Fitch uyardı: Türkiye borç piyasasında rekor artış, riskler kapıda

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye’nin finansal piyasalarına ilişkin güncel projeksiyonlarını paylaşarak, özellikle borç sermayesi piyasasına yönelik olumlu bir büyüme beklentisi sundu.

Fitch’e göre Türkiye’nin hem kamu hem de özel sektör tarafından ihraç edilen borçlanma araçları piyasası büyümeye devam edecek ve 2026 yılı itibarıyla toplam borç sermayesi hacminin 550 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

Bu öngörü, Türkiye ekonomisinin geçirdiği dalgalı döneme rağmen finansal altyapısının derinleşmeye devam ettiğini gösteriyor.

Fitch’in raporunda, Türkiye’nin borç sermayesi piyasasının son yıllarda istikrarlı bir genişleme kaydettiği belirtildi.

Bu büyümenin arkasında, kurumsal finansmana duyulan artan ihtiyaç, hükümetin finansman stratejisi, bankacılık dışı sektörlerdeki sermaye talebi ve küresel yatırımcı ilgisinin potansiyeli yatıyor.

Fitch, özellikle yerel para cinsinden ihraç edilen borçlanma araçlarının çeşitlenmesinin ve düzenleyici çerçevenin aşamalı olarak iyileştirilmesinin bu süreci desteklediğini ifade etti.

Sermaye Piyasalarında Derinleşme İhtiyacı

Türkiye’de borç sermayesi piyasası diğer gelişmekte olan ekonomilerle karşılaştırıldığında hâlâ gelişme aşamasında bulunsa da son dönemde kaydedilen ilerleme dikkat çekiyor.

Fitch, bu büyümenin yalnızca nominal olarak değil, yapısal olarak da devam edeceğini öngörüyor. Raporda, sermaye piyasalarının gelişmesiyle birlikte şirketlerin bankacılık sektörüne olan bağımlılığının azalacağı ve uzun vadede daha dengeli bir finansman mimarisinin ortaya çıkacağı vurgulanıyor.

Türkiye’de şirket finansmanının büyük bölümünün hâlâ banka kredilerine dayanması, borç sermayesi piyasalarını stratejik bir öneme taşıyor.

Fitch’e göre, bu dengenin zamanla daha çeşitlendirilmiş bir yapıya evrilmesi muhtemel. Özellikle büyük ölçekli şirketlerin uzun vadeli borçlanma araçlarını tercih etmesi, piyasanın kurumsallaşmasına ve standartların oturmasına katkı sağlıyor.

Küresel Piyasalarda Türkiye’nin Konumu

Fitch, Türkiye’nin küresel piyasalardaki payının henüz sınırlı olmakla birlikte artma eğiliminde olduğunu belirtiyor.

Yabancı yatırımcıların Türkiye’nin borçlanma araçlarına yönelik ilgisi dalgalı seyretse de son dönemde makroekonomik çerçevenin istikrar kazanması ve politika yapıcıların daha öngörülebilir adımlar atması bu ilgiyi güçlendirebilir.

Ayrıca Fitch, Türkiye'nin yüksek enflasyon döneminden çıkma konusunda ilerleme kaydetmesi hâlinde, ülkeye yönelik portföy akımlarının hızlanabileceğini ve finansal piyasalara erişimin genişleyebileceğini değerlendiriyor.

Bu bağlamda, 2026 için öngörülen 550 milyar dolarlık borç sermayesi hacmi, hem iç hem de dış yatırımcıların katkısıyla oluşacak bir genişlemeye işaret ediyor.

Hükümet ve Özel Sektörün Görevi

Raporda dikkat çeken bir diğer unsur, kamunun ve özel sektörün birlikte bu büyümeyi destekleyecek adımlar atıyor olması.

Hazine’nin düzenli borçlanma programları, kamu borç yönetimi politikalarının şeffaflaştırılması ve uluslararası piyasalara erişimin korunması, piyasaya güven sağlayan etkenler olarak öne çıkıyor.

