklerinde hareketlilik olduğuna işaret ediyor.
Sektörde Rekor Seviyeler ve Ekonomik Etkiler
Özellikle kamu ve özel sektör yatırımlarının artması, konut üretiminde artışa yol açıyor. Ayrıca bu durum, iş gücü talebinden malzeme sektörüne kadar geniş bir ekonomik etki alanı yaratıyor.
Piyasa gözlemcileri, bu artışın kısa vadede ekonomiyi destekleyebileceğini, uzun vadede ise arz-talep dengesinin fiyatlar üzerinde belirleyici olacağını belirtiyor.
Ekim 2025 verileri Türkiye konut ve inşaat piyasasında farklı dinamiklerin bir arada işlediğini ortaya koyuyor.
Reel kira fiyatları düşüş eğilimindeyken, satılık konut fiyatları sınırlı bir değişim gösteriyor ve talep endeksleri ise artış sergiliyor.
İnşaat üretimi ise tarihsel zirvelere ulaşarak sektörün güçlü bir performans sergilediğini gösteriyor. Bu veriler, hem yatırımcılar hem de ev sahibi olmak isteyenler için önemli ipuçları sunuyor ve piyasadaki trendlerin yönünü anlamada kritik bir rol oynuyor.