TÜİK’ten kritik gün: Enflasyonla birlikte zam oranları da belli olacak

Tahminler, aylık bazda enflasyonun yüzde 2 ile yüzde 3 aralığında gerçekleşeceği yönünde yoğunlaşıyor. Bu veri, hem vatandaşların alım gücünü hem de ekonomi yönetiminin para politikalarına yön verecek önemli bir gösterge olarak öne çıkıyor. Ekim enflasyonu aynı zamanda yıl sonu hedeflerine dair ipuçları da verecek.

Piyasada genel beklenti, tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) ekim ayında bir miktar artış göstereceği yönünde.

Özellikle gıda, enerji ve kira kalemlerindeki yükselişin bu dönemde etkili olduğu düşünülüyor. Ekonomistlerin yaptığı anketlere göre, aylık enflasyonun yüzde 2 ila 3 aralığında gelmesi bekleniyor. Bu oran, yıllık enflasyonun ise yüzde 67 ile 70 bandında şekillenebileceğine işaret ediyor.

Tahminler Ne Yönde?

Bazı uzmanlar, son dönemde döviz kurlarındaki görece istikrarın ve akaryakıt fiyatlarındaki sınırlı değişimin enflasyon artışını bir miktar yavaşlatabileceğini belirtiyor.

Ancak gıda fiyatlarındaki mevsimsel etkiler, kira artışları ve eğitim harcamalarındaki artışların bu yavaşlamayı sınırlayabileceği vurgulanıyor.

Merkez Bankası’nın Politikaları Açısından Kritik Veri

Ekim ayı enflasyon rakamı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) önümüzdeki dönem para politikası kararları açısından da büyük önem taşıyor.

Merkez Bankası, son Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faiz oranını yüzde 35 seviyesine yükseltmiş ve “sıkı para politikası duruşunun kararlılıkla sürdürüleceğini” vurgulamıştı.

Bankanın yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 65 seviyesinde bulunuyor. Dolayısıyla bugün açıklanacak veri, bu hedefin ne ölçüde tutturulabileceğini gösterecek önemli bir sinyal olarak değerlendiriliyor.

Finansal piyasalarda da dikkatler bu veriye çevrilmiş durumda. Beklentilerin üzerinde gelecek bir oran, faiz artışı beklentilerini güçlendirebilirken; beklentilerin altında kalacak bir veri, yılın son çeyreğinde enflasyonda kademeli bir yavaşlamanın başlayabileceği yönünde yorumlanabilir.

Vatandaşın Gündeminde Yüksek Fiyatlar

Enflasyon rakamları, yalnızca ekonomik çevrelerin değil, doğrudan vatandaşların da gündeminde. Son dönemde özellikle gıda ve barınma kalemlerinde yaşanan artışlar, hane bütçelerini zorlamaya devam ediyor.

Pazar ve market alışverişlerinde fiyatların aylık olarak bile ciddi şekilde değiştiğini belirten tüketiciler, maaş artışlarının hayat pahalılığı karşısında yetersiz kaldığını dile getiriyor.

Bu nedenle TÜİK’in bugün açıklayacağı rakamlar, toplumun geniş kesimleri için ekonomik gerçekliğin bir yansıması olarak yakından takip ediliyor.

Ekonomistler, resmi enflasyon oranının yanı sıra, vatandaşın hissettiği fiyat artışlarının da dikkate alınması gerektiğini vurguluyor. “Algılanan enflasyon” olarak adlandırılan bu kavram, günlük hayatın maliyetinin resmi verilerden daha yüksek hissedilmesine neden olabiliyor.

Yıl Sonu Hedefleri ve Beklentiler

Ekonominin genel seyri açısından Ekim verisi, yılın kalan iki ayına ilişkin beklentileri şekillendirecek.
Yılın başından bu yana kademeli olarak artış gösteren enflasyon, son aylarda baz etkisiyle yavaşlama sinyalleri vermeye başlamıştı.

Ancak bazı analistler, kasım ve aralık aylarında enerji fiyatlarındaki olası dalgalanmalar ve kamu zamlarının etkisiyle tekrar yukarı yönlü bir hareketin yaşanabileceğini öngörüyor.

