Perakende, inşaat, konaklama sektöründe iflas dalgası
Son dönemde ekonomik dünyada yaşanan dalgalanmalar, dünya genelinde iflas eden şirketlerin sayısında dramatik bir artışa neden oldu. Dun & Bradstreet tarafından yayımlanan 2024 Küresel İflas Raporu, şirket iflaslarının son 12 yılın en üst seviyesine ulaştığını ortaya koyuyor.
Türkiye ise bu olumsuz tablodan payını fazlasıyla aldı. Ülkemizde iflas oranları yüzde 23 gibi ciddi bir artış gösterirken, yalnızca 2025 yılının ilk 5 ayında konkordato ilan eden şirketlerin sayısı 2 bini aşarak endişe verici bir tabloyu gözler önüne serdi.
Dünya Genelinde İflas Oranlarında Büyük Sıçrama
Dun & Bradstreet’in raporuna göre, küresel çapta ekonomik koşullar giderek zorlaşmakta, bu da şirketlerin mali dengelerini bozuyor.
Özellikle yüksek faiz oranları, enerji maliyetlerindeki artışlar ve tedarik zinciri problemleri işletmelerin ayakta kalmasını güçleştiriyor.
Bu zorlayıcı koşullar, küçük ve orta ölçekli işletmelerin iflas bayrağını çekmesine yol açarken, büyük şirketler de benzer sıkıntılarla karşı karşıya kalıyor.
Raporda, dünya genelinde şirket iflaslarının 12 yılın zirvesine ulaşması, ekonomik toparlanmanın beklenenden daha yavaş ve sancılı olduğunu gösteriyor.
Bu durum, küresel ekonomik istikrar üzerinde ciddi riskler yaratıyor ve yatırımcıların da kaygılarını artırıyor.
Türkiye’de İflaslar Alarm Veriyor
Türkiye özelinde durum daha da kritik. Ülkemizde son dönemde yaşanan ekonomik dalgalanmalar, şirketlerin finansal açıdan zorlanmasına neden oldu.
Döviz kurlarındaki dalgalanma, yüksek enflasyon ve artan üretim maliyetleri, işletmelerin kar marjlarını ciddi şekilde eritiyor.
Türkiye’de iflas oranlarının yüzde 23 oranında artması, özellikle mikro ve küçük ölçekli işletmelerin ayakta kalmakta zorlandığını gösteriyor.
Bu artış, iş dünyasında ciddi bir güvensizlik yaratırken, birçok sektörün önümüzdeki dönemde daha büyük zorluklarla karşılaşacağına işaret ediyor.
Konkordato İlanları Rekor Kırıyor
Özellikle 2025’in ilk beş ayında konkordato ilan eden firma sayısının 2 bini aşması, Türkiye’deki ekonomik sıkıntıların boyutunu gözler önüne seriyor.
Konkordato, iflasın önüne geçmek için şirketlerin geçici süreyle borçlarını öteleyerek yeniden yapılandırma talep ettiği hukuki bir süreç olarak biliniyor.
Ancak bu rakamın bu kadar yüksek olması, şirketlerin sürdürülebilir finansal çözümler bulmakta zorlandığını ve iflas riskinin her geçen gün arttığını gösteriyor.
Konkordato ilanları, birçok sektörün zorluk yaşadığını ve ekonomide yaygın bir kırılganlık olduğunu ortaya koyuyor.
İnşaat, perakende, turizm ve imalat gibi sektörlerdeki iflas haberleri, ekonomik toparlanmanın önündeki en büyük engeller arasında yer alıyor.
İflas Dalga Neden Kaynaklanıyor?
Ekonomistlere göre, küresel iflas dalgasının arkasında birden fazla faktör bulunuyor. Bunların başında, pandemi sonrası dönemde ortaya çıkan ekonomik belirsizlikler geliyor.
Pandeminin yarattığı tahribat henüz tamamen giderilemediği gibi, yeni krizler ve enerji krizleri ekonomik ortamı daha da zorlaştırıyor.
Türkiye’de ise döviz kurlarındaki oynaklık, enflasyonun yüksek seyri ve faizlerin artması şirketlerin finansal yükünü artırıyor.
Özellikle hammadde ve enerji maliyetlerinin yükselmesi, üretim yapan firmaların kar marjlarını küçültüyor ve nakit akışını olumsuz etkiliyor.
