BIST 100’de satış fırtınası: Küresel belirsizlik endeksi vurdu

Gün sonunda endeks, yatırımcılardaki temkinli duruşun da etkisiyle sert bir gerileme yaşadı ve yüzde 1,21 oranında değer kaybederek 9.398,93 puandan kapanış gerçekleştirdi.

Sabah Seansı: Hafif Düşüşle Başlangıç

Güne 9.494,13 puan seviyesinden başlayan BIST 100 endeksi, açılış itibarıyla yüzde 0,21 oranında bir düşüş sergiledi.

İlk işlemler, yatırımcıların piyasayı dikkatle izlediği ve büyük hacimli alım-satım işlemlerinden kaçındığı bir atmosferde gerçekleşti.

Açılışta gözlenen sınırlı gerileme, küresel piyasalardaki kararsız seyrin ve iç piyasaya dair belirsizliklerin bir yansıması olarak yorumlandı.

Günün İlk Yarısı: Satışların Etkisiyle Geri Çekilme Derinleşti

İlk yarıda satışların kademeli olarak artması, endeksin değer kaybını hızlandırdı. Öğle saatlerine gelindiğinde BIST 100, yüzde 0,58 oranında gerileyerek 9.458,67 puana kadar düştü.

Bu dönemde özellikle banka hisselerinde gözlenen satışlar, genel piyasa üzerindeki baskının artmasında etkili oldu.

Endeksin bu düşüşü, yatırımcıların temkinli pozisyon almayı tercih ettiği ve yeni pozisyon açmakta isteksiz davrandığı bir ortamı yansıttı.

İkinci Yarı: Satış Baskısının Artışı ve Sert Düşüş

Öğleden sonra piyasada satış baskısının daha da belirginleştiği gözlendi. Günün ikinci yarısında yatırımcıların riskten kaçınma eğilimi artarken, endeksteki gerileme hız kazandı.

Özellikle günün son saatlerinde artan satış dalgası, endeksin 9.400 puan seviyesinin altına sarkmasına neden oldu.

Gün sonuna gelindiğinde BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre yüzde 1,21’lik düşüşle 9.398,93 puana geriledi.

Bu kapanış, hem teknik hem de psikolojik açıdan önemli bir destek seviyesinin altına inilmesi anlamına gelirken, yatırımcılar arasında tedirginliğin artmasına yol açtı.

Teknik analiz yapan yatırımcılar, bu seviyenin altındaki kapanışın, önümüzdeki günlerde düşüş eğiliminin devam edebileceği yönünde sinyaller verdiğini belirtiyor.

Piyasa Dinamikleri ve Etkenler

Günün genelinde etkili olan satışların ardında birkaç temel faktör öne çıktı. Öncelikle, küresel piyasalarda faiz politikalarına dair belirsizliklerin yeniden gündeme gelmesi, yatırımcıları riskli varlıklardan uzaklaştırma eğilimine itti.

ABD Merkez Bankası (Fed) yetkililerinden gelen temkinli açıklamalar, faiz indirimlerinin beklendiği kadar hızlı gerçekleşmeyebileceğine işaret etti.

Bu gelişmeler, gelişmekte olan piyasalarda olduğu gibi Türkiye’deki borsa yatırımcılarını da olumsuz etkiledi.

Öte yandan, döviz kurlarındaki hareketlilik ve yurt içi ekonomik veriler de yatırımcıların kararlarında belirleyici oldu.

Özellikle enflasyonun seyri, Merkez Bankası'nın para politikasına ilişkin beklentiler ile birleştiğinde piyasalarda dalgalanmalara neden oldu. Bu belirsizlik ortamı, kurumsal ve bireysel yatırımcıların daha temkinli hareket etmelerine yol açtı.

Hacim ve Sektörel Görünüm

Gün boyunca işlem hacmi sınırlı kalırken, hisse bazında dalgalı bir görünüm sergilendi. Özellikle bankacılık ve holding sektörlerinde satışlar öne çıkarken, bazı sanayi hisselerinde dirençli bir duruş görüldü. Ancak genel eğilim, düşüş yönündeydi.

Endeksin yüzde 1,21 oranında değer kaybettiği günde, işlem hacmi de son günlerin ortalamasının altında seyretti.

Bankacılık endeksindeki değer kaybı, BIST 100’ün genelindeki düşüşü derinleştiren en önemli faktörlerden biri olarak öne çıktı.