Orta Vadeli Program’da (OVP) 2025 yılı için enflasyon hedefi yüzde 36, 2026 için ise yüzde 14 olarak açıklanmış durumda.

Bu hedeflere ulaşılabilmesi için fiyat istikrarını destekleyecek sıkı para politikasının önümüzdeki dönemde de sürdürülmesi bekleniyor.

Uzmanlardan Değerlendirmeler

Ekonomist Dr. Selim Kıraç, ekim enflasyonuna ilişkin yaptığı değerlendirmede şunları söylüyor: “Kur geçişkenliğinin azaldığı, talep tarafının da bir miktar dengelendiği bir dönemdeyiz. Ancak hizmet enflasyonu hâlâ yüksek seyrediyor. Bu nedenle, yıllık bazda düşüş süreci yavaş ilerleyecek.”

Bir başka uzman olan Finans Analisti Elif Yalçın ise, özellikle kira artışlarının ve özel okul ücretlerinin etkisine dikkat çekiyor: “Konut maliyetleri hâlâ yüksek ve hizmet sektöründe fiyat ayarlamaları sürüyor.

Bu da enflasyonun alt kalemlerinde kalıcı baskı oluşturuyor.” TÜİK’in bugün açıklayacağı Ekim ayı enflasyon verisi, sadece bir ekonomik gösterge değil, aynı zamanda yılın geri kalanına dair beklentileri şekillendirecek kritik bir dönüm noktası olarak görülüyor.

Piyasalar, ekonomi yönetimi ve vatandaşlar saat 10.00’da açıklanacak rakamı merakla bekliyor. Gelen verinin, hem fiyat istikrarı politikalarının başarısını hem de 2025 yılına girerken Türkiye ekonomisinin yönünü belirlemede önemli görev alması bekleniyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), merakla beklenen Ekim ayı enflasyon rakamlarını bugün saat 10.00’da kamuoyuyla paylaşacak.

Açıklanacak veriler yalnızca fiyat artışlarını değil, aynı zamanda 2026 yılında uygulanacak vergi, harç ve ceza oranlarını da doğrudan etkileyecek olması nedeniyle büyük önem taşıyor.

Ekonomistlerin yaptığı tahminlere göre, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Ekim ayında yüzde 2,69 oranında artış gösterecek.

Bu beklenti, enflasyondaki artışın önceki aylara kıyasla daha sınırlı olacağına işaret ediyor. Buna bağlı olarak, yıllık enflasyon oranının da yüzde 33,29’dan yüzde 33,05’e gerilemesi öngörülüyor.

Böyle bir tablo, fiyat artışlarının hızında bir miktar yavaşlama olabileceğine işaret etse de, uzmanlar bunun kalıcı bir düşüş anlamına gelmediğini vurguluyor.

12 Aylık Ortalama Enflasyon Vergi ve Harç Artışlarını Belirleyecek

Ekim ayı verileriyle birlikte Yeniden Değerleme Oranı (YDO) da netleşmiş olacak. Bu oran, devletin uyguladığı birçok mali kalemin vergi, harç, ceza ve benzeri yükümlülüklerin bir sonraki yıl ne kadar artacağını belirleyen temel kriter olarak öne çıkıyor.

YDO, yurtiçi üretici fiyat endeksinin (Yİ-ÜFE) son 12 aylık ortalamasına göre hesaplanıyor. Dolayısıyla, TÜİK’in bugün açıklayacağı rakamlar yalnızca ekonomik analizlerde değil, vatandaşın cebinde de somut sonuçlar doğuracak.

Bu kapsamda, Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV), emlak vergisi, trafik cezaları, pasaport ve ehliyet harçları gibi kalemler, yeni yılda bu oran kadar artırılacak.

Örneğin, 2024 yılı başında YDO yüzde 58,46 olarak belirlenmişti. Bu yıl ise oranın yüzde 60 civarında gerçekleşmesi bekleniyor.

Dolayısıyla, araç sahiplerinden pasaport yenilemek isteyenlere kadar geniş bir kesim, bu artışlardan doğrudan etkilenecek.