İş Dünyası ve Yatırımcılar İçin Ne Anlama Geliyor?
Bu olumsuz gelişmeler, iş dünyası için ciddi bir uyarı niteliği taşıyor. Şirketler mali disiplinlerini sıkılaştırmak, gereksiz giderleri azaltmak ve daha sağlam finansal yapılar oluşturmak zorunda kalacak.
Ayrıca, alternatif finansman kaynakları arayışının hızlanması, şirket birleşmeleri ve devralmalar gibi stratejik hamlelerin artması bekleniyor.
Yatırımcılar açısından da riskler artıyor. İflas oranlarının yükselmesi, özellikle kredi risklerini ve temerrüt ihtimallerini artırırken, piyasaların volatilitesini de yükseltiyor.
Bu nedenle yatırım kararlarında daha temkinli olunması, risk yönetim stratejilerinin gözden geçirilmesi önem kazanıyor.
Hükümetin ve Finansal Kurumların Gücü
Türkiye hükümeti ve finansal kurumlar da bu gelişmelere karşı çeşitli önlemler almaya çalışıyor. Ekonomik reform paketleri, finansman destekleri ve borç yapılandırma mekanizmaları bu süreçte kritik görev alıyor.
Ancak piyasa uzmanları, bu önlemlerin etkisinin ancak ekonomik ortamın genel istikrar kazanmasıyla mümkün olacağını vurguluyor.
Ayrıca, kredi piyasalarının canlandırılması, KOBİ’lere yönelik desteklerin artırılması ve yatırım ortamının iyileştirilmesi, iflas dalgasının yumuşatılması için atılması gereken önemli adımlar arasında sayılıyor.
Önümüzdeki Dönemde Ne Bekleniyor?
2025 ve sonrası için öngörüler, küresel ekonomide belirsizliğin devam edeceği yönünde. Özellikle enerji fiyatları, gelişmeler ve finansal piyasalardaki dalgalanmalar, ekonomik istikrarın önündeki en büyük engeller olarak görülüyor. Türkiye açısından ise iç ve dış ekonomik koşulların yakından takip edilmesi gerekiyor.
Uzmanlar, şirketlerin daha temkinli hareket ederek risk yönetimine öncelik vermesi gerektiğini belirtirken, hükümet ve finansal kurumların da yapısal reformları hızlandırması gerektiğine dikkat çekiyor. Aksi halde iflas dalgasının ekonomide yarattığı tahribat derinleşebilir.
Dun & Bradstreet tarafından yayımlanan 2024 Küresel İflas Raporu, küresel ekonomi sahnesinde giderek artan kırılganlığı net biçimde ortaya koyuyor.
Toplamda 47 ülkeyi kapsayan bu kapsamlı araştırmada, ülkelerin yaklaşık yüzde 65’inde şirket iflaslarının yükselişe geçtiği vurgulanıyor.
Bu artışın temel sebepleri arasında pandemi döneminde verilen geçici desteklerin sona ermesi ve yükselen faiz oranları gösteriliyor.
Türkiye özelinde ise, 2024 yılında iflas eden şirketlerin sayısının 2023’e göre yüzde 23 artarak 465’e ulaştığı dikkat çekiyor.
Bu yükselişle Türkiye, Almanya (%22), İtalya (%20), Hollanda (%30) ve Kanada (%35) gibi ekonomilerle birlikte listenin üst sıralarında yer alıyor.
Ukrayna’da İflas Oranları Rekor Seviyede
Savaşın devam ettiği Ukrayna, iflaslarda yüzde 126’lık dramatik artışla dünya genelinde en yüksek artışı kaydeden ülke oldu.
Ukrayna’yı takip eden diğer ülkeler arasında Singapur (%40) ve Belarus (%39) bulunuyor. Ayrıca, Kanada, Romanya, Avustralya ve Lüksemburg gibi gelişmiş ekonomilerde de iflas oranlarındaki belirgin yükselişler dikkat çekiyor.
Bazı Ülkelerde İflaslar Azalıyor
Öte yandan bazı ülkelerde şirket iflaslarının azaldığı gözlemleniyor. Yunanistan’da iflaslar yüzde 48, Kolombiya’da yüzde 43, Çin’de yüzde 31, Rusya’da yüzde 26 ve Arjantin’de yüzde 18 oranında geriledi. Bu durum, ekonomik iyileşmenin bölgesel farklılıklar gösterebileceğini ortaya koyuyor.