Özellikle büyük ölçekli bankalarda görülen satışlar, endeksin seyrini aşağıya çeken temel etkenlerden oldu.

Yatırımcı Psikolojisi ve Beklentiler

Günlük bazda yaşanan bu düşüş, yatırımcılar arasında belirsizliğin yeniden ön plana çıkmasına neden oldu.

Kısa vadeli yatırımcılar açısından teknik seviyelerin önemi artarken, orta ve uzun vadeli yatırımcılar daha çok makroekonomik gelişmelere odaklanmayı sürdürüyor.

Analistler, önümüzdeki günlerde BIST 100 endeksinin 9.300 – 9.500 puan aralığında dalgalı bir seyir izleyebileceğini belirtiyor.

Ayrıca, yurt içi siyasi gelişmeler ve açıklanacak ekonomik verilerin, piyasa üzerindeki etkisi yakından takip edilecek.

Küresel Etkiler ve Türkiye Piyasalarına Yansıması

Küresel piyasalarda yaşanan dalgalanmalar, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin borsalarını doğrudan etkilemeye devam ediyor.

Özellikle dış kaynak girişlerinin zayıflaması ve dolar/TL kurundaki oynaklık, yabancı yatırımcılar açısından Türkiye piyasalarındaki risk algısını artırıyor. Bu durum, BIST 100 endeksinin performansına da yansıyor.

Ayrıca, Avrupa ve ABD piyasalarında açıklanan makroekonomik veriler, uluslararası yatırımcıların pozisyonlarını yeniden değerlendirmelerine neden oluyor. Bu bağlamda Türkiye piyasası da küresel trendlerden bağımsız bir seyir izlemekte zorlanıyor.

BIST 100 endeksi, günü sert sayılabilecek bir düşüşle kapatarak yatırımcılar arasında tedirginliğe yol açtı. Gün boyunca etkili olan satış baskısı, hem teknik seviyelerin altına inilmesine hem de piyasa genelinde negatif bir hava oluşmasına neden oldu.

Ancak, bu tür geri çekilmeler piyasa dinamiklerinin doğal bir parçası olarak değerlendirilmelidir. Özellikle orta ve uzun vadeli yatırımcılar için bu tür düzeltmeler, yeni alım fırsatları olarak değerlendirilebilir.

Piyasanın önümüzdeki günlerde nasıl bir yön izleyeceği ise, hem küresel hem de yurt içi gelişmelere bağlı olarak şekillenecek.

Bu bağlamda yatırımcıların, piyasa haberlerini ve ekonomik verileri yakından takip etmeleri, risklerini çeşitlendirmeleri ve duygusal kararlar yerine stratejik yaklaşımlar benimsemeleri önem taşımaktadır.

Dün Borsa İstanbul'da yatırımcıların satış yönlü işlemleri ön plana çıkarken, BIST 100 endeksi günü sert bir düşüşle kapattı.

Yüzde 1,60 oranında değer kaybeden endeks, 9.514,01 puandan başladığı günü 9.398,93 seviyesinden tamamladı.

Güne negatif bir başlangıç yapan BIST 100 endeksi, önceki günün kapanışına göre 19,87 puanlık bir gerilemeyle 9.494,13 puandan açıldı.

Açılış sonrası seansın ilk yarısında da düşüş eğilimini sürdüren endeks, saat 13.00 itibarıyla 55,33 puanlık kayıpla 9.458,67 puana kadar indi. Bu düşüş, yüzde 0,58’lik bir azalışa işaret etti.

İkinci Yarıda Satışlar Derinleşti

Günün ikinci yarısında satış baskısı artarken, küresel piyasalarda devam eden belirsizlikler ve ABD kaynaklı ekonomik endişeler, yatırımcıların risk iştahını azaltarak satışların hızlanmasına yol açtı.

BIST 100 endeksi, günü toplamda 115,08 puanlık bir kayıpla 9.398,93 puandan tamamladı. Bu da yüzde 1,21 oranında bir düşüşe karşılık geldi. Gün boyunca Borsa İstanbul'daki toplam işlem hacmi yaklaşık 83 milyar Türk lirası olarak gerçekleşti.

Hisseler Arasında En Dikkat Çekenler

Günün en çok kaybettiren hissesi, yüzde 5,68 oranında düşüş yaşayan Vestel (VESTL) oldu. Öte yandan en fazla değer kazanan hisse ise Enerya Enerji (ENERY) oldu.

ENERY hisseleri, günü yüzde 6,39'luk bir yükselişle tamamlayarak yatırımcısına en yüksek getiriyi sağladı.