Merkez Bankası’nın Politikası İçin de Yol Gösterici Olacak

TÜİK’in açıklayacağı enflasyon rakamları, yalnızca fiyat istatistikleri açısından değil, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) para politikası açısından da kritik öneme sahip.

Merkez Bankası, geçtiğimiz ay düzenlenen Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini yüzde 1 oranında indirerek 29,5 seviyesine çekmişti.

Ancak Banka, karar metninde enflasyonla mücadelede kararlı duruşunu sürdüreceğini vurgulamış ve sıkı para politikasına devam edileceği mesajını vermişti.

Ekonomistler, Ekim ayı enflasyonunun beklenenden yüksek gelmesi halinde TCMB’nin Aralık toplantısında faiz indirimi sürecini yavaşlatabileceğini düşünüyor.

Buna karşın, fiyat artışlarının öngörülenden düşük gerçekleşmesi, Banka’ya yeni bir indirim alanı yaratabilir. Bu nedenle, bugün açıklanacak veriler para politikasının yönü açısından da belirleyici olacak.

Gözler 7 Kasım’daki Enflasyon Raporunda Olacak

Merkez Bankası, 7 Kasım Cuma günü yılın dördüncü ve son Enflasyon Raporunu kamuoyuna sunacak. Rapor, yıl sonu enflasyon tahminlerini, fiyat gelişmelerine ilişkin riskleri ve Banka’nın gelecek döneme ilişkin para politikası duruşunu ayrıntılı biçimde ortaya koyacak.

Uzmanlar, raporun hem iç hem dış piyasalarda yakından izleneceğini belirtiyor. Özellikle, kur hareketleri, enerji fiyatları ve küresel ekonomik görünüm gibi unsurların Türkiye’deki fiyat artışları üzerindeki etkisi analiz edilecek.

Merkez Bankası’nın daha önce yayımladığı üçüncü raporda, 2025 yılı sonu enflasyon tahmini yüzde 33 düzeyinde öngörülmüştü. Yeni raporda bu tahminin güncellenip güncellenmeyeceği de merak konusu.

Ekonomistlerden Farklı Senaryolar

Bazı ekonomistler, Ekim ayında yaşanan gıda ve enerji fiyatlarındaki ılımlı seyir nedeniyle enflasyonda düşüş eğiliminin devam edebileceğini savunuyor.

Özellikle sebze-meyve fiyatlarında görülen gerilemenin genel fiyat endeksine olumlu yansıması bekleniyor.

Buna karşın, döviz kurlarındaki oynaklık ve küresel emtia fiyatlarındaki artışın, üretici maliyetlerini yukarı çekerek önümüzdeki aylarda tüketici fiyatlarını yeniden baskılayabileceği yönünde uyarılar da yapılıyor.

Ayrıca, yıl sonuna doğru artan kamu harcamaları ve asgari ücret tartışmalarının, beklentiler üzerinde etkili olabileceği belirtiliyor.

Vatandaşın Gündeminde Fiyatlar ve Alım Gücü Var

Ekonomik göstergelerin ötesinde, enflasyonun günlük yaşama yansıması vatandaşın en çok hissettiği konu olmaya devam ediyor.

Gıda, kira ve ulaşım gibi temel kalemlerdeki artışlar, alım gücünü doğrudan etkiliyor. Bu nedenle TÜİK’in bugün açıklayacağı rakamlar yalnızca piyasa aktörleri için değil, toplumun tüm kesimleri için yakından takip ediliyor.

Uzmanlar, fiyat istikrarının sağlanabilmesi için para politikasının maliye politikasıyla uyumlu şekilde sürdürülmesinin önemine dikkat çekiyor.

Enflasyonun kontrol altına alınması halinde, uzun vadede yatırım ortamının güçleneceği ve ekonomik güvenin yeniden tesis edileceği ifade ediliyor.

Bugün açıklanacak Ekim ayı enflasyon verileri, hem ekonomik görünümün yönünü hem de 2026’da vatandaşın ödeyeceği vergiden günlük yaşam maliyetine kadar birçok alanı etkileyecek. Gözler sabah saat 10.00’da TÜİK’ten gelecek rakamlarda olacak.