Engelsiz bir hayat için kapılar Gonca’ya açılıyor
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, engelsiz bir yaşam hayalini gerçeğe dönüştürdü. Hizmete alınan Gonca Engelsiz Yaşam Merkezi, yalnızca bir merkez değil, umut ve fırsatlarla örülmüş bir hayat alanı oldu. Büyükakın, “Burası bir gonca bahçesi. Buradan ne güller açacak hep birlikte göreceğiz” dedi.
This browser does not support the video element.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, özel gereksinimli bireyler ve aileleri için toplumsal farkındalıkla örülmüş çok özel bir projeye daha imza attı. Sosyal belediyecilikte örnek gösterilen vizyonu doğrultusunda hayata geçirilen Gonca Engelsiz Yaşam Merkezi, yalnızca bir rehabilitasyon alanı değil; bireylerin hayata karıştığı, becerilerini keşfettiği ve aidiyet duygusuyla güçlendiği bambaşka bir yaşam merkezi olarak İzmit’te hizmete açıldı.9 bin 600 metrekare açık, 6 bin 100 metrekare kapalı alan üzerinde kurulan merkez, her yaş grubundan ve her engel grubundan birey için özel olarak planlandı. Eğitimden istihdama, sanattan spora, psikolojik desteğe kadar yaşamın her alanını kapsayan yapı, Kocaeli’nin gönlünde filizlenen yepyeni bir umut oldu.
“BİR KAPIDAN GİRİYORSUNUZ, HAYAT BAŞTAN YAZILIYOR”
Başkan Tahir Büyükakın, merkez için duygusunu şu sözlerle aktardı:
“Gonca nasıl gülün başlangıcıysa, Engelsiz Yaşam Merkezi de hayatın çeşitli alanlarına açılan kapılar inşa ediyor. Bir kapıdan giriyorsunuz, markette alışveriş yapmayı öğrenen bir çocukla tanışıyorsunuz. Bir başka kapıdan girince kahvesini kendi yapabilen bir gencin baristalığa adım attığını görüyorsunuz. Spor, sanat, müzik, edebiyat. Her birey ‘Ben de varım’ diyor. Burası bir rehabilitasyon merkezi değil; burası hayata umutla tutunma alanı. Burası bir gonca bahçesi. Sevgiyle yapılan bu hizmetler bir gün gülistana dönüşür. Engelli bireyler kadar, onların ait olduğu aileler de bu yaşamın parçasıdır. Aileleri unutmadan, onları da bu merkezin içine dahil ederek farklılaşan bir anlayış geliştirdik.”
KALBİ ATÖLYELERDE ATAN BİR MERKEZ
Gonca Engelsiz Yaşam Merkezi’nin en canlı noktalarından biri de özel gereksinimli bireylerin aktif katılım sağladığı atölyeler. Özel gereksinimli bireylerin en çok vakit geçirdiği alanların başında atölyeler geliyor. Burada saç kesimi artık bir korku değil, özgüven kazandıran bir deneyime dönüşüyor. İlk kahvesini kendi elleriyle demleyen, kendi kurabiyesini pişiren bireyler, üretmenin ve paylaşmanın mutluluğunu doyasıya yaşıyor. Market ve kasiyerlik eğitimi sayesinde alışveriş pratiği kazanıyor, kasa kullanımıyla günlük yaşamda bağımsız hareket edebilmenin keyfini sürüyorlar. Stüdyo ve içerik üretim alanında kameralar karşısına geçip kendi hikâyelerini anlatan bireyler, özgüvenle seslerini duyuruyor. Bahçecilik ve el sanatları atölyelerinde ise doğayla, renklerle ve emekle temas ederek hem duyusal gelişimlerini destekliyor hem de iç dünyalarını sanatla ifade edebiliyor.
SANATTA, SPORDA, MESLEKTE: “BEN DE VARIM!”
Gonca Engelsiz Yaşam Merkezi’nde özel gereksinimli bireyler yalnızca destek almakla kalmıyor; sanatla, sporla ve meslek edinimiyle hayata karışıyor. Ritim, seramik, tiyatro ve resim atölyelerinde kendilerini özgürce ifade ederek “Sanatta ben de varım” diyorlar. Sporun hem bedensel hem de ruhsal katkısından faydalanan bireyler, 14 farklı branşta aldıkları eğitimlerle “Sporda ben de varım” diyerek güçleniyor. Meslek edinme yolunda da yalnız bırakılmayan bireyler; barista, reyon görevlisi, servis elemanı gibi alanlarda uygulamalı eğitimler alıyor, EKPSS hazırlık kursları ve mülakat teknikleri desteğiyle “İstihdamda ben de varım” demeye hazırlanıyor.
GÜÇLÜ İLETİŞİM: ENGELSİZ DİYALOG OFİSİ
Merkezin en yenilikçi adımlarından biri de bünyesinde kurulan Engelsiz Diyalog Ofisi. Bu birim, hem merkezin içinde hem şehir genelinde özel bireyler ve ailelerinin her türlü talep ve önerisini dinliyor. Geri bildirimler anında değerlendiriliyor ve hizmetlerin gelişimine yön veriyor. Aynı zamanda sosyal bir yol arkadaşlığı sunan bu ofis, merkezin yaşayan, gelişen bir yapıda kalmasına katkı sağlıyor.
AİLELER YALNIZ DEĞİL
Gonca, özel gereksinimli bireyleri desteklediği kadar ailelerine de kucak açıyor. Merkeze çocuklarını getiren anne babalar sosyalleşiyor, deneyimlerini paylaşıyor, birbirlerine umut oluyor. Böylece hem günlük yük hafifliyor hem de güçlü bir dayanışma ağı oluşuyor.