Site yönetiminde dijital devrim

Türkiye'de uzun süredir tartışma konusu olan iş yeri açma ve çalışma ruhsatları konusunda önemli bir adım atılıyor.

Yerel yönetimler ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı arasında zaman zaman yaşanan yetki karmaşasının önüne geçilmesi amacıyla hazırlanan yeni yönetmelik taslağı, ruhsat sürecinde ortaya çıkabilecek tıkanmaları çözmeyi hedefliyor.

Özellikle belediyelerin çeşitli gerekçelerle ruhsat vermeyi geciktirmesi veya tamamen reddetmesi durumlarında, devreye merkezi otoritenin girmesi planlanıyor.

Hazırlanan yönetmelik taslağına göre, iş yeri açmak isteyen vatandaşlar ya da şirketler, başvurularını öncelikle ilgili belediyelere yapacak.

Ancak belediyelerin başvurulara iki ay içinde olumlu ya da olumsuz bir yanıt vermemesi durumunda, süreç otomatik olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na taşınabilecek.

Bu durumda başvuru sahibi doğrudan Bakanlığa müracaat ederek ruhsat sürecinin ilerlemesini talep edebilecek.

Belediyelerin başvuruya iki ay içinde herhangi bir ruhsat düzenlemesi yapmaması hâlinde, Çevre Bakanlığı sürece doğrudan müdahil olabilecek.

Başvuru Bakanlığa ulaştıktan sonra, belediyeye 15 gün süre tanınacak ve bu süre içinde ruhsatın neden verilmediğine dair resmi bir görüş bildirmesi istenecek.

Belediye bu süre içerisinde yanıt vermezse ya da verilen gerekçe yetersiz bulunursa, Bakanlık resen ruhsat verebilecek.

Yetki Dağılımında Netlik Sağlanıyor

Bu düzenleme, yerel yönetimlerin yetki alanlarını tamamen ortadan kaldırmıyor; ancak süreci hızlandırmak ve vatandaş mağduriyetini önlemek amacıyla merkezi idareye belirli durumlarda müdahale yetkisi tanıyor.

Özellikle yatırım süreçlerinin hızlanması, ekonomik faaliyetlerin sekteye uğramaması ve işletmelerin hukuki güvenceler içinde faaliyet gösterebilmesi için bu tür bir düzenleme ihtiyacının ortaya çıktığı belirtiliyor.

Yönetmelik taslağında dikkat çeken bir diğer önemli unsur ise hangi koşullarda Bakanlığın doğrudan ruhsat düzenleyebileceğinin açık ve net şekilde tanımlanması.

Bu sayede hem belediyelerin hem de işletme sahiplerinin yükümlülükleri ve hakları daha belirgin hale getiriliyor.

Yatırımcıya Güvence, Belediyeye Sorumluluk

Yeni yönetmelik taslağı, özellikle yatırımcılar açısından önemli bir güvence mekanizması olarak değerlendiriliyor.

Türkiye genelinde bazı belediyelerin ideolojik ya da yerel siyasi nedenlerle ruhsat süreçlerini ağırdan alması veya gereksiz şekilde uzatması, yatırımcılar açısından ciddi zaman ve maliyet kaybına yol açabiliyordu.

Bu durum, özellikle büyük ölçekli sanayi tesisleri, lojistik merkezleri, enerji projeleri gibi stratejik yatırımların önünde bir engel olarak ortaya çıkıyordu.

Yeni sistemle birlikte, yatırımcının sürece mahkûm edilmesi yerine, kamu idaresi içinde alternatif bir çözüm yolu sunulmuş oluyor.

Bakanlığın sürece dâhil olması sayesinde, hem yatırımcıların uğradığı mağduriyetler giderilebilecek hem de belediyeler görevlerini yerine getirme noktasında daha dikkatli davranmak zorunda kalacak.