Yapay İyileşme Dönemi Geride Kaldı
Dun & Bradstreet’in Operasyon Direktörü Julian Prower, pandemi sürecinde hükümetlerin sağladığı desteklerin ekonomik aktivitede geçici bir “yapay iyileşme” yarattığını belirtiyor.
Ancak 2023 sonrasındaki dönemde, ekonomik gerçeklerin şirketler üzerinde ciddi baskı oluşturduğunu ifade ediyor.
Prower, düşük kâr marjıyla çalışan şirketlerin ayakta kalabilmesi için güçlü nakit akışı yönetimi ve tedarik zincirinde çeşitlendirmeye odaklanmasının kritik önem taşıdığını vurguluyor.
En Çok Etkilenen Sektörler: Perakende, İnşaat ve Konaklama
Dun & Bradstreet Başekonomisti Dr. Arun Singh, iflasların özellikle perakende, imalat, inşaat ve konaklama sektörlerinde yoğunlaştığını açıklıyor.
Singh, finansman maliyetlerinin artması ve zayıflayan tüketici talebinin, dijital dönüşüme ayak uyduramayan şirketlerin piyasadan silinmesine yol açtığını ifade ediyor.
Ayrıca, İhracata bağımlılık ve kırılgan tedarik zincirlerinin de bu süreci ağırlaştırdığı belirtiliyor. Singh, 2025 yılının sonlarına doğru ise kısmi bir ekonomik toparlanma beklendiğini sözlerine ekliyor.
Türkiye’de Konkordato Başvuruları Hızla Artıyor
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in verdiği bilgilere göre, Türkiye’de 2024 yılında konkordato ilan eden firma sayısı 3.497’ye ulaşmış durumda.
Bu rakam, 2025 yılının sadece ilk beş ayında 2.235 olarak kaydedildi. Gürer, konkordato başvurularındaki bu ani artışı “ekonomik politikaların iflası” olarak değerlendiriyor.
Bursa’da konkordato başvuruları, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 106 oranında artış gösterdi. Başvuruların büyük bir kısmını bireysel girişimciler oluştururken, tekstil, mobilya ve metal ürün imalatı sektörleri bu artışı takip eden alanlar oldu.
Konkordato Haritasında İstanbul, Ankara ve Kocaeli Zirvede
Konkordato Takip Platformu verilerine göre, konkordato talebi açısından Türkiye’de ilk sırayı İstanbul alıyor (1.118 başvuru). İstanbul’u Ankara (529 başvuru) ve Kocaeli (206 başvuru) takip ediyor.
Ayrıca Balıkesir, Denizli ve İzmir gibi illerde de önemli artışlar gözlemleniyor. Konkordato ilan eden firmalar arasında Koç Gültekin Süt Ürünleri, Bahas Özel Sağlık Hizmetleri, Ena Otomasyon, Başarı Zeytincilik ve Komutan Pet Gıda gibi tanınmış şirketler öne çıkıyor.
Denizli’de Sanayi Krizi: Tekstil Firmaları Üretimi Durduruyor
Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, 2024 yılında çok sayıda büyük tekstil firmasının konkordato ilan ettiğini veya üretim faaliyetlerini durdurduğunu belirtti.
Öztürk, “Artık sadece sayılarla değil, somut ekonomik çöküşlerle karşı karşıyayız. Organize sanayi bölgelerinde üretim kapasitesi ciddi ölçüde azaldı” diye konuştu.
Düşük Kur Politikası Sanayiyi Zorluyor
Yasin Öztürk, hükümetin düşük kur politikası ısrarı ile yüksek faizlerin sanayi sektörünü derin bir çıkmaza soktuğunu ifade etti.
Öztürk, “Döviz baskısının devam ettiği ortamda, ithalata bağımlı üretim yapan sanayi kuruluşları iflasın eşiğine geldi. Finansmana erişim oldukça sınırlı, enerji maliyetleri ise yüksek seyrediyor.
Bu plansızlık ve ekonomik belirsizlik, sanayinin omurgasını ciddi şekilde zayıflatıyor” diyerek durumu özetledi.