Sektörel Endekslerde Düşüş Yaygın

Endeksler bazında incelendiğinde, bankacılık sektörü yüzde 0,88, holding endeksi yüzde 1,66 ve sanayi endeksi ise yüzde 1,14 oranında değer kaybetti.

En fazla düşüş yaşayan sektör ise spor oldu. Spor endeksi, yüzde 3,44’lük bir kayıpla dikkat çekerken, inşaat sektörü ise yüzde 1,83 artışla en fazla yükselen sektör endeksi olarak öne çıktı.

Teknik Seviyelerde Son Durum

Teknik analiz açısından değerlendirildiğinde, BIST 100 endeksi için 9.300 ve 9.200 puan seviyeleri kısa vadeli destek noktaları olarak öne çıkarken, yukarı yönlü hareketlerde 9.600 ve 9.700 puan seviyeleri direnç olarak izleniyor.

Analistler, bu seviyelerin aşılması veya kırılması halinde endeksin yönü açısından belirleyici olabileceğini vurguluyor.

Küresel Belirsizlikler Baskı Yaratıyor

Küresel piyasalarda, özellikle ABD’nin mali görünümüne ilişkin belirsizliklerin piyasalar üzerinde olumsuz etkisi devam ediyor.

ABD Merkez Bankası (Fed) yetkililerinden gelen açıklamalar da yatırımcıları temkinli olmaya yöneltiyor. Fed yetkililerinin, tarifelerin ekonomik faaliyetleri yavaşlatabileceği ve bu durumun enflasyonist baskıları artırabileceği yönündeki değerlendirmeleri, piyasalarda risk iştahını baskılayan unsurlar arasında yer alıyor.

Yoğun Veri Gündemi Takip Edilecek

Analistler, yatırımcıların dikkatini yarın açıklanacak makroekonomik verilere çevirdiğini belirtiyor. Türkiye içinde, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından yılın ikinci Enflasyon Raporu’nun açıklanması bekleniyor.

Bu raporun yanı sıra iktisadi yönelim istatistikleri, reel kesim güven endeksi ve imalat sanayi kapasite kullanım oranı da yurt içi gündeminde öne çıkıyor.

Yurt dışında ise ABD’de 2. el konut satış verileri, haftalık işsizlik maaşı başvuruları ve hem ABD hem de Avrupa’da yayımlanacak imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verileri, yatırımcıların yakın takibinde olacak.

Bu veriler, hem küresel büyüme dinamikleri hem de merkez bankalarının gelecekteki adımları açısından önemli ipuçları sunabilir.

TCMB'nin Enflasyon Beklentileri

TCMB Başkanı Fatih Karahan, yılın ilk Enflasyon Raporu bilgilendirme toplantısında yaptığı açıklamada, enflasyonun gelecekteki seyriyle ilgili projeksiyonlarını paylaşmıştı.

Karahan, 2025 yıl sonu için enflasyon tahminlerini yüzde 24 seviyesinde öngördüklerini belirtmişti. 2026 yılı sonunda ise bu oranın yüzde 12’ye düşmesini beklediklerini dile getiren Karahan, 2027 yılında enflasyonun yüzde 8’e gerileyerek, orta vadede yüzde 5 civarında istikrar kazanmasının hedeflendiğini vurgulamıştı.

Bu açıklamalar, Merkez Bankası’nın fiyat istikrarına yönelik kararlılığını ve sıkı para politikası duruşunu devam ettirme niyetini ortaya koyarken, piyasalar bu hedeflerin tutturulup tutturulamayacağı konusunda dikkatle izlemeye devam ediyor.

Son dönemde küresel piyasalarda yaşanan dalgalanmalar, gelişmekte olan ülke borsaları üzerinde baskı oluşturuyor.

Özellikle ABD’de para politikasına ilişkin belirsizlikler ve ekonomik görünümdeki kırılganlıklar, yatırımcı davranışlarını etkiliyor.

Türkiye özelinde ise, TCMB’nin sıkılaştırıcı adımları ve enflasyonla mücadeledeki duruşu dikkatle izleniyor.

BIST 100 endeksinde kısa vadede satış baskısının sürebileceği, ancak teknik destek seviyelerinin korunması halinde tepki alımlarının gelebileceği belirtiliyor.

Yeni haftada açıklanacak hem yurtiçi hem de yurtdışı makroekonomik veriler, piyasaların yönü açısından belirleyici olabilir.