Yerel ve Merkezi İdare Arasında Denge

Öte yandan, bu düzenlemenin yerel yönetimlerin yetki alanlarını daraltmadığı da özellikle vurgulanıyor. Aksine, belediyelerin asli görevleri olan ruhsat düzenleme süreçlerinin etkin şekilde işlemesi halinde, Bakanlık devreye girmeyecek.

Yani merkezi idarenin müdahalesi, yalnızca yerel yönetimin yükümlülüğünü zamanında yerine getirmemesi durumunda geçerli olacak.

Bu açıdan bakıldığında, yeni yönetmelik taslağı merkezi ve yerel yönetimler arasında daha dengeli ve tanımlı bir yetki paylaşımı modeli sunuyor.

Her iki taraf da kendi sorumluluk alanları dâhilinde hareket edecek ve bir tarafın işini yapmaması durumunda diğer taraf süreci tamamlayabilecek.

Kamu Yararı Öncelikli Yaklaşım

Yönetmelik taslağının genel ruhu, kamu yararının gözetilmesi ve bürokratik engellerin azaltılması esasına dayanıyor.

Gerek bireysel girişimcilerin gerekse büyük ölçekli firmaların faaliyet gösterebilmesi için gerekli yasal izinlerin zamanında verilmesi, ekonomik kalkınma açısından da büyük önem taşıyor.

Bu kapsamda, iş yeri açma ve çalışma ruhsatları gibi temel yasal belgelerin verilmesinde yaşanabilecek gecikmelerin önlenmesi, hem istihdamın artmasına hem de yerel ekonomilerin güçlenmesine katkı sağlayacak.

Ayrıca, kamu hizmetlerinin sürekliliği ve düzeni açısından da bu tür idari süreçlerin şeffaf, hızlı ve öngörülebilir şekilde işlemesi büyük önem taşıyor. Yeni taslak bu bakımdan önemli bir yapısal reform niteliği taşıyor.

Sektörlerden Olumlu Tepkiler

Henüz yürürlüğe girmemiş olan taslak metin, çeşitli sektör temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları tarafından da olumlu karşılanmış durumda.

Özellikle inşaat, enerji, sağlık ve perakende sektörlerinde faaliyet gösteren kuruluşlar, ruhsat süreçlerinde yaşanan belirsizliklerin yatırım planlarını sekteye uğrattığını sıkça dile getiriyordu.

Bakanlık devreye girme yetkisi sayesinde, bu belirsizliklerin minimize edilmesi ve daha öngörülebilir bir yatırım ortamının sağlanması bekleniyor.

Ayrıca, bu düzenleme ile birlikte ruhsat sürecinde karşılaşılan keyfi uygulamalara da son verilmesi hedefleniyor.

Belediye-meclis çatışmalarından kaynaklanan idari blokajlar, yatırımcıların kararlarını etkiliyor ve zaman zaman projelerin tamamen iptal edilmesine bile neden olabiliyordu.

Daha Etkin ve Şeffaf Bir Ruhsat Mekanizması

Hazırlanan yönetmelik taslağı, iş yeri açmak isteyen girişimciler ve yatırımcılar açısından daha hızlı, öngörülebilir ve hukuki güvencelerle donatılmış bir süreç vaat ediyor.

Aynı zamanda, yerel yönetimlerin sorumluluklarını daha etkin yerine getirmesi için bir denetim ve teşvik mekanizması da oluşturulmuş oluyor.

Kamu otoriteleri, ekonomik canlılık, istihdam artışı ve şehirlerin sürdürülebilir gelişimi açısından iş yeri ruhsat süreçlerinin büyük önem taşıdığını ifade ediyor.

Bu bağlamda, yeni yönetmelik taslağının hem vatandaş hem de kamu yararına hizmet edecek şekilde şekillendiği görülüyor.