Özel sektör cephesinde ise özellikle enerji, altyapı, perakende ve üretim gibi sektörlerin finansman ihtiyaçlarının artması borçlanma araçlarına talebi yükseltiyor.

Fitch, şirketlerin daha fazla tahvil ve bono ihracına yönelmesinin piyasanın derinleşmesine önemli katkı sunduğunu belirtiyor.

Riskler ve Belirsizlikler

Fitch’in raporu iyimser senaryolar sunarken, potansiyel risklere de değiniyor. Türkiye’nin yüksek enflasyon ortamından çıkış sürecinin hassasiyeti, küresel faiz politikalarındaki belirsizlikler ve jeopolitik riskler bu piyasaların büyümesini etkileyebilecek faktörler arasında gösteriliyor.

Özellikle ABD Merkez Bankası’nın faiz politikası, küresel likidite koşullarını doğrudan etkilediği için gelişmekte olan ülkelerin borçlanma maliyetlerinde belirleyici rol oynuyor.

Ancak Fitch, tüm bu değişkenlere rağmen Türkiye’nin finansal piyasalarının dayanıklılık gösterdiğini ve borç sermayesi piyasasının 2026’ya kadar istikrarlı biçimde büyüyeceğini vurguluyor. Kuruluş, yatırımcı güveninin artması hâlinde öngörülen rakamın dahi aşılabileceğini belirtiyor.

Fitch’in 2026 yılı projeksiyonları, Türkiye’de borç sermayesi piyasasının büyüme ivmesini koruyacağına işaret ediyor.

Piyasanın 550 milyar dolarlık hacme ulaşacağı beklentisi, finansal sistemin genişlediğini, sermaye piyasalarının geliştiğini ve şirketlerin daha fazla alternatif finansman kanalı kullanmaya yöneldiğini gösteriyor.

Bu, Türkiye ekonomisi için hem sürdürülebilir büyüme hem de finansal istikrar açısından kritik bir gelişme olarak değerlendirilebilir.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye’de borç sermayesi piyasasının son dönemdeki güçlü ivmesini ayrıntılı biçimde ele aldığı yeni raporunda, çeşitli risklere rağmen büyümenin sürdüğünü vurguladı.

Raporda yer alan verilere göre, borç sermayesi bakiyesi 2025 yılının üçüncü çeyreğinde yıllık bazda yüzde 19,5 artış göstererek 505 milyar dolar eşiğini aştı.

Fitch, bu büyümenin arkasında yüksek dış finansman ihtiyaçlarının, yaklaşan borç vadelerinin ve fonlama kanallarında çeşitlendirmenin etkili olduğunu belirtti.

Aynı zamanda piyasanın döviz kuru oynaklığı, faiz hareketleri, bölgesel jeopolitik gerilimler ve kalıcı yüksek enflasyon gibi risk unsurlarına karşı hassas olduğuna dikkat çekildi.

Fitch’in değerlendirmesinde, küresel düzeyde İslami finans ekosistemini izleyen Fitch Küresel İslami Finans Başkanı Bashar Al Natoor’un Türk sukuk piyasasına ilişkin analizleri de önemli bir yer tuttu.

Al Natoor, Türkiye’deki sukuk piyasasının 2025’in ilk dokuz ayında belirgin bir büyüme hızına ulaştığını, özellikle üçüncü çeyrekte gerçekleşen rekor artışın geleneksel tahvillerden daha hızlı büyüyen bir varlık sınıfı haline getirdiğini vurguladı. Bu hızlı genişleme eğilimi, Türk borç piyasası içindeki ağırlığının giderek arttığını gösteriyor.

Al Natoor, mali konsolidasyon politikalarına rağmen borç sermayesi ihracının özellikle ülke ihraçları tarafından yönlendirileceğini ve bu trendin önümüzdeki dönemlerde de sürebileceğini öngördü.

Bankalar ve şirketlerin, piyasa koşulları uygun oldukça fırsat bazlı ihraçlarla varlıklarını artırabileceğini belirten Al Natoor, Türkiye’nin finansal piyasalarının gelişen dinamiklerine işaret etti.