Uygulamaya geçmesi halinde, bu düzenlemenin Türkiye genelinde yatırım iklimini olumlu yönde etkilemesi ve kamu hizmetlerinin daha hızlı bir şekilde sunulmasına katkı sağlaması bekleniyor.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, iş yeri açma ve çalışma ruhsatlarına dair mevcut yönetmelikte değişiklik öngören bir taslak hazırladı.

Yeni düzenlemeyle birlikte, Bakanlık’ın 3194 sayılı İmar Kanunu kapsamında sahip olduğu ruhsat verme yetkisinin hangi koşullarda kullanılacağına dair net kurallar getiriliyor.

Böylece hem kamu hem de özel sektör yatırımlarının hayata geçirilmesinde karşılaşılan idari engellerin aşılması hedefleniyor.

Taslağa göre, özel ya da kamuya ait bir yatırım ya da faaliyet için işletmecinin başvurusunun ardından iki ay içinde yetkili idare tarafından iş yeri açma ve çalışma ruhsatı verilmezse ya da başvuru olumsuz sonuçlanırsa, Bakanlık devreye girecek.

Bu durumda, işletmeci doğrudan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne başvurarak ruhsat talebinde bulunabilecek. İl müdürlüğü de başvuru üzerine ilgili belediyeden veya yetkili kurumdan görüş talep edecek.

15 Gün İçinde Cevap Zorunluluğu

İlgili yetkili idare, başvuruya neden olumlu yanıt verilmediğini açık ve ayrıntılı şekilde gerekçelendirmekle yükümlü olacak.

Bu gerekçeli görüş, en geç 15 gün içerisinde il müdürlüğüne sunulmak zorunda. Eğer bu süre içinde herhangi bir görüş bildirilmezse, ilgili idarenin başvuruya olumlu yaklaştığı kabul edilecek.

Bu durumda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın il müdürlükleri, doğrudan ruhsat verme yetkisini kullanabilecek.

Bu düzenlemenin amacı, iş süreçlerinde yaşanan gecikmeleri önlemek ve yatırımcıların bürokratik engellerle karşılaşmaksızın faaliyetlerini sürdürebilmelerini sağlamak olarak öne çıkıyor.

Özellikle belediyeler nezdinde yaşanan tıkanıklıkların aşılması için Bakanlık, daha etkin bir mekanizma kurmayı hedefliyor.

Halı Yıkama Tesislerine Yeni Standartlar

Hazırlanan yönetmelik taslağında sadece ruhsat süreçleri değil, bazı iş kollarına yönelik teknik düzenlemeler de yer alıyor.

Bu kapsamda halı yıkama işletmeleri için getirilen yeni kriterler dikkat çekiyor. Artık halı yıkama hizmeti sunacak işletmelerin en az 250 metrekare kapalı alana sahip olması şart koşulacak.

Bununla birlikte, bu işletmelerde müşteri siparişlerini almak, iletişim sağlamak ve kayıtları takip etmek amacıyla bilgisayar, tablet gibi dijital sistemlerin kullanılması zorunlu hale gelecek.

Ayrıca, toz dolabı, çırpmalı toz alma makinesi, döner fırçalı sanayi tipi süpürge ve yüksek vakumlu süpürge gibi ekipmanlar işletmelerde mutlaka bulunacak.

Yine bu tesislerde halıların kurutulması ve hijyenik koşullarda hizmet verilmesi için çeşitli teknik altyapıların sağlanması gerekecek.

Bunlar arasında kazan tipi ve rulo tipi santrifüj makineleri, halıdan su uzaklaştırma sistemleri (vakum vb.), güneşten, isten ve dumandan korunaklı açık alan halı askı sistemi ile ısı yalıtımlı kurutma odaları yer alıyor.

Ayrıca minimum 2 tonluk su deposu ve en az 1 metreküplük atık su çökeltme havuzu da zorunlu hale gelecek. Bu düzenlemeyle birlikte, sektörde hijyen ve çevre standartlarının artırılması amaçlanıyor.