Fitch'in raporunda dikkat çeken bir diğer bölüm, Türkiye’deki dolar cinsinden sukuk stokunun derecelendirme kapsamıyla ilgiliydi. Kuruluş, ülkedeki dolar bazlı sukuk stokunun yüzde 91’ini derecelendirdiğini ifade ederken, bu sukukların yüzde 95’inin “BB-” seviyesinde notlandığını açıkladı. Tüm notların “Durağan” veya “Pozitif” görünümle desteklenmesi de piyasanın genel direncine dair olumlu bir işaret olarak sunuldu.

Borç sermayesi ihracı tarafında da güçlü bir hareketlilik göze çarpıyor. Fitch verilerine göre, 2025’in ilk dokuz ayında borç sermayesi ihracı yıllık yüzde 19,2 artışla 112,3 milyar dolara yükseldi.

Bu toplamın yaklaşık üçte ikisinin TL cinsinden gerçekleştirildiği, geri kalan bölümünün ise ağırlıklı olarak dolar üzerinden yapıldığı belirtildi.

Böylece hem yerel hem de dış piyasalara yönelik çok yönlü bir fonlama stratejisinin izlendiği ortaya konuldu.

Yurt dışı yatırımcıların Türkiye’nin yurt içi ülke tahvillerine olan ilgisi ise dalgalı bir görünüm sergiledi. 2025 üçüncü çeyrek sonunda yabancı yatırımcıların bu tahvillerdeki payı yüzde 7,1’e kadar geriledi.

Bu oran, 2024’ün üçüncü çeyreğinde yüzde 9,9 seviyesine çıkarak dört yılın en yüksek noktasına ulaşmıştı.

Yurt dışından gelen fonların payının düşmesine karşın, yerleşik bankalar yüzde 62’lik pay ile yurt içi devlet tahvillerinin en büyük yatırımcısı olmayı sürdürdü. Bu durum, yerel bankacılık sektörünün tahvil piyasasında istikrar sağlayıcı görev aldığını gösteriyor.

Fitch'in sunduğu ayrıntılı veriler, sukuk piyasasının büyüme hızını daha net ortaya koyuyor. Buna göre, sukuk bakiyesi üçüncü çeyrek sonunda yıllık yüzde 35,9 artarak 39,4 milyar dolara ulaştı.

Bu oran, tahvillerdeki yüzde 18,3’lük artışın iki katına yaklaşarak sukukun Türk borç sermayesi içinde giderek daha güçlü bir alternatif haline geldiğini doğruluyor. Piyasadaki toplam borç sermayesi içinde sukukun payı da artarak yüzde 7,8’e yükseldi.

Ayrıca Türkiye’de 2025'in ilk dokuz ayında gerçekleştirilen sukuk ihracı 12,8 milyar dolara ulaşarak, 2024 yılının tamamındaki toplam ihracı yüzde 8,9 oranında geride bıraktı.

Bu hacim, toplam borç sermayesi ihracının yüzde 11,4’ünü oluşturdu ve sukukun Türkiye finansal piyasalarının büyüme eğiliminde giderek daha merkezi bir görev üstlendiğini ortaya koydu.

Fitch’in raporu, Türkiye’nin borçlanma ve sermaye piyasalarında canlılığın devam ettiğini, aynı zamanda risklerin de belirgin olduğunu ortaya koyuyor.

Yüksek enflasyon, kur dalgalanmaları ve dış finansman baskısına karşın, sukuk dahil olmak üzere borçlanma araçlarının çeşitlendiği, fonlama kanallarının genişlediği ve piyasanın dinamik yapısını koruduğu vurgulanıyor.

Ela Rumeysa Cebeci'nin aylık kazancı ortaya çıktı! Patronlar Kulisi yazdı bakanlık harekete geçti Firari sanıklar ''tutuklanmama güvencesi'' istedi İşte 2025’te en çok kaybeden milyarderler Moda devleri yapay zekaya sarıldı! Uyuşturucu partisini ihbar eden bakın kim çıktı!