Site Yönetimi Dijitalleşiyor: Bakanlık Denetimi Artıyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Kızılcahamam’da düzenlenen 5. Gayrimenkul ve Tesis Yönetim Zirvesi’nde yaptığı açıklamada, site yönetim hizmetlerinde dijitalleşme adımlarının atılacağını duyurdu.

Bakan Kurum, Türkiye genelinde milyonlarca insanın yaşam kalitesini etkileyen bu hizmetlerin artık daha profesyonel, kurumsal ve denetlenebilir bir yapıya kavuşturulacağını vurguladı.

Kurum’un verdiği bilgilere göre, site ve tesis yönetimi alanında faaliyet gösteren firmalar için bir sınıflandırma sistemi oluşturulacak.

Böylece her isteyen kişi ya da şirket, "yönetim şirketi" adı altında faaliyet gösteremeyecek. Yetkilendirme sürecinden geçmeyen firmalara izin verilmeyecek.

Bu düzenlemenin yanı sıra Bakanlık tarafından 7 gün 24 saat esasına göre çalışan bir denetim mekanizması da kurulacak.

Bu yeni sistem sayesinde, site sakinleri de şikayetlerini doğrudan Bakanlığa iletebilecek ve denetim talebinde bulunabilecek.

Kurum, “Sitede bir sorun yaşanıyorsa vatandaşımız doğrudan bize ulaşacak. Biz de anında müdahalede bulunacağız. Yönetimleri yılda en az bir kez denetleyeceğiz,” diyerek yeni sistemin proaktif olacağına dikkat çekti.

Aidatlara Müdahale: Haksız Uygulamalar Son Bulacak

Bakan Kurum’un üzerinde özellikle durduğu konulardan biri de site aidatları oldu. Türkiye'nin farklı şehirlerinde, özellikle büyük konut projelerinde aidatların yüksekliğinden şikayetçi olan vatandaşların sesine kulak veren Kurum, aidatlara çekidüzen verileceğinin sinyalini verdi.

“Aidat bedeli, evin taksitinden fazla olmamalı,” diyen Kurum, bu tür uygulamaların hem adaletsiz hem de yasal zemine aykırı olduğunu belirtti.

Bakanlık olarak bu durumları yakından takip edeceklerini ve gerekirse doğrudan müdahalede bulunacaklarını ifade etti.

Ayrıca, yeni kurulacak denetim sisteminin sadece şirketleri değil, bireysel hakları da koruyacak şekilde yapılandırılacağını dile getirdi.

Bu kapsamda, Türkiye genelinde aidat yükünün azaltılması ve vatandaşların daha sürdürülebilir yaşam koşullarına kavuşması hedefleniyor.

Bakanlık, bu doğrultuda hem yönetim şirketlerine hem de site sakinlerine rehberlik edecek bir mevzuat altyapısı oluşturmayı planlıyor.

Yatırımcının Önü Açılıyor, Vatandaşın Yükü Hafifliyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın hazırladığı bu kapsamlı taslak, hem yatırımcıların önündeki bürokratik engelleri kaldırmayı hem de vatandaşların günlük yaşamını kolaylaştırmayı amaçlıyor.

Ruhsat süreçlerinden site aidatlarına, teknik düzenlemelerden denetim mekanizmalarına kadar birçok başlıkta hayata geçirilecek yeni uygulamalar, daha etkin, şeffaf ve vatandaş odaklı bir yönetim modelinin sinyallerini veriyor.

Seks talebini reddeden modeli dövüp yüksekten attılar! Engin Altan Düzyatan'dan dudak uçuklatan servet! Kuruluş Osman'da kriz! Burak Özçivit dönemi bitti Kraliyet ailesinin acı günü! Ölü bulundu SGK açıkladı: Bu hastalığı olanlar emekli olabilecek Ünlü oyuncu dolandırıcılıktan gözaltına alındı!